En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
28 Nisan 2015

Büyük İsrail Projesi



Son günlerde Oden Yinon'un raporu tekrar gündeme gelip, tartışılmaktadır. Hatta Oktan Keleş Gönül Mimarları Programı’nın 24. Bölümünde bu raporu tekrar hatırlattı.

   
Bu rapor o zamanlar kimsenin dikkatini çekmemişti. Biz bu raporu 2004 Yılı Ocak Ayında, Yarın Dergisi’nde dile getirip, analiz  etmiştik.

 

 



Bu rapor 1982 senesinde, İsrail Dışişleri Başkanlığı görevlisi Oden Yinon tarafından kaleme alınmış olup, "Dünya Siyonist Teşkilatı Enformasyon Dairesi"nin  yayın organı olan Kivunim (Yönelimler)  Dergisi’nin Şubat 1982 14. Sayısında "1980'LERDE İSRAİL İÇİN STRATEJİ" başlığı ile yayınlanmıştı. 

Bu rapor, kamouyuna Profesör Israel Shahak'ın, "The Zionist Plân for The Middle East" isimli eserinde yayınlanarak duyuruldu. 

Raporda; “Ortadoğu'daki bütün ülkelerin çok zayıf durumda bulunduklarına, çünkü bu ülkelerde kurulan devletlerin, yapay sınırlar içinde bir arada yaşamak istemeyen etnik ve dini cemaatleri toplayarak kurulduklarına” tezini işliyor ve  “İsrail'in bir devlet olarak ayakta kalabilmesi için bu manzaraya uygun biçimde bölge devletlerinin bölünmesi gerektiğini; Irak etnik ve mezhebi temeller üzerinde bölünecektir; kuzeyde bir Kürt devleti, ortada bir Sünni ve güneyde ise Şii devleti kurulacaktır.” Denilmektedir.

Bu raporun ülkelerle ilgili bölümleri şöyle: 

LÜBNAN:
 
“Lübnan zaten fiilen var olan beş bölgeye bölünecektir. Bu bölgeler, bir Maruni- Hristiyan bölgeyi, bir Müslüman bölgesini, bir Dürzi bölgesini ve bir Şii bölgesiyle Haddad'ın milisleri aracılığıyla Israil'in denetimi altındaki bölgeyi içerecektir.

SURİYE:
 
Suriye etnik yapısına uygun olarak, bugünkü Lübnan'da olduğu gibi çeşitli devletlere ayrılacaktır. Böylece kıyıda bir Şii Alevi devleti, Halep bölgesinde bir Sünni devleti, Sam'da buna düşman bir başka Sünni devleti, ve Havran, kuzey Ürdün ve belki bizim Golan'da  bir Dürzi devleti. Böyle bir devletleşme uzun vadede bölgede barış ve güvenliğin garantisi olacaktır ve bu hedef bugün artık erişebileceğimiz kadar yakındır.

Bugün Suriye ordusunun büyük bölümü Sünni’dir, ama baslarında Alevi subaylar vardır. Irak ordusu ise ağırlıklı olarak Şii’dir, ama subayları Sünni’dir. Bunun uzun vadedeki önemi büyüktür ve bunun içindir ki, ordunun sadakati uzun ömürlü olamaz...

İktidardaki güçlü askeri rejim (Hafiz Esad rejimi) dışında, Suriye'nin temelde Lübnan'dan hiç bir farkı yoktur. Nitekim bugün Sünni çoğunluk ile iktidardaki Alevi azınlık (nüfusun yalnızca % 15'i) arasında sürmekte olan gerçek iç savaş içteki sorunun vahimliğini gözler önüne sermektedir. 

IRAK:
 
Irak bir yandan petrol bakımından zengin, öte yandan da içte bölük pörçük bir ülke olarak, Israil İçin sağlam bir hedef olmaya adaydır. 

Irak’ın bölünmesi bizim için Suriye'nin bölünmesinden çok daha önemlidir... 

Irak, çoğunluğun Şii, yönetici azınlığın ise Sünni olmasına karşın özde Komşularından farklı olmayan bir ülkedir. Nüfusun % 65'nin iktidara hiçbir siyasi katilimi yoktur. İktidar, % 20'lik bir seçkin tabakanın elindedir.

Ayrıca, kuzeyde büyük bir Kürt azınlık vardır. 

İktidardaki rejimin elinden petrol gelirleri ve ordu alındığında Irak’ın gelecekteki durumu, Lübnan’ın geçmişteki durumundan farklı olmayacaktır.... 

Irak etnik ve mezhebi temeller üzerine bölünecektir; kuzeyde bir Kürt Devleti; ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti. 

MISIR:
 
Bugünkü iç siyasal görünümüyle Mısır tam bir ölüdür; hele hele, Müslüman ve Hristiyan alemleri arasındaki gitgide derinleşen uçurumu da göz önüne alırsak, bu daha da doğrudur. 

Mısır’ı farklı coğrafi bölgelere ayırmak, Israil'in 1980'lerde bati cephesinde güttüğü başlıca siyasi hedeftir...

Israil uzun vadede, ekonomik açıdan olsun, enerji rezervi olarak olsun, stratejik öneme sahip olan Sina üzerinde denetimi yeniden sağlamak için doğrudan veya dolaylı harekete geçmek zorunda kalacaktır.

Mısır içteki sorunları nedeniyle askeri stratejik bir sorun yaratmamaktadir. Dolayısıyla, 1967 Savaşı sonrasındaki yerine itilebilir. 

Mısır birden çok iktidar odağına bölünmüştür. Eğer Mısır parçalanırsa, Libya, Sudan ve hatta daha uzaktaki devletler de bugünkü biçimleriyle varlıklarını sürdüremeyip Mısır’ı izleyeceklerdir.

Yukarı Mısır’da, çok sinirli güce sahip ve merkezi hükümetten yoksun bir takım zayıf devletlerin yani başında kurulacak bir Hristiyan Kopt Devleti tasarısı, ancak barış antlaşması ile ertelenebilen, fakat uzun vadede kaçınılmaz görünen bir tarihsel gelişmenin anahtarıdır.

Bugün Müslüman Arap dünyasındaki en parçalanmış devlet olan Sudan, birbirine düşman dört gruptan oluşur. 

Arap olmayan Afrikalılar, paganlar, Hristiyanlara ve bunların oluşturduğu çoğunluk üzerinde bir azınlık egemenliği kurmuş olan Sünni Müslüman Araplar. 

Öte yandan Mısır’da ülke genelinde çoğunluğu oluşturan Sünni Müslüman Araplara karşılık Yukarı Mısır’da yedi milyonluk güçlü bir Hristiyan azınlık yaşamaktadır. 

Bunların hepsi kendi devletlerini kurmak isteyeceklerdir ve bu da Mısır’da ikinci bir "Hristiyan Lübnan" yaratacaktır.

ÜRDÜN:
 
Ürdün, uzun vadede değil ama, kısa vadede yakın bir stratejik hedeftir. Ürdün'ün bugünkü yapısıyla uzun süre var olabilmesi mümkün değildir ve Israil'in politikası da, savaşta ve barışta Ürdün'ün bugünkü rejiminin tasfiye edilip, iktidarın Filistinli çoğunluğa devredilmesine yönelik olarak işletilmelidir.”


Yine “2000’lerin İsrail’i için stratejiler”  başlıklı başka bir raporda:


“Türkiye ve Ürdün ile yakınlaşarak, bölgede güç dengesi politikasıyla İsrail’e yönelik tehditlerin çerçevelenmesi ve istikrarsızlığa sürüklenmesini öneriyor. İsrail’in güvenliği için, Türkiye ve Ürdün’ün yardımı ile Suriye’nin kuşatılması isteniyor…”

Adamlar bir plan yapmışlar ve gözümüzün içine bakarak uyguluyorlar... Ne diyelim? 


Emir Yıldızdan     

buulkem@gmail.com

Twitter:@emiryildizdan



Bu yazı 5,916 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,513 µs