En Sıcak Konular

Hüdai Yolu Hizmete Açılıyor

28 Ekim 2013 09:53 tsi
Hüdai Yolu Hizmete Açılıyor Aziz Mahmut Hüdai'nin işaret ettiği Hüdai Yolu (Marmaray) 29 Ekim'de hizmete açılıyor...

 

                                         “Hüdai Yolu” Yarın Hizmete Açılıyor

Asya ile Avrupa’yı denizin altından birleştirecek olan Hüdai Yolu Cumhuriyet’in kuruluşunun 90. yılının kutlanacağı  29 Ekim’de hizmete açılıyor. Sultan Abdülhamid’in 1860’ta ortaya attığı ve ancak 2004 yılında inşasına başlanabilen Marmaray’ın toplam maliyeti 9.3 milyar olmuş.  Proje’nin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

Oktan Keleş Yeni Aktüel (Sayı 269. 10-22 Mayıs 2012)’e verdiği röportajda Hüdai Yolu (Marmaray) ile ilgili olarak şöyle diyordu:

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1592oktan%2520kele%c3%85%c2%9f%2520ile%2520r%c3%83%c2%b6portaj   

İstanbul’un bu manevi istihbarat savaşlarında özel bir konumu mu var?   

“İstanbul Mekke’nin kalkanıydı. İslam dünyası ve hatta dünyanın merkeziydi. Bu mahiyetiyle İstanbul bütün dünyanın rahmani merkeziydi. Eskiden İstanbul’un tarihini 2500 yıl öncesine götürürlerdi. Biz bunun 20 bin yıllık geçmişi olduğunu söylüyorduk. Marmaray kazılarında çıkan eserlerle, lahitlerle bu tarihin en az 10-15 bin yıl öncesine kadar uzandığı görüldü. Burası 10 bin sene öncesinde Rahmani ve Şeytani güçlerin savaşlarının sürdüğü bir merkezdi. Örneğin burası Kuran’daki “İki denizin birleştiği” yer ifadesine şaşılacak şekilde denk düşer. Ben Marmaray tünelinin geçtiği yolun adının “Hüdai Yolu” olmasını öneriyorum çünkü bu tünel tam da Aziz Mahmut Hüdai’nin fırtınalı bir günde keramet göstererek karşıya kazasız belasız geçtiği ve ondan sonra denizcilerin karşıya geçmek için asırlarca kullandığı yola denk düşmektedir. Marmaray projesi tam da bu güzergâha denk düşmektedir. Bu bile asırlar öncesinden bildirilmiş bir istihbarattır. 

 

 Bazen bu gibi istihbaratı kabir taşlarından, evliyaların bazı sözlerinden okursunuz. Yüzlerce sene sonra çıkacak hadiseleri bazen kabir taşlarındaki bir sembolden okuyabilirsiniz. Bunlar gelişigüzel söylenmiş sözler değildir. Dolayısıyla bunlar da bazen manevi istihbarat alma şekilleridir. Hüdai Yolu İstanbul için çok büyük bir manevi istihbarat projesidir. Bunun karşısında bulunan şeytani bir proje olarak nitelendirilecek şeyse Kanal İstanbul projesidir. Yanlış anlaşılmasın bunları yapan insanları itham etmiyorum. Anlatmak istediğim projenin getirecekleri. İstanbul’u pasta şeklinde bölmek, zaten doğal bir boğaz varken mantıksız bir şekilde Süveyş kanalı gibi suni bir ikincisini yapmak. Aslında kerametiyle Aziz Mahmut Hüdai manevi istihbaratı vermiş ve burada Hüdai Yolu denilen yerden bir su yolunun geçeceğini çok önceden işaret etmiş. Bu tünelde en korkulan şey yangın ve suda boğulma tehlikesi. Hüdai Hazretleri’nin “Kabrimize gelip bize dua edenlerin ölümü suda boğulmaktan ve ateşte yanmaktan olmasın” duası bile buna işaret ediyor  

*  

Konuyla ilgili Erol Elmas’ın yazmış olduğu “İstanbul Kazılarında Saklananlar?” http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=145 makalesinde bazı sorulular sormuştu.  

“Oktan Keleş’in kitaplarında İSTANBUL’a çok büyük önem verildiğini görmekteyiz. Neden acaba?   

Bu sorunun cevabı da yine kitapta :   

İlhami Abi yüzüme baktı ve:   

-Bütün bunlar Şeytanî ve Haçlı konseyinin  planları. Bunların karşısında Hilâlîler mücadele vermektedir.Unutma! İstanbul İslam’ın  zahirî baş kentidir.Tüm kutsal emanetler İstanbul’da korunmaktadır. Sancak-ı Şerifte.Tüm savaşanların merkezi İstanbul’dur. Unutma!   

Oktan Keleş'in kitaplarda sık sık dile getirdiği bir konu var: " İstanbul, tarihte görülmediği kadar önem kazanacak." diye.   

Gerçekten de bugün gelinen nokta bir başlangıç olarak kabul edilse bile, İstanbul'un yavaş yavaş ön plana çıktığı görülmektedir. Dediğim gibi bu daha başlangıç...  

Yine kitaplarda İlhami    

 Abi'nin anlattığı bir konu var ki, bizim için çok önemli: 


İstanbul Boğazı’nın dibi didik didik araştırılıyor. Çok sırlara vakıf olunuyor; ama gizleniyor. Tüp geçitte birçok medeniyetin tünelleri ve kalıntıları bulundu; ama unutturuldu ve gizlendi. İSTANBUL, BUGÜN TÜRK MİLLETİNİN ELİNDE VE KIYAMETE KADAR DA ÖYLE OLACAK.   

O gece İlhami Abi’den Hüdâî Yolu’yla ilgili şu bilgileri edindim:   

- Bilindiği üzere bir gün Aziz Mahmut Hüdâî Hazretleri Üsküdar’dan karşıya; Yeni Cami tarafına cuma namazını eda etmek için kayıkla geçmek ister. Lodos vardır ve hiç kimse hava bozuk diye teklifini kabul etmez. Sadece bir kayıkçı:   

- Evliyanın elbet bir bildiği vardır diye geçirir içinden; teklifi kabul eder.   

Deniz yolu yarılır, lodoslu denizde selametle karşıya geçerler. İşte bu keramet üzere açılan yola Hüdâî Yolu denir. Bu yol “Marmaray projesi”ne işarettir.”   

Hüdai Yolu’nun güzergahı bugünkü Marmaray’ın güzergahıdır!    

Kitapta pek çok olayın merkezinin İstanbul olduğunu görmekteyiz. Bu yazımıza konu olan ise, "Marmaray Projesi" ve onunla beraber gün yüzüne çıkarılanlar.   

Kitapta İlhami Abi’nin anlattığı şu cümlelere dikkatlerinizi tekrar çekmek istiyorum:                                                                   

 

“İstanbul Boğazı’nın dibi didik didik araştırılıyor. Çok sırlara vakıf olunuyor; ama gizleniyor. Tüp geçitte birçok medeniyetin tünelleri ve kalıntıları bulundu; ama unutturuldu ve gizlendi.”  

Şimdi acaba "Marmaray Projesi" kapsamında neler bulundu? Ne kadarı açıklandı?  

Gazetelere yansıdığına göre:  

“Yenikapı'daki Marmaray arkeolojik kazılarında İstanbul'un tarihini değiştirecek yeni iki iskelet çıktı. Uzmanlar ilk kez 8 bin 500 yıl öncesine ait,  çok iyi korunmuş ve değişik mimarisi olan iki mezar bulmanın heyecanı içinde. Yenikapı'da iki yıl önce de aynı döneme ait mezarlar bulunmuştu. Ancak yeni mezarların yapısı ve çok korunaklı olmasından hareketle iskeletlerin varlıklı kişilere ait olduğu sanılıyor.   

İstanbul Arkeoloji Müzeler Müdürlüğü'nde görevli ve 2004'ten bugüne Marmaray kazılarından sorumlu Sırrı Çömlekçi ile birlikte çadıra girdiğimde, Dr. Yasemin Yılmaz, büyük bir heyecanla daha birkaç saat önce mezarın altında yeni bir ahşap dikmenin bulunduğunu müjdeliyordu. Mimari açıdan ilk kez böyle bir mezarla karşılaştığını belirten Yasemin Yılmaz heyecanla anlattı:   

"Ahşap kullanımı çok farklı. Büyük bir yekpare ahşap blok mezarın üzerine örtülmüş. Üç tarafında 70 santimetreye inen ahşap dikmeler var. Ve bu ahşaplar günümüze kadar korunarak gelmiş. Bu, mezarın çok derin açıldığını gösteriyor. Altında yeni buluntular da olabilir. Kazılarda böyle bir mezar daha önce bulunmadı. Bunlar Anadolu'nun en eski mezarları..."   

 Haber bu şekilde devam ediyor. Bulunan iskeletlerin yaklaşık 8.500 yıllık olduğu söyleniyor? Dikkat ederseniz, şimdiye kadar İstanbul’daki insan yerleşiminin 3.500 yıllık olduğu söyleniyordu. Bu rakam şimdi(lik) 8.500’e çıktı.   

O halde asıl sorularımızı soralım:   

Bir: Bulunan iskeletler gerçekten de 8.500 yıl öncesine mi ait? Yoksa daha mı eski. Mesela 17.000 yıl veya 20.000 yıl olabilir mi?   

İki: Bulunan iskeletlerin hepsi açıklanmış mıdır? Yoksa açıklanmayan ve daha eski tarihe ait iskeletler de var mıdır?   

Üç: Bulunan mezarlarda (20.000 yıl öncesine ait) Türklere ait: izler/ nişanlar/ motifler bulunmuş mudur?




Bu haber 7,611 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,399 µs