Kraliçe'ye Soruyoruz: Neden 31 Mart[1]
“Not düşülen tarihler…”
Gazetelerde şöyle bir haber yer aldı:[2]
“Başbakan Erdoğan, 31 Mart 2011 Perşembe günü, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından kabul edilecek, ayrıca İngiliz muhatabı Başbakan David Cameron ve Yardımcısı Nick Clegg ile görüşecek.”
Tarihimizdeki önemli dönüm noktalarından biridir 31 Mart tarihi.
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, Sultan Abdülhamid yönetimine karşı büyük bir ayaklanmanın adıdır 31 Mart. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.
Şurası bir gerçek ki, İngiltere 31 Mart isyanının ardındaki başlıca aktörlerdendir. Belki de İngilizler o yüzden bu tarihi (31 Mart’ı) çok seviyorlar.
O dönemin tanıklarından dinleyelim 31 Mart’ı. Bakalım nasıl anlatıyorlar:
“Avukat Abdurrahman Şeref Laç, bir heyetle birlikte hukuki bir mesele için Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde yatmakta olan Rıza Tevfik'i ziyaret eder. Yanlarında bir hâkim de bulunmaktadır. Ondan izin alarak, Rıza Tevfik'ten 31 Mart'ın iç yüzünü anlatmasını isteyen avukat Laç, kendisinden aşağıdaki cevabı aldığını aktarmıştır:
“Hâkim Bey! Hâkim Bey! Biz günahkârız, günahkârız, günahkârız! Hangi irtica, hangi Sultan Hamid'in tertibi? 31 Martı biz yaptık, biz! İttihad ve Terraki Fırkası yaptı! ALLAH bizi affetsin! ALLAH bizi affetsin! ALLAH bizi affetsin! Sultan Hamid isteseydi bizi derhal tenkil ederdi [bastırırdı.]. Fakat yapmadı. Merhameti mani oldu. Kan dökülmesini istemezdi. Ama biz döktük(...) Cinayetler işledik.(...) ALLAH bizi affetsin! Evet, biz yaptık, sonra Sultan Hamid'i tahttan indirdik ve Yıldız'ın hazinesi soyuldu. Tepsi tepsi, sini sini pırlanta, elmas, İttihad ve Terraki Merkezi'ne nakledildi. Ama kapanın elinde kaldı kimseye yaramadı...”
"Hakim Bey, Allah bizi affetsin, günahımız çok büyüktür. 31 Mart uydurma ihtilâli hazırlandığı zaman ben Talât Bey'e bundan kaçınılması lâzım geldiğini söyledim. Beyhude yere kardeş kanı dökülmesinin ne büyük cinayet olduğunu anlattım. Aldığım cevap şu oldu: Ne yapalım Rıza Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin paraya ihtiyacı var. Bu ihtiyacı ancak Yıldız Sarayı'nın zenginliği ve oradaki hazine karşılayabilir.”[3]
“31 Mart senaryosu başarıyla yürürlüğe konulmuş, başkent İstanbul tam anlamıyla kaosun içine yuvarlanmıştır.
23 Nisan günü Abdülhamid son cuma selamlığına çıkmadan önce subayları huzuruna davet eder. Onlara son bir konuşma yapar. Hareket ordusunun İstanbul'a girmek üzere olduğunu, kesinlikle çatışmaya girilmemesini tembihler ve şöyle devam eder:
“31 Mart günü okunan ferman benim değildir, bu hadise bazı düşmanlar tarafından tertiplenmiştir. Sizleri aldatmışlar, kötü emelleri için teşvik ve tahrik etmişler. Asker evlatlarım bunlara kesinlikle inanmasınlar. Kışlalarında sakin olsunlar, silah kullanmasınlar...”
Olayların sonucunda: Meclis-i Umumi Milli adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan 27 Nisan'da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesini, yerine V. Mehmet Reşat'ın geçirilmesini kararlaştırır.
31 Mart olaylarının neticesinde Abdülhamid Han tahttan indirilip Yıldız Sarayı yağmalanmıştır.
Abdülhamid’in tahttan indirilişini tebliğ eden ekibe bakalım:
Yahudi Emanuel Karasso, Arnavut Esat Toptani, Ermeni Aram Efendi ve Padişah'ın uzun seneler yaverliğini yapmış olan karışık soydan Arif Hikmet Paşa. Sultan Abdülhamid, gelenlerin kimler olduğunu öğrenince;
“Bir Türk padişahına, İslâm halifesine hâl kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?” demekten kendini alamadı. Akabinde Padişah ve yanındakiler Hareket Ordusu'nun subayları eşliğinde Sirkeci Tren İstasyonu’na götürülerek özel bir trenle Selanik'e gönderildi.
Sultan’ın tahttan uzaklaştırılması ile neticelenen bu olay tarihimize 31 Mart vakası olarak geçecektir.
31 Mart, İngilizlerin de içinde olduğu bir tertipti.
Bazı tarihler belki bizim için önemli olmayabilir. Ama karşımızdakiler, bu tarihleri not edip zamanı geldikçe kullanmaktadırlar.
Tıpkı 19 Mart’ta Irak’ın işgalinin ve Libya’ya saldırıların başlaması gibi. 19 Mart 1866 yılının öcünü alıyorlardı, 19 Mart'ta saldırarak![4]
Tıpkı Kraliçe Elizabeth’in Türkiye’ye geldiğinde oldukça tartışmalara yol açan savaş gemisi gibi. (Türk karasularına girmesine rağmen MMS Illustrious uçak gemisine Türk bayrağı asılmamıştı.)
13 Kasım 1918 yılında HMS Ajax isimli İngiliz savaş gemileri İstanbul’u işgal için Boğaz’a girmişlerdi. İngiliz savaş gemilerinin demir attığı yere, 90 yıl sonra İngiliz uçak gemisi ( HMS Illustrious) de demir atıyordu. Hep bir planları vardı İngilizlerin.
Vatikan’ın KİN KAPISI’nı not etmeleri gibi bazı ülkeler de, kendileri için önemli tarihleri not edip zamanı geldiğinde kullanmaktadırlar. Tıpkı Muavenet Olayı gibi. 1915 Çanakkale savaşlarında Muavenet-i Milliye gemimiz İngilizlerin HMS Goliath (CALLUT) gemilerini batırmıştı.
Çanakkale savaşlarından (1915) sonra aradan 77 yıl geçmişti. Ege Denizi'nde gerçekleştirilen NATO Kararlılık Gösterisi-92 Tatbikatı sırasında 1 Ekim 1992'de USS Saratoga (CV-60) uçak gemisinden atılan füze ile TCG Muavenet (DM-357) isimli gemimiz yanlışlıkla(!) vurulmuştu.
Gemi meseleleri ile ilgili Oktan Keleş’in ‘Piri Reis’in Rotası’ yazısı[5] bu konuda yeteri kadar ipucu sunmaktadır bize.
Başbakan Erdoğan, 31 Mart 2011 Perşembe günü, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından kabul edilecek, ayrıca İngiliz muhatabı Başbakan David Cameron ve Yardımcısı Nick Clegg ile görüşecekmiş.
31 Mart tarihini kim belirledi bilmiyoruz ama tahminimiz odur ki, İngilizlerin bu işte bir parmağı vardır. Devletlerarası ilişkilerde randevu tarihi belirlenirken, bir tarih önerilir, karşı taraf da ya o tarihe uyar veya yeni bir tarih önerir. Bizim tahminimiz odur ki, Türkiye bir tarih önermiştir ama İngiltere özellikle 31 Mart'ı seçmiştir.
Emir Yıldızdan
[1] 30.03.2011
[2] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/basbakan-erdogan-yarin-ingiltereye-gidecek-17402760
[3] Mustafa Turan, Taşkışla’da 31 Mart, İstanbul 1964
[4] http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=594
[5] http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=131
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle