En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
5 Temmuz 2012

İyilik Duvarı’na Tuğla Koyanlar



İyilik Duvarı’na Tuğla Koyanlar

 

Bugün sizlere bir hikâye anlatacağım. Bakmayın hikâye dediğime, yaşanmış bir olay. Hem de içimizi titreten, gözyaşlarımızın süzülmesine sebep  olan bir hikaye.

                                                                 *

Latif Baba, Oktan Keleş’in kitabında ne diyordu:

“Bu âlem dünyadaki fiillerin yansıdığı meydandır. Dünyada yapılan bütün iyilikler ve kötülükler ve mahlukâtın aldığı hâl buraya yansır. Görmüş olduğun yaratıklar insansı şeytanlar, cinler, şeytanın askerleri ve diğer insanların yansıması. O görmüş olduğun duvar da "iyilik duvarı." Dünyada insanların yapmış olduğu bütün iyilikler bu duvara bir taş koymaktadır.

Kötüler de yaptıkları her kötülükten sonra bu duvarı kısmen ya yıkarlar ya delik deşik ederler. Dünyada yapmış oldukları kötülüklerden dolayı görmüş olduğun korkunç yüzlü o mahlukâtın buradaki hakikatleri ve yüz esmaları çirkindir, tiksindiricidir.

Latif Baba’nın bu izahıyla, yıllar önce İlhami Abi’nin söylemiş olduğu şu sözü hatırladım:

“İyilik duvarına bir tuğla da biz koyalım.”    

                                                                       *

İşte ben de bugün, elimden geldiğince, “iyilik duvarına tuğla koymuş” bir güzel insanın ibretlik hikâyesini anlatacağım:



Ben bunu geçenlerde hattat Yusuf Coşkun Benefşe’den dinledim. Olayın birinci şahidi o.

Yusuf Bey’in annesi Zincirlikuyu mezarlığında meftun. Yusuf Bey hemen her Cuma annesinin mezarını ziyaret eder, Kur’an okur ve dua eder.  Annesinin ve civardaki mezarların da bakımını yapar, çiçekleri sular…

Geçenlerde Yusuf Ağabey yine annesinin mezarının başında dua ederken, birden etrafta bağrışmalar olmuş. Yusuf Bey bu bağırış ve ağlama seslerini duyunca,  40-50 metre ötede 5-6 kişinin koşturmalarını görmüş. Mezarlık görevlileri de etrafta  koşmaya başlamışlar.

Yusuf Bey’de, “acaba birine bir şey mi oldu?” endişesi ile olayın olduğu yere gitmiş.

Görmüş olduğu manzara şu:

Yıllar evvel defnedilmiş bir kişinin mezarı açılmış. Açılan mezarda kefen dahi bozulmamış, hafif sararmış… Cesed ise hiç bozulmamış…Orada yatan, o mübarek insanın bu halini görenler ağlamaya başlamışlar.

Tıpkı Münir Derman'ın Kabir Taşında yazdığı gibiymiş durum:

"Bir gövde borcum var toprağa Verdim borcumu. 
Ruhumun toprağa borcu yok benim. 
Arama toprakda beni, ben başka yerdeyim. 
Toprağım temizdi, temiz teslim ettim borcumu."

Yusuf  Abi daha sonra şunları anlattı:

Mezarı açtıran kişiler orada yatan kişinin evlatları imiş. Maksatları babalarını Anadolu Yakası’nda, evlerine yakın bir mezara defnetmekmiş. Zincirlikuyu Avrupa Yakasında kaldığı için sıklıkla ziyaret edemiyorlarmış. Onlarda ailece karar alarak, babalarının naaşını Anadolu Yakası’na taşımaya düşünmüşler. Mezarı bu yüzden açtırmışlar. Açınca da babalarının o tertemiz vücudu ile karşılaşmışlar.

İşte bu olaya şahid olan aile ve mezarlık görevlileri, bu manzara karşısında gözyaşlarına hâkim olamamışlar…

Yusuf Abi’de bu kişiye merak eder sorar; “kimdi, nasıl biriydi ki Allah bu insanın cesedini çürütmedi?”

Evlatlarından aldığı cevap şu:

“Babamız doktordu. Bütün hastaların imdadına koşardı. Maaşı dışında kimseden ücret almaz, hastalarına şefkatle yaklaşırdı. Onlara evlatları gibi hizmet ederdi. Çok hastanın duasını aldı…”

İşte iyilik duvarına ömrü boyunca tuğla koyan bir kişinin ibretlik hikâyesi. Terazinin iyilik kefesinin ağır basması için uğraşmış bir müminin örnek hikayesi... 

Yusuf Abi’nin de ricası ile aile mezara hiç dokunmuyor ve tekrar üstünü kapatıyorlar…

Her meslek grubu yaptığı hizmetleri bu aşkla yapsa…Hele doktorlar…Hastaların duasını almak varken, “sizin ilaç şirketinin ilacından şu kadar yazacağım, bana ne veriyorsunuz?” diyenler yok mu? Hastanın umutsuzluğundan faydalananlar, yok mu? Az da olsa var. Hastanın duasını almak varken, “ahını” almak niye?

İşte iki doktor arasındaki fark; mezarda da ahrette de belli olur…

Ne demişler;  “halka hizmet, Hakk’a hizmettir.”

Allah, cümlemizi razı olduğu kullarından eylesin inşaallah.

Cumanız mübarek olsun.

 

Erol Elmas

buulkem@gmail.com



22.06.2012

Bu yazı 10,453 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,466 µs