En Sıcak Konular

Kalperence Tefekkürler: Ses

17 Haziran 2015 19:13 tsi
Kalperence Tefekkürler: Ses Kalperence Tefekkürler: Ses

SES

Doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğinde olan *Enbiya 51; Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.] Hz.İbrahim(a.s.) gibi Allah’a dost olabilmek için önce nefsin sürekli ayartmalarından uzaklaşıp, kainata yaydığımız tınıyı akort etmek gerekli. Ruhun kontrolüne giren et bedenimiz ile ancak tam olarak Allah’ın bizden istediği sesi çıkarabiliriz. Tüm yaratılmışların bir sesi var, biz onu şimdilik duyamıyoruz.

İsra 44’de; “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.” Buyuruluyor, bu ayeti tefekkür edelim biraz…

“Herşey O’nu hamd ile tesbih eder” deniyor; yaratılan her şeyin kendine has bir tınısı ve çıkardığı bir ses var. O sesin içerisinde, Allah’ı zikrettiği özel bir melodi var.Bu melodi; kainatın sonsuz orkestrasında ,uyumlu bir biçimde yayılıyor. Peki ses nedir?

Ses atmosferde kulağımız tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. Fiziksel boyutta ses, hava katı sıvı veya gaz ortamlarda oluşan basit bir mekanik düzensizliktir. Bir maddedeki moleküllerin “titreşmesi” sonucunda oluşur. Ses veren her madde bir ses kaynağıdır. Sesler kaynaktan aldığı enerjilerle titreşerek yayılırlar. Titreşen cisimler esnek olup sesi oluşturur. Esnek olan cisimler ses dalgaları meydana getirebilir ve ses dalgalarını iletebilir. Ses mekanik dalga olduğu için yayılması için bir ortama ihtiyaç duymaktadır.

Sesin bir frekansı, boyu, periyodu ve hızı bulunmaktadır. Bir saniye içerisindeki titreşim sayısına “sesin frekansı” denir. Birimi ise Hertz (Hz)dir. Dalga boyu, bir ses dalgasının oluşması için sesin aldığı yoldur. Sesin hızı normal koşullarda; havada 340, tahtada 4000-6000, suda 3000-5000, çelikte ise 8000 m/s dir. Ses boşlukta yayılmaz. Çünkü; titreşen bir cismin sıkışıp genleşmesine yol açabilecek atom ya da molekül gibi tanecikler yoktur. Ancak; uzay boşluk değildir!

Çevremizde ses çıkaran sayısız varlık vardır. İnsanlar, hayvanlar, taşıtlar, müzik aletleri, şelale, rüzgâr, yağmur ses çıkaran varlıklardandır. Kendiliğinden ses çıkaran varlıklara doğal ses kaynakları denir. Ses kaynaklarının ses çıkarabilmesi için titreşim gerekir.

Buradan yola çıkarak “ses”’in; O’nun kainata şekil veren gücünün eşsiz bir çeşidi olduğunu anlamak mümkün. Bazı insanlar bu melodiyi diğerlerine göre daha iyi duymaktalar. Günümüz teknolojisi ile henüz varlıkların tümünün tesbihatını/sesini duyamıyoruz.Ancak, zamanla bunu duymak mümkün olabilir.

Bence tüm insanlara “ruh” üfleyen Yüce Yaradanım, her varlığa kendine özgü sesini de vermiş. Aynı zamanda bir tabip/müzisyen olarak; dünyada duyulabilen doğal seslerin insan sağlığına olan olumlu katkılarından da bahsetmek gerek. Bu konuda pek çok dünya müzisyeninin kendine has ses cümleleri, kendilerine has tınıları mevcut.Türk musikisinin insan sağlığına yaptığı olumlu etkilerinden oluşan albümleri hepimiz biliyoruz.Dünyada da bunun örnekleri var.Kısacası “ses”in bize etkilerini bilmemiz gerekli.

Çok sevdiğiniz tarzdaki bir müzik; sizi huzura ve dolayısıyla Allah ile direkt temasa geçirebileceği gibi,sizi tamamen bu bağdan mahrum da bırakabilir. Yani tarzdan ziyade, yarattığı etkiye bakmak çok önemli. İşte taktik bu; en sevilen enstrümanları topla, en sevilen makamlara bilgisayar destekli el at ve karıştır; ortaya çıkan melodi büyük olasılıkla geniş halk kitleleri tarafından sevilir.Seslendiren sanatçıdan tutun da besteyi yapana kadar pek çok kişi bir anda hit olur değil mi?

Peki nerede kaldı Allah’ın yarattığı “ses”’in ruhu? Nerede seni O’na götüren “ses” ? Buraya dikkat etmelisiniz…

“Külli şeyin kadir”(her şeye gücü yeten) Rabbim; bizim bildiğimiz bilmediğimiz, keşfettiğimiz keşfetmediğimiz, anladığımız anlayamadığımız her şeyin gerçek sahibi ve Rabbi’dir.Soruyorum bu sesi eğip büküp kullanan akımcılara: Yeni bir şey bulunca hemen Allah’a olan inancı ve imanı sarsmak mı gerekli yoksa,bulduğun şeyde O’nu hissetmek mi? Bulduğun seste kendini büyük görüp”herkesi etkiliyorum ne güzel” mi demek yoksa O’nu hissedip gerçek müziği duymak mı?

Vicdan ve akıl sahipleri iyi düşünsünler; Rabbim zaten cevabı Kur’an’a yazmış. Her defasında aynı mesajı yolluyor, biz unutup unutup sürekli başa sarıyoruz bandı…ve öyle büyük bir rahmet sahibi ki O; bizi kırmadan sürekli aynı bandı kainatta çaldırıyor tüm kullarına…Aynı ses, aynı melodi bizim için gözümüzün ve kulaklarımızın önünde kainat orkestrası eşliğinde çalınıyor…

İsra44;“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız.”

Biz onların tesbihlerini/seslerini anlayamayız. Henüz… Hiç korkmadan söylüyorum çünkü hayalleri de Rabbim yaratmıştır; O’nun seslerini duyabilenler var ve Hz.Adem’den beri her çağda olageldiler.O’nun seçtiği tüm peygamber kulları O’nun sesini ve seslenişini duydular…

Araf 205; Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma.

İsra 110; De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.

Meryem 3; Hani o, Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.

Meryem 52; Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.

Taha 11,12; Musâ ateşe varınca, «Ey Musâ !» diye seslenildi: «Şüphesiz ki ben senin Rabbinim; ayakkaplarını çıkar, çünkü sen gerçekten kutsal vadi Tûr'da bulunuyorsun.


Neml 8; (Mûsâ) Ateşe varınca ona şöyle seslenildi: “Ateşin başındaki de çevresindekiler de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden uzaktır.”


Kasas 30; Mûsâ, ateşin yanına gelince, o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.”

Kasas 46; Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

Saffat 75; Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
Kişisel yorumum: Yüce rabbimin “ses”lenip hidayete erdirdiği şanslı kullarından olmak hedefiyle devam ediyoruz…

İnsan’ın kainat orkestrasındaki görevi çok önemli. Allah’ı devamlı surette zikreden, O’na seslenen varlıklardan çok öteye geçiyor.Çünkü o varlıklar yaradılış gereği sürekli tesbihattalar/seslenişteler.İnsan ise iradesi ile kulluk görevi olan seslenişini “dua”sı ile süslüyor.

“Dua” bizim en büyük seslenişimiz…


Bakara 186; Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.

Saffat 164; (Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”

Kişisel yorumum: Bu makamlar; bizim musikide kullandığımız, bize öğretilen makamlar olmasın? Bu durumda her bir meleğin ayrı bir titreşimi, sesi, armonisi vardır anlamı çıkıyor benim yorumuma göre…

Hz.Adem(a.s)’a öğretilen esmalar içinde müzik notaları ve armoni de var mıydı? Öğrendiği melodileri , o güzel sesiyle ve kendi seçtiği notalarla ilk defa kainata seslendiğinde, melekler şaşırıp da Allah’a itaat etmişlerdi…İlk sesleniş melodisi; meleklerin kendi seslenişlerinden daha yaratıcıydı,çünkü,her şeyi ve her sesi yaratan Rabbim kendi ruhundan ve sesinden bize vermişti.Bu sesi,hayal etmekle veya düşünmekle anlayamayız.Aynı; Rabbim’in zatını hayal etmeye çalışmak gibi gereksiz bir uğraşı olur ki bu kapasitemizle sadece bizi şirke ve küfre sokar.Tüm bunlardan Rabbime sığınırım.Benim anlatmaya çalıştığım,her şeye zatıyla tecelli ederek yaratan Rabbim, bize ,kendi tecellilerinden yalnızca birisi olan “ses”i bilinçli kullanmayı nasip etti…

Allah’ın en güzel “isim”lerini O’nun yarattığı “ses”lerle/dualarla O’na “oku”rsak, Allah’ı “bir”leyip O’nun “kul”u olabiliriz…

“Bismillahirahmanirrahim” derken, Allah’ın hangi adıyla başlıyorsak,Yüce Rabbim bizi o ismin hürmetine hidayete ve sırlarına eriştirsin…

Allah’ın ibadetine çağrı olan ezan-ı Muhammedi, müezzinlerin sanatı ile birleşince kulaklarla ve gönüllere nasıl kolay giriyor değil mi? Belirli makamlarda okunmakta olan ezanımız, kainata adeta “çağrı”yı haykırıyor.Her bir vakite zanının ayrı bir gönül değeri var bence…O güzel ezan,inananların namazıyla birleşince,bu dua senfonisine tüm kainat varlıkları eşlik ediyorlar kendi enstrümanlarıyla…

Kainatın seslenişini duymayı başarırsak,O(c.c) da bizi orkestraya kabul eder…

Eğer ses çıkarmak istiyorsak; öncelikle iki tane atoma ihtiyacımız var demektir. İki atom birbirine çarpınca bir titreşim meydana gelir. Bu titreşim diğer atomları titreştirir ve böylece bir ses ortaya çıkar, kulağımızın duymasını sağlayanda titreşimlerdir. Kulak zarımıza değen titreşimler duymamızı sağlar.

Buradan yola çıkarak kainatta yaratılan her şeyin bir titreşimi ve sesi olduğunu anlarız. Rüzgar ve su sesi, kuşların sesi,gezegenlerin yıldızların vb.sesi olduğunu biliyoruz.Yüce Yaradan’ımız,bize ilk defa bir titreşim olan sesleniş ile hitap etmemiş miydi?


Araf 172; Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.

Kişisel yorumum; Yüce Allah, yarattığı tüm kullarına,onların yaratılışının ilk anında “ses”lenip “bilinmek” istemiştir.İnsanlık; nasip ve idraklerinin yettiği kadarıyla ve sırasıyla “evet” cevabını vermiş, ilk cevabı veren de Hz.Muhammed(s.a.v.) olmuştur ki kendisi “Habibullah” makamındadır.Biz insanoğluna düşen görev ise aslen bir görev değil “aşk” işidir.O’nun yarattığı aşk ile O’na doğru yola çıktığımız bu sesleniş kainatında,en güzel “dua” en güzel “ses” olmayı nasip etsin Rabbim bizlere…


Her kulun kendine has sesiyle yapacağı dualarda bizi de orkestrada en ön saflarda kılsın Rabbim…

İsra 84; De ki: "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."

Hadid 5; Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak O’na döndürülür.

Kişisel yorumum:”Bütün işler hep Allah’a döndürülür” cümlesinde, dönerek yani titreşerek O’na yükselen/ulaşan frekanslar (seslenişler) akla geliyor.Her şey kendi frekansında titreşir ve O’na döndürülür.

Notaların frekansları vardır. Belli frekanslarda titreşirler ve kararlı seslerdir. Notaların dünyasına bir göz atalım ki kendi frekansımız neymiş bulalım:

En kalın erkek sesinin (bas) frekansı 85 Hz civarında, en ince kadın sesinin frekansı ise (soprano) 1050 Hz civarındadır.

Müzik aletlerinin ürettiği ses (nota) frekansı ölçülmüştür. Bir oktavlık nota frekansı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu tabloda sadece müzik aletlerinin en çok kullandıkları oktav gösterilmiştir. Diğer oktavlarda ise frekanslar bu tabloda gösterilen nota frekanslarının tamsayı ast veya üstü katıdır. Mesela la (A4) notasının frekansı 440 Hz.dir. Bir oktav yüksek (ince) la notasının frekansı bunun iki mislidir.

Nota  Frekans(Hertz)
--------------------
Do     261,6
Re     293,7
Mi     329,6
Fa     349,2
Sol    392,0
La     440,0
Si      493,9
Do     523,5

Sesin bir frekansı, boyu, periyodu ve hızı bulunmaktadır. Bir saniye içerisindeki titreşim sayısına sesin frekansı denir. Birimi ise Hertz (Hz)dir. Dalga boyu, bir ses dalgasının oluşması için sesin aldığı yoldur.

”Arşa istiva eden/kurulan Rabbime” hamd olsun,biz musiki ile de Allah’a yolculuk yapılabileceğine inananlardanız…Bu sırlı konuyu daha açıyorum…Notaların işaretleri nedir? diyorum sadece… Frekansları diyorum…

Hicr 87;” Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur’an’ı verdik.”

Mu’minun 17;” Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. “

Fatiha suresi; açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir, sürekli tekrarlanan 7 ayet Fatiha’dır. Peygamberimiz(s.a.v) "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur. Bundan dolayı beş vakit namazın her rek'atında bu sûreyi okumak vâciptir. Namaz kılan her Müslüman, bu sureyi günde kırk kere okumaktadır.:


“1-Bismillahirrahmanirrahîm.
2-Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır.
3-Rahman'dır, Rahîm'dir O.
4-Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O...
5-Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6-Dosdoğru giden yola ilet bizi...
7-Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna...”


Kişisel yorumum: Her ayeti bir ana notaya mı tekabül ediyor…? Kainatta yaratılan her şey Allah’ı tesbih edip O’na sesleniyor, Fatiha’da yaratılmadı mı? Ayrıca bazı surelerin başında yer alan elif,lam,mim,ra,hamim,tasin,yasin,nun harfleri de bir sese veya bir makama mı işaret ediyor?

Ebced hesabına göre arap harflerinden; mim(40), te(400) değerinde.Toplam 440. Müzikte ise 440hz” la” sesini veriyor. Fatiha suresinde bu 2 harfin (mim,te) yan yana geldiği yer 7.ayet’te geçen “en’amte” kelimesidir.En’amte;”sen nimet verdin” manasına gelir.” Nimet olarak bize hediye ettiği o güzel “ses”e kulak verelim.
Çünkü en güzel sözler(sesler) O’na yükselir…


BİR SAYISI    
  
Sayılar içinde “bir” sayı var ki; devamlı surette Allah’ı “birlemektedir”:

***Yalnızca 1 sayısı 1’e bölündüğünde yine kendisi olan 1 olur ki; Allah’ın birliği tartışılmaz, Allah’ın ortağı yoktur manası çıkar(İhlas 1; De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.” )

***Her sayı kendisini “birleyerek” çarpıldığında yine 1 sayısını verir.Tüm sayıların da Allah’ın birliğine olan saygılarını görürüz.;

Örnek olarak;5*1/5=1 10*1/10=1 99*1/99=1

1 sayısı kesirin üstündedir, kesirin altında kalan sayılar ona adeta eğilirler.

Bu örnekler sonsuza dek uzatılabilir. Kainatta var olan ve var olacak tüm sayılar hep Allah’ın birliğini gösterirler.Her zaman “bir” olanın altında saygıyla adeta rüku ve secde ederler. (İhlas 2;“Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.”)Yukardaki örnek; sayıların da Allah’a secde ettiklerinin bir kanıtıdır…(subhanAllah)

İhlas suresi1-4;” De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.”, “Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)”, O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” , “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”


Kişisel yorumum; İhlas suresinin gerçek önemini tefekkür etmeyi Allah nasip etsin can dostlar…

Cenk Düzgit  





Bu haber 4,184 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,226 µs