En Sıcak Konular

Antibiyotik-Patojen Savaşı

4 Kasım 2013 07:11 tsi
Antibiyotik-Patojen Savaşı Antibiyotik-Patojen Savaşı: Zafer Patojenlerin!

Antibiyotik-Patojen Savaşı: Zafer Patojenlerin!

 

Ölümcül hastalık ilk olarak o gün başlamıştı. Başlarda Tonya Rerecic durumu önemsemedi. 11 yaşındaki kızı Addie yorgun görünüyordu. Bir çok sporla uğraşan Addie için bu durum hiç de sıradışı değildi. Bundan bir hafta sonra, Addie kalça ağrısından şikayet etmeye başladı. Acil servise gittikleri o gün, bakteri enfeksiyonu olduğu ortaya çıktı ve küçük kız doktor tavsiyesi ile Advil gibi bir ağrı kesici almaya başladı. Eve dönmüşlerdi. İlacın herhangi bir etkisi olmadı, Addie'nin durumu 19 Mayıs 2011'e kadar daha da kötüleşti. Tonya, kızını hastaneye götürmek için ambulans çağırdığında, Addie 5 ay boyunca evden uzak kalacaktı.

Doktorlar kalça kaslarında apse gibi başlamış, kan dolaşımıyla vücuda girmiş ve akciğerlerine sıçramış stafilokok enfeksiyonu tespit ettiler. Addie 24 saat içinde solunum cihazına bağlandı, kısa zamanda akciğerleri işlevsiz hale geldi. Doktorlar genellikle mikropları antibiyotik ile öldürebiliyorlar ama bu, hasta için güvenli bir seçenek değildi. Addie'nin vücudunu harap eden bakteriler, en yaygın ve en güvenli olarak bilinen antibiyotiklere karşı dirençliydi. Geriye kalan tek ihtimal ise, Colistindi, ki çok nadir kullanılırdı, çünkü böbrekler için oldukça zararlıydı. Ancak hiçbir seçeneği kalmayan doktorlar, ilacı yazdılar.

Potansiyel olarak zararlı antibiyotik kullanımı ve apse için yapılan ameliyat Addie'yi enfeksiyondan kurtarmış gibi gözüküyordu. Ancak dirençli bakterinin dönüşü muhteşem olacaktı. Genç kız felç ağrısı çekiyordu. Hastaneden tekerlekli sandalye ile ayrıldı; sol kolu artık kullanılmaz haldeydi ve sol bacağı da ağır hasar görmüştü. Kullanılan ilaçlar onun vücuduna büyük zararlar vermişti. Sol gözü neredeyse kör olmuştu. Eski atlet artık yatakta bile yan dönemeyecekti. Küçük kız hayatı boyunca tıbbi tedaviye ihtiyaç duyacak hale gelmişti. Daha on yıl önce, Addie'nin bu hikayesi herkesi şok ederken, şu an bu gibi durumlar neredeyse her doktorun başına en az bir kere geliyor.

Bilim adamlarının bakterilerin çok fazla antibiyotik kullanımı sonucu dirençli hale gelebileceği ile ilgili yaptıkları, ve sonuçsuz kalan uyarılarından yıllar sonra, George Washington Üniversitesi Bakteri uzmanlarından Dr. Lance Price şöyle söyledi:

"Halk sağlığını en ağır şekilde tehdit eden şu ana kadar başımıza gelmişlerin en kötüsü ile karşı karşıyayız. Olmak istemeyeceğimiz bir yere giriyoruz; insanlar geçmişte tedavi edilen enfeksiyonlar yüzünden ölebilirler."

Büyüyen bu krizin işaretleri aslında alıp başını yürümüş durumda. Stanford Üniversitesinden, mikrobiyoloji ve immunolog Dr. David Relman'a göre ilaçlara dirençli enfeksiyonlar kısa zaman önce olağandışı ve dikkate değerdi. Ancak Relman Nisan ayında New York'da bir grup doktora; "herhangi aktif bir ilaçla tedavi edemediğiniz kan dolaşımı enfeksiyonları ile karşılaştınız mı?" diye sorduğunda doktorların çoğu ellerini kaldırdılar.

Sadece geçen ay, Amerika Hastalık Kontrol ve Engelleme Merkezi(CDC) dirençli bakterilerin etkileri ile ilgili çarpıcı bir rapor yayınladı. Yapılan analize göre, sadece Amerika'da her yıl 2 milyondan fazla kişi en güvenli ve etkili antibiyotiklere bile dirençli hale gelen bakterilerle ile ilgili enfeksiyonlara yakalanıyorlar. Bu hastaların en az 23 bini hayatını kaybediyor. CDC'den Dr. Tom Frieden ise şöyle konuştu:

"Eğer dikkatli olmazsak, yakında antibiyotik sonrası çağ başlayacak. Aslında bazı hastalar ve mikroplar zaten oradalar."

Örneğin ishal hastalığı ilaçlara oldukça fazla direnç geliştirenlerden birisi. Ağır şekilde ishal yapan bir bakteri, Clostridium difficile, şimdilerde yaygın olan ilaçlara karşı dirençli ve Kuzey Amerika ile Avrupa'da insanları öldürüyor. Diğer bir bakteri türü olan, Eterobacteriaceae, tedavisi olmayan kan dolaşımı enfeksiyonlarına neden oluyor.

Direnç  gösteren bakteriler sadece taşıyıcı insanlardan değil, ayrıca yiyeceklerden de bulaşıyor. Gerçek şu ki, en tehlikeli bakterilerden biri, Foster Farms markalı tavuklarda tespit edildi. 11 Ekim itibariyle, mikrop 317 kişide, 20 eyalette tespit edildi; 133 kişi hastaneye yatırıldı.

Hastane ise dirençli enfeksiyondan kaçınmak isteyen biri için olabilecek en kötü yerlerden biri. Bu ölümcül mikropların pek çoğu tıbbi ortamlarda tespit ediliyor. Texas Üniversitesi, Bulaşıcı Hastalıklar Dalı yöneticisi ve Amerikan Toplumu Bulaşıcı Hastalık kurumunun şu anki başkanı Dr. Barbara Murray şöyle konuştu:

"Bu günlerde hastanelere hasta olarak gitmekten ürküyorum. Özellikle ciddi bir hastalıksa ve uzun süre kalmak gerektiriyorsa."

Bir kaç ay önce safra kesesindeki bakteriyel enfeksiyondan dolayı rahatsızlanan bir kadının dosyası Dr. Murray'a geldi. Onu tedavi edebilecek hiç bir tedavi yöntemi ise mevcut değil. Hasta çaresizce huzur içinde ölmesi için tedavisi olanaksız hastaların gönderildiği hastaneye gönderildi. Bir plastik cerrahın Murray'a anlattıkları ise korkunçtu. Bir diz nakli ameliyatı esnasında, hasta tedavisi olanaksız hastalık yayan bakteriler tarafından istilaya uğradı. Doktorlar ise enfeksiyonun yayılmaması için bacağı kesmek zorunda kaldılar.

Geçmişte, ilaca bağışık bakterilerin üstüne gitmek daha kolaydı, çünkü ilaç firmaları daha sofistike antibiyotikler üzerinde çalışıyorlardı. Ancak artık değil. Büyük ilaç firmaları bu konular için daha fazla zaman ve çaba harcamıyorlar. Şeker hastaları için nefes kesici, kendine özgü ve hayat boyu kullanılabilecek ilaçlar varken, neden yüzlerce milyon doları piyasadaki çok sayıda antibiyotikten birisi olacak ve bir hasta tarafından sadece bir kaç gün kullanılacak yeni bir antibiyotik geliştirmek için zaman harcasınlar ki? Konuyla ilgili Texas Sağlık Bilimi Merkezinden Dr. Ed Septimus şöyle konuştu:

"Dünya çapında hızla artan bir şekilde mikroplara karşı direnç azalıyor ve aynı zamanda antibiyotiklerde de gelişme olmuyor. Bu korkunç bir gerçek, bazı hastalar için bu antibiyotik öncesi zamana dönmek demek."

Antibiyotikler olmadan dünyada yaşamak nasıl olurdu? Şu an sıradan hale gelmiş olan bir çok hayat kurtarıcı yöntemle vedalaşabilirsiniz. Mesela kalp nakilleri; bu ameliyatlardan önce hastalara antibiyotikler rahatlıkla veriliyordu. Diğer kompleks ameliyatlar için de aynı durum geçerli. Kemoterapi ciddi olarak bağışıklık sistemini durduruyor, ki bu yüzden de kemoterapi alan hastalara antibiyotikler gerekiyor. Minnesota Sağlık Departmanı’ndan Ruth Lynfield şöyle söyledi:

"Biz bu tarz olağan üstü ameliyatları yapabiliyorduk, çünkü, ardından enfeksiyonla mücadele edebileceğimizden emindik. Eğer bunu yapmazsak, tıptaki bütün bu alanları kaybederiz: cerrahi, onkoloji, organ nakilleri, yoğun bakımlar, yeni doğan bakımları."

Ve daha kötüsünü de görebiliriz. Birçok tıbbi uzmanın belirttiğine göre, 1918-19 yıllarındaki İspanyol nezlesine bir virüs sebep oluyordu ancak ölen milyonlarca insan akciğerlerdeki bakteriyel enfeksiyonlar sebebiyle öldüler. Etkili bir antibiyotikle bu hastalık atlatılabilirdi. Ancak yine de insanlar tarafından tıbbi amaçlı kullanılan antibiyotiklerin oranı, çiftlik hayvanlarında kullanılana kıyasla oldukça düşük. Yiyecek ve İlaç Yönetiminin verilerine göre 2011 yılında satılan antibiyotiklerin %80'i domuz, tavuk, sığır vb. hayvanlar için kullanıldı, özellikle büyüme zorluğu çekenlerde.

Medikal uzmanlara göre, hayvanlarda büyümeyi hızlandırmak için yahut da hastalık önleyici olarak antibiyotik kullanmaya artık bir son verilmeli. İnsanlarda ise antibiyotik kullanımının yarısından fazlası gereksiz. Relman sözlerini şöyle noktaladı:

"Gerçekten biz, önemli ve sağlıklı insanların ani ölümlerini beklemek zorunda kalabiliriz. Belki sadece bu şekilde, halk artık durumun önemini kavrar ve dünya bu tehdit karşısında harekete geçer."


Kaynak: Kurt Eichenwald, "As a Post-Antibiotic Era Looms, Deadly Pathogens Are on the Rise", newsweek, çev. Furkan Demirpehlivan, yaklasansaat.com
 



Bu haber 2,673 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,513 µs