Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun

3 Ağustos 2017 08:39 tsi
Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun

VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN.      

Bayram'ın 3. Günüydü Ocak'ta bayramlaşmaya gitmiştim o gün Oktan abim ile kişisel olarak görüşmüştük ve ben o görüşmenin sonunda önemli sınavlarımın olduğunu ve ondan sonra İzmir'de onu ziyaret etmek istediğimi söylemiştim. O da inşallah başkanımız ile ayarlayalım oğlum demişti. Burada bir parantez açmak isterim Oktan abi bana ne zaman oğlum dese içim anlatılmaz biçimde  sevgi ile Coşar (ALLAH Ondan razı olsun) enteresan bir şekilde zorlu sınavlarımın arkasından hemen bu organizasyonun olacağını belirten mesajı başkanımdan almıştım bu bana büyük bir hediyeydi...                    

Cuma günü Konya'dan yola çıkmıştık yine enteresan bir şekilde gideceğimiz yere farklı bir yoldan gidiyorduk. Yol bir dağ yolu idi çok farklı köy isimlerini içinde barındıran kokusu ve manzarası ile farklı olan bu geçtiğimiz yerler bende yarınki gidilecek yerin buralarda olduğu hissini uyandırdı. Ve bu hissi yolculuk yaptığım diğer koldaşlarım ile de paylaştım. Nihayet Cuma günü akşam Oktan abimin o güzel mütevazi gönlünün sıcaklığının her bir yanına nüksetmiş evine vardık. Yine hoş geldin Oğlum dedi sarıldık. O gün gece yine çok güzel sırlar verdi bize ALLAH ondan razı olsun Sabah namazını kıldıktan sonra hepimizi tek tek yatırdı. Sabah 9:00 da uyanmıştım 3 saat uyumama ve ayların yorgunluğuna rağmen 3 saatlik uyku yetmişti bana sabah köyün zamana direnen tek köy kahvesinde koldaşlar ile sabah çayı içip sohbetler ettik o ne güzel bir kardeşliktir birleyene şükürler olsun...

Bacı beylerimizin hazırladığı sabah kahvaltısı ve gelenekselleşen kuzu tandır yemeğinden sonra Oktan abimin emri ile gidilecek yere doğru yola çıktık. Evet gelirken geçtiğimiz yerlerden bir bir geçiyorduk ve o güzel orman kokusu...hislerim beni yanıltmamıştı. Gideceğimiz yere yaklaştığımızda yolda hiçbir araç ve insan yoktu fakat 2 adet küçük dükkan vardı ve bu dükkanlar kimseler olmamasına rağmen açıklardı dikkatimi çeken bu olayı heyecanlı gecenin sonlarına doğru sultanım ile paylaştığımda bana cevabı şu olacaktı "sen her ....... dükkanını o işi yapıyor mu sanıyorsun" istediğim cevabı almıştım. Sonra araçlardan inildi ve zorlu tırmanış başlamıştı dik yamaçtan tırmanırken askerlik anılarım bir anda gözümün önünden akıvermişti. Sonu vatan sağ olsun ile biten o çetin operasyonlar bana bir ah çektirmişti.

Sonunda zirveye vardık. Gökteki yıldızlar muhteşemdi sanki bir çanakta oturuyoruz ve üstümüzü yıldızlar kaplamıştı yine ilginçtir ay yoktu yada ben görmemiştim. bu yıldızlar bana Mevlana'nın Mesnevi sinden 750-755 beyitlerindeki yıldızlarla ilgili kısımları...ile efendimizin isminin Kuranca yazılışının yıldıza benzemesini...ve diğerlerini...hatırlatmıştı sonra oktan abim yayını okunu aldı diğer birkaç koldaş ile yola çıktı yarım saati bulmadı tavşanla döndü hem de o karanlığa rağmen bu beni hiç şaşırtmadı çünkü abinin eski bir arkadaşından balık maceralarını dinlemiştim...

Koldaşlarım Ali ve Ogün'ün kam gösterisini ve hocamın TRT'ye çektiği belgesel için yaptığı sırlar ile dolu sunumu çok güzeldi her şey bittikten sonra Oktan abimin yıldızları izleyin emri ile herkes olduğu yere yatmış yıldızları izliyorduk ki birden bir hareketlenme oldu oktan abinin ışığı tuttuğu yere doğru baktık ALLAH ALLAH dedim abi birden yamaçta elinde fenerle tırmanıyor gelenlerin yanına gidiyordu fenerle gelenleri gösteriyordu biz ellerimizi Bozkurt yapıp huuuuuu çekiyorduk o atmosfer anlatılmaz......

Birden bir baktım Kulbak Ata yine tüm coşkuyla huuuuuu..... bir de asasıyla bizi selamlaması koşup sarılasım geldi çok duygulandım inşallah bir gün sarılmak nasip olur kulbak atayla birlikte diğer kişiler de vardı. Sonra oktan abim ve Erol abi yanımıza geldi ve birazdan Göktürkler'le diğerlerinin arasında büyük bir savaş olacağını herkesin sessiz olmasını ve kimsenin ışık yakmamasını ve hedef küçültmemizi emretti. O anda yine Şırnak'ta ki operasyonlar aklıma geldi... hemen komutanımın emrine uyarak yere yattım ve gözleme ve dinleme yapmaya başladım acaba asker gibi mi savaşacaktık fakat ne silahımız vardı ne de diğer savaş aletlerimiz diye düşünüyordum bunların cevabını yine gecenin ilerleyen saatlerinde deruni babamdan Zübeyir abinin sorusu üzerine alacaktım Zübeyir abi sormuştu. Biz ne ile savaşacaktık veya bunlarla savaş ne ile olacaktı cevap çok kısaydı İLİM ile oğlum İLİM ile bu bana İLİM ile ilgili birçok sözü hatırlatmış idi bunlardan bir tanesi EFENDİMİZİN "İLİM müminin yitik malıdır onu nerde bulursa alsın "hadisi yine  atamın "hayatta en hakiki mürşid ilimdir..."sözleri ilimin ne derece önemli olduğunu, başka bir açıdan daha bakıp tefekkür kapısı açıp tefekkür etmemizi istemişti sanki bu cevabı ile deruni babamız. Bizi korumaya gelmişlerdi gök atalar biz de onları izliyorduk karşı tepelerden bir yandan dualarla destek veriyorduk Kemal abi nin oktan abi ile gidişi ve sonra hayret ve heyecanla sayıklayarak gelişi ve o anlattıkları.....tüylerim diken diken olmuştu. Sonra komutanımız yine bir yere gitti ve gelişinde tehlikenin geçmediğini bir şey görürsek korkmamamız gerektiğini ve tuvalete giderseniz en az 2 kişi ile gitmemizi emretti ve herkesin yanındakini kontrol etmesini istedi. Burada bir şey eklemek isterim ben ilk defa oktan abimin bu kadar ciddi olduğunu gördüm bu ciddiyette bile  bizlere tahammül edişini... boşuna deruni baba demiyorduk...biraz bekledikten sonra tehlikenin geçtiğini sigara içebileceğimizi söyledi kendi adıma gecenin en müjdeli haberini vermişti bana çünkü iyi bir sigara içiciydim ve hemen sigaramı yaktım soluğu komutanımın yanında aldım yine çok ciddi ve düşünceliydi sorular sorduk müjdeler aldık muhteşem bir geceydi...                                    

Açıklama: Sayın Oktan Keleş için burada kullandığım tabirlerden dolayı kafanız karışmasın. O benim; ağabeyim, komutanım, deruni babam, gönlümün sultanı...                                    

NOT: Bir gün askerde komutanımız içtimada bir şey söylemişti evlatlarım burada yaşadıklarınızı anlattığınızda hiç kimse size inanmaz kendi kendime düşündüm ya bunlara kim inanırdı kimseyi inandırmak için yola çıkmadık yalnızca VARLIĞIMIZI TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN ETMEK İÇİN ÇIKTIK bu yola...

Selam olsun deruni babama selam olsun gök atalara selam olsun tüm selamda kalmasını bilenlere...                              

Turkun torunu

Ö.KUBİLAY

 
 
 
 

 

Bu haber 4,591 defa okundu.