Transhümanizme Giriş – 1
Okuyacaklarınız Transhümanizme Giriş adı altında topladığımız bir yazı dizisinin ilk kısmıdır. Gözlerimizin önünde hızla büyüyen bir sistemi nasıl olur da şimdiye kadar göremedik, duyamadık deyişimizin kelimelerle ifadesidir belki tüm yazdıklarımız. Bu kadar aşikâr, ama bir o kadar da örtülü bu sistemin terminolojini ve neleri amaçladığını anlamak ve sizlere aktarabilmek ana hedefimiz olacaktır.
Transhümanizme Giriş
Transhümanizmin ne olduğunu ele almadan önce hümanizmin ne olduğunu ya da ne olmadığını hatırlayalım: Hümanizm, insana dair konulara dinlerin ya da inanışların ve bunlarla ilişkili kavramların ışık tutmasını istemeyen, bunu yaparken herhangi dini karşısına almayan, kavgaya tutuşmayan bir akımdır. Kaynaklar onun için doğaüstü güçlerin varlığıyla ilgilenmeyen etik tabanlı bir görüştür der. Türkçemize insancılık olarak tercüme edilmiştir, otorite karşısında insanı özgürleştirme olarak da tanımlanır. Daha iyi bir dünya hedeflediği iddia edilen hümanizm, agnostisizme (bilinemezcilik) hatta ateizme (tanrıtanımazlık) daha yakın duran bir görüştür aslında. Oysa birçok insan hümanist kelimesini sadece insancıl, diğergâm, insanları sevme ülküsü olan anlamında tanımlamakta ya da algılamaktadır.
Bir açıdan bakıldığında, transhümanizm, hümanizmin bir sonraki adımı olarak görülebilir, ancak konuya farklı disiplinleri birlikte değerlendirerek bakmak gerekmektedir. Transhümanizm, bilim ve teknolojinin tüm imkânlarının transhuman kelimesi ile tanımlanan dönüşmüş bir insan için seferber edildiği bir sistemdir. Transhuman, yani bu dönüşmüş insan posthuman adı verilen daha sonraki bir evre için geçiş mahiyetindedir. Posthuman ise bize göre daha güçlü ve sağlıklı, yaşlanma etkileri azaltılmış (hatta ortadan kaldırılmış), fiziksel-zihinsel-duygusal kapasiteleri çok üst düzeye çıkartılmış bir öte-insandır.
Bu noktada belki Nietzsche’nin Übermensch kavramını hatırlamakta yarar var. Übermensch Almanca’dan dilimize üst-insan, insanüstü, süperinsan, öte-insan ya da insanötesi olarak tercüme edilebilir. Biz yazımızda Übermensch yerine üst-insan terimini kullanacağız. Nietzsche üst-insanı şu şekilde tanımlıyor: “İnsan, hayvan ile üst-insan arasına bağlanmış bir halattır, öyle bir halat ki, bu halat bir uçurumun üzerinde yer alıyor. ” (“Der Mensch ist ein Seil, geknüpft zwischen Tier und Übermensch, – ein Seil über einem Abgrunde.”). Başka bir tanımlamasında “Maymuna oranla insan neyse, insana oranla üst-insan da odur” der Nietzsche. Yine bir başka yerde Nietzsche “İnsanlık içinde, ortalama insandan başka, daha yüksek ve daha güçlü bir insan türünün gerçekleşmesi gerekir.” demiştir. Öte yandan 1871 yılında Fransız oryantalist ve dinbilimci Ernest Renan’ın “Nasıl insanlık hayvanlıktan ortaya çıktıysa, ilahlık da insanlıktan ortaya çıkacaktır” fikri dikkat çekmektedir. Bu fikir günümüz transhümanistlerinin “bizler tanrılar olacağız” deyişi ile büyük benzerlik göstermektedir.
Bu öte-insandan (posthuman), uzayda koloniler kurması, süper zeki makinelere dönüşmesi, fiziksel varlığından sıyrılarak sanal gerçeklikte yeni bir hayata yelken açması gibi özellikler beklenmektedir. İnsanoğlunun bu dönüşümü sürecinde kullanılan bilim ve teknolojinin imkânları NBIC (Nano, Bio, Info, Cogno), yani nanoteknoloji, biyoloji, iletişim ve cognitive (bilişsel) başlıkları altında ele alınmaktadır. Transhümanizm disiplinler arası (interdisciplinary) bir sistemdir, zira filozoflar, fütüristler (gelecekçiler), hippiler, bilim adamları, hukukçular, sosyologlar, tıp doktorları, mühendisler, sanatçılar, edebiyatçılar, psiko-farmakologlar, genetikçiler, teknoloji merkezleri, şirketler, bürokratlar transhümanizmin başarısı için faaliyet göstermektedirler. Sadece birkaç on yıldır kendini göstermeye başlayan bu sistemin başarısı için kimileri yüzyıllardır hazırlık yapıyordu. Bu yazıda bu sistemi daha yakından tanımaya çalışırken sürekli geçmişe dönmek durumunda kalacağız.
FM-2030
“Geleneksel isimler bir kişinin soyunu, etnik kimliğini, milletini ve dinini tanımlar. Ben ne on yıl önceki ne de yirmi yıl sonraki kişiyim. FM-2030 ismi 2030’lu yılların ne denli büyülü zamanlar olacağına dair inancımı yansıtıyor. 2030’da yaşsız olacağız ve herkesin sonsuza kadar yaşayabilecek mükemmel bir şansı olacak. 2030 bir düş ve bir amaç…” - FM-2030
Bu ifade 2030 yılında sonsuz hayatı yakalayacağına inanarak ismini FM- 2030 olarak değiştiren Feridun M. Esfandiary’e ait.
Esfandiary Ekim 1930’da İran’lı bir diplomatin çocuğu olarak Brüksel’de dünyaya gelir, babasının vazifesi dolayısıyla çocukluğu birçok ülkede geçer, öyle ki 11 yaşına gelene kadar 17 ülkede yaşama fırsatı bulur ve bu fırsatı bir ailenin çocuklarına verebileceği en güzel hediye olarak tanımlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1948 Londra olimpiyatlarında Iran milli basketbol takımında yer alır. 70’li yıllarda tüp bebek, tele-konferans, tele-alışveriş, tele-tıp gibi kavramlardan söz eder. 1989 yılında CNN’de Larry King ile söyleşisinde uzayda kolonileşmeden ve ölümsüzlükten bahseder. Larry King programında Esfendiary’nin yeni çıkan “Are you a transhuman?” başlıklı kitabını da izleyici ile tanıştırır. Kitabında “Sen bir transhuman mısın?” diye soran Esfandiary, The New School’da verdiği dersler esnasında transhuman kelimesini “yeni evrimleşen varlıkların ilk tezahürü” olarak tanımlar.
Esfandiary, dünyaya Feridun ismi ile gözlerini açar ancak 2000 yılının Temmuz ayında pankreas kanseri sebebiyle FM-2030 olarak tekrar gözlerini yumar. Hayal ettiği 2030’a ulaşamasa da bedeni Arizona’da ALCOR merkezinde ileride “yeniden canlandırılmak” üzere muhafazaya alınır.
http://www.her-an.org/2012/11/transhumanizme-giris-1/
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle