En Sıcak Konular

Size Kuş Beslemenizi Tavsiye Ederim

22 Eylül 2011 09:28 tsi
Size Kuş Beslemenizi Tavsiye Ederim Eyüp Sultan’a Esad Coşan Hocaefendi’nin kabrinde Türbedar Mehmet Amca’yla tanıştık. Sanki başka bir zamandan kopup gelmiş bir insan o.

Bazı insanlar vardır ki bu zamanda bile temiz kalmayı başarmışlardır. Dışarıda bambaşka bir dünya varken, onlar bu sahte dünyanın yarışından çekilip kendi dünyalarının padişahı olmayı tercih etmişlerdir. Onlarla sohbet ettiğinizde “hala böyle insanlar kalmış mı” diye hayrete düşersiniz. Onların yanında kendinizi sanki bir masalın ortasındaymış gibi hissedersiniz.Kediler ve kargalar...

İşte merhum Esad Coşan Hoca’nın türbedarı Mehmet Amca, tam da öyle bir insan… Mezarlık içerisinde onca yer varken kargalar gidip onun yanı başında ötüyorlar. Yanından ayrılmayan kediler ise sanki bir toplantı yapıyor edasındalar... Kargalar ve kedilerin yiyip içtiklerine gelince, onlar bir veli kabrinin gölgesinde şekillenen bu büyük dostluk için sadece bir bahane…

İlk olarak hiç de misafir gibi davranmayan bu kargaların ne söylediğini soruyorum Mehmet Amca’ya... “Selamun Aleyküm” dediklerini öğreniyorum…

Her sabah güvercinler uğurluyor onu…

Mehmet Amca’nın dostluğu kediler ve kargalarla sınırlı değil… Onlar sadece türbedarı olduğu o mezarın başındaki dostları… Onun bir de mahalledeki dostları var ki onların güzelliğini anlatırken bambaşka bir hale bürünüyor Mehmet Amca…

Mehmet Amca’nın hayattaki en mutlu olduğu anlar o dostlarını yani mahallenin güvercinlerini beslediği anlar. Her sabah evinin önündeki güvercinlere buğday veren Mehmet Amca’yı onlar da yalnız bırakmıyor ve minibüse binene kadar onu uğurluyorlar.   

Mehmet Amca onlar için zaman zaman bir kamyon tutup on çuval kadar buğday alıp evine götürüyor. Evine gittiği zaman da keşke daha fazla alsaydım diye pişman oluyor. Bu güvercinlerle ilk tanışmasını şöyle anlatıyor: “Bir gün sabah evden çıkmıştım, bir tane güvercin gördüm, eve dönüp onun için ekmek getirdim. Ertesi gün bir baktım ki bir arkadaşıyla birlikte gelmiş. Yine onları besledim. Sonra onlar on, yirmi derken yüzü, iki yüzü buldular… O gün bugündür onları besliyorum.”

Mehmet Amca’dan öğrendiğimize göre mahalleli bu kuşlardan hoşnut değilmiş. Komşuların kimisi arabamı, kimisi penceremi kirletiyor bahanesiyle bu kuşları istemiyorlarmış… Sürekli Mehmet Amca’ya gelip; “bunları sen alıştırdın buraya” diye de sitemde bulunuyorlarmış. Mehmet Amca da kuşlardan vazgeçmesinin mümkün olmadığını söyleyip, onları tatlı bir dille ikna etmeye çalışıyormuş. Mesela diyormuş ki: “Senin rahmetli baban da mahallede bu kuşları gördü… Çok merhametli adamdı. Bunları beslemenin sevabı senin babanın hayrına da olsun…” Ama ne fayda, merhameti unutan bu insanlar kuşların güzelliğini bir türlü göremiyorlarmış…

Bir seferinde komşular baskılarını iyiden iyiye arttırmışlar. Mehmet Amca da; “kuşlar yoksa ben de yokum” demiş ve eve birkaç gün gitmemiş. Ailesinden ve komşulardan birkaç kişi Mehmet Amca’yı zar zor ikna etmiş ve eve geri döndürmüşler. O günden sonra birkaç zaman komşularının sesi kesilmiş ama bir müddet sonra yeniden laf etmeye başlamışlar. (Youtube’a “kuşçu Mehmet dede” yazarak bu kuşların klipini izleyebilirsiniz) 

Türbedar Mehmet AmcaEsad Coşan Hocaefendi'nin türbedarı

Mehmet Amca altmışına merdiven dayamış Çanakkaleli bir amcamız. Nuruosmaniye’de on yıl kadar Kur’an kursu talebeliği yapmış, hafız olmuş fakat bir müddet sonra hayat şartlarından dolayı hafızlığını devam ettirememiş. Köftecilerde çalışmış, İskenderpaşa Camii’nin mutfağında çalışmış, bir dönem İskenderpaşa’nın temizliğiyle ve bakımıyla uğraşmış. Merhum Mahmut Esat Coşan Hocaefendi 4 Şubat 2001’de vefat edince de Eyüp Sultan’daki kabrinin türbedarlığını yapmaya başlamış. O gün bugündür bu vazifeyi severek sürdürüyor.

Gülsuyu ve şekerle ziyaretçileri karşılayan Mehmet Amca’nın mezarın yanı başında bir de metal kapaklı dolabı var. Dolabın içinde ise gelenlere ikram ettiği bardak sular, şekerler, hurmalar ve başkaca ufak hediyeler var. Oradan nasibinizde ne varsa onu alıyorsunuz… En son gittiğimde bir çift çorap düştü bize… Bu hediyelerin finansmanını ise elindeki kovasıyla kazanıyor. Bunu şöyle açıklıyor:  “Kabirlere su döküyorum, ölü yakınları üç beş kuruş para veriyorlar, onunla da şeker alıyorum.”

Eyüp Sultan aşık bir gönül

Mehmet Amca’ya; “bu mezarın başında beklerken sıkılıyor musun” diye soruyorum; “hayır” diyor; “Şimdiye kadar hiç sıkılmadım.” Bu mezarın başına nice dervişlerin, nice güzel insanların, nice dertlilerin geldiğini söylüyor. “Çünkü burası feyizli yer hacı abi” diyor. Bu konudaki duygularını şöyle ifade ediyor: “Bu mübareklerin yanında olduğumuza şükrediyoruz. Mesela ben bir Eyüp Sultan’ı görebilseydim de kırk gün aç kalsaydım, kırk gün hiç uyumasaydım. Ya da Veysel Karani’yi, ya da Yunus Emre’yi…”

Mehmet Amca’nın Eyüp Sultan aşkı aslında çok daha eskiye dayanıyor. Bunu şöyle anlatıyor: “Köydeyken babaannem anlatırdı Eyüp Sultan’ı. Böyle merakla dinlerdim. Acaba bir gün ben de oraya varabilir miyim? Bana da nasip olur mu derdim. Çocukken yüreğim öyle bir yanardı ki… Yani, kimseye de bir şey anlatamazdım. Eyüp Sultan gözümde tüterdi. Sanki benim içimde o dede beni çağırıyor, gel diyor gel… Allahü Ekber! Ya dede ben köyde oturan bir insanım oraya varmam mümkün mü ki?.. Zaman geldi kuş gibi uçtum geldim. Mevla’m isteyince kapılar açılıyor. Mevla’ya hamd olsun, şükürler olsun…”

Mehmet Amca’nın bir yönü de beş vakit namazını kıldıktan sonra bir de Eyüp Sultan’a gelmek isteyip de gelemeyenler için namaz kılması. Bu konuda şöyle diyor: “Gelemeyen Eyüp Sultan âşıkları için ben bu namazı kılıyorum. Yarabbi onlar gelemediler, o kardeşlerimiz gelemediği için yanıyorlar, ağlıyorlar. Ben onların yerine kılıyorum, niyetimi kabul et. Hüsnü niyetimle, samimiyetimle, böyle dua ediyorum hacı abi…” Söylediğine göre fazladan kıldığı namazları yüzünden bazıları ona “Deli Mehmet Amca” diyorlarmış.

Mehmet Zahit Kotku'nun sohbetlerindeTürbedar Mehmet Amca

Merhum Mehmet Zahit Kotku’dan soruyorum Mehmet Amca’ya. Bana öyle süslü ve uzun cümleler kurmuyor. Sevgisini en sade biçimde şöyle ifade ediyor: “Onlar ne güzel insanlardır, onlara sevgi saygı göstermek lazım. Allah onların sevgisini kazanmayı herkese nasip etsin. Bizim niyetimiz onların sevgisini kazanmak, onların yollarında güzel güzel yürümek…” Hayat şartlarından ve gençlik hallerinden dolayı Mehmet Zahit Efendi’nin sohbetlerine iki haftada bir ancak gidebildiğini söyleyen Mehmet Amca büyüklere giderken niyeti kontrol etmek hususunda ise şunları söylüyor: “Öyle bir tatlı insanlar ki onlar, senin ne için geldiğini de biliyor, derdini de biliyor, niyetini de bir bakışta anlıyorlar.”

“Mehmet Zahit Efendi’nin elini öptünüz mü?” diye sorduğumda; “Öpmez miyim hiç” diyor...  “Onlarla görüşmek kolay mıydı?” diye sorduğumda ise: “Onlar öyle tatlı adamlardı ki hacı abi, gelen herkesle konuşurlardı” diyor. Sonra Mehmet Amca, Mehmet Zahit Kotku’dan şu hatırayı anlatıyor:

“Bir gün iki öğrenci Mehmet Zahit Efendi’yi ziyarete gelirler ve sınava gireceklerini söyleyip dua isterler. Sonra bunlardan birisi sınavı kazanır diğeri kazanamaz. Birlikte Zahit Efendi’nin yanına bir daha giderler. Kazanan der ki: ‘Efendim duanızla sınavı kazandım, teşekkür ederim.’ Diğeri de der ki ‘Efendim bana dua etmediniz mi ben kazanamadım.’ Bunun üzerine Zahit Efendi; ‘Evladım ben ikinize de dua ettim ama sen o gece yattın uyudun, arkadaşın ise çalıştı’ diye cevap verir.”

Hizmet edenlerin elleri...

Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin de sohbetlerini dinlediğini ifade eden Mehmet Amca İskenderpaşa Camii’nin yemekhanesinde çalıştığı dönemlerde bir gün Esad Hoca’nın aşağıya gelip ellerine uzun uzun baktığını anlatıyor. O esnada kaynar suda bulaşık yıkadığını sonra elini leğenden çıkartıp telefonu çevirirken ellerine baktığını söylüyor. Merhum Esad Coşan Hoca o günkü vaazında bu hizmet eden ellerden de bahsetmiş…

O günlerden bir anı da şöyle: “İki genç vardı biri diğerinin ensesine vurmuş, ötekisi de gitmiş onun burnuna vurmuş. Sonra kavga ediyorlar… Esad Hoca o gençleri aldı onları barıştırmaya çalıştı. Onlar ‘ben ondan öcümü alacağım’ dediler önce. Sonra zor ikna oldular barışmaya…” Bu anı da bu büyük zatların toplumla iç içe olduklarını gösteren güzel bir örnek… Aynı zamanda bu anı hayatın akışındaki bazı durumlara onların müdahale ettiklerini de gösteriyor.

Son sözleri

Gitmeden önce Mehmet Amca’dan bir nasihati olup olmadığını soruyorum. “Konuştuğun kimselere ‘kardeşim’ diye hitap et. Kardeşim dediğin zaman aradaki bütün buzlar erir, şeytan kaçar gider” diyor. “Başka bir tavsiyeniz var mı bize?” diyorum şöyle diyor: “Size de kuşları beslemenizi tavsiye ederim. Pencerenin önüne ekmek koyun, onlar gelip bulur.”

Biz de Eyüp Sultan’a gelen herkese merhum Esad Coşan Hocaefendi’nin kabrini ziyaret ederken, türbedar Mehmet Amca’yla da tanışmalarını tavsiye ederiz. Yazarların ve bilhassa şairlerin bunu yapmaları inanıyoruz ki ilham verici olacaktır.

Kaynak: Dünyabizim



Bu haber 4,330 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,828 µs