En Sıcak Konular

ABD 'Hilafet' İstiyormuş: Günaydın!

4 Nisan 2013 15:35 tsi
ABD 'Hilafet' İstiyormuş: Günaydın! CİA Başkanı Türkiye'ye geldiğinde Hilafeti gündeme getirmiş miydi?

CİA Başkanı Türkiye'ye geldiğinde Hilafeti gündeme getirmiş miydi?

 

Oktan Keleş, 27 Nisan 2011 tarihinde yazmış olduğu "MEHDİYE KARŞI HALİFELİK"  http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=149  yazısında;

...

"Son günlerde, son aylarda, Türkiye’de halifelik makamı ile ilgili birçok yorum yapılmaktadır. Bu yorumlar birden bire artış göstererek gündeme sokulmaya çalışılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde, Habertürk Kanalında konuşan Aytunç Altındal bile, Atatürk’ün gizli vasiyetinden bahsederken, “aslında Atatürk’ün Halifeliği kaldırmadığını, bir bakıma, belli bir süre için askıya aldığını” açıkça ifade etmiştir.

Bu oldukça şaşırtıcıdır. Şaşırtıcıdır kelimesini bu işi bilenler için söylemiyorum, şaşıranlar için söylüyorum.

Yine Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde, seçim öncesi bazı karışıklıklar çıkarılmış ve çıkarılmaya da devam edilmektedir.

Seçimlerden sonra yeni anayasa çalışmalarının olacağını hemen hemen tüm parti liderleri açıklamışlardır. Bu konudaki fikirlerini beyan etmişlerdir. Yine Sayın Başbakan, “Başkanlık Sistemini” tartışmaya açmıştır. Seçim beyannamesinde parlamenter sisteme vurgu kaldırılmıştır. Bu durum Başkanlık sistemine atıf gibi yorumlanmıştır.

Yine kamuoyunda, bazı isimlerin halife olup olamayacağı tartışılmaktadır.

Daha pek çok olayı örnek verebiliriz gelişmelerin nereye varacağına dair. Okuyup analiz edenler zaten bu sonucu çıkarıyorlardır.

Büyük resim bize neyi göstermektedir:

Beni takip edenlerin bildiği gibi yaptığım televizyon programlarında,  belki de Türk kamuoyunda 2023’e ilk defa vurgu yapan kişilerden biriyim. Yine Barış Manço’nun  2023 ile alakalı şarkısı olan “Kayaların Oğluna” atıf yapan Erol Elmas’ın yazısı da bu konudaki öncü yazılardan biridir. http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=44

...

Şimdi halifelik konusuna gelelim:

Peygamber(sav) Efendimiz: “Benden sonra Halifelik 30 sene sürecektir.” Demiştir.    ( bk. Ebu Davud, Sünnet, 8; Tirmizî, Fiten, 48; Ahmed b. Hanbel, 4/272; 5/220, 221) Efendimiz’in(sav) Bu sözünün mucizesi gerçekleşmiş ve 4 halife toplam 30 sene halifelik yapmıştır. Efendimiz (sav) “30 seneden sonra  ‘meliklik’ devri gelecektir,” demiştir. Dört halifeden sonra gelenin “ben melikim” demesi ile Peygamber Efendimizin (sav) bu sözünün mucizesi de gerçekleşmiştir.

Bu hadiseler, evliyaların ve diğer din büyüklerinin eserlerinin “kıyamet alametleri" bölümünde ele alınıp işlenmiştir.

Meliklik devri ile halifelik, hanedanlığa (babadan oğula geçen) siyasi bir makama dönüşmüştür.

İslam ümmetleri içinde: Emeviler, Abbasiler ve Osmanlı bu siyasi halifeliğin gücünü kullanmışlardır.

Altını çizerek tekrar söylüyorum, 30 seneden sonraki halifelik, İslam’ın özündeki Kamil Halifelik değildir, siyasi bir halifeliktir.

Siyasi halifeliğin gücünü, tarihsel gelişim içerisinde birçok İslam Devlet’i kullandığı gibi Osmanlı da kullanmıştır. Osmanlı da İslam ümmetinin hamisi olmuştur. Ta ki, Osmanlı Devlet’i zayıflayana kadar siyasi halifelik kullanılmıştır. Bu bahis oldukça uzundur. Ama son dönemdeki halifeliğe bir göz atalım:

Osmanlı Coğrafyası içinde ve dışında sevilen bir padişah olan cennet mekan ll. Abdülhamid Han,  halife unvanı ile Sancak-ı Şerif-i çıkarmış, ne acıdır ki, araştırın bakın, hiçbir İslam ülkesi bu çağrıya biat etmemiştir. Diğer padişahlardan bahsetmiyorum bile.

Bilindiği gibi Şerif Hüseyin İngilizlerin dolduruşu ile kendini halife olarak ilan etmiştir. En meşhuru bu olduğu için hep Şerif Hüseyin’in ismi gündeme gelir. Ancak bir çok ülkede daha halifeliğini ilan edenler olmuştur. Aynı anda birkaç halife olmuş İslam ümmeti oyalanmıştır.

Çanakkale Savaşları’ndan bir örnek verelim.  Sancak çıktığında bu çağrıya biat edenler Anadolu coğrafyası ve Osmanlı’ya gönülden bağlı olanlardır. Devlet bazında Halife’nin çağrısına kimse kulak asmamıştır. Hatta karşı propaganda da bulunan devletler bile olmuştur. Bu çağrıya ta uzaklardan Avustralya’dan Molla Abdullah ve Gül Muhammed  karşılık verirler: “ Halife sancak çıkarmış, biat edelim” diye.

Anlatmak istediğim kıtalar ötesinden iki kişi biat etmiştir.

Tabiri caizse, bu halifelik makamı, güçlü bir devletin elinde, güçlü siyasi bir makam olur. Osmanlı Devlet’i zayıflayınca, halifeliğin etki gücü de azalmıştır. Gazi Paşa, bunu bildiği için, bu müessesenin güçlü devlet elinde, güç kazanacağını bildiği için, zaten fiilen yaptırım gücü olmayan bu müesseseyi devam ettirmemiştir.

Davut A.S Kılıcı’nın üzerinde ve kitabesinde: “ Bu kılıç Mehdi A.S’ın eline geçecek ve o da Deccal’in kafasını kesecektir.” Bu Kılıç’ın ahir zamanda bir görevi vardır. Mehdi A.S  ve ahir zaman ile ilgili birçok bilgi mevcuttur.

Ahir zamanda olduğumuza göre, İslam’ın realitesi, HALİFELİK DEĞİL, MEHDİ A.S’dır.

Elbette böyle bir müessesenin (halifeliğin) İslam dünyası için birleştirici olma özelliğiyle önem arz etse de: Son sözü Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinde açıkça söylemiştir.

O halde, romantik ve sanal bir halifelik peşinde koşmak ne kadar gerçekçidir?

Mehdi bahsi ise daha uzun ve detaylı bir konu.

Mehdilik ve Halifelik konusunu iyi bilen şer güçler; yıllardan beri bu konularla ilgili senaryolar yazıp uygulamaktadırlar. Şizofrenik vakaları ve sahte Mehdileri bir kenara bırakıyorum. Hıristiyan aleminin İsa projesi olduğu gibi, İslam ümmeti üzerinde de sahte Mehdi ve halife projeleri her zaman var olmuştur.

Şimdi Siyonistler yine bana kızacak ama şunu iyi biliyorum ki, Siyonist oyun kurucular, her dönem ellerinde, Mehdiliğini ilan edecek iki şahıs bulundururlar. Bu iddialarını da çok çeşitli argümanlarla desteklerler.

Ben şahsen Hz. Mehdi’nin geleceğine inanan biriyim. Mehdi’nin çağında olduğumuza da inanmaktayım. Benim gibi milyonlarca Müslüman da böyle olduğuna inanmaktadır. İşte bunu bilen gizli servisler, bu inancı potansiyel bilip, bunu suiistimal edebilirler. Ellerinin altında bulundurdukları sahte mehdileri, halifeleri konjonktüre göre piyasaya sürebilirler. Burada amaç, İslam ümmeti içersinde fitne çıkarmak, hadiseleri kendi doğrultularında yönlendirmektir. Bütün bu gelişmeler bile beklenen gerçek Mehdi’nin alametleridir. Sahteleri (ciddi sahteleri) çıkacak ki, Allah ümmete gerçeğini nasip etsin.

Şimdi:

1-CIA ve Siyonistler, şu andaki dünya konjonktürüne göre İslam Bölgelerinde böyle sahte Mehdi ve Halife oyununa Türkiye’yi alet etmek için çalışmakta mıdırlar? Yukarıdaki büyük resim dediğim kısa analizden anlaşılacağı üzere bu emareler görülmekte midir?

2- CIA Başkan’ı Türkiye ziyaretinde, Halifelik konusunu açmış mıdır? Bunun yan planı Mehdilik gündeme gelmiş midir?

3- Böyle dış güçlerce desteklenen halifelik makamıyla, İslam ülkelerini kontrol altında tutmak ve bunun taşeronluğunu da Türkiye’ye yaptırmak için  gerekli ortam uygun değil midir?

Anlayan anladı...

Büyük Türkiye’nin bölge ve İslam ülkeleri üzerindeki etkisi bu yolla azaltılmak mı istenmektedir?

Bu konuda son sözüm, herkesin bir planı varsa, Allah’ın da bir planı var.

İnşalah 2023 yılında büyük cihan devleti, BÜYÜK TÜRKİYE olacak ve bu engellenemeyecektir.

Milletimiz oyunlara gelmemeli, basiretli olmalıdır. Peygamber Efendimizin (sav) hadislerini unutmayınız. Tasavvuf büyükleri Efendimizin (sav) bu hadisini gayet iyi bilmektedirler.

Gazi Paşa’nın sanki bu konuda onayı varmış gibi kulaklara üflenen projeye karşı dikkatli olunmalıdır. Gazi Paşa’nın vasiyeti mevcuttur. Bu vasiyet Büyük Türkiye’nin kuruluşu ile alakalıdır. Vasiyeti saptıranlara karşı uyanık olunmalıdır.

Şer güçler her şeyin farkındalar. Biliyorlar ki, İslam dünyaya hakim olacak, bu da Türk Sancağı altında gerçekleşecek, Mehdi gelecek. O zaman bunun karşısına; sanal halifelik ve sahte mehdilerle çıkarlarsa, ne kadar direnirlerse onu kar sayacaklar.

İslam’ın halifesi ancak Mehdi olur.

Ahir zamanda olduğumuzu unutmayalım."

 

Oktan Keleş yukarıdaki analizini 27 Nisan 2011'de yazmıştı.

 

Şimdi konuyla ilgili gelişmelere bakalım:

Şok iddia: 'ABD 'Hilafet' istiyor

DİPLOMATİKA com Yazarı Dr. Tuncay Tezel, Amerika'nın hilafet istediğini yazdı. Örneklerle tezini güçlendiren Tezel, ABD'nin "Müslüman Türkiye" önderliğinde oluşturulacak böyle bir birliği desteklediğini vurguladı. 

 SON.TV - YORUM - DİPLOMATİKA com Yazarı Dr. Tuncay Tezel, Amerika'nın hilafet istediğini yazdı. Örneklerle tezini güçlendiren Tezel, ABD'nin "Müslüman Türkiye" önderliğinde oluşturulacak böyle bir birliği desteklediğini vurguladı.Tezel, "ABD'yi fikren güçlü bir şekilde etkileyip yönlendiren bu yapılar, laik demokratik hukuk devlet modelini güzelce uygulayan "Müslüman Türkiye" önderliğinde oluşturulacak böyle bir birliği desteklemektedir" dedi.

AMERİKA 'HİLAFET' İSTİYOR

Dr.Tuncay Tezel'in, Diplomatika com sitesinde “Amerika 'hilafet' istiyor” başlığıyla yayımlanan (04 Nisan 2013) yazısı şöyle:

"ABD içinde bir grup düşünür, bilim insanı ve siyasetçi, Ortadoğu, Balkanlar ve Asya'da yeniden güçlü bir 'Osmanlı'nın kurulmasıyla, dünya barışına katkı sağlanacağını düşünmektedir. ABD'yi fikren güçlü bir şekilde etkileyip yönlendiren bu yapılar, laik demokratik hukuk devlet modelini güzelce uygulayan "Müslüman Türkiye" önderliğinde oluşturulacak böyle bir birliği desteklemektedir. Bu sayede ABD'nin çıkarlarınının da en üst seviyede korunacağı varsayılmaktadır.

Birkaç örnek vermek gerekirse;

Passig: "Ortadoğu'ya Barışı Getirebilecek Tek Ülke Türkiye"

Amerika Minnesota Üniversitesi'nde gelecek bilim dalında doktorası bulunan, Bar-Ilan Üniveritesi'nde doçent doktor olarak görev yapan futurist (Gelecek bilimcisi) Prof. David Passig "2050" adlı kitabını kaleme almıştır. Passig kitabında, "2050 yılında Ortadoğu'da birçok devlet çökecek. Türkiye ve İsrail ise bölgedeki temel güç olmaya devam edecek. Bu bölgeye barışı getirebilecek tek ülke Türkiye olacak. Eğer hatalar yapılmazsa Türkiye çok güçlü olabilir. Geçmişteki hatalardan ders almamak gerçekten büyük bir ayıp olur" şeklindeki görüşlerini dile getirmekte, Yeni Osmanlı'nın bölgeye hakim olacağını öngörmektedir.

Friedman: "21. Yüzyılda Türkiye Süper Güç Olacak, Osmanlı Haritası Yeniden Çizilecek"

Amerikan İstihbarat Ajansı CIA’ya yakınlığı nedeniyle "Gölge CIA" olarak bilinen Stratfor’un sahibi, stratejist George Friedman, önümüzdeki yüzyılın sonlarında Türkiye'nin yeni dünya gücü olacağını öne sürmüştür. Friedman, “Next 100 Years: A Forecast for the 21’st Century” (Önümüzdeki 100 Yıl: 21’inci Yüzyıl İçin Öngörüler) adlı yeni kitabında "Gelecek yüzyılın süper güçleri Çin ve Rusya değil; Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya olacak. Türkiye’nin dünyadaki siyasi etkisi 2050 yılında Osmanlı haritasını andıran bir görüntü oluşturacak." demektedir.

Chomsky: "Osmanlı Geri Gelecek"

ABD'li dilbilimci Noam Chomsky ise, Ortadoğu'daki yaşanan problemlerin çözümünün Osmanlı'da olduğunu şu şekilde dile getirmektedir: “Osmanlı'nın modeli önümüzde bir ders gibi duruyor. Belki öyle bir gün gelecek ki, bir seyyahın serbestçe Kahire'den Bağdat'a, oradan da İstanbul'a gideceği günlere geri döneceğiz. İnsanların mahalli yönetimlerle yönetimi üstlendiği günlere döneceğiz. Osmanlı'nın o bölgede yüzlerce yıl yürüttüğü politikalar ve yönetim şekli, Osmanlı'nın o günleri bize ders olacak. Çünkü Osmanlının geçmiş dönemleri önümüze önemli bir ders koyuyor. Belki bölgedeki herkes için daha iyi bir hayat olacak. Tabii bunlar kendi kendine olmayacak. Bunlar için bölgede çeşitli tercihlerin olması gerekiyor.”

McChrystal: "Türk Ordusu Afganlarla Sevgi Bağı Kurabilen Tek Güç"

Afganistan’daki ISAF ve Amerikan Kuvvetleri’nin komutanı General Stanley McChrystal Türk ordusunun Afganistan’daki katkılarının çok büyük olduğuna dikkat çekmiştir. Org. McChrystal şöyle konuşmuştu: “Türk askerleri çok iyi yetişmiş, geniş deneyime sahipler. Türk Ordusu, profesyonel ordu. Aynı zamanda Afgan halkıyla kültürel bağları da var. Diğer koalisyon ordularının böyle bir bağları yok. Afgan halkıyla benzersiz bir iletişim kurabiliyor. Türk ordusunun varlığı, koalisyonun geri kalanının başarısı için önemli.”

Washington Post Gazetesi: "Türk Gücü Balkanlar'da Dostane Yollardan İlerliyor"

Amerikan Washington Post gazetesi, Türkiye'nin Balkanlar'da artan varlığını "Türkiye, Bosna'da Osmanlı İmparatorluğu'nun nazik bir versiyonunu geri getirdi" başlıklı geniş haberiyle değerlendirmiş ve bu oluşumdan övgüyle bahsetmiştir. Gazete "Türkiye, 5 asır önce Balkanları fethetti. Şimdi Türk gücü daha dostane yollardan ilerliyor." ifadesini kullanmış, Türkiye'nin, bir zamanlar düşman olan bölge ülkelerinin arasında görüşmelerin yapılmasına aracı olduğunu da vurgulamıştır.

CIA 2005 Raporu: "2020'de Müslümanlar Arasından Bir Halife Çıkmalı"

CIA´nın resmi internet sitesinde 2005 yılında yer alan bir rapor dünya çapında çok yankı uyandırmıştı. Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından hazırlanan raporun adı "Geleceği Haritalandırmak" şeklindeydi. Rapor, 2020 yılında dünyanın siyasi haritasını, güç dengelerini ele almış, 2020 yılında İslam dünyasına hilafet rolünü vermiştir. Rapora göre Amerika 2020 yılında Müslümanlar içinde bir Halife'nin varlığını düşünmektedir.

"CIA´nın senaryosuna göre halife sembolik bir figür olarak kalmayacak. Tam tersine Halife, ABD´nin karşısına çok etkili siyasi ve ideolojik bir güç olarak çıkacak. Örneğin petrol bölgelerine müdahale edecek, Amerika buna sesini çıkaramayacak. Hilafet, İslam alemini birleştirecek. Müslüman liderler Halife'ye uyacak, saygı duyacak ve halklarına baskı yapamayacak."

CIA'nın senaryosu, 'Amerika'nın neden güçlü bir halife istediği' sorusunun cevabını da içermektedir. Amerika´nın hilafeti canlandırma planı kendi açısından, İslam Dünyası'nı birleştirerek, global çaptaki terörü bitirmektir. Amerika radikal terörden şiddetli bir şekilde korkmaktadır.

CIA'nın öngörüsüne göre önümüzdeki 20 yılda radikal terör dünya için büyük bir tehlike haline gelecek.

ABD'nin senaryosu, radikalizme bir panzehir olarak Hilafeti desteklemektir. Radikal İslam yerine meşru Hilafet'in radikal terörü törpüleyeceği, etkisiz hale getireceği öngörülmektedir. Güçlü bir hilafet işte bu sebeple ve önemle istenmektedir.

Bununla birlikte ABD içinde sesi gür çıkan, Amerikan derin devletine etki eden şahin yapılar ise bölünmüş, güçsüzleştirilmiş bir Türkiye ile hem Ortadoğu ve hem de dünya üzerinde Amerika'nın tehditlerden arındırılabileceğini düşünüyor. Amerikan dış politikasına da uzun süredir işte bu "böl parçala yönet-yok et" taktiğini uygulatan Neocon- şahin yapı hakim. Ateist masonların ve Evanjelik Armagdencu bir yapının oluşturduğu bu yapı Türkiye'nin doğusunu on yıllardır Kürdistan olarak ayrılmış olarak görmek istemektedir. Hem kurulacak bir Kürdistan'ı daha rahat kontrol edeceklerini düşünmekte, hem de Türkiye'yi zayıf bırakıp dolayısıyla İslam aleminin birlik olmasını engellemiş olacaklarını düşünmektedirler. Bu sayede olası bir İran saldırısı karşısında, Ortadoğu'da enerji kaynaklarını ele geçirmede, Avrupa ve Orta Asya arasındaki köprüyü Rusya ve Çin'in egemenliğine kaptırmayacaklarını düşünmektedir.

Armagedoncular özetle; Ortadoğu ve Asya başta olmak üzere bütün dünyayı adeta bir kan gölüne çevirmek istemektedir. Bu sapkın inançlarını bir "kan dökme ayini" ile gerçekleştirmek istemekte, buna sözde bir ibadet gözüyle bakmaktadır. Oysa Allah tarihler boyunca, yeryüzünde fitne, bozgun, savaş ve şiddet arayanları daima misliyle hatta daha beteriyle yakalamış, zulüm sahiplerini helak etmiştir.

Elbette Amerika ve dünyada da, şiddetle şiddetin bitirilemeyeceğini çok iyi bilen, buna inanan çok güçlü bir akil insanlar lobisi vardır. Bu lobi, zalim savaş çığırtkanlarına karşı büyük bir mücadele vermektedir. Dünya halkları da barış, sevgi ve kardeşliği her zaman için savaşlara, teröre ve zulme karşı tercih etmektedir.

Hangi Fikir Galip Gelecek?

İnsanlar ve devletler, gelişen zaruri şartlar, umulmadık olağanüstü değişimler karşısında elbette görüşlerini, kararlarını da değiştirecektir. Haklılığı, güzelliği, iyiyi ve doğruyu güçlü bir felsefe, akılcı bir anlatım, sevecenlik, kaliteli ve hoşgörülü bir yaklaşımla kararlılıkla anlatabilenlerin ikna edemeyeceği hiç kimse yoktur Allah'ın izniyle.

Herkes projesini ortaya koyar. Önemli olan kimin ne istediği değil, bizim kendi projemizi kabul ettirebilmemizdir. Büyük Ortadoğu Projesi Kuran'sız, maneviyatsız İslam modelinin hakim kılınmasıdır. Biz ise maneviyatlı, Allah'tan hakkıyla korkan, Kuran'a tam sarılmış inananların önderliğinde Büyük Osmanlı Projesi'ni hayata geçirmeyi Allah'tan ümit ediyoruz.

Bizim isteğimiz, dünya üzerinde barışı, sevgiyi, kardeşliği, adaleti, eşitliği, özgürlüğü ve huzuru tesis etmektir. Bu istek, bilim, sanat ve kültürün temel olacağı, sevginin esas alınacağı bir ortamda gerçekleştireceğinden, evrensel insan hakları, evrensel sevgi kanunlarını ve barışı savunan herkesçe desteklenecektir. Bizler bu yapının veziri, şahı değil, hadimi olmaya hazır olduğumuzdan bu emanet Osmanlı'da olduğu gibi yine bu aziz millete verilecektir." 

http://www.son.tv/Medya/sok-iddia-abd-hilafet-istiyor/haber-177957
 



Bu haber 10,338 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,188 µs