16/9
Onun için sözde yeniden Bizans’ı kurma –hortlatma faaliyetleri vardır. Bu Haçlı konseyi tarafından alınmış bir karardır ve bugün tüm projeleriyle devreye sokulmuştur.
Hani Yıkılacaktı?
Daha evvel yetkililer binaların yıkılacağını defalarca açıklamışlardı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’un siluetini bozan yapıların gerekirse yıkılması için talimat verdiğini açıkladı. http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1266
Başbakan'ın emrine direnenler kimler? Şeytani Proje nasıl tıkır tıkır işliyor?
Zeytinburnu'ndan yükselen ve İstanbul'un tarihi yarımadasının siluetini bozan gökdelenlerin Başbakan Tayyip Erdoğan'ı da kahrettiği ortaya çıktı.
SİLÜETİ BOZAN GÖKDELENLER
Erdoğan, gökdelenleri görünce "kahrolduğunu", sahibinden tıraşlamasını rica ettiğini, bunu yapmadığı için de onunla konuşmadığını söyledi. Erdoğan dün sabah kahvaltısında İstanbul milletvekilleri ile bir araya geldi. İstanbul'un siluetini bozan Zeytinburnu'nda yapılan gökdelenler toplantıya damgasını vurdu.
"NEREDEN HABERİM OLSUN"
Erdoğan, gökdelenleri eleştirince bazı milletvekilleri "Biz sizin haberiniz olduğunu sanıyorduk" karşılığını verdi. Erdoğan da, "Hayır nereden olsun. Bunları görünce kahroluyorum. Benim bu yapılardan haberim olması mümkün değil. O tarafa gitmemiştim. Gökdelenler yükselince gördüm. Yapılan her binadan benim haberimin olması mümkün değil. Yıldızları da sayamam ki" dedi.
"SAHİBİ İLE KONUŞMUYORUM"
Erdoğan, tartışma konusu olan binaların sahibini tanıdığını, kendisi ile görüşüp "binaları tıraşlayın" ricasında bulunduğunu belirterek "Yapacaklarını bekliyordum, ama baktım ki hiçbir şey yapmadılar. O nedenle çok kırıldım. Şimdi o insanla konuşmuyorum" dedi.
"BENİM GÖZÜM KULAĞIM OLUN"
Sabah'ta yer alan habere göre, dikey yapılaşmayı onaylamadığını bir kez daha söyleyen Erdoğan, Ankara ve İstanbul'daki yapılaşmayı eleştirdi. Erdoğan, "Ben bizim kültürümüze uygun bir mimarı yapının benimsenmesinden yanayım. Bunu her yerde söylüyorum. Ankara'da şehrin dokusuna uymayan bir yapılaşma var. İstanbul'da da böyle" dedi. Erdoğan, şehirlerin dokusuna uygun olmayan, silueti bozan binalar ile ilgili milletvekillerine, "Benim gözüm kulağım olun" diye seslendi.
http://www.ensonhaber.com/basbakan-erdogani-kahreden-siluet-2013-04-18.html
Şeytani Projeyi daha yapılmadan yıllar evvel (2006) Oktan Keleş deşifre etmişti. Oktan Keleş 2006 yılında şöyle diyordu kitabında. "Amaç: İstanbul’un bu muhteşem kültürünü, maneviyatını, ecdadın kudretini gösteren mimarisini yok etmektir. Önce zihinlerden görsel mânâda silmektir. Bunu nasıl yapacaklarını planlamışlardır."
Planlar tıkır tıkır işlerken devletin en tepesindekiler, en yetkililer şimdi de küsmüşler...
Oktan Keleş'in Melami Savaşları Kitabında İstanbul'un silüetini değiştirilmeye çalışılacağı yazılıydı. Daha ayrıntlı bilgi için. (sh.241-245)
Kitapta özetle:
Tüm bunlar Haçlı konseyinin ve Şeytanîlerin işi. Yazıyorlar senaryoyu. Oynatacakları oyuncuları da bizzat oyuna sahne seçtikleri ülkelerden buluyorlar.
Gelelim İstanbul üzerindeki diğer senaryolarına; yani projelerine.
En büyük projelerinden biri İstanbul ile ilgili. İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkarmak.
Nasıl diye merak ediyorsun? Ne demek bu diye? Hemen söyleyeyim:
Her şehrin bir ruhu vardır. Bu ruh kimi zaman o şehrin tarihiyle, kimi zaman mimarisiyle, kimi zaman bulunduğu coğrafyasıyla, kültürüyle hayat bulur.
Tüm bu anlattıklarımızı iyi anlamaya çalış. Hepsi insanların psikolojileriyle, bilinçaltlarıyla; dolayısıyla ruhlarıyla alakalı konular.
Devam edelim: Her şehirde demin saydığımız unsurlardan birkaçı bulunur.
Bu unsurlar insan zihninde ortak bir olgu oluşturur. İstanbul, isminde bu unsurların tümünü barındırır. Bir insan İstanbul’a baktığı zaman ne görür? Bir resme baktığı zaman ne görür? Tarih, mimarî, kültür, maneviyat...Tarihini görür; binlerce yıllık tarihin akışını değiştirmiş hadiseleri. Mimarisini görür; Osmanlı’nın tüm muhteşemliğini, o eşsiz camileri,vakıfları,külliyeleri..
İşte bütün bunlar bakan insanın zihninde bir anda bir olgu hâline gelir ve bu olguların toplamı İstanbul oluverir. Demin söylediğimiz tarih olgusunun adeta tamamını içinde barındırır.
Burayı iyi anlamak lazım: Tarih görür derken bu tarih binlerce yıllık bir akış, hadiseler silsilesidir. Bu silsilenin akışında mimarileri, kalan yapıtları vardır.
Örneğin Bizans kültürü: Sarnıçlar, saraylar, Galata Kulesi,Kız Kulesi, surlar ve anıt dikili taşlar...Bu mimarî, bu kültür binlerce yılın ürünüdür. Fakat söylemek istediğimiz şudur: Bütün bu binlerce yılın ürünü olan kültürün üzerine öyle bir kültür, öyle bir mimarî gelmiştir ki adeta İstanbul’un geçmişteki binlerce yıllık kültür mimarisini,ürününü tam anlamıyla gölgelemiştir. Hatta neredeyse silmiştir.
İşte o gölgeleyen, silen unsur, kültür,medeniyet, mimarî muhteşem Osmanlı kültür medeniyetidir.
Söylemek istediğimizin can alıcı noktası budur. İstanbul’a bakan biri bu medeniyeti, muhteşem Türk eserlerini görecektir. Bilincinde çağrışımlar meydana getirecektir bu kültür. Dolayısıyla da bu medeniyetin maneviyatını ve bu manevî havanın vermiş olduğu ruhu görecektir. İstanbul’un neresine, hangi resmine bakarsa baksın, bakan adam; hafızasında o ruhu görerek o kokuyu,o havayı teneffüs edecektir. Buradan şu çıkar:
Demek ki binlerce yıllık bir kültürü bu muhteşem Türk medeniyeti silmiştir.
Ve o silinen kültürün bugünkü temsilcileri - yani Batı- o silinmişliği tekrar ön plana çıkarmak ve silen o muhteşem kültürü, medeniyeti ve bu manevî havayı da yok etmek istemektedir. Onun için sözde yeniden Bizans’ı kurma –hortlatma faaliyetleri vardır.Bu Haçlı konseyi tarafından alınmış bir karardır ve bugün tüm projeleriyle devreye sokulmuştur. Aynı şekilde Şeytanîlerin de İstanbul üzerinde benzer emelleri söz konusudur. Stratejileri gereği Haçlı konseyiyle olan rekabetten de kaynaklanarak benzeri bir planı faaliyete sokmuşlardır.Şimdi bu şehirlerin ruhundan neden bahsettik ona gelelim. Dediğim gibi İstanbul’a bakan adam şunu görür:
Muhteşem Osmanlı Medeniyeti. Öyle ki nereye baksa bu medeniyetin ne kadar muhteşem olduğunu bakan adamın zihnine haykırır.
İşte plan:
İstanbul üzerinde oynanan planın özü “ İstanbul’a bakan adam” üzerinedir.
*Gördüğü bu resim İstanbul’a bakan adama tüm bu muhteşemliği,tüm bu maneviyatı ve ecdadının kudretini göstermemeli.
*Bırakın böyle muhteşem bir medeniyeti böyle bir medeniyetin izleri bile silinmelidir.
*Bununla da kalınmamalı.Demin bahsettiğimiz binlerce yıllık bir batı medeniyeti olduğu gibi meydana çıkartılmalı ve İstanbul’a bakan adama bunlar gösterilmelidir.
*Yani bilinçaltına işletilmeli.
Bakıldığı zaman- özellikle de yeni nesle- o muhteşem ruhu göstermemek için aldıkları kararlar şunlardır. Ancak bu arada görsel mânâda silmek ne demektir onun üzerinde duralım.
"İstanbul’un bir silüeti vardır. Nereden bakarsan bak, hangi resme, portreye bakarsan bak o silüeti görürsün.
Boğaz ve nakış nakış işlenmiş muhteşem camiler... Kız Kulesi’nden pencere açılmış bu bakışa adeta. Kısaca İstanbul’un silüetini böyle görür bakan adam. İster gündüz baksın ister gece silüet budur.
Beyinlerden ruha birden ecdadın İstanbul’a attığı o eşsiz imza görünür.
İşte ilk plan bu silüeti yok etmektir.
Nasıl mı? Tabii ki birden bire yıkmakla değil.
Önce plan şudur:
*Bu silüeti gölgeleyecek, önüne onu göstermeyecek yeni yapılar inşa edilecek .
*Bunu modern yapılanma, sosyal ve ekonomik söylemlerin üzerine oturtularak planlanacak...."
Bütün bunların yanında özellikle geçiş nesli bu durumdan rahatsız olmasın diye; yani silüetin silindiğini fark edip rahatsız olmasın diye yayınlar, belgeseller, beyin yıkayan medya faaliyetleri, çağdaşlık adına “Konfor”, “Milenyumun İstanbul’u”, “Çağdaş Dünya Şehri” gibi masallarla insanlar etkilenecek.
Böylece kendi inşa planlarını gerçekleştirmeye çalışacaklar.
Sonraki nesil için bir şey yapmaya gerek yok. Çünkü onlar silüeti değişmiş yeni İstanbul’u karşılarında bulduklarında eskisinin o muhteşem ruhunun havasını teneffüs etmedikleri için hiçbir şey fark etmeyecekler. "deniliyordu.
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1013
http://haber.rotahaber.com/basbakan-kusecekse-kadir-topbasa-kusmeli_361370.html
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle