En Sıcak Konular

Lost Dizisi

7 Haziran 2017 11:24 tsi
Lost Dizisi BÖLÜM 2: LOST DİZİSİNİN SIRRI


Bölüm 1: KÜP
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=4646

Bölüm 2: 

 

Bu bölümümüzde 2000’li yıllarda fenomen olmuş Lost dizisini ve içinde barındırdığı mesajı inceleyeceğiz. Bu diziyi bilen bilir fakat bilmeyen içinde küçük bir açıklama yapalım. Obama seçildikten birkaç ay sonra tüm Amerikan halkına bir televizyon kanalından ulusa sesleniş konuşması  yapmayı planladı ve bu konuşmasının günü Lost dizisinin yayınlandığı güne denk geldiği için Obama’nın bu hareketi Amerikan halkında infial uyandırdı ve sonuç olarak Obama konuşmanın gününü değiştirmek zorunda kaldı. Lost dizisi Amerikan halkında ve tüm dünyada bu derece fenomen olmuş bir dizidir.

Lost, Amerikan drama televizyon dizisidir. Konusunu özetle anlatacak olursak Sidney, Avustralya’dan Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri’ne uçan bir yolcu uçağının kaza yapması sonucu Güney Pasifik’te gizemli bir adaya düşen kazazedelerin hikâyelerini konu edinmektedir.

Uçak Kazası

Ada sıradan bir ada değildir. Adada istediği zaman bir insanın bedenine girebilen siyah dumandan bir canavar vardır.

Siyah Duman

Siyah Duman

Birde bu canavarı adada tutmakla görevli olan neredeyse son sezona kadar ortalıkta pek gözükmeyen Jacop adında birisi vardır.

Jacop

Jacop kendisine yardım etmeleri için dünyanın geri kalanından insanlar seçerek adaya getirmektedir. Adanın bir diğer özelliğiyse zamanda ve mekanda durmadan yolculuk yapmaktadır. Dolayısıyla adayı Jacop izin vermeden kimse bulamamaktadır. Ama bu sefer farklıdır. Jacop özel güçleri sayesinde (bir nevi keramet) ilerleyen zamanda siyah dumanın kendisini öldüreceğini bilmektedir. Bu sefer kendisine yardımcı olacak birilerini değil, öldükten sonra yerine geçebilecek adayların hepsini çeşitli vesilelerle bir uçakta bir araya getiriyor. O uçağın da uçuşu esnasında ada üzerinde düşmesini sağlıyor ve Jacop düşen uçaktan sağ kalanların adada bir süre hayatta kalma mücadelesi vermesini, bu mücadele sonucunda da en uygun adayın yerine geçmesini planlıyor. Dizi 6 sezon sürüyor. Dizi bitimine doğru Jacop ölüyor ve adaylardan birisi Jacop’ın yerine geçiyor. Jacop yerine geçecek kişiye görevinin siyah dumanı adada tutmak olduğunu, siyah dumanın adadan kaçması yada salınması durumunda insanlığın dünya tarihinde hiç yaşamadığı bir kaos ve felaketler serisi yaşayacağını söylüyor. Dizinin final bölümü 23 Mayıs 2010 tarihinde yayınlanıyor ve dünya çapında sansasyon yaratıyor. Sebebi ise final bölümünde uçak kazasında bulunan herkes normal dünyada hiçbir şey hatırlamayarak uyanıyor ve günlük hayatlarına devam ediyorlar. Uçak kazasında bulunanlar çeşitli vesilelerle bir yerlerde karşılaşıp bir birlerine değdiklerinde geçmişte yaşadıkları anıları hatırlayıp bir kilisede buluşuyorlar. Uçak kazasında bulunan herkes bu kilisede toplandıktan sonra kilisenin duvarında çıkan bir nura doğru topluca yürüyüp ortadan kayboluyorlar. Burada esas sansasyon yaratan olay izleyicinin dizinin final bölümünde ne anlatılmak istediğini bir türlü çözememesiydi. Final bölümüne hiçbir anlam veremedikleri için bu yaşananlar sadece bir rüya mıydı diye yorumlanıp, 6 sezondur sonucunun ne olduğu belli olmayan bir rüyayı mı izliyorduk, 6 yılımız boş yere heba oldu gözüyle bakmalarıydı.

Oysa gerçek bambaşkaydı. Şeytanilerin dahi çocuğu J.J. Abrams tarafından şeytani bir proje için çekilmeye başlanan Lost dizisi amacına ulaşmıştı.

Bu konuya açıklık getirmeden önce devletlerin ve gizli örgütlerin kullandığı bir tekniği iyi bilmek gerekiyor. Eğer çok gizli bir şeyi saklamak istiyorsan onu herkesin gözü önünde sakla ki kimse orada olabileceğine dahi ihtimal vermesin.

Bu stratejiyi göz önünde bulundurarak şeytanilerin Hollywood sistemini nasıl kullandıklarını iyi anlamamız gerekmektedir. Şeytaniler Hollywood’u tabi ki tek bir amaç için kullanmıyorlar. Onların sisteminde bir taşla birçok kuş vurmuyorsan, o taşı atmaya yeltenmezler bile. Ama konumuza yönelik kullandıkları çok önemli bir amaçları vardır. Bu amaç (yukarıda belirttiğim stratejiyi göz önünde bulundurursak) tüm dünyanın en ücra köşesine kadar yayılmış kendi taraftarlarına en gizli mesajları Hollywood sinema ve dizi filmlerinin içine gömerek iletmeleridir. Tıpkı 11 Eylül olaylarında olduğu gibi. 11 Eylül olmadan önce 10 yıl boyunca bir çok dizi ve filmde 11 Eylül tarihinde ikiz kulelere saldırı olacağını gizli mesaj olarak taraftarlarına ulaştırdılar. (Bu konunun sistematiğini önümüzdeki bölümlerde işleyeceğiz) İnternette araştırdığınızda bu konuyla ilgili birçok video ve doküman bulacaksınız. Ben sadece örnek olması açısından aşşağıda bir videonun linkini sizlerle paylaşıyorum. Daha detaylı araştırmayı sizlere bırakıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=SL1i04s7nyA

Peki şeytanilerin Lost dizisinin içerisine sakladıkları mesaj nedir? Bu konuya geçmeden önce Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (a.s.) efendimiz zamanında yaşanmış olan bir menkıbeyi, hadis-i şerifi iyi bilmemiz gerekiyor.

 

DECCAL

4973 " Şa’bî’nin, Fatıma bintu Kays RA’dan nakline göre Fatıma şöyle anlatmıştır: “Rasûlüllah SAS buyurdular ki:

“Temîmüd-Dârî hristiyan bir kimse idi. Gelip biat etti ve müslüman oldu. O, benim Mesih Deccal’den anlattığıma uygun olan bir rivayette bulundu. Bana anlattığına göre, Temîm, bir gemiye binip denize açılmıştı. Yanında Lahm ve Cüzam kabilelerinden otuz kişi vardı. (Hava şartları iyi olmadığı için) onlarla denizin dalgaları bir ay kadar oynadı. Sonunda güneşin battığı esnada denizde bir adaya yanaştılar. Geminin kayıklarına binerek adaya çıktılar. Derken karşılarına çok tüylü kıllı bir hayvan çıktı. Bunlar, tüylerinin çokluğundan hayvanın baş tarafı neresi, arka tarafı neresi anlayamadılar. (Şaşkın Şaşkın:)

“"Sen necisin, neyin nesisin?” dediler.

O cevap verdi:

“"Ben cessâseyim!”

“"Cessâse nedir?” denildi.

“"Ey cemaat! Su manastıra kadar gelin! İçinde bir adam var, o sizin haberinize müştaktır!” dedi.

O, böylece bir adamdan söz edince, biz onun bir şeytan olmasından korktuk. Hemen koşarak manastıra girdik. İçeride bir adam vardı; hilkatce gördüklerimizin en irisiydi ve elleri boynuna, dizlerinden topuklarına demirle sıkı şekilde bağlanmıştı.

“"Vah sana! Kimsin sen?” dedik.

“"Benim haberimi alabilmişsiniz. Simdi siz kimsiniz, bana söyleyin!” dedi.

Arkadaşlarım:

“"Biz bir grup Arabız. Bir gemideydik, denizin coşkun bir anına rastladık. Dalgalar bizi bir ay oynatıp oyaladı. Sonra su adaya yaklaştık, sandallara binip adaya çıktık. Tüylü ve çok kıllı bir hayvanla karşılaştık. Tüyünün çokluğundan başı ne taraf, arkası ne taraf anlayamadık.

“"Vah sana, nesin sen?” dedik.

“Ben cessaseyim!” dedi. Biz:

“"Cessase de ne?” dedik.

“"Manastirdaki su adama gelin, o sizin haberinize pek müştaktır!” dedi.

Biz de koşarak sana geldik. Biz onun bir şeytan olmadığından emin olmadığımız için korktuk.” dedik.

Adam:

“"Bana Beysan hurmalığından haber verin!” dedi.

Biz:

“"Onun neyinden haber soruyorsun?” dedik.

“"Ben onun ağacından soruyorum, meyve veriyor mu?” dedi.

“"Evet!” dedik.

“"Öyleyse meyve vermeme zamanı yakındır!” dedi.

“"Bana Taberiye gölünden haber verin!” dedi.

“"Onun nesinden haber istiyorsun?” dedik.

“"Onun suyunun çekilmesi yakındır!” dedi.

“"Bana Züger gözesinden haber verin!” dedi.

“"Sen onun neyinden haber istiyorsun?” dedik.

“"Gözede su var mıdır? Orada su var mıdır?” dedi.

“"Evet, onun çok suyu vardır! Sahipleri onun suyu ile ziraat yapıyorlar!” dedik.

“"Ummîlerin peygamberinden bana haber verin? O ne yaptı?” dedi.

“"O Mekke’den çıkıp Yesrib’e (Medine’ye) yerleşti” dedik.

“"Araplar onunla mukàtele etti mi?” dedi. Biz:

“"Evet!” dedik.

“"Onlara karşı ne yaptı?” dedi.

Biz de, (onu ezmek için) peşine düşen Araplara galebe çaldığını, Arapların kendisine itaat ettiklerini haber verdik. (O da bize:)

“"Bu, onların itaat etmeleri, kendileri için daha hayırlıdır. Ben şimdi size kendimi tanıtayım: Ben Mesih Deccal’ im. Çıkış için bana izin verilme zamanı yakındır. O zaman çıkıp yeryüzünde dolaşacağım. Kırk gün içinde uğramadığım karye (köy) kalmayacak, Mekke ile Taybe (Medine) hariç. Bu iki şehir bana haramdır. Onlardan birine her ne vakit girmek istersem, elinde yalın kılıç bir melek beni karşılar, benim oraya girmeme mânî olur. Onların her bir geçidinde bir melek vardır, onları korur!” dedi.”

Sonra Rasûlüllah SAS çubuğuyla minbere dürterek:

“"Bu Taybe’ dir! Bu Taybe’ dir! Bu Taybe’ dir! Ben bunu size anlattım değil mi?” buyurdular.

Halk da:

“"Evet!” diye karşılık verdi.

Bunun üzerine SAS:

“"Temîmid-Dârî’ nin rivayetinin benim size ondan (Mesih Deccal’ dan), Mekke ve Medine’den anlattığıma muvafık düşmesi hoşuma gitti. Bilesiniz O Şam denizinde veya Yemen denizindedir. Hayır, doğu tarafındandır. Evet o doğu tarafından zuhur edecektir. O doğu tarafından zuhur edecektir!” buyurdu ve eliyle doğu tarafına işaret etti.”

Müslim, Fiten 119, (2942); Ebû Dâvud, Melâhim 15, (4325, 4326); Tirmizî, Fiten 66, (2254).

Bu yazıya ek olarak başka kaynaklarda (yazıyı size bir an önce ulaştırmak için fazla derinlemesine kaynak araştırması yapamadım, zira arkadaşlarım bu yazıyı yazmam için 2010’dan beri, Kalperen arkadaşlarımsa 2013’den beri baskı yapıyor. Hazır işe koyulmuşken bir çırpıda yazıyı yazıp bir an önce sizlere ulaştırayım dedim. Yukarıda yazdığım kaynaklara ek kaynak araştırmasını ise sizlere bırakıyorum), manastırda Deccali zincirli şekilde tutan bir papazın olduğunu ve  daha sonraları başka sahabelerin de Deccal’ i görmeye gittiğini ama bir türlü adayı bulamadıkları geçmektedir.

Bu hadis-i şerif ile Lost dizisinin arasındaki benzerlik dikkatinizi çekti mi?

Lost dizisinde de herkes tarafından bulunamayan bir ada var, Hadis-i Şerifte de.

Lost dizisinde de adadan dünyaya salındığında dünyayı büyük bir kaosa ve felakete sürüklüyecek bir varlık (siyah duman), Hadis-i Şerifte de.

Lost dizisinde de bu canavarı adada tutmakla görevlendirilen biri var, Hadis-i Şerifte de.

İki olaydaki kötü karakterde günü geldiğinde serbest bırakılıcak.

İşte bizim olayımız burada başlıyor. 23 Mayıs 2010 tarihinde yayınlanan dizinin final bölümünde Siyah Dumanı adada tutmakla görevli olan kişilerin bir kilisede toplanıp, beraberce duvardaki nura doğru gitmesi, Siyah Dumanın yani Deccal’in adada tutulma görevinin bittiğini ve artık Siyah Dumanın dünyaya salındığını, onu orada tutmakla görevli olanların görevleri bittiği için bu dünyadan ayrıldıklarını simgelemektedir. Çoğunluğun buna anlam veremediği için, yordukları gibi rüya değildir. Bu finalle dünyanın her tarafına yayılmış şeytanilere şu mesajı yolluyorlar; Beklediğimiz kurtarıcı Mesih Deccal 23 Mayıs 2010 tarihi itibariyle dünyaya salındı, kurtarıcımız geldi. Bu onların iddiası tabii ki…

Dizinin finaline doğru Siyah Duman adada bulunan John Lock isimli adamı öldürüp onun kılığına girer.

John Lock

Bildiğiniz üzere Deccal’in sağ gözü kör olacaktır, tesadüfe bakın ki John Lock karakterinin de sağ gözünün üstünde ve altında yara izleri vardır. Tabii bire bir sağ gözü kör olarak diziyi çekemiyorlar çünkü öyle olsaydı, sadece kendi taraftarlarına gönderdikleri bu mesajı herkes anlardı. Onun yerine çok anlaşılmasın diye sağ gözünü yaralı gibi göstermeyi seçmişler.

Deccal, kendisinin Mesih İsa olduğu iddiasıyla ortaya çıkacak. Mesih İsa Tanrının oğluydu, bende Tanrının oğluyum, Tanrının oğluysam bende Tanrıyım diyecektir. Aşağıdaki Hz. İsa’nın son akşam yemeğinin resmine dikkatle bakın.

 

Herkes ya Hz. İsa’ya bakıyor, ya da onu işaret ediyor. Şimdi birde Lost dizisinden bir kare paylaşalım.

 

Sizce Hz. İsa’ nın son akşam yemeğine benziyor mu? Eğer benziyorsa Hz. İsa’yı bu fotoğrafta temsil eden kişi kim? Her kes kime bakıyor ya da işaret ediyor? Tekrar hatırlamakta fayda var. Deccal çıktığında ben Mesih’im (yani İsa’ yım demeye getirecek) diyecektir.

Daha birçok benzerlik var. Onları bulmayı da sizlere bırakıyorum.

Yukarıda belirtmiş olduğum hadis-i şerifin kaynaklarını araştırmayı sizlere bırakmış olsam da aslında araştırmaya gerek de yoktur. Çünkü bahse konu olan hadis-i şerif sahih değildir. Şeytani Yahudiler tarafından ahir zamanda kullanılmak üzere dinimize kasıtlı sokulmuş bir olaydır. Bu görevini de Lost dizisi sayesinde başarıyla yerine getirmiştir. Elbette şeytaniler bir taşla birden çok kuş vuracaklardır. Bu sadece biri. Zaten Deccal’de 1400-1500 yıl yaşayacak kadar yaşlı bir varlık değildir. Sultanımızın kitaplarından da öğrendiğimiz gibi çocukluktan itibaren dünyanın geri kalanından ilişkisi kesik bir durumda yetiştirilen bir grup çocuktan öne çıkan birisidir. İlerleyen bölümlerde bu konuyu işleyeceğiz.

 

Saygılarımla
Serdar KAZANÇ ( Budun )

 https://www.kalpoder.com/2017/06/07/bolum-2-lost-dizisinin-sirri/



Bu haber 15,473 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,640 µs