En Sıcak Konular

Şeyhzade Dualarla Anıldı

14 Ocak 2011 09:30 tsi
Şeyhzade Dualarla Anıldı Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hocaefendi, dar-ı bekâ'ya irtihalinin 9'uncu yılında “Aşk Vakf”ı tarafından düzenlenen programla anıldı.

ŞEYHZADE DUALARLA ANILDI

 

  

 

Manevî önderlerden, gönül dünyamızın büyük mimarı, ilim ve ahlâk abidesi, eşsiz insan Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hocaefendi, dar-ı bekâ'ya irtihalinin 9'uncu yılında “Aşk Vakf”ı tarafından düzenlenen programla anıldı.

  

Hayatının, ilim ve irfan dünyamıza kazandırdıklarının bir kez daha hatırlanacağı anma gününde oğlu Dr. Ali Şakir Ergin, ‘Nüzulünün 1400. yılında ‘Hayat Kitabımız Kur’an-ı Kerim’ başlıklı konferansta engin bilgilerini katılımcılara aktardı.

  

Programda Çapanoğlu Büyük Camii eski hatiplerinden Fazlı Lekesiz hocanın Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı. Daha sonra Şeyhzade Ahmet Efendinin slayt gösteriminden sonra Halil İpek Hoca Efendi anılarını anlattı.

 

Halil İpek hoca, Yozgat’ın yetiştirdiği ender insanlardan birisidir Ahmet efendi. Mehmet Hulusi Efendi dedi ki, yavrularım Evliye iki türlüdür. Birisi anadan doğma evliyadır, birisi de anadan doğduktan sonra yetişen evliyalar vardır derdi. Ahmet Efendi anadan doğma evliyadır derlerdi. Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki, ilmin hikmetin başı Allah korkusudur. Allah korkusu olanlarda ilim, irfan olur, her şey olur. Efendi hazretleri ile 1953 yılında tanışmıştık. 2002 vefatına kadar hemen hemen her zaman buluşuyorduk. Onun meyvesinden istifade eden birisi de bu aciz kardeşinizdir. Efendi hazretleri bir arkadaşımız vardı. Efendi hazretlerine söyle bir şey derdi. Efendi demezdi de, efendilerin efendisidir diye hitap ederdi. Hakikaten de efendilerin efendisiydi. 1956 yılında karga köyünde öğretmenlik etti. Bizi karga köyüne davet etti. Bizde oraya gittik. Giderken yolumuz Osmanpaşa’ya uğradı. Osman Paşa’da sultanı veli hazretlerinin kabri şerifini ziyaret ettik. Orada Hafızlar Yasin’i şerif okudular. Biz Efendi hazretleriyle beraber kapıya çıktık. Efendi hazretlerine bir baktım ki, çiğdem gibi, sarıçiğdem gibi sapsarı olmuştu. O zaman bir şey dememişti. 1959 yılında efendi hazretleri Milli Eğitim Müdürlüğünde katip iken hacca gitmeye murad etti. O zaman öğretmenlere dışişleri bakanlığından pasaport veriliyordu. Arkadaşıyla müracaat ettiler. O günlerde de hac yasaklanmıştı. Pasaport vermişler. Ve pasaporta şu yazılacak denmiş. Suudi Arabistan hariç bütün devletlere gidebilirsiniz. Mahmut Efendinin pasaportuna öyle yazılmış. Efendi hazretlerinin pasaportunu hariç bütün devletlere gidebilir diye yazmış. Peygamberimiz (s.a.v) kabri saadetine yöneldim. Dedim ki, ya resulallah ben garibim dediğim halde Resulallah’ın kabri saadetinden söyle bir ses geldi. Oğlum Ahmet o ikram bir sene önce camide sana verilmedi mi buyurdular diyor. Ne olduğunu da anlatmadı. Ben ne zaman Resulü Ekrem ile görüşmek olursa Ahmet peşinde hazır derimiş. Bunu da çok ziyaretlerinden giden arkadaşlardan duydum.

 

Peygamberimiz (s.a.v)’e soruyorlar. Ya Resulallah Allah dostları kimdir nasıl bileceğiz diye sorduklarında peygamberimiz de söyle cevap verdi. Allah dostları öyle kimselerdir ki, onlar görüldüğü zaman Allah hatıra gelir, Allah zikredilir. İşte onlar Allah dostudur buyurdular. Ahmet Şevki Efendi de onlardan biridir. 1972 yılında hac görevine gittiğimizde ayakkabısını kendisi ayakkabılığa kordu. Ayakkabılığa geçtiği zaman siz zahmet etmeyin derdi. Allah cümlemizi şefaatlerini nail eylesin. 9 gün Medine’yi münevvere de kaldık. Onuncu gün Mekke’ye hareket edeceğiz. Buyurdular ki, evladım geç gidelim ki, haccı niyet edelim olmaz mı buyurdular. Onuncu günün sabahı erkenden gelerek Mescidi bedevinin kapısına geldik. Evladım bugün namazımızı Peygamberimizin ziyaret pencerelerinin önünde kılalım dedi. Hz. Ebubekir efendimizin mihrabını geçti. Minberi geçtik. Ravzanın giriş kapısına gelince mübarek şöyle bir durakladı. Pek ileri gitmeyelim buyurdular. İkinci saftan yer tuttuk. Birinci ezan, ikinci ezan okundu. Ayağa kalktı. Peşlerinden gitmeyelim evladım şurada oturalım dedi. Evladım bugün özel bir gün oldu buyurdular. Bütün Allah dostları buluştular. Peygamber efendimizin kabri saadeti açıldı. İçerden bir ses ey falanca gel, Ali, Veli, Mahmut gel. Bana sıra gelince dedesi ile beraber gelsinler dedi ve ağladı ve anlatamadı. Allah cümlemizi şefaatlerine nail etsin, Allah cümlemizi onların hürmetine büyük felaketlerden korusun.

 

Aşk Vakfı Başkanı Dr. Ali Şakir Ergin, ‘Nüzulünün 1400. yılında ‘Hayat Kitabımız Kur’an-ı Kerim’ konferansını verdi.

 

Ergin, halk içinde ummi olarak tarif edilen muallim, mektep medrese görmemiş o yüce peygamber, o yüce insan ben okuma bilmem ki dedi. Cebrail A.s ikinci defa onu kucaklayarak öyel bir sıktı ki, göğsünün kemikleri sanki birbirine yakıştı. Öyle tarif ediyor Allah resulü. Tekrar oku dedi,. Tekrar okuma bilmem dedi. Üçüncü defa öyle bir sıktı ki, resulallah kalemsiz, kağıtsız gelen o vahiy ilahiyi emri tekrar etti. Oku, kerim olan Rabbinin adıyla oku. Sana yazmayı öğreten rabbinin adıyla oku. Ve Kur’an-ın ilk emri, ilk ayetleri bu şekilde geldi. Sevgili Peygamberimiz (a.s.v) doğru eve Hatice validemizin yanına geldi ve durumu anlattı. Sen kimseye haksızlık etmezsin, sen herkesin yardımına koşar, iyilik edersin. Senden kimseye zarar gelmez. Bunda bir hikmet vardır. Amcazadeye gider durumu anlatır. Resulallah başından geçenleri anlatınca, sana gelen o hicri adı verilen vahiy meleğidir. Ve sen İbrahim (a.s) duası olan, İsa (a.s) müjdesi olan ahir zaman Peygamberi olacaksın. Keşke senin kavmin eca ile cefa ile yurdundan kovacaklar. Keşke ömrüm müsaade olsa da sana yardımcı olsam dedi. Ve peygamberlik öyle başladı.

 

Kur’an-ı Kerim Allahü Tealanın ifadesi ile Allah’tan gelen Allah’ın selamı olan alemlere rahmet olarak gönderilen bütün insanları hidayete erdirmek için, dünya ve ahiret hayatında insanları saadete kavuşturmak için gönderilen o kitap. Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki, hayat iki günden ibarettir. Birisi bugün birisi yarın. Bugün dediğimiz hayat dünya hayatı. Yarın mahşerden itibaren başlayacak olan, ebedi olan ve bu dünyada kazandıkları ile orada müfakat veya münacata kavuşacakları ebedi olan sonsuzluk hayatı. Kuran-ı Kerim'in beşeriyete sunduğu rahmet yüklü mesajları ve bunu insanlığa tebliğ eden Peygamberimizi anlamaya, anlatmaya ve daha iyi tanıtmaya vesile olacak böylesi dönemler; manevi hayatın derinliklerine nüfuz edebilmemiz açısından çok değerli katkılar sağlayacaktır.

 

14 asır önce, karanlıkta kalmış insanlığa bir güneş gibi doğan, müminler için gerçek bir hidayet rehberi ve rahmet olan Kur'an-ı Kerim ile bu rahmet, bereket, aydınlık kaynağını tebliğ eden sevgili Peygamberimizin mukaddes mesajlarının daha iyi idrak edilmesi gereken bir insanlık döneminden geçmekteyiz.

 

Cahiliye devrinin karanlık girdabında, Yüce Allah'ın emir ve yasaklarını, türlü zorluk ve meşakkatlere rağmen yılmadan ve hiç taviz vermeden tebliğ eden yüce Peygamberimiz; inancın, hoş görünün, erdemin, sevginin, aklın ve irfanın en mümtaz temsilcisi olmuştur.

 

Peygamber efendimizin dünyayı şereflendirdiği çağdaki sosyal ve ahlaki iklimin, ne kadar kötü, karanlık ve insanlık dışı münasebetlerle iç içe olduğu göz önüne alındığında; Peygamberimizin ve ilahi vahyin nasıl bir toplum yapısında cihana nüzul ettiği daha iyi anlaşılabilecektir. Peygamberimiz, bir taraftan ilahi buyrukları tüm insanlığa tebliğ ederken, aynı zamanda bunları kendi hayatında da bütün samimiyetiyle yaşamış; ilahi kudretin kutlu hükümlerini, önce okumuş ve anlamış, sonra yaşamış ve ardından da kendisine gönül verenlerin berrak zihinlerine aktarmıştır. Yeryüzünün o zamana kadar hasret kaldığı, beklediği ve özlediği tertemiz bir kalp, eşsiz bir ahlak ve imrenilecek bir akıl, sevgili peygamberimizin varlığında müşahhaslaşmış ve sonraki yüzyılları da ilelebet nurlandıracak İslam meşalesini hiç sönmeyecek şekilde yakmıştır.

 



Bu haber 5,588 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,784 µs