BİZ ÖTÜKEN’DE ÇOKUZ…
28-30 Temmuz tarihleri arası buluşulacak deyince çok heyecanlanmıştım... Perşembe günü akşam yola çıktım bir gece Ankara da konakladım, Üniversiteli koldaşları alıp Cuma yola koyulduk... Cuma günü akşam menzile varmıştık... Deruni Babam , Yener Başkanımla ve koldaşlarımla selamlaşıp hasret giderdik. Ertesi sabah beraber kahvaltı yaptık... Tire Merkeze geçtik İsmail Ağa camiini dolaştık oradaki esnafla selamlaştık sohbet ettik. Belli bir saatten sonra köye geçtik. Köyde öğle yemeği için hazırlık yapılıyordu ,bizde bir yandan kendi hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Öğle yemeği için Yener başkanım ve yönetim hummalı bir çalışma başlatmışlardı...Herkese oturun sofraya şuraya geçin buraya geçin kimse aç kalmayacak herkes oturacak diyordu... Aklıma o an bir gün önce evde ettiğimiz sohbetin Allah ın "Ya Zülcelali vel ikram" hikmetini öğrenmiştik... Şimdi de Yener başkanım da koldaşlarına yemek hazırlamak için celali şekilde tavır sergiliyordu. Allah razı olsun başkanım. Akşam üstü tüm hazırlıkları tamamlayıp Ötüken e doğru araçlara bin komutuyla yola çıktık. Ötüken yolu yokuştur boşuna dememişler... Aracım yokuşta hararet yaptı zorlamadık motorun soğumasını bekledik hareket ettik yine aynısını yaptı... En arkadan kontrollü gelen Zübeyir abi ve Bekir Tuğbeyim ve iki koldaşlar hemen yanımıza geldiler.İlgilendiler sağ olsunlar (Kalperenlik böyle bir şey) sonra arabayı zorlamayalım deyip bizimle gelin dediler(Gönlü geniş abilerim siz de o yürek varken o arabaya 16 kişi de biner) Var olunuz.Arabaya 8 kişi binip Ötüken yokuşuna tırmanmaya karar verdik. Araba da ne olduğunu anlamamıştım Ötüken i düşünüyordum... Sadece arabadan dolayı koldaşları zor durumda bırakmak beni rahatsız ediyordu. Arabayı parkettik , yürüme 30-40 dk üzerimizde eşya ile tırmandık... Konaklama yerine geldik 80 kişi idik... Deruni Babam biz geldiğimizde elinde tavşanla yanımızda beliriverdi. Akşam zifiri karanlıkta nasıl olmuştu çok şaşırmıştım...Ama bunlar daha iyi dakikalarımızmış... Herkes eşyalarını yerleştirmiş, ateş yakılmış, Ali Rıza ve Ogün koldaşlar kam ayini yapıyor,Dr. Hamdi ve Burak kopuz ile eşlik ediyordu.
Saat 12:30 civarı idi bir hareketlilik vardı. Dikkat kesildim herkes kurt gibi uluyordu bende katıldım.Deruni Babamız Oktan Hocam Ok yay olmuş alıç ağacının dibine varmıştı... Bizde ona doğru bakıp Hu diyorduk . Önce beyaz bir şeyler gördüm dikkatlice baktım bu bir Gökbörü idi git gide büyüyordu. Sanki Ergenekon da idik ve buradan çıkış gibi yol gösteriyordu. Biz bozkurt işareti yapıp Hu derken başka bir şey belirdi bembeyaz uzun saçlı saçları dalgalanıyordu. Asası ile bizi selamladı işte bu Kulbak Bilge idi.Evet evet yıllarca onaltıyıldız da takip ettiğimiz Kulbak Bilge karşımızda idi. O heyecanı anlatamam. Oktan hocam biraz yürüdü sonra yanımıza geldi... Herkes sessiz olsun ışık yakmasın gökyüzünde savaş olacak dedi... Herkes uzansın gökyüzünü seyretsin deyince bende uzandım gökyüzünü seyrediyordum . Gök yüzünde enteresan şeyler oluyordu değişik değişik ışıklı cisimler vardı. Ufo muydu neydi bunlar şu bir gerçek ki uzay savaşına şahit oluyordum... Işın kılıçları gibi ışıklı cisimler görüyordum.
Dönüşte Deruni babamız bizi gezdirdi dolandırdı... Sonra benim arabayı aldık hareket ettik ancak yine aynı sorunu yapınca Yener başkanım kendi arabası gibi ilgileniyordu var olsun...Başkanım arabayı zorlama deyince oraya bıraktık günlerden pazar olunca yarın aldırırız arabayı dedi... Başka bir araçla köye döndük . Şunu biliyordum eğer araba düzelse idi biz o gün yola çıkacaktık uykusuz bir şekilde çünkü pazartesi mesaisine yetişecek olan koldaşımız vardı.
‘’Sizin şer bildiğinizde hayır ,hayır bildiğinizde şer vardır, Allah bilir siz bilemezsiniz.(Bakara 216)
Araba öyle olunca biz köyde kaldık o arkadaş da izin alınca sorun kalmadı. Zübeyir abi kasko ücretsiz çekiyor deyince kaskoyu aradım . Ücretsiz çekiyoruz deyince gittim aracı bıraktığımız yerden alıp Ödemiş Sanayi Site ‘sine bırakacaktım.
Çekici ile yola çıktık arabayı almaya giderken arabayı durdurup hocam burada manyetik alan var dedi. Nasıl yani dedim... Bak dedi arabayı boşa aldı yol % 20-30 eğimli normalde aşağı doğru akması gerekirken araba yukarı doğru çıkıyordu. Çok şaşırmıştım. Arabayı çektikten sonra köye döndüm hemen bu olayı Oktan Hocam a sordum. Evet doğru dedi o manyetik alan da her yıl yer değiştirir manyetik alanda kayma olur dedi . Akşam yemeğinden sonra sohbet ettik. Sonra üzülme araba hallolur dedi ... Üzüldüğüm nokta oradaki koldaşları benim yüzümden zor durumda bırakmak istemiyordum... İyi bir uykudan sonra Zübeyir Abi ,Bekir Abim ile arabayı almaya gittik ustaya götürdük arabaya su koydu araba düzeldi. Araba hava almış biz suyu ekleyememişiz. Çok şükür bir şey çıkmayınca köye döndük. Herkes ‘’Geçmiş olsun var mı yapabileceğimiz bir şey diyordu.’’ Tüm koldaşlarımızdan Allah razı olsun, yorduk sizi haklarınızı helal ediniz .
Ömrüm boyunca unutamayacağım anlardı... Kimine rüya ehline gerçek diyelim... Biz Ötüken de çokuz gerçekten. Türk Tengri nin yanında olandır... Ne Mutlu Türk üm Diyene....
Z. YAVUZ
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle