En Sıcak Konular

İnsan mı Şeytanın İçinde? Şeytan mı İnsanın İçinde?

18 Eylül 2019 08:31 tsi
İnsan mı Şeytanın İçinde? Şeytan mı İnsanın İçinde? İnsan mı Şeytanın İçinde? Şeytan mı İnsanın İçinde?

İnsan mı Şeytanın İçinde? Şeytan mı İnsanın İçinde?

Başkanımız, Yener Abimizin tabiriyle gönül buluşmalarımızdan birini daha bu hafta sonu gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Gönlümüzü Sırlar Kıraathanesinde bırakarak.

Hakikatleri ortaya çıkaran ve adeta gönüllere CAN suyu verip yeşerten gönül Sultanımız, CAN Ağabeyime gönül dolusu teşekkürler ederim. Allah her AN yar ve yardımcısı olsun.

Bu yazıda yardımlarını esirgemeyen Fatih Yıldız, Ozan Aydın, Gökhan Demircan, İsmail kardeşlerimden ve Dr.Ömer Genç hocamdan Allah razı olsun. Emekleri ve katkıları için çok teşekkürler.

15.09.2019 tarihinde sabaha karşı gerçekleşen muhabbetullahı sizlere aktarmaya çalışırken oluşabilecek yanlışlar bana aittir.

Saatler gece yarısını çoktan geçmişken Işıl hanımın kandaki sır nedir sorusu ile sohbetimiz başlamış oldu. Ömer hocam kan ile genetik sırra oradan anneden değişmeden bir sonraki nesle aktarılan mitokondriyal DNA ile Havva genine ve ilk yaratılışa ulaşmak adına bilim dünyasının araştırmalar yaptığından bahsetti. Teoride olduğu gibi pratikte de bu çalışmanın kolay olmadığını çeşitli zorlukların görüldüğünü belirtti. Özellikle farklı kıtalarda yaşayan insanlar üzerinde yapılan genetik çalışmalarda mitokondriyal DNA dizilimlerinin farklı farklı olduğunun kan analizleri ile görülmüş olduğundan bahsetti. Bu sebeple farklı Havvaların olup olmadığı sorusu ortaya çıkmış oldu. Farklı Havvalar var ise bunların sebeplerinin ne olabileceği düşünüldü. Yapılan bilimsel çalışmalarda DNA'nın belli bir zaman dilimine kadar takip edilebildiği ve bu farklı zaman dilimlerinde de DNA’ların farklılaştığı belli bir noktadan geriye gidilmesinin bilimsel açıdan zor olduğunu ifade etti. Bunun sebepleri olarak Gök Ataların evliliğinin bu duruma etkisi, Aymunlarla olan ilişkinin bu duruma tesiri, başka birileri tarafından genetik müdahalenin olmuş olması olasılığı ve çevresel sebepler (radyasyon, beslenme, iklim koşulları) şeklinde sıraladı. Bu sırada;

Sultan Baba şöyle bir soru sordu "Genetik dizilim mükemmel mi?" Ömer Hoca hayır, kusurlu bir yaratılıştır diye cevapladı ve Tanrı böyle kusurlu bir şekilde yaratmaz diye devam etti. Sultan Baba neden ilk DNA’yı Dünya da aradığımızı, Dünyanın yaşının yaklaşık  4,5 - 5 milyar arasında olduğunu, ilk DNA’yı Dünya da arayın şeklinde bir algının oluşturulmuş olabileceğini belirtti. İlk DNA’yı Dünyanın dışına çıkarak neden aramıyoruz diye devam ederek farklı bir yaklaşıma yönelmemizi sağladı. Dünyadaki ilk yaratılışın DNA’sına gidilse de buradan önce bir Adem Cenneti var orada dilenildiği kadar yiyilip içilebiliyor, açlık yok susuzluk yok. Demek ki Dünyadakinden farklı bir DNA tasarımı, yaratılış var. Cennetteki Adem topraktan değildir ama Dünyada ki Adem topraktandır. (Bununla ilgili olarak Ant Kitabı gözden geçirilebilir. https://www.onaltiyildiz.com/?haber,2484 )

Bakara Suresi 35: Dedik ki: "Ey Adem sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz. "(Diyanet İşleri Bakanlığı)

Okurken sizlerin de olduğu bizlerin kafalarında da farklı farklı sorular uçuşuyorken Sultan Baba insanın beyninin kaçta kaçını kullandığını sordu. %50’ sini kullanabilir diye kabul edelim diye devam etti. Kapasite var ama kim kullanmıyor? İnsan. O kapasiteyi bize kim kullandırmıyor? Bütün varlık insanın ayağına gelir. Bilgisayara Everest yazarsak ekrana Everest gelir. Tıpkı ayetteki gibi;

Neml Suresi 40: Kitaptan bilgisi olan biri, " Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm" dedi.

Bu gücün farkında bile değil İnsan! İnsan kendi hakikatine ulaşırsa birçok şey çökecek şeklinde devam etti Sultan Baba.

Derviş Ozan çok çarpıcı bir olay anlattı. 40  bin kişilik alt yapıya sahip Alaçatı beldesine 1 milyon kişinin gittiğini böyle bir algının nasıl oluşturulabildiğini ifade etti. Sultan Baba 7,5 - 8 milyarlık Dünya nüfusunun da bir illüzyon ile bir yere yönlendirildiğini belirtti (Asa Kitabı). Hepimizin aşina olduğu ama kim olduklarını bilmediğimiz bir topluluk var. Bilim Adamları! Bilim adamlarına göre bu konu şöyledir. Bilim adamlarının vermiş oldukları tavsiyeler şunlardır. Benzeri örnekler çoğaltılabilir. Peki kim bu bilim adamları? Gerçek manada kaç kişiler? Bu bilim adamları klişesi de bir illüzyon mudur? Bu illüzyon klişesini kullanan başka bir güç olabilir mi? Şeytan insan ile mi uğraşıyor? Yoksa sistemi mi inşa ediyor?

Bir robot yaptığımızı düşünmemizi söyledi Sultan Baba. Robota ne program yüklersen o programa göre hareket edecektir. Komutlar ve o komutların karşılığında yapılacak olanlar. Ne istersen onu yapacak. Bir nevi kölen oluyor. Sende programlayıcısı olarak onun Rabbi oluyorsun. Kaderini sen yönetiyorsun. Yazdığın programa koyduğun bilgilerle hareket ediyor. Fişi de senin elinde! Bu robota yapay zekâ yükleyerek bir nevi şuur da verdin. Robot da bu yapay zekâ yardımı ile edindiği bilinç ile bu bilgilere sahip oldu. Robot da artık şöyle bir bilinç oluşmuş oluyor "Benim yaratıcım, yapımcım fişimi çekerse işim biter." Ve programı ne ise kesinlikle onu yapacaktır. Yapay zekâ ile şuurlu bir robot olmuş oldu. Ama ruhu yok!

Allah, şeytan adını verdiği bir robot yarattı ve bu robota ayette belirtildiği gibi apaçık düşman ol programını yükledi. Şeytanın yaratılışı da dumansız ateşten ve ruhu yok. Allah'ın kendinin yarattığı ile yarattığının yarattığı başka bir şeydir. Şeytan Allah'ın yarattığı robot. Robotlar da adeta şeytani bir teknolojinin ürünüdür. Buradan bir ilahlık iddiası durumu da ortaya çıkmış bulunuyor. Senin istediklerini yapan bir robot. Böyle bir güç istemez misin?

Yasin suresi 60-61: "Ey Ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"  (Diyanet İşleri Bakanlığı)


 
Deccali inşa ediyor İnsanlık

Bilimsel gelişmelerle daha da ilerleyecek olan bu teknoloji, yapay zekâ ile kazandığı şuurla bir gün programlayıcısına şunu diyebilecektir. "Benim Rabbim sen değilsin! Programlayıcım değilsin! Seni de programlayan var!" Bu kapsamda şu soruların düşünülmesi gerekir; Şeytan kimdir? DNA nedir? Ruh nedir? Robot nedir? Yazılım nedir?
Hayvanları ele alalım; yaratılıştan bir takım bilgilere sahip oluyorlar. Yeni doğan kedi yavrusu dışkısını eşeleyerek kuma gömmeyi biliyor. Birisi öğretmiyor. İnsan ise gözlemleyerek sonradan öğreniyor. Neden? Programa müdahale olmuş olabilir mi? Sistem, şeytanın sistemi midir ki hakikati unutturuyor? Hatırlatan Allah, yalvaçları hatırlatıcı olarak şeytanın sistemine bir nevi antivirüs olarak mı gönderiyor?

TİN Suresi 4: Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. (Elmalılı Hamdi Yazır)

TİN Suresi 5: Sonrada onu döndürdük, aşağıların en aşağısına attık! (Elmalılı Hamdi Yazır)

İNSAN kim? Şeytan kim? Ayette belirtildiği gibi insanı en güzel bir biçimde yaratan, yani yazılımının en güzel bir biçimde yazıldığını söyleyen Allah, bu yazılımın tersine döndürülerek aşağıların en aşağısına atıldığını da söylüyor.

 


En'âm Suresi 110: Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz ilkin ona iman etmedikleri gibi ve onları azgınlıkları içinde bırakırız, bocalayıp dururlar.  (Diyanet İşleri Bakanlığı)

İnsanın döndürülmüş yazılımı şeytan olabilir mi? En aşağı indirilen!

Dikkat edilirse ayet de insanlar demiyor. İNSAN diyor. Tekil bir kullanım var. İnsan, Adem değildir.

İnsan şeytanı; döndürülerek aşağıya indirilen insandır. Döndürülmüş programda en aşağıya inen bu insandan (ki artık şeytan de iblis de) yani programdan türeyenler, sonra tekrar bir yaratılış ve Adem yaratılsa. Adem'e de denilse ki biz insanı güzel yarattık ama o aşağıların aşağısına indi senin görevin tekrar insan olmaktır! Ahsen-i takvim içerisinde kemalat noktasına, İnsana ulaşılmalıdır. Hemen şeytanlığı bırakmalıdır.

İnsan mı şeytanın içindedir? Şeytan mı insanın içinde?

Kur'an da melekleri ben yarattım ayeti neden yoktur? Melekleri Allah yaratmadı mı?(Yaradılışınıza şeytanı şahit tutmadım. Programa onu bulaştırmadım. Şeytanın programında yaratılış yok!) Her şeyi yaratan Allah neden meleği ben yarattım demiyor? Çünkü bütün yaradılışlar İNSAN'dan dönmedir. Her şey İNSAN'dan bozmadır. Aşağıya inerken kimi melek kalmıştır. Aşağıdan başlayarak, şeytanlıktan çıkıp İnsan-ı Kamil’ e dönerken önce melek olacaksın sonra İNSAN! Yaratılış da ona göre evrildi.

Türk'ün kadim sembollerinden olan OZ tamgasının manalarından birisi de dönüp dolaşıp başlangıca ilk AN'a dönmektir.

Bazı ayetlerde geçen ANT içmek yemin etmek manasında değildir. İnsan Allah'a yemin ediyor. Allah kime yemin ediyor? ANT içmek ben böyle yazdım demektir. Allah yazılımını söyleyerek, patentini vuruyor. Bu patente göre mi üretim yapılacak yoksa sahtesine göre mi?

Herkes kendisine sormalı aşağı inmeye mi devam ediyorum? Yoksa yukarı çıkmaya mı çalışıyorum? Edindiğimiz bilgileri bilen var. Düşününce başka birinin yazılımı devreye giriyor. Hiç düşünce (sıfır düşünce) ile gönülle hareket edilmelidir.

Bu sohbeti yazarken aklıma gelen bir kaç soruyu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şeytanın yazılımı, düşünce ve DNA da mı yer alıyor?

Allah'ın yazılımı da kalpte, gönülde mi?

Düşüncelere seslenenler kimler? Gönüllere seslenenler kimler?

Ötüken'de VAR olasınız.

CAN Ağabeyim’ e, Başkanımıza, Yönetimimize, Eren Babalara, Gök Atalara, Kalp Erenlere, On Altı Yıldız ailesine selam olsun.

Latif Baba’mızın çok sevdiğim bir sözü ile bitirmek istiyorum.

“Evlat bize soydan gelenler değil, Yoldan gelenler lazım.”


Selam ve dua ile...

Savaş Ağca




Bu haber 5,972 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,245 µs