En Sıcak Konular

Doların Değerini Artık ABD Değil Çin Belirliyor!

11 Ekim 2011 16:10 tsi
Doların Değerini Artık ABD Değil Çin Belirliyor! Erol Derman'ın analizi gün geçtikçe değer kazanıyor...

"13 Eylül 2011 de yayınladığımız “EMİR YILDIZ'DAN: Kimler 'Altın Vuruş' Yapmak İstiyor?” (http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1020) analizimizden sonra yaşanan gelişmeler herkesçe malûmdur. Bu yazı, kuşkusuz son yıllara damgasını vuracak bir analizdir ve içersinde bir çok istihbaratı barındırmaktadır. İleride bu yazı Allah’ın izni ile tekrar tekrar hatırlanıp, atıfta bulunulacaktır. " demiştik.

İşte analizimizn ardından  basında yapılan değerlendirmeler:

Doların değerini artık ABD değil Çin belirliyor!

Ekonomist Ramazan Taş'tan yeni küresel sistem üzerine çok çarpıcı tespitler

 Turgut Özal Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Prof Dr. Ramazan Taş, Çin ile Amerika arasında son zamanlarda ayyuka çıkan sesli kavganın, küresel güç kaymasının çıkardığı sürtünmenin sesi olduğunu belirtti.

İKİLİ TİCARETLERDE YERLİ PARA KULLANIMI

Ekonomist Taş, dünya ekonomisinde büyük bir değişim yaşandığına dikkati çekerek, ''Türkiye, Çin, Rusya gibi ülkelerin ikili ticarette dolar yerine yerli para kullanmaya başlamaları ve merkez bankalarının döviz rezervleri içindeki dolar payını azaltmaları doların rezerv para olmaktan yavaş yavaş çıkmasına, bu da Amerika'nın sırf dolar basarak havadan kazandığı senyoraj gelirinin tükenmesine yol açıyor'' değerlendirmesinde bulundu.

DOLARIN DEĞERİ FED'DEN ÇOK ÇİN'İN ELİNDE!

Doların değerini, artık FED'den daha çok Çin'in elinde tuttuğu 3 trilyon dolarlık rezervi nasıl kullanacağı belirliyor'' diyen Ramazan Taş, düne kadar sadece reel ekonominin, üretimin ve ihracatın merkezi olan Çin artık finansal ekonominin de merkezi haline geldiğini söyledi. Taş, Çin'in elindeki 3 Trilyon doları ve cari fazlalarını artık ABD tahvillerine yatırmak yerine Asya, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika'da değeri pul olmuş şirketleri satın aldığını belirterek, kamu diplomasisi ve ekonomik diplomasiyi de küresel marka olmak için kullandığını kaydetti.

KRİZİN MALİYETİ TÜM DÜNYAYA ÖDETTİRİLİYOR

Ramazan Taş, gelişmiş ülkelerin kendi başlarına çıkardıkları krizi fırsata dönüştürmek yerine krizi bütün dünyaya bulaştırarak krizin maliyetini bütün dünyaya ödettirme kurnazlığına ve erdemsizliğine gittiğini vurgulayarak, krizin derinleştikçe eski dünya düzeninin ayakta kalan son duvarlarının da birer birer yıkıldığını savundu.

"DOLAR TALEBİ BIÇAK GİBİ KESİLECEK"

Taş, ABD ve Avrupa menşeli uluslar ötesi bankaların her an batma tehlikesi içerisinde olması, ani mevduat çıkışı korkusuyla serbest rezerv olarak bankaların dolar talebini arttırdığı için doların değer kazandığını, ancak bundan sonra yatırımcıların dolarla yatırım yapmaya cesaret edemeyeceği için kısa süre içinde dolar talebinin bıçak gibi kesileceğini ve doların dünyanın rezerv parası olma özelliğini kaybedeceğini savundu.

"GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER, GELİŞMİŞLERİ GEÇECEK"

Doğu ile Batı arasındaki ezeli rekabetin bugün ulaştığı kırılma noktasında bir kere daha ekonomik ve siyasi gücün İslam, Çin ve Hint medeniyetlerine geçtiğini iddia eden, Ramazan Taş, şunları kaydetti. ''Çin ile Amerika arasında son zamanlarda ayyuka çıkan sesli kavga, küresel ve kıtasal güç kaymasının çıkardığı sürtünmenin sesidir. Dünya ekonomisinin geleceği gelişmekte olan ülkelerin elinde olacak. OECD üyesi olmayan 129 gelişmekte olan ülke 2000 yılında dünya hasılasının sadece yüzde 40'ını üretirken, 2010 yılında yüzde 49'unu üretmeye başlamış ve gelişmiş ülkelerle üretim gücünü eşitlemiştir. Ancak yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde dünya hasılasının yüzde 57'sini üretmeye başlayacaklar ve böylece üretim gücünde gelişmiş ülkeleri geçeceklerdir. 2000 Yılında gelişmiş 29 OECD ülkesi, satınalma gücü paritesine göre, dünya hasılasının yüzde 60'nı üretirken 2010 yılında yüzde 51'ini 2030 yılında ise sadece yüzde 43'ünü üretebilecektir. 2010 yılı itibarıyla gelişmiş ülkelerin dünya hasılasındaki yüzde 51'lik payı ile gelişmekte olan ülkelerin dünya hasılasındaki yüzde 49'luk payına neredeyse eşitlenmiş, gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeleri bir bütün olarak yakalamayı başarmıştır.'' Taş yaptığı açıklamada, ''OECD tarafından yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerin üretim gücü gelişmiş ülkelerin üretim gücünü aşacaktır.'' dedi.

"YENİ BİR EKONOMİK COĞRAFYA ŞEKİLLENECEK"

Taş, ''21. Yüzyıl boyunca mevcut ekonomik coğrafya değişerek yeni bir ekonomik coğrafya şekillenecektir. Ağırlık merkezi Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya olmak üzere gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, batıdan doğuya doğru kalıcı bir zenginlik, servet, güç kayması olacaktır'' şeklinde konuştu.


AA

 










Bu haber 4,193 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,757 µs