Dava-Kıran

11 Ekim 2012 09:54 tsi
Bir derginin okuyucu köşesi sayfa editörü iken, iktidarın, mafyanın, ihtirasların ve güzelliklerin arasında insan olma kaygısı ile gerçeği arayan bir serüvenin ortasında kendini bulması...

 

 

DAVA-KIRAN

 

 

Romanda olaylar, bilinç akışı, bir dava adamının inşa serüveni arasında gelişen hayatın sürprizlerine paralel bir olay örgüsü çevresinde veriliyor.

 

“Elveda dergim, okuyucularım!” diye geçirdim içimden.Elveda kalem kâğıdım! Parmaklarım; sizi tek tek doğrayacak dokuz başlı canavarlarla karşılaşmak için hiçbir silah almadan yanıma, yürüyorum. Korunmasız, savunmasız ve perişan bir halde, sefaletimin sonuna ya da bu dünyada göreceğim son günün akşamına doğru yürüyorum, diyordum.”

 

Bir davaya inanan, hakikate ulaşmak için sürekli bir arayış içinde olan insanların

romanı Davâ-Kıran…Hayal kırıklığına uğrayıp idealistlikten midealistliğe terfi eden insanların arasında  tutunamayan bir kahramanın romanı.

 

Bir dönemin bugün de devam eden  trajedisi.

 

İç dünyalardaki fırtınaların, karşılaşmaların, görümlerin ve aldanmaların romanı.

 

“Hindistan’ın tanrıları gibi Ankara’nın iktidara açılan pencereleri bin taneydi. Birine bile kapılanamayan umutsuz vakadır. Ben kapılanmak üzereydim. Artık yalnız değildim”

 

DAVA-KIRAN Türkiye’nin başkentinde geçen bir olaylar örgüsünü anlatmıyor sadece. Bir davanın mensupları arasındaki yakınlık ve uzaklıkları, kardeşlik ve düşmanlıkları evrensel bütün yönleriyle ortaya koyuyor.

 

Okuyucuya anlatılan senin hikâyen, Asım sen kendinsin, diyor yani.

 

Dergilerde bir araya gelen; Susuzluklarını gidermek için davalarda dağıtılan ab-ı Kevser’ den payına düşeni almayı tek çare gören bir neslin hikâyesi. Tek başına değil dava arkadaşları ile birlikte ülkenin ve dünyanın kaderine yön verecek bir yürüyüşle kendini inşa etmek isteyen, kitleye katılmadan bir anlamı, hatta bedeni, dili ve kişiliği bile olmayanların ortak dünyaları.

 

Bir derginin okuyucu köşesi sayfa editörü iken, iktidarın, mafyanın, ihtirasların ve güzelliklerin arasında insan olma kaygısı ile gerçeği arayan bir serüvenin ortasında kendini bulması. Allah rızası için toplanan paralarının derin yapıların kuyularında kaybolmasının hüzünlü hikâyesi. Mali bir krize giren yeşil holdingde ortaya çıkan çatışmaların, bir yanda ayakta kalmaya çalışırken bir yanda sevgi aşk ve müziğin bir fon olarak desteklediği Ankara edebiyat âleminde ayakta kalma çabası.

---

 

 

---

İktidarın kişiler, kurumlar ve idealist insanlar üzerindeki kıyıcı etkisi. Her şeyi mubah gören bir anlayışa varıp dayanan bir zihniyetin, insanların gönüllerinde elmas arayan bir şeyhin mücevher satan bir kapitalist haline geliş süreci. Sezar karşısında Kleopatra; brütüsler üzerinden bir iktidar savaşı verirken gerçeklerin inananlar üzerine asit yağmuru gibi gelmesi.  Sonunda “Harfler Tanrı’nın insanlara kozmosu anlamak için verdiği işaretlerdi. Âdem’e öğrettiği isimlerdi. Her harfin karakterinde

tanrısal bir sıfat vardı. Benim tanrısal son hamlem ancak bir gözyaşı kelimesiyle sınırlı kaldı. Âleme sırrımı faş etmemek için çabalarken o bir damla yaşa engel olamadım” diyen bir kahramanın; aslında senin benim ve onun hikayesi Dava-kıran…

 

Mustafa EVERDİ

Bu haber 4,422 defa okundu.