İblis'in Planı İşliyor: Vampirlik Yayılıyor

20 Şubat 2011 14:08 tsi

Gündüzleri doktor ve avukat olarak çalışıyorlar, ancak geceleri ise vampir olarak pusuda bekliyorlar. Amerika'nın önde gelen uzmanlarından biri, zombiliğe özenen bir alt kültür ile ilgili olarak, bu kişilerin kanınızı emme istekleri olmadığı zamanlarda bile, sırada gönüllü bir çok kurbanın olduğunu söylüyor.

Idaho Devlet Üniveristesi'nden Sosyolog D. J. Williams; ''kendilerini vampir olarak tanımlayan'' kişiler hakkında çekillen bir TV belgeseli için danışman olarak görev yapıyor. Belgesel, gerçek modern Dracula yardımcılarının, karşılıklı olarak kan paylaşımına dayalı ilişkiler aradığından bahsediyor.

Vampirlerle ilgili bu popülar cazibe, 1897 yılında basılan Bram Stoker'ın "Drakula" ve daha sonra da Anne Rice'ın; "Vampir Günlükleri" adlı eserlerine kadar uzanıyor. Ancak bu popülarite, geçen yıllarda Stephenie Meyer'in en çok satanlar listesine giren Twilight(Alacakaranlık) serisi romanları ve bu romanların film uyarlamaları ile büyük bir patlama yaşadı.

VAMPİR MANYAKLIĞI

Vampir manyaklığı, mitsel vampirlerle güçlü bağlar içeren uluslararası bir alt kültür doğurdu. Bu kişilerin, toplumsal kabul uğruna, karanlık yönlerini maskelediklerine ve insan doğasının karanlık tarafını keşfetmede korkusuz, baştan çıkarıcı olduklarına inanılıyor. Williams, bu konuda şunları söylüyor:

"Kendini vampir olarak tanımlayan kişiler, insanların karanlığın ve ışığın karışımından oluştuğunu düşünmektedir. İnsanların toplum içerisinde gösterdikleri sosyal olarak arzulanan kişilikleri ve diğer taraftan da hoş veya iyimser olmayan saklı kişilikleri var. Bu, kişiden kişiye göre değişir ancak vampirler kendilerinde böyle birşey yokmuş gibi davranmazlar. Durumun farkındadır ve idare etmeye çalışırlar."

Onları, pelerinle tabut içinde uyuyan veya yarasaya dönüşme kapasitesine sahip olduğuna inanılan, basit vampir özentilerinden ayıran şey, içsel enerjilerinin eksik olması ve bu enerjiyi, gönüllü kan verici kişiler veya bir rock konserindeki kalabalıktan gelen taşkınlık gibi dışsal kaynaklardan almalarıdır.
Kendilerinin vampir olduğunu iddia eden tehlikeli suçluları da kapsayan araştırmalarda FBI için danışmanlık yapan Williams, vampirlerin emme durumunu "beslenme" olarak adlandırdıklarını da sözlerine ekliyor.

Williams, kendilerini vampir olarak tanımlayanların, enerji bolluğu yaşayan ve başkalarının bisturi ile göğüslerine açtıkları küçük kesilerden kanlarını emmelerine müsade eden gönüllü partnerler aradıklarını da belirtiyor:

"Oldukça sık olarak, kan verici kişi ile bir ilişki içersisindedirler, partnelerden biri enerji ihtiyacı içersindedir, diğerinde ise enerji fazlalığı vardır, aralarında simbiyotik bir ilişki bulunmaktadır."

1978 ve 1991 yılları arasında 17 genç erkeği, ölü seviciliği ve insan eti yeme amacıyla öldüren, Amerikalı seri katil Jeffrey Dahmer de kendini vampir olarak görmekteydi.

Williams, genel olarak her yaştan, dinden, ırktan ve meslekten kişinin alt kültürde temsil edildiği ve bu alt kültürün şehirlerde çok güçlü olduğunu da dile getiriyor.

"Vampirler kendilerini, sıradan işleri olan sıradan insanlar olarak değerlendiriyorlar. Bir kısmı öğretmen, avukat, muhasebeci; bir kısmı da ebeveynler. Normal bir yaşantıları olduğunu, zaman zaman değişik yollarla enerji almaya ihtiyaçları olduklarını söylüyorlar."

Kaynak: Laura Zuckerman, "Popularity of Vampires Spawns Subculture, Scholar Says", news.yahoo, Çev. Kader Demirpehlivan, yaklasansaat.com

Bu haber 5,261 defa okundu.