VAMPİRizm

29 Mayıs 2013 09:24 tsi
Son dönemlerde moda haline gelen ve özellikle gençler arasında büyük rağbet gören vampir furyası, kitapları, dizileri ve filmleriyle genç zihinleri etkisi altına alıyor.

VAMPİRizm

Emperyalizm insanlığı ve coğrafyaları; Vampirizm ise gençliğin maneviyatını emiyor, yarınları sömürüyor… Vampirizmin dişleri yeni neslin boynunda…

Son dönemlerde moda haline gelen ve özellikle gençler arasında büyük rağbet gören vampir furyası, kitapları, dizileri ve filmleriyle genç zihinleri etkisi altına alıyor. Gerçeklikten uzak, inançları derinden sarsan ve kültürel değerlerimizle uzaktan yakından alakası olmayan safsataları allayıp pullayarak sunan Vampirizm’in hedefinde çocuklar ve gençler bulunuyor. Tüm dünyayı kasıp kavuran ve iliğine kadar sömüren emperyalizm, genç zihinleri kirletmek ve etki altına almak için şimdi de “yumuşak güç” olarak “karizmatik vampirleri” kullanıyor.

Vampir kisvesiyle Hıristiyanlık propagandası

Geçmişte salt bir korku öğesi olarak kullanılan vampirlerin, son dönemlerde bir tür örnek alınan karaktere dönüştüğünü belirten uzmanlar, böylelikle artık daha sevecen ve özendirici bir hâl aldığını ifade ediyorlar. Genç izleyicileri etki altında bırakmak için izlenen bu yol sonuç verirken, tüm dünyada milyonlarca genç yeni nesil vampirlerin, yani Vampirizmin,  etkisi altına giriyorlar. Bu tür filmler, ayrıca bilinçaltına gönderdiği mesaj ile Hıristiyanlık inancına alıştırılıyor. İnsanlar, önce bir safsata olan vampirlere inandırılıyor, ardından da Hıristiyanlık’ın sembolü olan haç ile de korunabilecekleri mesajı ile donanıyor. Böylelikle eğlence kisvesi altında genç zihinler Vampirizm akımına kapılıyorlar ve farkında olmadan misyonerliğin de etki sahasına giriyorlar.

Gençlerin inanç dünyasını sarsıyor

Çirkin görüntülü ve korkunç vampirler yerlerini karizmatik, olağanüstü güçlü, neredeyse ölümsüz karakterlere bırakınca, genç izleyici kitlesini tabiri caizse tam on ikiden vurdu. Modern zaman vampirlerini ve doğaüstü olayları anlatan kitaplar ve filmler gençlerin giyimlerini, hayat tarzlarını ve hatta inançlarını derinden etkiliyor. Birçok aile çocuklarının vampir furyasına kendini kaptırmasından rahatsız olurken, kültürel ve manevi değerlerimizle çelişen bu figürler çocuk ve gençlerin inanç dünyalarını da sarsıyor. Aileleri bu konuda çok temkinli ve dikkatli olmaya çağıran uzmanlara göre, bu filmlerin etkisinde kalan çocukların ilerde bir travma vak’ası ile karşı karşıya kalabilmeleri muhtemel.

Son dönemlerde adeta moda haline gelen vampir dizi ve filmleri ekranları kaplamış vaziyette. Vampir filmleri gerçekten uzak, inançları derinden sarsan, kültürel değerlerimizle uzaktan yakından alakası olmayan efsanelerden oluşuyor. Bu filmler gençleri ve çocukları hedeflerine oturtmuş durumda. Uzamanlar ise bu tür filmlerin çocuklara izletilmemesi gerektiğini, çocuklar ve gençler için büyük tehlike arz ettiğini belirtiyor.

Televizyon ekranlarına son zamanlarda Bakıcım Bir Vampir, Vampir Avcısı Abraham Linclon, Blade serisi, Twilight (Alacakaranlık serisi), Tom Cruise’un oynadığı Vampirle Görüşme, gibi bir çok vampir filmi hakim. Bu vampir filmleri gerçekten uzak, inançları derinden sarsan, kültürel değerlerimizle uzaktan yakından alakası olmayan efsanelerden oluşuyor. Bu efsanelerle çocuk ve genç izleyiciler hedef kitle olarak seçiliyor ve ne yazık ki hedeflerine de ulaşıyorlar. Yeni nesil bu filmleri yakından takip ediyor. Onlar gibi giyiniyor, onlar gibi konuşuyor ve onlar gibi bakmaya, yaşamaya çalışıyor. Yaşanan vahim durumdan ise aileler oldukça habersiz. Bu yeni akım filmlere uzmanlar ise tepkili. Vampir filmlerinin çocuklar üzerindeki etkilerini Çocuk -Ergen- Aile Danışmanı Psikolog Gülten Demirdöven ve Psikoterapist Dr. Hasan Kendirci Milli Gazete’ye anlattı. Demirdöven ‘Bu filmler çocuklarımız için büyük tehlike arz ediyor’ dedi.

Gençlerin inanç dünyasını etkiliyor

Çirkin görüntülü, kam emici vampirler yeni akım filmlerde karizmatik, olağanüstü güçlü, neredeyse ölümsüz karakterler olarak görünüyor ve bu özellikleriyle de hedefine koyduğu genç izleyici kitlesini tabiri caizse tam on ikiden vuruyor. Modern zaman vampirlerini ve doğaüstü olayları anlatan kitaplar ve filmler gençlerin giyimlerini, hayat tarzlarını ve hatta inançlarını derinden etkiliyor. Uzmanlar söz konusu romanları ve filmleri sakıncalı bulduklarını söyleyerek çocukların bu tür filmlerden uzak tutulması konusunda aileleri uyarıyor.

Karizmatikliği kullanarak gençleri etkisi altına alıyor

Yeni akım vampir filmlerinin kahramanları, klasik ortaçağ vampir ve kurt adamlarından çok farklı. Bir kere vejetaryenler ve bundan dolayı da insan kanı içmiyorlar. Oldukça modern bir evde yaşıyorlar. Uçabiliyor ve çok hızlı koşabiliyor olsalar da spor arabaya biniyorlar. Anlayacağınız bu filmler sanal âlem gençliği için oldukça etkileyici bir içeriğe sahip. Böylelikle Örümcek Adam’dan sonra Harry Potter hayranı olan çocuklar biraz daha büyüyünce Alacakaranlık serisinin ‘yakışıklı’ karakteri vampir adam Edward’ı rol model ediniyor. Onun gibi giyinir, onun gibi saçını tarar, onun gibi bakar oldu. Yaşanan bu durum bile olayın vahametini gözler önüne sermeye yetiyor.

Hıristiyanlık propagandası yapılıyor

Oysa geçmişte vampirler bir korku ögesiydi. Gece mezarlarından çıkan vampir zavallı kurbanının kanını emerek onu da vampire dönüştürürdü.  Bu tür Vampir filmleri ilgi görmeyince yapımcılarda formatı değiştiriverdi. Vampirler artık daha sevecen ve özendirici bir hal aldı.

Bunun sebebi ise genç izleyici kitlesini etki altında bırakmak istediği oldukça açık. Vampir filmlerinin bir diğer bilinçaltına gönderdiği mesaj ise Hıristiyanlık dini. Neredeyse tüm vampir filmlerinde vampirlerden korunmak için haç, sarımsak ve ateş simgeleri kullanılıyor. Gerçek olmayan ve bir kurgudan ibaret olan vampirlere önce insanları inandırıyor ardından da Hıristiyanlığın sembolü olan haç ile de korunabilecekleri mesajını gençlerin bilinçaltına gönderiyor. İşte bu vampir akımı özellikle genç izleyicileri etkilemekle kalmıyor ‘misyonerlik’ faaliyetlerini de rahatlıkla empoze ediyor.

Alacakaranlık serisi gençlerde vampir sempatisi oluşturdu

Kötü Vampir imajından dost ve iyilik elçisi vampir imajına geçişin en etkili filmlerinden biri de ABD’li yazar Stepheine Meyer’in “Alacakaranlık” serisidir. Sinemaya da uyarlanan bu serinin en önemli özelliği ise alışık olduğumuz vampir tiplemesinden çok ayrı olması. Kitapları dünya çapında 70 milyondan fazla satan, sinemada ilk filmden 380 milyon dolar hasılat elde eden son dönem Hollywood yapımlarının en gözde serisi olan “Alacakaranlık” özellikle genç nesilde büyük bir vampir sempatisi meydana getirmiş durumda. Bir vampir ailesi olan Cullen’lerin oğlu Edward Cullen (Robert Pattinson ve kız arkadaşı İsabella Swan Kristen Stewart)’ın başından geçen olayları anlatan seride özellikle başrol oyuncusunun çok yakışıklı ve gizemli biri olması genç kızların seriye olan ilgisini arttırdı.

Vampirlere atfedilen düşünce okuma, geleceği görme gibi yeteneklerle yayınlandığı dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan bu seri tüm dünyada vampir gizemine olan ilgiyi arttırmıştı. Genç kızların ideal erkek adayı Vampir Edward olmuştu.

Vampir filmlerini sakıncalı buluyorum

Uzmanlar ise vampir filmlerini sakıncalı buluyor. Çocuk -Ergen- Aile Danışmanı Psikolog Gülten Demirdöven Vampir filmlerinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini şöyle anlattı: “Gençlerin hayattaki duruşunun şekillendiği bir dönemde böyle karmaşık içerikli filmler izlemesini doğru bulmuyorum. Özellikler ergenlik çağındaki çocuklarımızın izlemesini oldukça sakıncalı buluyorum. Ben bir psikolog olarak gerçek olmayan, hayal üstü varlıkların, yaratıkların olduğu film, dizi ve çizgi filmlerin izlenmemesi taraftarıyım. Çocuklarımızın izlediği çizgi filmlerin gerçek dışı olmaması, hayatımızda karşılaşabilecek karakterlerden ve olaylardan olması gerekir. Hayal gücünü zorlayan film ya da çizgi filmler çocuklarımızın hayatını çok kötü etkiliyor. Çocuklar hayatı farklı algılayarak ilerde çok kötü problemler yaşamasına sebep olabilir. Bundan dolayı çocuklara ve gençlere vampir ve korku filmleri izletilmemelidir. Çocuklarımız kendi değerlerine uygun filmler izletilmeli. Kendi kültür ve değerlerinden kopuk bu tür filmler izletilmemeli, romanlar okutulmamalıdır. “

Filmler inanç dünyamıza uygun olmalı

Çizgi filmlerin ve filmlerin gerçek hayattan bağımsız olmaması gerektiğinin altını çizen Demirdöven şunları söyledi: “Çocuklarımıza izlettiğimiz çizgi film ve filmlerin gerçek dünyadan bağımsız olmamalıdır. Yaşadığımız kültür ve inanç dünyamızla çatışmamalıdır. Ailelerin bu konuda çok temkinli ve dikkatli olmalıdır. Çocuklarının neyi izlediği ve okuduğuna dikkat etmelidirler. Bu filmlerin etkisinde kalan çocuklar ise ilerde bir travma vakıası ile karşı karşıya kalabilirler. Son olarak başta söylediğim gibi vampir filmlerini sakıncalı buluyorum, kesinlikle uygun bulmuyorum. bu filmler çocuklarımız için büyük tehlike arz ediyor”

Bu filmlerde  yoğun subliminal mesajlar var

Psikoterapist Dr. Hasan Kendirci, “Çok genel olarak vampir filmleri denince aklımıza kan emici canavarların rol oynadığı korku verici, ürkütücü, kan ve vahşet sahnelerinin fütursuzca yer aldığı filmler gelir aklımıza. Filmlerin ismi de bu vahşeti ifade eder niteliktedir. Kan Emiciler, Karanlık Gölgeler, Karanlıklar Ülkesi… gibi. Bu tür filmlerin belli bir izleyici kitlesi vardır. Bu filmleri izlemek istemelerinin birçok nedeni olsa da bu insanların çoğunun kendi içlerinde bulunan derin korkularıyla baş etme çabaları içinde olduğunu ön görebiliriz.” dedi.

Panamerikan-kapitalist-sömürgeci ideoloji etrafımızı sarıyor

Kenderci “Son yıllarda farklı tipte bazı vampir filmlerinin sinema salonlarında yer aldığını görüyoruz. Örneğin, Alacakaranlık Kuşağı bunlardan biri. Bunlara ‘soft’ vampir filmleri de deniyor. Bu filmlerdeki bazı vampirler ya da kurt adamlar ‘insani’ değerlere de sahiptirler. Örneğin filmdeki esas kıza aşık olurlar ve onu kendilerinden ve öteki canavarlardan korur kollarlar. Filmdeki ‘duygusal’ vampir, zeki, eğitimli, iyi bir mesleğe sahip, seçkin ve zengin bir tiptir. (Birçok genç kızın favori aşk nesnesi) Bunlar, tüm seçkin özellikleriyle, toplumdaki burjuva sınıfının naif temsilcileri gibidirler. Kurt adam, profili ise daha ‘halktan’ bir tiptir. Yakışıklı, güçlü, cesur, mert ve yine romantik bir aşıktır. Kız ise bu iki aşk arasında adeta bocalar (başka bir alternatifi de yoktur zaten). Ve sonunda zengin ve çok ‘cool’ görünen vampiri seçer. Birçok Amerikan yapımı filmde olduğu gibi burada da yoğun subliminal mesajlar vardır. Amaç bu filmlerin izleyici kitlesi olan genç ergenleri derinden etkilemektir. Filmin yapımcıları çoğu kez bu amaçlarına ulaşırlar. Son derce klişe bir konuya sahip olmasına rağmen bu tür filmler dünyanın her yerinde geniş (genç ergen) bir izleyici kitlesine ulaşır. Filmler genç insanların zihninde ‘yeni’ aşk idolleri yaratır. İyi ve Kötü birbirine karışır. Temel insani ve manevi değerler adeta ters yüz olur. Kan emici vampir aslında o kadar da kötü değildir, hatta asıl tercih edilmesi gereken aşk ve mutluluk nesnesidir! Kısacası bu filmlerin verdiği mesaj hiç te masum sayılamaz ve ben gençlerin bu filmleri izlemelerini de pek sağlıklı bulmuyorum. Lakin, birçok üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi, bizim ülkemizde de ‘Panamerikan-Kapitalist-Sömürgeci’ ideoloji etrafımızı öylesine yoğun bir sis tabakası gibi sarmıştır ki, bütün bunlardan uzak durmanın, bu havayı solumamanın ve zehirlenmemenin neredeyse imkansız hale geldiğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

http://www.milligazete.com.tr/haber/VAMPIRizm/281838

Bu haber 5,835 defa okundu.