En Sıcak Konular

Arkaik Dönem Çalıştayları

5 Aralık 2017 15:26 tsi
Arkaik Dönem Çalıştayları Arkaik Dönem Çalıştayları


Arkaik Dönem Çalıştayları; 

 

Bitmiş olanın değil, henüz başlamayanın, uyarısıdır!


“Yaklaşıyor, yaklaşmakta olan. Ve siz gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz! Ve siz gaflet içinde oyalanıyorsunuz!” (Necm Suresi  57.60.61. ayetler)

Gönül sultanımız, sevgili Oktan Keleş’in önderliğinde bir süredir yaptığımız ve devamı nerde biter kestiremediğimiz çalıştaylarımızın asıl amacının geçmişte yaşanmış, bitmiş olan olaylar ışığında yaklaşan büyük tehlikeler için bir uyarı olduğunu daha ilk çalıştay, ilk açıklamalarda hissettim ve bazı koldaşlara burada anlatılan geçmiş değil, gelecektir demiştim.

Tüm peygamberlerin uyardığı, tehlikelerin arifesinde olduğumuzun deklare edilmesi, bu çalıştaydır.

Yukarda verdiğim ayette çok açık bir uyarı ifadesi olup, aklımızı başımıza alarak, hakikat ve hakkın yanın da olmamız gerektiğinin en net açık uyarılarından biridir.

Çalıştayımıza başlarken; sultanımız bize yine bir ayet ile ufuk açtı. “Esatir-ül evvelin” yani “Eskilerin masalları” ifadesinin olduğu ayet ile konuya girdik.

Ayeti hatırlayalım. “Ona âyetlerimiz okununca, “Eskilerin masalları” der. “  MUTAFFİFİN- 13

Bu ifade birçok surede aynı şekilde (Esatir-ül evvelin) yine birkaç kez tekrar edilmiştir.

“Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”NEML-68

“Onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman, “Öncekilerin masalları” dediler.”NAHL-24

“Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.” KALEM-15

Ayetlerden de anlaşılacağı gibi insanlar her dönemde uyarılmış, lakin başına gelmeyeni ya da görüp, anlayamadıklarını masal, efsane, hikâye diye alaya alarak kendini kandırdığını anlıyoruz.

Gerçek ağır ve mücadele istediği için insanlar gerçeklerden kaçıyor. Avami tabirle; “Cehalet mutluluktur.” Deve kuşu gibi gerçeği görmemek için kafasını cehalet kumunun içine sokup kendince bilmediği, görmediği tehlikeden uzaklaştığını sanıyor.

Uyarıcılar, yani peygamberler dinlenseydi; Kutsal metinler, mit ve efsanelerde anlatılan büyük helak, yıkımlar olmazdı. Tarih sürekli tekerrür ediyor.

Kuran’da anlatılan büyük olayların o gün yaşayanların anlayacağı kelimeler ile anlatılması ve artık bu günkü teknoloji ile anlamının tam oturması bize Kuran’ın gücünü bir kez daha açıkça gösteriyor.

Arkaik dönem öncesi, ancak mit, masal, hikâye ya da efsane olarak anlatılanlardır. Somut verilerin olmadığı zamanların hikâyesidir.

Arkaik dönem; gerçeklerle, efsanelerin birbirine girdiği söylencelerdir.  Mitoloji ve sembolizm ile bu güne gelenlerdir.

Zamanın en eski dönemlerinde anlaşılamayan olaylara yüklenen doğaüstü, akıl almaz, güç yetmez durumların masalsı anlatımlarıdır.

Bu gün dahi anlamlandıramadığımız olayları, doğaüstü güçlerle açıklamaya çalıştığımızı düşünürsek,  binlerce yıl önce ki insanları anlamak için, sembol  ve benzetmelerin üstünde çok detaylı düşünmeliyiz.

Öğretmenimiz sevgili Oktan sultanımızın dediği gibi “kelime arkeolojisinden” yararlanarak bu zamanın teknoloji, ilim ve donelerinden faydalanarak daha kapsamlı bakmalıyız.

Eski zamanlarda anlatılan olağan üstü durumlar ve olayların belki de o zaman gerçekten yaşandığını ve sonraki nesillerin ellerinde ki gücü, ilmi kaybederek, sanki sıfırlanmış bir zamandan başladığını düşünmek gerek.

Daha önceki sohbetlerde sultanımız hep bir zaman resetlemesinden, sıfırlamasından bahis etmişti. Bu süreçte tüm birikimini kayıp eden insanlık, sıfırlanmış ve yeniden başlamıştır.

O halde, efsanelerde anlatılan Mu ve Atlantis kıtası savaşı gibi tarihin belirli devirlerinde büyük olaylar olmuş ve insanlık kendi kıyametini, sonunu hazırlamış olduğunu görürüz.

Bu yıkımlardan sonra ayakta kalan insanlığın yeniden bir hayat kurması ve yeniden belli bir seviyeye gelmesi çok uzun zaman almıştır.

Bu süreçte eski, kültürel ve dini yazıtlarda anlatılanlar dikkate alınmalıdır. Ki bizim için en önemli değer olan Kuran’ın helak kıssalarından anladığımız da bazı devirlerde büyük yıkımlar olmuştur.

Mesela bir sayha ile yıkılın bir kavim. (Semud kavmi) Sahya; şiddetli, korkunç ses demektir. Bu gün bilimsel olarak sesin yüksek desibel düzeyinde yıkıcı olduğunu anlıyor ve biliyoruz.

Yine, Kuran da Lut a.s.’ın yaşadığı ve uyardığı kavmin yok oluşu ile alakalı anlatımlardan da sanki nükleer bir silah ile yok olduklarını görebiliriz.

Buradan şöyle bir düşünce çıkarabiliriz, insanlık bazı devirlerde teknolojik olarak çok üstün bir seviye ye gelerek, kendi helakına sebep olmuştur.

Günümüz teknolojisi de akıl almaz ilerlerken, insanlık ya da güç, bilim elinde olanlar, sanki eskilerin masalların da ki gibi kendilerini “ilah!” Sanırken yine yanlış zannı ile acaba kendini yıkıma mı sürüklüyor?

Gidişat eski zamanlarda ki gibi, güç sarhoşu olan insan. Elinde ki gücü olumsuz ve diğer varlıkların iyiliği yerine, yıkımı için ya da azınlık bir zümrenin, elitlerin çıkarı uğruna kullanma yarışında.

İşte bu azgın, azınlığın planlarının deşifresi ve yaklaşan tehlikenin anlaşılması için bu çalıştayların yapıldığına tüm kalbimle inanıyorum.

İnsanlığın düşmanı, bu sefer çok güçlü ve planlı olarak geliyor. Tüm zamanlarda ki aldığı yenilgilerinden edindiği tecrübe ile çok yönlü planlar ile adım adım geliyor.

Bu sefer, yapay zekâ, robot diyerek yaratma iddiasın da bulunacak. Uzun ve sağlıklı yaşam diyecek. Kim bilir teknolojik olarak sanal bir yaşam sunacak.

 Saldırıları, biyolojik silah, salgın hastalık, nükleer saldırı ile devam edecek. Belki de, ayrı ayrı yaptığı her planı, aynı zamanda devreye sokacak.

İnanmıyor ya da bilmiyor olabilirsiniz, uzay ve başka galaksilerden müttefikler edinerek belki de geçmiş, gelecek her şeyi kullanarak saldıracak.

Bu yüzden en başta söylediğimiz ayete dikkat çekiyorum. “Yaklaşıyor, yaklaşmakta olan. Ve siz gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz! Ve siz gaflet içinde oyalanıyorsunuz!” (Necm Suresi  57.60.61. ayetler) Ayetlerin olduğu sure ismine dikkat! Necm yani yıldız! Yıldız ile uzaya, evrene bir dikkat çekme olduğunu görmemiz gerek.

Kuran’ın bazı surelerinin isimleri, Necm, Kamer ve Şems! Bu isimler Yıldız, Ay ve Güneş anlamlarında dır. Bu sureler üzerinde tefekkürlerimizi artırmalıyız.

Ve yine Kuran sürekli ayet başlarında; Yıldız’a, Güneş’e, Ay’a ve Asr’a yani zamana yemin ediyor. Burada bizlerin durup düşünmesi gerektiğine inanıyorum.

Asra, yani zamana dikkat çekilirken, “Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” (ASR Suresi)

 ASR suresinde, insanın zararda olduğu ancak iman edip, güzel işler, iyilik yapan ve birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin ziyandan uzak olduğunu söylüyor.

Buradan da şöyle bir anlam çıkarmalıyız. Öyle bir zaman gelecek ki, herkes yanlış, delalet içindeyken, sizler hak ve sabır ile uyarılarınızı, ikazlarınızı yaparak, hakikati öğrenip, öğretiniz. Sabırla, “kınayanın kınamasına aldırmadan” uyarılarınızı yapın.

Bu bir uyarı ve gerçeğe çağrıdır. Duyan duydu. Duymayan uyudu.

Bu mücadele, Hak ile batılın mücadelesidir.

Bu mücadele, gelecekten gelen şerliler ile Ötüken’den (geçmişten) gelen rahmanilerin mücadelesidir.

Biz bu yolda karınca misali, Hak ve hakikatin tarafındayız. Maksat taraf belli olsun.

Hedefe, zafere varamasak ta, yolunda ölürüz. Elbette bir gün, kesinlikle zafer, hakikatin ve hakkındır. 

O zaman sen nerdesin?


BEKİR ÖZTÜRK


 


 


 


 


 




Bu haber 6,928 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,954 µs