En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
12 Kasım 2012

Senin Kopyan Var mı? Veya Voodoo Bebeği



Senin Kopyan Var mı? Veya Voodoo Bebeği

Yine sinirlerinizi zıplatacağımı biliyorum ama bu çalışmadan herkesin haberdar olması gerekir. Çünkü bu deneyler artık sahada uygulanmaya başlandı. Şunu da biliyoruz ki, bu tip deneyler, insanlık için değil, Şeytanlık içindir!

Bir üniversitede başlayan bu deneyin ayrıntılarını birazdan anlatacağım ama bu tür anlatımların şu sıkıntısı var; meramımı tam anlatabildim mi veya karşımdaki anlayabildi mi?

Anlatamazsam veya anlaşılmaz ise -konu zaten oldukça karışık- bu sefer "sıradışı’na" çıkarırlar sizi, komplocu vs. olarak nitelendirirler. Bu nitelendirmeler şahsım için hiç önemli değil. Böyle söylemlere de aldırmam. Çünkü ben bildiğimin ne kadar önemli olduğunun farkındayım, bilincindeyim. Bu konuda en küçük tereddütüm yok. Ama sancım şu; bu konu çok önemli ve herkesin bilmesi gerekiyor.

Niyetim, anlatacaklarımla sizi endişeye düşürmek değil! Bu anlattıklarım yapılıyor, gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor!

Şimdi gelelim konumuza:

Senin kopyan var mı? Ya da senin aynından var mı? Bu sorular gerçekten zor sorular ama konumuz için önemli. Önemli çünkü bizi, yani günümüz insanını çok yakından ilgilendiren bir deneyin kodları bu sorularda saklı. Şimdi bu deneyden bahsedeceğim:

Bu deney; gizlice ve sessiz sedasız bir şekilde Florida Atlantic Üniversitesi’nde, ABD devlet ajanlarının gözetiminde uygulanıyor. Merkez bu üniversite.

Uygulanıyor derken, geliştirilme aşamasında şu an. Bahsettiğimiz bu deney, laboratuardaki insanlar üzerinde uygulanmıyor. Deney alanı dışarısı. Deney malzemesi ise insan (birey) ve aile. Burada toplumsal bir deney alanı yok. Bireysel bir alandan bahsediyoruz. Tamamen kişi ve aile odaklı bir deney.

Bunun için seçilmiş kobay insanları kullanıyorlar. Seçilen bu kişilerin tabii ki bu deney ve gözlemlerden haberi yok. Yani kullanıldıklarının farkında değiller!

Şu an bu deney için 14-1 ülkede faaliyet yürütülüyor. Peki yapılan bu deneyin amacı nedir?

Seçilmiş ülkelerdeki “her türlü sosyal statü ve konumdan insanı takip etmek ve onların psikolojileri ile oynamak.”

Kişi üzerinde uygulanan bu deneyin amaçlarından birisi; denek olarak kullanılan insanın çeşitli olaylar/durumlar karşısında gösterdiği tepkiler. Yani bu deneye maruz kalan insan (kişi), karşılaştığı durumu nasıl idare ediyor? Kaos ve anti-kaos psikolojisini yönlendirebilme kabiliyeti nasıl? İşte bu ölçülüyor…

Bunun ne kadar korkunç bir silah olabileceğini düşünün… Bu deneyi nasıl gerçekleştiriyorlar? En basit olarak bir uygulamasından söz edelim. En alt basamaklarda yer alan, çok önem verilmeyen bir türü’nden bahsedelim:

Burada yapılan çalışmalarla ilgili olarak şunları söylemek gerek: Bu deneyler birçok birimin ortak çalışması ile yürütülüyor. Kontrol CIA tarafından sağlanıyor. Ancak işin içinde diğer istihbarat örgütleri de var. Bunun dışında Üniversite’nin kimliği paravan olarak kullanılıyor ve Üniversite’den de; psikiyatrlar, doktorlar ve çeşitli bilim dallarından bilim adamları var.

Deney Nasıl Yapılıyor?

Pilot bölge ve seçilen kişi belirleniyor. Seçilen kişinin tüm verileri toplanıyor. Bu kişinin; mesleği, sağlık durumu, ailesi, maaşı, harcamaları, arkadaşları, hobileri, fobileri, hayalleri, beklentileri vs. Bu kişinin adeta bir kopyası= voodoo bebeği yapılıyor.

Seçilen insanın doğal olarak çevresi de deneye maruz kalıyor. Çünkü burada kişinin kurduğu beşeri ilişkiler ve yaşam döngüsü de öne çıkıyor.

Deneye maruz kalan bir memur olsun:

Deneye maruz kalan bu memurla birlikte bunun çevresi de yani ailesi, iş arkadaşları, sosyal faaliyetlerdeki dostları da bu deneye maruz kalmış oluyorlar.

Deney Başlıyor:

Diyelim ki memur işe gidecek. Tüm hazırlıklarını yaptı, tam evden çıkarken telefonuna bir mesaj gelir; “ödenmemiş kredi kartı borcunuzdan dolayı icraya verildiniz.” Artık sinir harbi başlamıştır. Memur hemen amirini arar, arar ki işten izin alsın bu yanlışlığı düzeltsin. Çünkü kredi kartı borcu yoktur. Arar ama amiri daha çok sinirli ve endişelidir. Az önce ona da bir telefon gelmiş; “bugün müfettişin geleceği, teftiş edileceği” söylenmiştir. Dolayısı ile amir, memurunun derhal işe gelmesini ister. Memurun istediği izini ona vermez. Bu durumda memur işi ile özel işi arasında sıkışır kalır. Mecburen işe gelir ama aklı hep bankada/icrada… Hemen bankaları arar ama istediği kişiye bir türlü ulaşamaz. Çünkü burada müdahale vardır.

Bu arada teftiş başlamıştır. Ortam zaten yeterince gergindir ve bu arada memura bir telefon daha gelir. Okuldan çocuğunun öğretmeni arayarak, “çocuğun yaptığı davranışlardan dolayı disipline verileceğini” söyler… Memurun sinir sistemleri iyice teste girmiştir. İşindedir ama işini düşünecek durumda değildir. Kafası allak bullak olur. Kendini tam işine veremez ve amirinden eleştiri alır, fırça yer. Amiri üstelik teftişin iyi geçmemesinden onu sorumlu tutar ve bağırır çağırır. Artık küçük çaplı bir kaos başlamıştır. Tartışmalar devam eder… Memurun kaosu yönetebilirlik sınırı test edilir, kontrol sınırı ölçülenir/deneylenir.

Deney burada biter, raporlanır…



Birileri kedinin fareyle oynadığı gibi kişilerle ve tüm insanlıkla oynama arzusundalar.

Şimdi seçilen kişinin konumunu düşünün. Burada biz sıradan bir memuru ele aldık. Diyelim ki bu seçilen kişi, çok önemli birini ameliyat edecek bir doktor olsun. Veya ülkenin geleceği ile ilgili çok önemli bir ihaleyi yapacak kişi olsun veya üst düzey bir asker olsun vs. sonuçları sizler düşünün…

Birileri ellerine almış iğneleri, seçtikleri kişileri voodoo bebeğine benzeterek, iğneyi sinir uçlarına batırıyorlar.

Bunlar, hayata suni müdahalelerdir. Bu deneylere karşı önlem olarak, kişinin inancını kalkan yapması gerekir.

İşi paranoyakça noktalara getirmemek lazım ama bu çalışmaların da yapıldığını bilmek lazım. Zira her şeyimiz gözetim altında ve hemen hemen tüm verilerimiz dijital alemde/kasalarda…

Soru şu: Ya seçilmişseniz?

Senin kopyan var mı?

Emir Yıldızdan          

buulkem@gmail.com



11.10.2012

Bu yazı 8,031 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,995 µs