Her eylemi bir rivayet gibi anlatılan Nuri Pakdil'in hangi şehirde, hangi otelde, hangi mekânda yaşadığı pek bilinmez. Hakiki bir münzevidir. Herkesin on beş dakikalığına şöhret olduğu şu tuhaf dünyada, yetmişini aştığı halde bugüne kadar ne bir gazeteye, dergiye röportaj verir, ne de herhangi bir televizyon programına çıkar.
Bazen Ankara'da Kuğulu Park'ta kuşlara yem atarken görüldüğü, paradan tiksindiği için para taşımadığı, taşımak zorunda kaldığında da paraya dokunmadığı, Felluce bombalanırken de sessizce ağladığı rivayet edilir. Kitaplardan öğreneceği bir şey kalmadığına inandığı gün, bütün kitaplarını yok eder.
Tavır ve eylem adamı
Hüseyin Su anlatıyor: 31 Ocak 1984. Kar, yeni bir yıla Pakdil öfkesiyle yağmaktadır. Akay yokuşunda trafik tıkanmıştır. Ankara'daki öğrenci yurtlarına haber verilmiş ve Edebiyat'ın bürosundan başlayan kuyruk Demirler Pasajı’ndan Akay yokuşuna taşmıştır. İnsanlar, kucaklarında kitaplar ve dergilerle yokuştan aşağı inmektedirler. Nuri Pakdil, takım takım kitapları ve dergileri öğrencilere dağıtmaktadır.
Arif Ay'a göre: Düşünce kozasını örüp, onun içinde kaybolup giden aydınlardan değildir. O, düşünce ve sanat kozasını, sabırla, dirençle örerken, tüm yeryüzünü büyük bir titizlikle gözetleyen, gözlemleyen, algılayan, sürekli kendini yenileyen; yerli ve yabancı zorbalara, siyasal cambazlara, emek sömürücülerine, insanı kendi karanlıklarında boğmaya çalışan zalimlere karşı, tek başına yiğitçe direnen, insanın önüne aydınlık ufuklar açan, çözümler üreten bir eylem ve tavır adamıdır.
Bağdat Caddesi’ndeki bitler
Yer: Bağdat Caddesi.
Bağdat Caddesi’nden Bostancı'ya doğru yürüyoruz. Karşı yönden gelen bitleri yani otomobilleri sayıyor Nuri Pakdil.
“Bakınız Sayın Ay, bir dakikada şu kadar bit saydım.”
Evet, rakam korkunçtu. Türkiye'de güya fert başına düşen ‘iki milli gelir’in milyar katı bir rakam çıkıyor karşımıza. Bir avuç sömürücünün, alın teri ve emek gaspını, bu tablo ortaya koymaya yetiyor. “Sayın Ay, uygun adımlarla yürüyeceğiz, bir iki üç.”
Rap rap rap rap rap rap
Kudüs nasıl bugün?
Pakdil, Ortadoğu ile bütünleşmiş gibidir. Eline bir gazete alacak olsa, gazetede didik “Ortadoğu”, “Kudüs” kelimelerini arar, yolda bir arkadaşını görse “Nasılsın?” der gibi “Kudüs nasıl bugün?” der.
Atasoy Müftüoğlu'na göre, kimsenin “adamı” olmayan, hiçbir şekilde çıkar peşinde koşmayan, yalnızlığı bir hayat biçimine dönüştüren, aykırı bir kişiliktir. Zor beğeniler ve zor seçimlerin adamı olan, ama kalabalıkların adamı olmayan Nuri Pakdil, yol arkadaşlarıyla yollarını ayırarak, kendi başına var olmayı tercih eder.
Bir dönem gençlerle aynı evde yaşar ve her sabah gençlerin ayakkabılarının içine bir miktar para ve küçük bir pusula koyar. Pusulada gençlerin, o gün kitap, dergi, sinema vs. için harcayacakları parayı tek tek belirtir. Çok sınırlı olan gelirini, bilincin eyleme dönüşmesi için harcar.
Santimi on iki katrilyona ilan
Rasim Özdenören anlatıyor: Edebiyat dergiciliğinde ve kitap yayıncılığında biçimsel bir devrim gerçekleştirir. Köylülükten nefret eden Nuri Pakdil, çıkarttığı dergide olsun, yönettiği yayınevinde olsun estetiğe son derece dikkat eder. Harf karakterinin seçimi, sayfa düzeni, içerik kadar, hatta yerine göre içerikten daha çok önem taşır. İlan için koyduğu ilkeler vardır. “Reklam için ayırdığımız yer, her biri için, bir kibrit kutusu büyüklüğünü geçmemeli” der. Edebiyat, sanki dünyanın her yerine dağıtılıyormuş gibi, jenerikte şöyle bir duyuru yer alır. “Orta Doğu, Asya, Avrupa, Afrika ülkeleri için yıllığı 100 lira, Amerika için 150 lira.” Gene aynı jenerikte şu duyuruya yer verir: “İlkelerimize uygun ilanların tek sütun santimi 100 liradır. Klişe konmaz. Banka ve içki ilanları alınmaz.” Daha sonraki yıllarda, tek sütun santimi 100 lira olan bedeli 12.000.000.000.000 (oniki katrilyon lira olarak belirlenir.) Kimsenin reklam vermeye yanaşmadığı bir dergiye, kimsenin reklam vermeye gücünün yetmeyeceğini anlatmak ister.
İnsan! Seni savunuyorum; sana karşı!
Bir Yazarın Notları adlı kitabında: “İnsan! Seni savunuyorum; sana karşı!” der. Bu cümlesi okuru Pakdil'in düşün coğrafyasına götürecek temel izlektir.
Soyadına uygun pürüzsüz dili ve incelmiş şiirsel üslubuyla Pakdil, yakın dönem Türk edebiyatının en özgün ve aykırı yazarlarındandır.
Şiir adımlı bir adamdır. Yağmuru; “hava kadın gözü”, güneşi; “devrimci soluğundan daha sıcak değil”, biçiminde aktarır.
Nuri Pakdil: “Şimdi, iltica edilmiş bir uzaklık!'
*
Nuri Pakdil’i anlamak çaba gösterilmesi gereken bir iş. Üzerine düşünülmesi, öz eleştiri yapılmasını gerektiren bir eylem. Bu anlamda yakın zamanda güzel işler yapılmıştı. Geçtiğimiz Ekim ayında Kahramanmaraş’ta Nuri Pakdil Sempozyumu düzenlenmiş, 2011 yılı başında da Asla ve Daima belgeseli yayınlanmıştı.
Şimdi Nuri Pakdil’i anlamak adına yeni bir sempozyumun hazırlıkları tamamlanıyor. Nuri Pakdil’in düşüncesi, idealleri, yaşantısının ele alınacağı sempozyum iki oturum halinde 16 Nisan 2011 Cumartesi günü Ankara Devlet Tiyatroları Sahnesinde gerçekleştirilecek. Sempozyumun sunuculuğunu İsmail Sert yapacak. Açılış konuşması ise Hüseyin Su tarafından gerçekleştirilecek.
Sempozyumun programı şöyle:
I. Oturum
Oturum Başkan: Turan Koç
İsmail Coşkun: N. Pakdil’i Bugün Okumanın İmkan ve Güçlükleri
Veli Urhan: N. Pakdil Düşüncesinin Arka Planı
Arif Ay: N. Pakdil’in Dili ve Anlatımı
Ali Emre: N. Pakdil’in Siyasal Perspektifi
Ömer Aksay: N. Pakdil’de Yalnızlığın İlme Dönüşmesi
II. Oturum
Oturum Başkanı: Akif Emre
Alaattin Karaca: N. Pakdil’in Denemelerinin Düşünsel Boyutu
Vefa Taşdelen: N. Pakdil’in Oyunlarında Karakterler
Kâmil Aydoğan: İnsan Odaklı Bir Yazar: N. Pakdil
Murat Aslan: N. Pakdil’in İnsanî ve Düşünsel Duruşu
Necip Evlice: N. Pakdil, Edebiyat Dergisi ve Edebiyat Yayınları
Tarih: 16 Nisan 2011 Cumartesi saat: 13
Yer: Devlet Tiyatroları Sahnesi (75. Yıl Kültür Merkezi Yanı Mithatpaşa Caddesi No: 18 Yenişehir / Ankara)
dünyabizim
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle