KULBAK BİLGE’DE ZAMAN " 1
METAFİZİKSEL DEĞERLENDİRME
Melih Kölük
Giriş
Komutanımızın “Kulbak Bilge " Ötüken Tasavvufu” adlı eserinde, eserin geneline en derinden nüfuz eden kavram olarak görülen ‘zaman’ olgusunun çeşitli açılardan yaptığım tefekkürlerini, araştırma dizisi halinde ele almaya çalışacağım. Bu birinci araştırmada, Kulbak Bilge’deki zaman ile ilgili bulabildiğim" elbette gözümden kaçan veya algılayamadığım kısımlar da olmuştur" kısımları ortaya koyduktan sonra zaman kavramının tanımlanmasına ve ne olduğunun irdelenmesine dair bir başlangıç yapmanın uygun olacağını düşündüm. Çünkü kavramın temelini tam bilmeden kavramla ilişkilendirilen hususları (zaman-mekan ilişkisi, zaman yolculuğu, vb. gibi) irdelemek hem zor hem de sıkıntılı olacaktır. Zira kitapta zamanla ilgili kısımları ararken s.264’te Komutanımız’ın ‘zaman kavramı üzerinde çok tefekkür yapılmalıydı’ sözü de işe bu noktadan başlama kararımı kesinleştirmiştir. Araştırmamın ‘ne çalışıyoruz?’ ve ‘neden çalışıyoruz?’ sorularını cevapladıktan sonra üçüncü ve son önemli sorunun cevabına, bu çalışmanın nasıl yapılacağına ise Başbuğumuz Sayın Namık Kemal Zeybek’in ‘Atatürk’ün İzi’ adlı eserinin ilk kısmı olan ‘Atatürk Gibi Okumak’ bölümü yön vermiştir. Zeybek Bey’in hem bu kitapta hem de ‘Bilimin Yıldızları’ adlı tv programının 13 Nisan 2017 tarihli 2. yayınında bahsettiği üzere Atatürk, bir konuyla ilgili mevcut tüm düşünürleri inceler, ama hiçbirinin etkisinde kalmazdı. Hepsinin faydalı ve doğru fikirlerini alır, bilim temelinden ve ispatlardan yoksun gördüğü dayanıksız görüşlerin yanlarına ise ‘nereden biliyorsun?’ şeklinde not yazardı. Ben de Atatürk’ün bu değerlendirme sistematiğini, zaman konusunda bilgi ürünü verebilmiş olan, eski zamanlardan şu ana kadar yaşamış düşünürleri incelerken aklım ve kapasitem yettiği ölçüde uygulamaya çalışacağım.
1. Kulbak Bilge’de ‘Zaman’ Kavramının Geçtiği Kısımlar
1. s.12 " Oz tamgasının sırrı, sarmal çarkıfelek ile Kulbak Bilge ve Temir’in zaman yolculuğu.
2. s.13 ve 14 " Mim Çağı ve Vav Çağı ve bu çağlar içinde dolaşabilmek için çağların Sultan’larından izin alınması zorunluluğu. Mim Çağı’nın Sultanı Yesevi Sultan ve Vav Çağı’nın sahibi Hz.Muhammed. Kulbak Bilge’nin daha önce de Mim Çağı’na gelerek Milli Mücadele yıllarında Atatürk’e yardım etmesi.
3. s.51 " Zaman atlatıcıları kavramı. ‘Allah’ın zamanı katidir, ama zaman içindeki zaman esnektir.’ Cüce Denis ve şeytanilerin çağları örtmesi.
4. s.55 " Şeytan ve avanesinin kullandığı, ruhları ve gölgeleri olmayan ‘Gölgesizler’, zaman ile zamansızlık arafında kalan hafızai suretler.
5. 60 ve 61" Kehf Suresi’nde mağarada 300 yıl uyuyup uyananlar, teknolojik zaman yolculuğu. Zaman, bir kitabın sayfaları gibi her sayfa birbirinden bağımsız zaman dilimi. Tüm kader, her sayfanın merkezinde yani kitabın kendisi.
Seni zaman mı yaşlandırır yoksa zaman senin değişimine verdiğin isim midir? İki kişi ele alındığında aynı anda 50 yıl geçse, biri için o 50 yıl geçmese olur mu?
Bakara 259.Ayet : Alt üst olmuş ıssız şehre uğrayan o kişiyi görmedin mi? Allah burayı ölümden sonra nasıl diriltecek acaba demişti. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz yıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: Ne kadar ölü kaldın? O, bir gün veya daha az diye cevap verdi. Allah şöyle dedi: Hayır, yüz yıl ölü kaldın. Böyle iken yanındaki yiyeceğine içeceğine bak, hiç bozulmamış; bir de eşeğine bak. Kemiklere bak, nasıl bir araya getiriyoruz ibret için.
Düşün, biri için yüz yıl geçerken, yiyecekleri için zaman işlemiyor.
6. s.103 ve 104. " Ağaçtan girildiğinde sadece çağın değil, tüm bilgileri ile tüm şehrin iğne deliğinden geçirilmesi.
Işınlanma: Maddelerin iğne deliğinden daha küçük zerre deliklerinden geçmesi. Neml 40: İlim sahibi biri, tahtı getirdi.
7. s121 " Zaman tayfı: Sadece zaman var, mekan yok. Zamanda nasıl ileri gidilir? Zamanda ileri gidiyorsan, daha kıyamet kopmamış demektir.
8.s.137 " Hun, Ay’dan Dünya’ya geldiğinde geldiği yerlerin zamanı buralarda günlere aylara sığacak kadardı; oysa oralarda bir çağ yaşanmıştı.
9. s146 " Tarih zamanla yaratılan ilk şeyle başladı, o şeye Sutu Boğda dendi. Zaman ile yaratılan ilk şey ile, ilk yaratılan şey birbirinden farklıdır. Nur-u Muhammediye, yaratılan ilk şeydir.
10. s.171 ve 172 " 2014’ten 1900’lü yıllar Sırlar Kahvesi’ne yolculuk. Latif Baba gençliğini, genç Latif’i görüyor. Latif Baba, ustası Demir Baba’nın eline sarılıp öpüyor (Farklı zaman dilimlerinden bir araya gelen kişilerin arasındaki canlı etkilişimin varlığı.)
11. s181 " Zaman ayrı mekan ayrı idi. Zamansız mekanlar ve mekansız zamanlar olduğu gibi zamanlı mekanlar vardı. Mekan üstüne zaman işlemesi.
12. s224. Zaman Kaymaları: Sırlar Kahvesi’nde zaman kaymaları yaşanıyordu. 1945’li yıllar ile 55’li yıllar arası. Çünkü hazirunun içinde zamana kayıtlılar vardı, bu durumu zamana kayıtlı olmayan İlhami Abi şöyle açıklamıştı: Zaman dilimine kayıtlı olanlar, bir başka zaman dilimine geldiklerinde zamanlar arası kopukluğa, parazite sebep olur. Bu yüzden (zamanı bir an geçme) gerekir ki bu da zamanlar arasında zamansızlıkta bulunmayı gerektirir. Bu yüzden zamanlar arasında kaymalar doğaldı.
13. s226 " O gün İlhami Abi bu sözün ne anlamlar taşıdığını söylemişti. “Zamanın sonu diye bir şey yok, mühletin var.” demişti dünyanın dönüşüyle ilgili. İnsan ve diğer mühlet verilmişler, hayatları boyunca zaman ve zamansızlık üzerinde seyyahtır. Bir de şöyle bir basit şema çizmişti
M ' Ü ' H ' L ' E ' T . Zaman " zamansızlık " zaman " zamansızlık " son.
14. s.227 " Zamansız Postacılar: Zamana kayıtlı olmayan Hüdhüd’ler.
15. s.232 " İnsan hem zamanı, hem de zamansızlığı yaşar. Çoğu bunun farkında olmaz. Yaşadıklarını zaman kavramında kavrar ve açıklar.
16. s.258 ve s.259 " Sırlar Kahvesi zamanına haber gitmişti. Karacaahmet Mezarlığı’ndan bulunduğu yerden Simyacı’yı alacaklardı. Adem, o gün sormuştu İlhami Abi’ye: Simyacı istese Sırlar Kahvesi’ne gelemiyor mu? Neden biz almaya gidiyoruz? Cevap verdi İlhami Abi: Zaman diliminden başka bir zaman dilimine geçerken her zaman aşıcı, kendi anahtar yerlerinde bulunur. Tıpkı ağaçtan geçişler gibi. Üstelik zamanda tasarruf ayrı, mekanda ayrıdır.
17. s262 " Ali Mushafı tefsirinden. Sırrı simya. Suyun içindeki ateş buz yakması. Su zaman ilişkisi. Ya şeytanın su ile ilişkisi? Her canlıyı sudan yarattık der ayet. Şeytan ateşten yaratıldı. Peki ya şeytan da canlı?
18. s264 " Simyacı şöyle dedi: Bir an’ı biraz geçmek. Bir an’ı zihinde geçmek… Ruhi hisler yoğun olunca beden hissedilmez. Zamansız mekanlardan birindeydik. Bu mekan, simyacının bir tür labaratuvarı idi. Öğrenmiştim. Zamnsız mekanlar, mekansız zamanlar var imiş. İlhami Abi o gün açıklamıştı: Zamansız mekanlar, üzerinde zamanın hükmünün olmadığı mekanlar. Mekansız zamanlar, sadece zamanın boyutu. Zaman kavramı üzerinde çok tefekkür yapılmalıydı. Bazı sırlar zamana, bazıları mekana saklanıyordu. Öyle sırlar öğrenmiştim ki şaşıp kalmamak elde değil. Mesela metafizik hapishanesi vardı ki burda metafizik varlıklar tutuluyordu. Simyacı, getirdiği eşyaları buraya dolduruyordu, şöyle demişti: “Burada zaman yok, hiçbir nesne zamanın aşımına maruz kalmaz.”
19. s267 ve s268 " Sormuştum: Zamanda, mekanda tasarruf yapmak sadece makamla mı alakalıydı? İlhami Abi, şu ayeti okudu cevap olarak: İsra 70: Yarattıklarımızdan bir çoğunu üstün kıldık beni Ademe (Ademoğullarını)…
Yine sormuştum: Peki zamanın sonuna gidilebilir mi? Cevap, birçok bilimadamının aradığı muhteşem bilgiydi. İlhami Abi şöyle dedi: Zamanın sonu olmaz, mühletin sonu vardır. Şemayı hatırla. M(Zaman) ' Ü(Zamansızlık) ' H(Zaman) ' L(Zamansızlık) ' E ' T
İnsan, canlılar zamanı ve zamansızlığı yaşar. Zaman, bir vardır, bir yoktur. Var olduğu zaman, yok olduğu zaman onun sonu gibi olmaz. Zamanın başı yok ki sonu olsun. Daire gibi düşün. Yani Allah verdiği zaman, zaman var. Aldı mı zamansızlık var. Bu yüzden zamanın sonu yok ve zamanın sonuna gidilmesi diye birşey yok. Zaman ve zamansızlığın üzerinde seyreden mühlettir. Mühletin sonunu Allah bilir. Mühletin mutlak sonuna kıyamet denir. Bu yüzden kıyamet vaktini yalnız Allah bilir. Kıyamet, zamanın sonunda aranmaz. Aransa da bulunmaz.
Yine öğrendik ki zaman kavramında olasılık olmaz. Mesela yazı tura atacaksın, yazı ve tura gelme olasılığı yüzde elli denecek. Oysa böyle olasılık yok. Yani iki olasılık yok, tek olasılık var. Ya yazı, ya tura. Ne yazılmışsa o. Ya da dik… Şuursuz nesnelerde olasılık yoktur. Şuurlularda cüzi irade sahiplerinin müdaheleleri dahi şansa yer olmadığını gösterir.
20. s273 " İnsanlığın tad alma duyusunu bozdular. Tad alma duyusu bozulursa insanın zaman kavramı bozulur. Bir tür depersonalizayon.
21. s328 ve s329 " Belli zamanlar Turahanlılar Kulbak Bilge’yi ziyarete gelirdi. Onlara hikayeler anlatırdı. Hikayeleri kendi yaşadıklarıydı. Şöyle başlardı hikayelerine: Bir zamanlar…
Şöyle düşünün: Kulbak Bilge, kendi çağından ileri çağlara gitmiş, görmüş öğrenmiş, kendi çağına dönmüş; gördükleri, bildikleri onun için geçmiş olmuştu. Yani ileriki çağlar ve gelecek zaman, onun için ve o hikayeleri dinleyenler için geçmiş zaman olmuştu. Dinleyenler, hikayeleri geçmişte olmuş zannederek dinliyorlardı.
Kim bilir bizim de dinlediğimiz birçok hikaye, desten, efsane, yeşil başlı ejderhalar, uçan atlar belki de gelecekte olmuştu. Ne dersiniz?
22. s363 " Oz-an sembolü: Anda bulunma sırrı, zamansızlık mekansızlık, zamanda mekanda yolculuk, tayyi zaman " mekanı betimler. Oklar kamlar oz-an ozanlar sırlardan haber verdiler. Bu, gaybdan haber değildir. Gayb olsaydı görmez bilmezlerdi. Görmeyenlere bilmeyenlere gaybdır sır.
23. s375 " Haydi Kalperenler Ötüken’e gidiyoruz. Ama önce 1945 yılına. Gelecek, birine geçmiş olabilir. Kulbak anlatır gelcekteki seyahati, yolculuğunu. Çünkü o seyahati onun için geçmiş olmuştur. Yani bir zamanlar olmuştur.
24. s381 " Zaman durmaz, an durur. Zamana hükmetmek yok, tasarruf etmek var. Tengri dur derse, durur. Ötüken Uluları, onların birçoğu zaman aşıcıları idi. Zamanın dışına çıkanlar.
25. s411 " Ahkaf 35: Gündüzün bir anı, saati kadar dünyada kaldık derler (öyle sanırlar).
26. s412 " Önce çağlarda hakikatler yaşandı, sonra yaşananlar mitoloji oldu. Sonra tarihe geçti (Mitolojiden tarihe geçiş seyri).
Zamanın işlemediği çağlar oldu. Eksi zaman, artı zaman. Bir de sıfır noktası var (ara zaman).
Eksi zaman: Ankebut 14: And olsun Nuh’u gönderdik kavmine, aralarında 1000 seneden 50 sene eksik kaldı.
Eksi zaman, 950 yıl demiyor. Ayet 1000’den 50 eksilt diyor (eksi işlem yaptırıyor). Nuh’un vahiy bilgileri 950 yıl sürdü (1000 " 50 = 950).
Artı zaman: Kehf 25: Onlar mağarada 300 sene kaldılar, 9 sene eklediler.
Artı işlem yaptırıyor (300 + 9 = 309)
27. s422 " Kehf 80-81: Çocuğun annesi babası mümündi. Çocuk asi olacaktı, daha hayırlısını diledik. Yeni çocuk… (Geçmiş zamana ve ileri zamana)
Soruyorlar çocuk masum daha imtihan yaşamadı nasıl öldürüldü. Çünkü ilerdeki zamanda öldürüldü. Çocukkenki zamanda geri olay vuku buldu, çocuk imtihanı yaşadı (ileriki zaman bilgisi). Bugünkü tıp teknolojisi, hastalıklı spermler biliniyor ve döllenme işlemi yapılmıyor. Örnek: Tüp bebek teknolojisi. DNA vs ilerde çocuğun fiziki, psikolojik sakatlığı biliniyor. Üstelik ayette bilinen manada öldürüldü demiyor, yeni tercih yenisini diledik diyor. Düşün Kehf 74. ayette öldürdü diyor. Çocuğun zamanında mı ileriki zamanda mı düşün. Allah adalet merhamet sahibidir.
28. s.424 " Oz Damgası " Çağlara yolculuk.
Not : Yazı dizisinin ilkinde zaman kavramının genel manada tanımlanması üzerinde durulacağından Kulbak Bilge eserindeki ilgili kısımlara fazla sayıda atıf olmayacak ancak yazı dizisinin ilerleyen bölümlerinde söz konusu esere yapılan atıf sayısı genel malumat dışında yapılan tefekkürler ile parallel olarak artış gösterecek. Bu çalışmanın temeli giriş kısmında da vurgulandığı gibi Kulbak Bilge" Ötüken Tasavvufu eseri ve bu esere komutanımız Oktan Keleş ve başbuğumuz Namık Kemal Zeybek Bey’den öğrendiğimiz düşünme metodolojisinin uygulanmaya çalışılmasıdır.
Makalenin Devamı:
http://www.kalpoder.com/2017/05/28/kulbak-bilgede-zaman-1/
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle