En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
11 Nisan 2011

Herşeyimizle Karşılarındayız!



Herşeyimizle Karşılarındayız!

Efendimiz'e(sav) hakaret eden film 2012'de vizyona girecekmiş...


İsminin geçtiği yerde yüreğimizin titrediği, Adını abdestsiz anmaktan haya ettiğimiz Efendimiz'e (sav) hakaret eden bir film hazırlanıyormuş.

Hollandalı aşırı sağcı milletvekili Geert Wilders"in İslam dinini hedef aldığı 'Fitna' filminin devamı 'Fitna 2'  2012'de gösterime girecekmiş. Amerikan yapım şirketinin çekimlerine başladığı filmde, Hz. Muhammed'in …… olduğu iddia edilerek, bu yüzden Müslamanların barbarca bir hayat yaşandığı konu alınıyormuş.

İkinci filmin birincisiyle kıyaslandığında çok daha farklı olduğunu iddia eden Geert Wilders, "İkinci film Fitna 2'de ……. olan Muhammed yüzünden nasıl bir barbarca hayatın yaşandığı konu alınıyor.” Demiş.

Bu filmin çekimleri devam ediyor, 2012 yılında gösterime girecekmiş.

2012 yılı şeytanın hilelerinin ön planda olduğu bir yıl olması için, Şeytan ve şeytanlaşmış insanlar var güçleri ile çalışıyorlar. Adem ile Şeytan arasındaki mücadele bugünde sürüyor... 

Oktan Keleş’i takip edenler 2012 yılı yaklaştıkça bu tür olayların artacağını  biliyorlardı. Oktan Keleş, “Şeytanın Gerçek Yüzü ve 2012” isimli makalesinde şunları anlatmıştı:

İnsanlık zihnine dünyanın 2012 yılından başlayarak bir nevi yeni çağ kıyametine gireceğini üfleyenler kimler? Tabii ki meşhur küresel sihirbazlar…” demişti.

Küresel sihirbazların lideri kim?

Eski şeytanî anlayışların, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in "karnuşşeytan" (Şeytan çağı) dediği; onların ise "novus ordo seclorum" (Yeni Dünya Düzeni)  dedikleri dönemlerde miyiz?

Efsaneleri kullanarak zihinleri bulandıranlar ve kargaşa çıkaranlar kimler?

Şeytanın hizmetkarları bir kaos ortamı oluşturmak için Efendimiz’e (sav) hakaret eden film hazırlıyorlarmış. Ama biz biliyoruz ki:

"Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar." [Tevbe 87]

Ya Rabbi kalplerde olanları ancak Sen bilirsin. Onların kalplerini mühürlemişsen, ebedi cehenneme yuvarlanmıştır onlar. Onlar ki, şeytanı kendilerine dost edinmişlerdir. Bu yüzden kaybedenlerden olmuşlardır.

Ya Rabbi, Efendimiz'in (sav) mübarek ruhunu incitenlere layık oldukları azabı bu dünyada da ahirette de tattır! Bilerek ve isteyerek bu işte dahli olanları sana havale ediyoruz Ya Kahharı Azimüşan...

Canımız Efendimiz’e (sav) hakaret edenlerin:  ELİMİZLE, DİLİMİZLE, KALBİMİZLE karşılarında duracağız!

Ya Rasûlallâh! (sav) Siz buyurmuştunuz ki: “Ümmetimden beni çok seven kimseler bulunacak ki, onlar benden sonra gelecekler. Onlardan biri beni görebilmek için bütün aile ve malını feda etmek isteyecektir.”

Efendimiz (sav) atalarınızda bir söz vardı hani: "Anam babam sana feda olsun Ya Resulallah (SAV)." diye.

Ve ben  bu yemine "kendimi" de ekliyorum!

 

 

 EFENDİMİZ’e

 

Gül¸ gül olmaktan hiç bu kadar mutlu olmamıştı¸ adının seninle anıldığından beri EFENDİM (SAV). Gül¸ hiç bu kadar utanmamıştı renginden dolayı. Ben buna layık mıyım diye kıpkırmızı kesilmişti…Gül’dü bu¸ halden hale giren¸ halinden sonsuz mutluluk duyan¸ gül …

 Elsiz ayaksız akan su gibi¸ gül…O’na yakın bilinenin el -ayakları nasıl tutar ki? O’nda eriyenin ele ayağa ihtiyacı olur mu? Efendimize (SAV) benzetilmekten¸ adı O’nla yan yana geldiği için kokular yayan gül… Belki de “Bütün çiçekler ‘bir tek gülün’ kokusunu gizlemek için kokularını bu kadar saçıyorlar?”

 Ve yine ; “Derler ki bütün çiçeklerin renkleri bir tek gül vardır ki onun rengini gizlemek içindir.”

 Ve neden “renklenince kokmaya başlıyor gül¸neden?”

 Ve neden “ gül kokusu diğer kokulara benzemez¸hemen tanınır¸ neden?”

 Gül¸sen gül. Hüzün bize düşer¸bize düşer gözyaşı…Geceleri gizli gizli ağlamak bize düşer…Gül¸Efendime (SAV) layık olamadık diye; utanmak¸kıpkırmızı kesilmek bize düşer… Bize düşer boyun bükmek¸solmak bize düşer…Üzerindeki çiğ damlaları gibi seherde bağrını rüzgara vererek için için ağlamak bize düşer…


ESER: YUSUF COŞKUN BENEFŞE


 Efendim (SAV);

 Biz gülü senden kokular taşıdığı için sevdik. Senin teninden esintiler taşıdığı için onu kokladık¸ seni kokluyor gibi… Kokun¸ hiç birine benzemez¸ benzemez amma biz sana yakın bildiğimiz gülün kokusuyla avunduk. Denizler deryalar içersinde bir damla su misali¸ uçsuz bucaksız çöllerde bir tane kum misali… Bizim sana olan hasretimiz işte bu Efendim (SAV)! Milyonlarda bir’e;senden izler taşıdığı için razıyız.

 Efendim (SAV)¸ Seni hatırlattığı¸ senden kokular taşıdığı için biz gülü bu kadar çok seviyoruz

 Korkusuz ve kokulu güller gibi yanına geldim EFENDİM (SAV)! Ayaklarının ucunda durdum¸ gözlerimi kapadım¸ gül’ü o zaman daha iyi anladım¸ goncayı o zaman daha iyi anladım¸ ben gözlerimi açamadım Efendim (SAV)¸ kainat bana karanlık olur diye gözlerimi açamadım! Gonca gibi kalmak geçti içimden Efendim (SAV)… Gönlüm¸ gül’ün halini o zaman bildi? O zaman bildi neden bu kadar utandığını…

 Gül¸eminde olmayı senden öğrendi.Sana uyan asla kaybetmezdi¸bu yüzden korkusuzdu gül dikenlerin arasında…Dikenlerin arasında açan gül¸zorlukların içersinde¸karanlıktan aydınlığa çıkan gül…

 Efendim (SAV)¸Sensiz¸her Gül’ün boynu bükük şimdi…

 Son söz: Efendim’in (SAV) gül sözü:  Cennet'in seyyidi Gül'dür.

 

 NOT: Efendimize yapılan hakaret karşısında eskiden  idarecilerimiz nasıl davranırdı:

http://www.muradim.de/dergi_oku.php?id=232

 

Erol Elmas

buulkem@gmail.com



05.04.2011






Bu yazı 8,330 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,443 µs