Anlamak İçin Durman Gerek Genç!

7 Nisan 2011 09:06 tsi
Kökenbilim, insanın düşünme serüvenine ve dilin mecrasına dair ne güzel ipuçları sunar. Tabii ki düşünene…

Bilgisayar ilk olarak 1945 yılında John von Neumann’ın geliştirdiği mimari ile tekâmülünü tamamlamıştı. Ülkemize ise ilk kez 1960’ta ve yalnızca 1 adet geldi. Bu tarihten yalnızca 50 yıl sonra bugün bilgisayar ve işletim sistemine sahip olan aletler hayatımızın her noktasında…

Bugünkü anlamda internet ilk olarak Amerikan üniversitelerinde 70’li yıllarda kullanılmış ve bugün hayatımızın neredeyse her noktasında… İnternet teknolojisinin nüfuz alanına ve detaylarına girmeye gerek yok ancak son olarak devrim koordinatörlüğü bile yaptığını söyleyebiliriz sanırım.

Bu kadar hızlı yayılan devrim olmuş muydu?

Muhammed Bouazizi’nin kendini ateşe vermesi ile Tunus’tan başlayan isyanlar o kadar süratle yayıldı ve geniş bir coğrafyada etkili oldu ki… Haber ajansları bile gelişmeleri takip edebilmekten aciz kaldılar.

Bilgisayar dedik, internet dedik, isyan dedik… Bir bağlantı aramayın çünkü asıl ince bağlantıdan şimdi söz edeceğiz. Zikrettiğimiz durumlarda çok kısa süreler içerisinde çok süratli, takip edilmesi ve algılanması oldukça güç durumlar gerçekleşiyor. Örnekler tabii ki çoğaltılabilir. Peki, bizi sersemleştiren bu hıza karşı olaylara nasıl vakıf olabiliriz? Nasıl anlayabiliriz? Ya da daha açık bir ifadeyle biz bu işin içinden nasıl çıkacağız?

Durdurun dünyayı, düşünecek var!

Şüphesiz bu sorulara yönelik pek çok cevap getirilmiş ve doğru ya da yanlış çözüm önerileri sunulmuştur. Ama beni çok etkileyen bir durum var ki onu burada paylaşmak istiyorum. Aslında bahsedeceklerim bu soruna yönelik pratik bir çözüm mahiyeti taşımıyor. Sözcükler arasındaki bağlantıdan yola çıkarak anlamak için durmak gerektiğini hatırlatıyor bize

Gelelim sözcüklerimize…

Arapça’da “وقف (vakafe)” durmak anlamına gelirken, “وقوف (vukuf)” vakıf olmak demektir. İngilizce’de “stand” durmak anlamına gelirken, “understand” anlamak demektir. Almanca’da “stehen” durmak anlamına gelirken “verstehen” anlamak demektir. Latincede bilmek anlamına gelen “episteme” sözcüğü yine durmak anlamına gelen “ste” kökünden türemiştir.

Hızlı oku, hikmeti kaçır

İşte bu bağlantıyı ilk olarak Mustafa Özel’in “Küresel Ekonomi Politik” başlıklı seminerlerinden birinde dinlemiştim. Daha sonra aynı bağlantıya Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun “Küresel Bunalım” isimli kitabında yer verdiğini gördüm. Ve daha sonra Malezya İslam Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Dr. Serdar Demirel’in Vakit Gazetesi’ne yazdığı “Hız çağında durmak ve anlamak” isimli köşe yazısında rastladım bu ince bağlantıya. Özellikle “Hızlı Okuma” dersleri alanlara ve hızlı okumayı başarmanın bir elzem sayılmasına çatıyordu yazısında... Hızlı okumayı özümseyerek ve sindirerek okumanın yerine geçirirsek, satır aralarında dikkatli okuyucusunu bekleyen hikmet hazinelerinden mahrum kalacağımızı vurguluyordu. Onlar, muhtelif lisanlarda yer alan mezkûr sözcükler arasındaki bağlantıyı anlatırken ısrarla hız çılgınlığına karşı olayları anlayabilmemizin, olaylara şöyle bir durup bakabilmekten geçtiğini ifade ediyorlardı.

Durmak; olduğu yerde saymak anlamında değil, durulan yerin kıymetini ve onun bize kattığı değeri bilmek anlamındadır. Bize sağlıklı bir perspektif kazandıracak yeri bulmalı ve olaylara oradan durup bakabilmeliyiz.

 Dünyabizim

Bu haber 4,289 defa okundu.