Silüeti de, kimliği de değiştiriyorlar!
Sultanahmet ve Ayasofya’nın silütenini delen gökdelen kibri ve rant hırsı, İstanbul için çok daha büyük bir tehlikeyi ortaya çıkardı:
RANT HIRSIYLA GÖLGELENEN SULTANAHMET VE AYASOFYA SİLÜETİ TARTIŞMALARININ ORTAYA ÇIKARDIĞI TEHLİKE:
Silüeti de, kimliği de değiştiriyorlar!
Sultanahmet ve Ayasofya’nın silütenini delen gökdelen kibri ve rant hırsı, İstanbul için çok daha büyük bir tehlikeyi ortaya çıkardı: Bizans Silüeti! Galata Kulesi, Kız Kulesi, surlar, anıtlar, sarnıçlar ve dikili taşlardan oluşan Bizans kültürünün silüetini, nakış nakış işlenmiş eşsiz camiler, vakıflar, çeşmeler, külliyelerden oluşan Muhteşem Osmanlı Kültür ve Medeniyetinin izleri, bu medeniyetin torunu müteahhitlerin ve siyasilerin rant hırsıyla adım adım siliniyor.
Bir silüet tartışmasıdır gidiyor. Konu, İstanbul’un tarihi iki büyük camisinin silüetinin bozulması. Tartışmayı büyüten ise, İstanbul’un İslami kimliğinin sembolü olan Sultanahmet’in ardından modern insanın kibri gibi göğe uzanan Zeytinburnu’ndaki 36 katlı gökdeleni yapan kişi olan Mesut Toprak’ın Başbakan’ın yakını olması. Öte yandan aynı isim, tarihi Ayasofya Camii’nin hemen yanı başında bir demir yığını gibi duran Four Seazons lüks oteline ek bina projesiyle ilave odalar yapması ile de tarihi bir başka silüet tartışmasına konu oluyor.
Zeytinburnu’nda uzun zamandan beri yükselen 36 katlı gökdeleler, devletin arazisi olarak TMSF’den satın alınarak adım adım yükseltilmişti. İmar izinleri ise AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi’nden çıkarılmıştı.
Yapılar ile ilgili davalar açıldı. Yerel ve üst mahkeme özetle, Sultanahmet’in silüetini denizden delen gökdelenler ile, Ayasofya civarında yükselen otelin tarihi yarımadanın silüetini karadan yok ettiğine karar verdi. Ancak karardan dört yıl geçmesine rağmen ucube yapılar yıkılmadı.
Başbakan dinlemeyen müteahhit!
İstanbulluların ve bütün Türkiye’nin tepkisini çeken ve zaman zaman medyaya konu olan İstanbul’da bir ucube gibi yükselen gökdelenler, meğerse Başbakan Erdoğan’ı da rahatsız ediyormuş. Erdoğan, İstanbul milletvekillerinin “Dikey binalar İstanbul’un siluetini yok ediyor” itirazlarına verdiği yanıtta “Benim haberim yoktu, firmayı uyardım, dinlemediler. Her geldiğimde binaları sayamam ki, yıldızları saymak mümkün mü?” diye yanıtlamıştı. Ayrıca Erdoğan geçtiğimiz günlerde, “Sahibiyle konuştum. Traşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum!”
Haçlı konseyi İstanbul için devrede!
Başbakan, yeni dönem müteahhitlerine küse dursun, gökdelenler, AKP’li Belediyelerin emanet bilincinden yoksun, rant bilinciyle dolu olarak verdiği imar izinleri ve ile Ak Devrin Müteahhitlerinin rant ve daha çok kazanma hırsının İstanbul’a verdiği tahribat çok daha büyük bir tehlikeyi ortaya çıkardı.
Bütün bu tartışmaları gölgede bırakan gerçek ise, insanların ve partilerin kazanma hırslarını kullanarak İstanbul’un tam 560 yıllık İslam kimliğini oluşturan tarihi dokusunu adım adım değiştirmek isteyen Bizans-Haçlı ittifakının planlı çalışmaları oldu. Konu ile ilgili önemli araştırma ve kitaplara imza atan Yazar Oktan Keleş, Milli Gazete’ye yaptığı açıklamada:
"Her şehrin tarihiyle, mimarisiyle, kimi zaman bulunduğu coğrafyasıyla ve kültürüyle oluşan bir kimliği ve ruhu olduğunu belirterek, “Bir insan İstanbul’a baktığı zaman ne görür? Tarih, mimarî, kültür, maneviyat. Binlerce yıllık tarihin akışını değiştirmiş hadiselerini görür. Osmanlı’nın tüm muhteşemliğini, o eşsiz camileri, vakıfları, külliyeleri ile İstanbul’un bu silüetini görür. Ancak Haçlı konseyinin de en büyük projelerinden biri işte ne yana baksa o muhteşem kimliği gören ‘İstanbul’a Bakan Adam’ üzerinedir. İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkarmaktır” diyerek yaşanan planlı tehlikeye dikkat çekti.
Bizans silüeti mi Osmanlı silüeti mi?
Galata Kulesi, Kız Kulesi, surlar, anıtlar, sarnıçlar ve dikili taşların ise yine uzun yıllara dayanan Bizans kültürünün ürünü olduğunu ve bu silüeti muhteşem Osmanlı İslam kültür ve medeniyetinin gölgeleyip, sildiğini kaydeden Yazar Oktan Keleş şu uyarıda bulundu:“İşte İstanbul’da, Osmanlı’nın sildiği o eski Bizans kültür ve silüetinin temsilcileri olan bugünkü Batı, o eski silinmişliği tekrar ön plana çıkarmak ve silen o muhteşem Osmanlı kültürü, medeniyeti ve bu manevî havayı da yok etmek istemektedir.
Onun için sözde yeniden Bizans’ı kurma, hortlatma faaliyetleri vardır. Bu Haçlı konseyi tarafından alınmış bir karardır ve bugün tüm projeleriyle devreye sokulmuştur”
Araştırmacı Oktan Keleş, “Plan şudur. İstanbul denince akılda beliren resim Boğaz ve nakış nakış işlenmiş camiler.. Beyinlerden ruha birden ecdadın İstanbul’a attığı o eşsiz imza görünür. İşte ilk plan, bu silüeti yok etmektir. Tabii ki birden bire yıkmakla değil. Bu silüeti gölgeleyecek, önüne onu göstermeyecek yeni yapılar inşa edilecek” diye konuştu.
Korkunç iddia: sırada ayasofya’nın minarelerinin yıkılması mı var!
2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul çalışmasıyla Avrupa kültürünün İstanbul’a taşınmak ve İstanbul’un Avrupa kültürünün baş şehri yapılmak istendiğini belirten Keleş, bu durumun tüm Avrupa siyasetçilerinin, devlet adamlarının gayri resmî buluşmaları ve toplantıları sonucunda bugünkü noktaya geldiğini ifade etti. Keleş, şu korkunç iddiayı da gündeme taşıdı: “2010’dan itibaren yürütülen çalışmaların sonucu olarak medeniyetler uzlaşması adı altında Türkiye’den resmen Ayasofya’nın minarelerinin yıkılmasını ve orijinal kilise hâlinde bulunmasını talep edecekler!”
Sultanahmet ve Ayasofya’nın silüetini bozan ve Ak Devrin Müteahhitlerinin inşa ettiği ucube gökdelenlere ilişkin Başbakan Erdoğan’ın serzenişleri ile ilgili olarak da Oktan Keleş şu iddialarda bulundu: “Haberim yoktu, yanından geçtim görmedim, küstüm vs.” hepsi bahane. Tüm bunlar Haçlı konseyinin işi. İstanbul’un Silüeti’ni açıkça değiştiriyorlar. Yazıyorlar senaryoyu. Oynatacakları oyuncuları da bizzat oyuna sahne seçtikleri ülkelerden buluyorlar.”
http://www.milligazete.com.tr/haber/Silueti_de_kimligi_de_degistiriyorlar/279504
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle