En Sıcak Konular

Salat (Namaz)-1

20 Haziran 2016 09:25 tsi
Salat (Namaz)-1 Salat (Namaz)-1


1.Bölüm:

 


SALAT


Bismillahirrahmanirrahim


Rahman ve Rahim Allahın ismi (tanımı ile),,


Bütün isimler yani ( tanımlar) O’na aittir.Oku bismi rabbike…Oku rabbinin ismi (tanımı ile) diyerek ve tanımları yalnızca Kitaba dolayısı ile Allaha halis kılarak (muhlis) Salat kavramını açıklamaya çalışacağım.


 ص ل و [salv]: İsim olarak “uyluk, sırt” demek olan sözcük şöyle açıklanır: صلو [salv], “insanın ve dört ayaklı hayvanların sırtı, kalça ile diz arası” anlamına gelir.


Bu anlam doğrultusunda fiil olarak kullanıldığında sözcük; “uyluklamak, sırtlamak” anlamına gelir ki, uyluğun [bacağın, diz ile kalça arasındaki bölümünün] yatay duruma getirilerek bir yükün altına uzatılması şeklinde bir hareket olan “uyluklamak” da, bir yükü sırta almak demek olan “sırtlamak” da, yük altına girmeyi, yüke destek vermeyi ifade eder.Türkçe de bu kavram elini taşın altına koymak olarak ifade edilebilir.


صلو [s-l-v] kökünden türemiş olan صل�'ى [sallâ] (mastarı salât) sözcüğünün anlamı, Kıyâmet/31-32′de, hiçbir yanlış anlamaya meydan vermeyecek şekilde net olarak açıklanmıştır:


فلا صد�'ق ولا صل�'ى ولاكن كذ�'ب و تول�'ى [felâ saddaqa velâ sallâ velâkin kezzebe ve tevellâ=O, ne tasdik etti ne de çaba harcadı/destekledi. Ama yalanladı ve geri durdu].


Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlede dört eylem zikredilmiş, bu eylemlerden ikisi diğer ikisinin karşıtı olarak gösterilmiştir. Şöyle ki: صد�'ق [saddaqa]nın karşıtı olarak كذ�'ب [kezzebe], yani “tasdik etme”nin karşıtı olarak “tekzib etme, yalanlama” fiili kullanılırken, صل�'ى [sallâ] fiilinin karşıtı olarak da تول�'ى [tevellâ] fiili kullanılmıştır. Kalıbı itibariyle “süreklilik” anlamı taşıyan tevellâ sözcüğü; “sürekli geri durmak, sürekli yüz dönmek, lakayt kalmak, ilgisizlik, pasiflik ve yapılmakta olan girişimleri kösteklemek” demek olduğuna göre, تول�'ى [tevellâ]nın karşıtı olan صل�'ى [sallâ] da; “sürekli olarak yönelerek destek olmak, seyirci kalmamak” anlamına gelmektedir.



Bu manada Kuran-ı Kerim deki Salat konusunu inceleyelim.Ancak yazılan meallere bağlı kalmadan gerçek manası ile ayetleri ele alacağız.


 


Ahzab Suresi 56.ayet.


Şüphesiz Allah ve melekleri nebiye salat ederler (destek olurlar) ey iman edenler siz de O’na salat edin (destek olun)  ve tam bir teslimiyet ile teslim olun.


Bu ayet okunduğunda geleneksel inançta salavat getirmek anlaşılmış ancak salavat getirmek ancak Peygamberimize olan desteğin dua biçimi olur..Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed ..Allahım Muhammede ve onun aline yani ailesine destek ol demek olur ki  toplumda bu şekilde bile algılanmamakta Hz.Muhammed’e salat-ü selam getirmek gibi sığ bir mana içine hapsedilmektedir.Destek vermek ise bir fiil olup her bireyin kendi salatını desteğini fiili ile sağlaması ile ancak yerine getirmesi ile gerçekleşir.Salat peygamber efendimizin önderliğinde yapılacak işlere yönelerek destek olmak,elini taşın altına sokmak,yükün altına girmek ve bunu yaparken de tam bir teslimiyet içerisinde olmakla gerçekleşir.Yapılacak işlere Allah ve melekleri de salat etmekte destek olmaktadır.Şüphesiz Allahın destek verdiği bir şeyde bizim desteğimize ihtiyacı yoktur ancak imtihanın sırrı gereği Allah salat edenler ile etmeyenleri belirlemek için tabiri caizse bu işi beraber yapalım demekte, salat edenler ile birlikte olduğunun da müjdesini vermektedir..Yani namaz diye tercüme edilen salat kavramının temel manası budur ve bilinen namaz ritüeli bu salatın içerisinde bir cüzdür…


Yine Ahzab Suresinin 43.ayetinde ; O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size destek veriyor (yusalli-ييُصَل�'ِ) Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir buyrulmakta,Allah ve meleklerin salatının /desteğinin inananlar üzerine olduğu müjdelenmektedir.Ahzab suresi 56.ayet ile aynı doğrultuda salatın destek manası olduğu açıktır.


Nüzül sırasına göre bakacak olursak salat kelimesinin ilk geçtiği Sure olan Alak suresine bakmamız çok önemli olacaktır… Binlerce yıldır anlaşılamayan yanlış tercüme edilen,Allahça ve Arapça arasındaki farkı açıkça ortaya koyacak Alak suresindeki salat ve devamındaki ayetleri şu ana kadar olan mealler ile de karşılaştırarak inceleyelim.


Alak suresinin hemen hemen her mealde aynı şekilde çevrilen mealini karşılaştıralım.


9-Gördünmü neyhedeni (engelleyeni)


10-Bir kulu Namaz kılarken


11-Gördün mü ya o doğru yolda(hüda) ise


12-Veya takvayı(sakınmayı) emrediyorsa


13-Gördün mü  yalanlamış yüz çevirmişse


14-Allahın gördüğünü bilmiyor mu!


manasında çeviriler yapılmış.


Ancak şu ana kadar bilinmeyen Kuran Arapçasına göre Kuran tekniğine göre Erayeyte (Gördün mü) kelimesinde saklı..Kuran’da gördünmü ! diye başlayan tüm cümleler bir olumsuz durumu, davranışı ifade eder.Türkçede de gördün mü! kelimesini olumsuz bir durumu ifade etmek için sıkça kullanırız..Gördünmü ,bak ne yaptın…! vb.gibi..


Eraeytellezi yükezzibübiddin��"Gördünmü dini yalan sayanı ! (Maun Suresi 1)


Eraeyte men ittahaze ilahehü hevahü-Hevasını ilah edineni gördün mü( Furkan 43)


O halde eraeyte gördün mü geçen ayetlerin hepsine aynı doğrultuda mana vermemiz gerekir.Oysa ki mevcut meallerde salattan nehyeden olumsuz,doğru yolda olan (hüda)olumlu,takvayı emreden olumlu,yalanlayan yüz çeviren ise olumsuz meallendirilmiş.


Şimdi Alak Suresinde Tüm eraeyte geçen ayetleri olumsuz olarak meallendirelim..


Öncelikle namaz diye tercüme edilen salat ı yukarıda anlattığımız gibi destek veren olarak manalandıralım.


9-Gördün mü o engelleyeni !


10-Bir kul salat ederken-destek verirken


11-Gördün mü ya o hüdada !?


Bunu biraz açmamız gerekiyor..Esasen burada gördünmü dediği olumsuz tavır ile  Hüda üzere , doğru yol üzere olmasına işaret edilmesi çelişiyor gibi gözüküyor ancak iki zıt mana aynı anda doğru olmayacağına göre yani bir insan doğru yol üzerinde ise ancak Allah bunu olumsuz bir şekilde ifade ediyorsa mana ancak şöyle olur…


Salattan bir kulu engelleyen kişi kendisinin doğru yol üzerinde olduğunu söyleyerek yaklaşır ve engellemesini bu şekilde yapar..Yani kendi algısını kendi doğrusunu, kendi doğru hüda bildiği dini inancını  ön plana çıkaran bir yaklaşım gösterir.Şimdi kendi hayatımızda bunu yaşamıyor muyuz.Gerçeği söylediğimizde geleneksel anlayışın yaklaşım tarzı bize kendi doğrularını yani söylemek ile olmuyor mu.!


12-Veya takvayı emrediyorsa…!


11.ayetle bağlantılı olarak gördün mü atfı bu takvayı emreden yaklaşıma ile de ilgilidir…Yine aynı şekilde takvayı emreden olumlu gibi mevcut meallerde manalandırılmışsa da,yukarıda kendisini doğru yolda zanneden tavrın ikinci olumsuz yaklaşımı olarak salat edenlere karşı gerçeği söyleyenlere karşı, takvayı emretmek yani Allahtan kork,bu söylediklerinden,düşündüklerinden,yaptıklarından vazgeç,dinden çıkarsın,cehenneme gidersin,kafir olursun,vb,yaklaşımlar ile kendisine göre takva ile emretmek olacaktır.


13-Gördünmü ya o yalanlamış yüz çevirmişse!


Bu ayette gördün mü dediği zaten olumsuzluk ifade eden yalanlamak ve yüz çevirmek tavrı..Salat edeni engelleyen ve takva ile emreden olumsuz yaklaşım tipinin son engelleme tavrı yalanlamak ve yüz çevirmek olacaktır.Tevella etmek yani yüz çevirmek ilgisiz kalmanın salat etmenin tam zıddı bir kavram olduğunu açıklamıştık.Hakkı söyleyip salat edenlerin bu yaklaşımlar ile karşılaşmaması mümkün değildir.Asr suresinde ;


Ve tevasav bil hak ��"Hakkı tavsiye edenler


Ve tetevasav bissabr-Sabrı tavsiye edenler..


 


Hakkı tavsiye etiğimizde mutlaka sabretmemiz gereken yaklaşımlar ile karşılaşacağımız için sabrı da tavsiye etmemiz gereklidir.


14-Allahın gördüğünü bilmiyor mu! Bu yaklaşımları ile gelenler Allahın kendisini gördüğünü bilmiyor mu..Mana açık..


Allah Kitabı bize bir Nur olarak önümüze çıkacak her duruma karşı bizi aydınlatmış ve ne yapmamız gerektiği hususunda da yine yol gösterici olmuş.


Alak suresinin devamında bu olumsuz yaklaşım tarzının yapacaklarına karşı Allahın inananlara desteği ve onlara itaat edilmemesi gerektiği ve yalnız Allahın üstünlüğünü kabul ederek (Secde) O’na yaklaşılacağı vayhedilmiş.


Alak Suresini bu bütünlük içerisinde ve Kuran-ı Kerimde geçen salat kelimesi ve türevleri ile birlikte inceleyip her salat geçen ayetin namaz olarak algılanmasının dışında gerçek temel manası ile açıklamaya çalıştım.Çalışmanın ikinci bölümü salat ve bu bağlamda şekilsel olarak salatın/namazın Kuran-ı Kerimden açıklanması ile ilgili olacak.


Salih Yavuz

Not: Çalışmamda desteklerini esirgemeyen Orkun Komutanıma teşekkür ederim... 

 

  NOT: Sitemizde yayınlanan tüm tefekkürler, kişilerin kendi görüşleridir. 16 Yıldız'ın görüşü olarak değerlendirilmemelidir.  





Bu haber 6,222 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,653 µs