En Sıcak Konular

Bir Zamanları Hatırlıyorum

21 Ekim 2019 09:05 tsi
Bir Zamanları Hatırlıyorum Bir Zamanları Hatırlıyorum

BİR ZAMANLARI HATIRLIYORUM

Bir zamanlar olmuştu bu güzellikler,asalet dolu hayat ve bir zamanlarda kalmadı unutulmadı gönlünde yaşayanlar hatırlayanlar var.Onları seziyorum. 

O’nun orada boyu çok uzundu diğer herkesten de uzundu. Saçları gümüşi beyazla dolunay rengi arasındaydı.Elbisesi bulunulan anın manasına göre renk almakla birlikte öz rengi kurşuni ile siyaha yakındı diye hatırlıyorum.Saçları da çok uzundu.Bazı takıları vardı ama şu an hatırlayamıyorum.

 Bir göğümüz vardı. Birbiri ile uyumlu,dost birkaç gökyüzünün birliği idi bu gökyüzümüz.Aslında bizim yüzümüzdü.Bizim yüzlerimizin gök olmuş hali idi.Bir yurdun,ülkenin nasıl tanımlanır? Bir oranın tabiatı iki üzerinde kurulan yerleşimler diye iki ayrı şekilde düşünülür. Bizim yurdumuz öyle değildi. Biz O’nun töresinde birdik. Yurdumuzun ışıkları. 

Işığımız ağaçlardan gelirdi. Işığımızın kaynağı görünmeden doğardı.İçimizdeki güzel duyguların ki içimizde güzel olmayan duygu yoktu.(Daha doğrusu çirkinlik kavramı yoktu) İçimizdeki güzel duyguların rengine bürünürdü ışıklarımız.Işığımızın kaynağı O’ndan idi(1).Biz nerden geldiğini bilirdik(2). O’nun Kutsal Beyaz Işığından gelenin kökü,kaynağı görülür mü? Görünemeyen ama sevilen bilinen değil midir Rahman ve Rahim’in o sonsuz sevgisi,esirgemesi,bağışlaması. 

Bu ışıklar misafir değil de hep birlikte olduklarımız idi. 

Yurdumun,dünyamın sakinlerinin içinde olan her şeyin güzelliği kendiliğindenmiş gibi gelmesin.O’ndan idi (4) Kısacası yurdumuzun ışığı bereket idi.Göklerden gelirdi,ağaçlardan gelirdi,taşlardan gelirdi,oranın sakinlerinden gelirdi,O dağdan gelirdi,sudan gelirdi,tohum kadar hardal tanesi kadar küçük inci gibi taşlardan gelirdi.O’ndan gelirdi.O’nun güzelliği bereketlendirmesinden gelirdi. ‘’Ben bilinmeyen bir hazine idim bilinmek istedim’’ 

Suyumuzun arılığı,taşlarımızın marifetleri,zümrüt kayalıklarımızın,safir renginde taşlardan burçlarımızın içinde kodlanmış hazineler,toprağımızın  görünmeyen ama var olan ışığı vardı.

O ‘’ Hayatın güzelliği hayatın sahibinden (Hayy) gelir.O yüzden toprak ta ışık verir ama görünmez.’’

Demişti.Kuşlarımızın kanatlarının ışığı,ışık huzmeleri O’nu anlatırdı.Hal diliyle yurdumuzun her şeyi Tengri’yi anlatırdı.O demişti ki:Anlata anlata bitmez,sonsuzca anlat bitmez.Sonsuz anlatma ötesidir O.Yurdumuzun güzelliği de işte bu yüzden bitmez. 

Çok dağınık çok çok dağınık oluyor affedin.Beni hiçbir şey de sanmayın. 

Orada olanlar buralarda geçmedi bu kainatta da geçmedi. 

Biraz tekrar olacak ama içimin içinden geldi.Suyumuz hep arı idi.Kir,pislik,toz,çamur gibi kavramlar ve oluşumlar yoktu.Doğrusunu Allah ve bildirdikleri bilir kanımca gölge,toz,pislik,çöp,vs gibi oluşumlar ışık,toprak,su,ağaç,yeşil,gök kısacası dengeye ait töreye uyulmadığında peyda oldu.Suyumuzun arılığı ışık yayardı.Nedir bu arılığın ışığı diye sormuştum O’na.Verdiği cevabı burada Tek’in Birlerinden,Tek’in Birliğinden  bir güzeller güzeli isimden duymuştum.(Onlar O’nun aşkında O’nun huzurunda Birler daim) 

’Su temizdir ama temizleyici değildir.Temizleyen Allah’tır’’.(5) Su temizdir ama temizleyici O’dur. 

Yurdumuzun suyu temiz en temiz yaratan ve hep temiz tutabilecek olana aşık olanlar içindi.Yurdun hepsi temizleyicinin o olduğunu bildiği için suyumuz hep arıydı ve hep ışık saçardı.O yurdun tüm ışıkları Tengrinin  Töresine gönülden,kalpten bir olarak  uyulduğu için     şifalı,sevindirici,güçlendirici,binbir güzel duygu verici idi. 

Suyumuzun ışığı O’nu bildiğimiz için doğardı,gelirdi,görünür olurdu.Ağaçlarımızın ışığı o güzeller güzeli ağaçtan gelirdi.Yaşam vereni,hayatın sahibini bildiğimiz için.Marifet dolu taşlarımız geçmişe,şimdiye,geleceğe,zamansıza aslında mühlete kerem olduğu için o yurd ilk durağıydı deyim yerindeyse.Zümrüt Kayalıklarımızın,gök denizlerimizin,gök kalelerimizin,incinin atası küçük taşlarımızın,çiçeklerimizin hepsinin ışığı O’nun hakikatlerinden doğup görünür olmuştu. 

Doru bir at görünümüne giren akarsularımızın göklere gidip çoşkuyla geri dönüşlerini hatırlıyorum. 

Bulut taylar vardı.Çoğunu sözcüklere dökemiyorum. 

O’nu burada ilk gördüğümde içimde anlamlı olduğunu bildiğim ama ne olduğunu bilmediğim bir dilde konuşmalar geçmişti.Şöyle düşünün içinizden hiç duyulmamış bir dille konuşuyorsunuz ama siz de bu dili bilmiyorsunuz.O’nun ve diğerlerinin çok çetin savaşları olmuştu.Nasıl anlatayım.Bir kere birazını hatırlatmıştı nasibi veren.Tengrinin Türkünü okumuştum.İçimden büyük kahramanlıklar yapıyor ve Allah’ın izniyle yapmaya devam edecek diyenleri duymuştum.İçimden O’nun ve diğerlerinin daha büyük ,anlatılması çok zor savaşları olmuştu hatırlıyorum demiştim.O’nun ve diğerlerinin orada verdikleri savaşı çok az da olsa hatırlayıp görmüştüm.

Kılıcıyla havada süzülürken.Düşman geldiğinde kendi çirkinliği çirkin renkler olarak zuhur edip bizim göğümüzü boğmaya kalkmıştı.Güzel göklerin çirkinliklerle olan kavgasını nasıl desem.Çok çirkinlerdi,çok kalabalıklardı.

Bu gerçekle yaratılanların, nasıl düşman üzerine atıldığını,dağıyla,taşıyla,suyuyla,her şeyiyle  nasıl kirletmeye örtmeye kalkanlara saldırdıklarını ama tamamıyla hatırlayamıyorum.Geldiklerine pişman oldular aslında çoğu pişman olmaya bile fırsat bulamadı.

‘’Buraya tekrar gelmelerinden korkmayız O’na aşığız,O’nun dileğine vurgunuz.Fakat bu yenilenler başka oluşlarda başka yaşamlarda başka günlerde  oralardakilere saldıracaklar.Üstelik pek çok defa.Gidelim durduralım onları’’ dedi O ve diğerleri bir olarak.Bir olarak kabul ettiler.Hepsi hep birdi O’nda.

Bir zamanlar var olan yurd… 

Bir yurd düşünün ki bir tek nesne bile yersiz durmasın.Her şeyin gerçek güzel olduğu bir yurd.Böyle bir insicamı bu cehaletimle nasıl anlatayım.Gök kalelerimiz gök evlerimiz idi.Çocukken gözümde canlandıklarını hatırlıyorum.Başını yukarı kaldırıp bakmak gibi.Bakınca yüce bir kartal başı ,bakınca göklere sarılmış bir çift kol,bakınca o yüce Pars Börünün o yurda bağışladığı çoçukları gibi görünürdü gök kaleler. 

Gök denizleri hatırlıyor musun? Peki karanlık olmayan geceyi ? O’nun sonsuz kereminin tecellisi de bitmez.Işığın,rengin tüm güzellikleri ayrı ayrı görülsün şereflendirilsin diye oluşan karanlık olmayan gece,hasta etmeyen soğuk dolunay mavisi gece,ışığın dans eder gibi gelip bizi kucakladığı sabahlar,  Ve daha niceleri… 

Hatırlıyor musun? 

En az hatırlayan benim ve yazan da  benim.Ben yokum biz varız.Biz olacağız.İlk cümleyi cehalet sayın. 

Evlerimizi hatırlıyor musunuz? 

Kristal kentler evimizdi,yapraklar evimizdi,yüce ağaçlar evimizdi,gökten gelen kurumayan damlalar evimizdi,ışıklar evimizdi.Biz birbirmize evdik birbirimize hep kol kanat gererdik.Hatırlıyorsunuz değil mi? 

Oradakilere ve her yerdekilere kim kol kanat gerdi? (6) 

Ağaçlardan ışık gibi kuşlar çıkar,yurdu ışıldatır,güzellikleri o kanat vuruşlarıyla anlatır.Yurda katılırlardı.

 Burada ‘’Her şey insan içinse insan ne için’’ yazmıştı.(7) 

Orada ‘’ Her şey insan için,insan her şey için,hepsi bir insan.Hepsi,hepimiz O’nun sevgisinin içinindir.’’demişti. 

Ve şimdi burada yağmur yağıyor.Hatırladım dediğini. 

‘’Yağmur (kerem) ile düştüğü yaprak,yer,kişi,hepsi aslında kavuşmaz.Çünkü hepsi keremdir aslında .Kerem parçalanır mı? Asla kerem sahibi sonsuz kerem sahibi olan Tek Tengridir.Keremi de birdir.’’ 

Oktan Ağabeyim seven,sayan,bilen,adanmış bir insan.Bizden istediği O’ndan öğrendiğidir.O’nunla sev,say,bil ve adan.Takdir Allah’ın.O sevdirsin,saydırsın,bildirsin ve adandırsın.Neye mi TÜRK VARLIĞINA.Birine bakıp hepsini görmek gönülden görmek.Bir kulda tüm kulları bilmek.Tüm bu sonsuz güzellikle bir olup O demek.O’ndan tüm sevdirdikleri için O’nu istemek,Kendin içinse O ne verirse O demek.Çünkü Tek galip O’dur. 

‘’Koldaşlarınız,kardeşleriniz,sevdikleriniz sizi sevmese bile hiç itibar göstermese bile hiç kırılmayın.Hepsinin çok sevin,kendinizden çok sevin.Kendinizi hiç edip kendinizi unutarak onların iyiliğini isteyin.Tüm Türk varlığının iyiliğini isteyin.Bu isteme sizi bir yere götürecek orada işte kendinizi bulacaksınız’’ dedi .Kendisinin asil varlığından bunu anladım.Anlamaya çalışıyorum. 

Sevgi ve saygılarımla.

 

Not:İsmimi yazmayacağım.Beni hiçbir şey sanmayın.Ben yokum. Bu yazılanlar kurgu,hayalgücü, tefekkür değil.Planlı bir yazı değil.Dağınık gelirse affedin.Hiç bir iddiam yok.

1-2-3-4:Tin suresi 1.2.3 ve 4.ayetler: Vet tini vez zeytun. Ve turi sinin. Ve hazel beledil emin. Lekad halaknel insane fi ahseni takvim.

İncire ve zeytine ant olsun, Ve Sina Dağı'na*, Ve bu güvenli kente. Ant olsun ki insanı en iyi biçimde yarattık.

Allah bilir en doğrusunu bu ayetler o kısımları yazarken içimden geldi.

5-Bu söz Vedud Sultan Münir Derman Hocaya aittir.Sözcük sözcüğüne birebir aynı olmasa da anlamı bu idi.Hangi kaydı olduğunu hatırlayamadım. Allah sırrını takdis etsin.

6-Şuara suresi Vahfıd cenahake li menittebeake minel mu'minin.

İnananlardan sana uyanlar üzerine kanadını indir.

7-Gönül Pirimizin kutlu eserlerinden Deruni Devlet Kutsal Halıdan. 

Ne yazmıştı burada Oktan Ağabeyim. Okyay Amcam  hep olduğu gibi gerçeği

‘’TENGRİ ÖLMEZ Kİ YARATTIĞI ÖLSÜN’ (TENGRİNİN TÜRKÜ)

Ve kendisini burada internette ilk defa  gördüğümde içimden bir anda gelen söz.

Bu insan asla yalan söylememiş hep doğruyu konuşmuş bir insan.(sene 2013)

Saygılarımla,sevgilerimle.



Bu haber 4,039 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,870 µs