En Sıcak Konular

ADGUK Öğretisi Hakkında Düşünceler 1

16 Ocak 2022 09:31 tsi
ADGUK Öğretisi Hakkında Düşünceler 1 Dudu Bozkurt Yazdı...

ADGUK ÖĞRETİSİ HAKKINDA DÜŞÜNCELER 1

Aslında bu yazı yazmaktaki amacım, Adguk Öğretisin doğrultusunda oluşacak his ve sezgilerimi keşfetmek ve yazıyı yazarken daha deruni bir tefekkür yapabilmek ve bunu sizlerle de paylaşabilmekti. Bölüm bölüm kitabı inceleyip düşünce ve tespitlerimi sizlerle de paylaşmak istiyordum.

Bunun için öncelikle KAPANA, ZAG-ZEG, SAK-SEG, TORU-TURU, NIFS HAVUZU, SAG-SEG HAVUZU ve HOY HAVUZU  bahsi üzerinde düşüncelerimi yazmak istiyordum. Ama bu konu üzerine düşünürken keşfettiğim bir husus bu bahis üzerine derin düşünce ve hislerimi yazmaktan beni alıkoydu şimdilik.

Şöyle ki; KAPANA, ZAG-ZEG, SAK-SEG, TORU-TURU, NIFS HAVUZU, SAG-SEG HAVUZU ve HOY HAVUZU bahsi üzerinde düşünürken, Adguk Öğretisinin sıklıkla sembolizmden faydalandığı hususu aklıma geldi ve ben de bu bahsi şekillendirerek daha iyi anlamaya çalışayım dedim.  Kendimce metni okuyarak geometrik bir çerçevede anlamaya çalıştım.  Metinde havuzlardan bahsettiğinden sezgisel olarak şeklimde daireler çizdim. Metinde beslenme, bakma ya da ayrışma isteği gibi çizdiğim daireler açısından yer ve yön belirten hususları ilgili daireler arasına çizgi çizerek gösterdim.  Yine Adguk Öğretisinde bahsedilen “aşağıya inerken kusur yok ancak yukarı çıkarken sarp yokuşlar tırmanmak gerekir” bilgisinden yola çıkarak Hoy Havuzundan Kapana’ya doğru daireler arasında rotalar çizdim.

Tam şeklimi bitirdiğimde ise şaşırtıcı bir şeyle karşılaştım: Çizdiğim şekiller tamamen Kabala’nın en temel unsuru ve en temel mistik öğretisi kabul edilen Hayat Ağacı Glifinin birebir aynısıydı.

Bunun üzerine ben de Kabalistik Hayat Ağacı glifi ile Adguk öğretisinden çıkan şekli tekrar çizdim. Şekil aynen şu şekildeydi:

Şaşırtıcı olan şuydu: Binlerce yıldır gizli tutulan ve sadece belli bir kesime bilgileri ve detayları sunulan Kabalanın On Sefirotu ve bir de Hayat Ağacında görünmeyen gizli Sefirotu(Daat-Bilinçlilik) açıkça Adguk Öğretisinde anlatılmaktaydı.

Yine şekilde gösterilen 10 daire/kabala öğretisinde sefirot, kabala öğretisinde 4 farklı alemde değerlendirilerek okunur. Bunlar; Ruhsal Alem, Zihinsel Alem, Duygusal Alem, Fizik Alemi.  Yine Kabalistik sistemin esaslı unsurunu oluşturan Hayat Ağacı Gilifi başka başka sınıflandırmalara da benzer şekilde yansıdığı kabul edilmektedir. Yani Kabala öğretisinde Hayat Ağacı öğrencinin düşünme metodunun anahtarıdır. Öğrenci bu Hayat ağacı glifine ve farklı farklı sınıflandırmalarına uygun olarak düşündüğü zaman hakikate ulaşabilir.

Biz şeklimizde en çok kullanılan sınıflandırmalardan bir tanesini şeklimizin içinde yer verdik. Bir diğer sınıflandırma sisteminde Zag/Binah/ Anlayış küresi Form; Zeg/hokmah/hikmet küresi ise Kuvvet olarak geçmektedir.  Yine bu hususun Adguk öğretisinde “TEN” VE “TİN” olarak anlatıldığını görmekteyiz.

Yine bir başka örnek olarak, Adguk öğretisinde “Ariflerin yaptığı gibi yüzün, gözün tek yönde olsun. Gözün şaşmasın, yüzün dönmesin.” ve çift başlı kartal ve çift başlı yılan tasvirlerinin bilgisinin kabalada bu yolun okültçülerin yolundan ayrı olarak her iki sütunun dengelenmemiş ayarından uzak Vaat Yayı/ Mistiğin yolu olduğunu görüyoruz.

Kabala öğretisinde anlatılan ve öğretilen birçok hususun,  Adguk Öğretisinde çok daha detaylı olarak yer aldığına ilişkin örneklerimizi arttırabiliriz. Ancak yukarıda belirttiğim gibi zaten Kabala’nın ana temeli olan Hayat Ağacının, Adguk öğretisinde oldukça detaylı bir şekilde anlatıldığını düşünecek olursak daha fazla örnek vermenin de bir faydasının olmayacağı açıktır.

Batı ezoterizminin felsefesi kabul edilen Kabala’nın yazılı en erken kayıtlarının, Kabala öğretisindeki kişilerin kitapların da anlattıklarına göre, kulaktan kulağa (kabala kulaktan kulağa demektir) olan kısmı dahi en erken İsa’nın doğumundan birkaç yüzyıl öncesine dayanmaktadır.  İlk yazılı kaynakları ise III. ve IV. Yüzyıllara ait Sefer Yetzirah (Yaratılış Kitabı) olup 7.yüzyılda Sefer Ha-bahir (Parlaklık Kitabı) ve Sefer Ha-temuna ve 11.yüzyılda ise Zohar (Görkemin Kitabı)’dır.

Adguk Öğretisi en az 2500 yıllık olup kitap Luvi dilinde yazılmıştır. Bu itibarla bu kitabın mistisizm ve ezoterizm unsurlarının detaylı olarak işlendiği ilk eserlerden biri olduğunu söylesek elbette hata etmiş olmayız.

Kendi zamanında Kabala öğretisi ile çalışıp bu hususta eğitimler veren okültist W.E. BUTLER “Maji ve Kabala”adlı kitabında Kabala öğretisinin tarihsel gelişim süreci ile ilgili olarak şöyle demektedir: “Bu tarih öncesi öğreti ve uygulamalar birikimi, İbrani ulusunun, daha önce de söylediğimiz gibi, Klasik Çağ’da Akdeniz topraklarında ortaya çıkan çeşitli Gizem Okulları ile temasları yoluyla zenginleşmiştir.”

Adguk Öğretisi Luvi dilinde yazılmış olup Luvi dilinin Hititlerin hiyeroglif dilinde kullandığı dil olduğu bilinmektedir. Yine kitabın Alman Büyükelçisinin eline Çorum’dan bir köylüden geçtiği tespit edilmiş. Yani kitabın Hititlere ve Hititlerin dönemine ait olduğu kolaylıkla ileri sürülüp kabul edile bilinir. Yine Hititlerin tarih sayfasından bir anda yok olmaları ve bunu yaparken de Adguk Öğretisi vs gibi öğreti metodlardan faydalandıkları, yine Atasagun da anlatılan 7-7 lik hapishane sistemi ve detaylarının, biçok kozmolojik ve kozmogoni unsurlarını barındıran vs. bilgilere sahip olduklarını görüyoruz. Bu da açıkça BUTLER’ın söylediği “Akdeniz topraklarında çıkan gizem okulları” tabiri ile kastettiği kaynaklardan en önemlisinin Adguk öğretisi ve benzeri öğretiyi içeren Hitit kaynakları olduğunu göstermektedir.

Kaldı ki, yazılı olması açısından tarihsel süreç yönünden daha eski olduğu anlaşılan Adguk Öğretisinin ezoterizm, kabala öğretisi, okültizm gibi mistik öğretilerin temelini oluşturduğu ya da temelini oluşturan öğreti ile aynı kaynaktan beslendikleri görülmektedir. Bunun en büyük ispatı da Kabala Öğretisinin en temel unsurunu, düşünme ve mistik metodunu açıklayan Hayat Ağacı Glifinin açık bir şekilde Adguk Öğretisinde anlatılması ve sayılan diğer öğretilere kıyasla kozmogoni hakkında çok daha derin bilgiler vermesidir.

Adguk öğretisinin Hayat Ağacı Glifini içeren ilgili kısmı kitapta şu şekilde anlatılmış (Lütfen metni yukarıdaki Hayat Ağacı glifi ile karşılaştırarak Okuyun.):

“Biri Zag’tan diğeri Zeg’ten kendı (kana kana içmek) ve yıkandı (pandı)

Sonra Zag ile Zeg birbirine karıştı. Bunlar aydı. Uyandı.

Bunlar bilinçlendi. Uyandı.

İki pınardan içenler, beslendikleri memenin sahibinin yüzüne baktı.

Ona “Kapana” dendi.

 

Sonra birbirlerine baktılar. Birbirlerinden ayrışmaya çalıştılar.

“Kapana” ilk bakılan pınarın sahibi oldu.

Zag ve Zeg’ten Sak ve Sek meydana geldi.

Bu İki soyun karışımından başka bir soy.

Zag, kötü kara su ve bundan emenler kara soy, kötü soy.

Zeg; temiz, pak, saf soy.

 

Birbirine karıştığında Sak ve Sek’ler ortaya çıktı.

Bunlar da Zag ve Zeg’ten beslendi.

 

Sak ve Sek’ler  birbirine karıştı.

Toru ve Turu’lar meydana geldi.

Toru ve Turular, Sak ve Sek’ten emdiler, beslendiler.

Sak ve Sek’ler birbirine karışmış olduğundan ayrışma çabasına girdiler.

Bu çaba bir havuza aktı adeta filtre gibi.

Bu filtreden damıtılan temiz çıktı.

Bu temizden Toru ve Turu beslendi.

Bu temiz, Toru ve Turu’ya geçtiğinde onlarda kendilerinde süzdüler.

Ve bu süzmeden Hoy peydahlandı.

Ve kendilerinde huylar oluştu.

 

Bazıları iyi huylu, ana kaynaktaki Zeg’i temsilen temiz, pak olandan,

Bazıları kötü huylu, Zag olandan nüvelendiler.

Bazısı iyi huylu, bazısı Hoy, Hoyrat davrandı.

Bu Hoylu soylardan da soylar türedi.

 

İki pınar soyu, huyu, birbirini daha memelerden emerken düşman bildiler.

İyi soy kötüyle karışmak istemez.

Kötü soysa iyiyle karışmak ister.

 

Kötü huy havuzu kurusa da huyları taşıyan soyalar Ak’a geldi. Kötü huylar yapıştı.

Biri konuşurken Zag’dan mı konuşuyor, Zeg’den mi konuşuyor anla.

İyinin ve kötünün fısıltılarını duyacaksın, kokusunu alacaksın, ama dillendirme.

 

İki pınarın birleştiği havuzdan içenler, aydılar, bilinçlendiler.

Pınarın kaynağına baktılar.

Baktıkları Kapana, kendileriydi.

Gördüler, bildiler.

Kendilerinde olanı anladılar.

Huylarını anladılar.

 

Ariflerin yaptığı gibi yüzün, gözün tek yönde olsun.

Gözün şaşmasın, yüzün dönmesin.

Sen seni bil.

Kapana’nın gözleri, şaşmadan sana bakıyor.

Sen, sana bakıyorsun.

Baktığın kendinsin, kendini bil.

 

Zag’dan akan pınarın parlamasına Kimf ya da Gimf, Yani Ten;

Zeg’den akan pınarın parlamasına Sınf  veya Nınf yani Tin, yani ruh dendi.

Zag ve Zeg’in birleştiği havuzun parlamasına da Nıfs dendi,

Yani iki karışımın parlamasının adı.

 

Teninde Zag’ın kokusunu duymaz mısın?

O kara pınardan damlacıklar nasıl da süzülüyor?

Teni tendeki pisliği su temizler.

 

Tin’i temizleyen ne ola ki?

Tin, Zeg pınarının parlamasıdır, o pis değildir.”

 

Binlerce yıldır gizemli olarak bilinen ve sadece belirli bir zümrenin elinde olan bilgiler artık tüm insanlığın kullanımına açılıyor. Artık gizemli denilerek belirli bir zümreye sunulan bir bilgi ya da öğreti olmayacağını, artık tüm bilgilerin herkese açık olacağını, isteyen ve talep eden herkesin bu belgelere çok daha kolay ulaşabileceğini görüyoruz.

Umuyorum ki; kitabın tamamını yokuşu tırmanma da bize yardımcı olması amacıyla, derin sezgi ve tefekkürle okuduğumuzda, bin yıllardır gizem okullarında anlatılan ancak avama açılmayan birçok öğretiye ve gelişim düzeyine bu bilgiler sayesinde ulaşmış olacağız.

Bu kitabı bizlere kazandıran ve artık pörsümüş yalanların yerini hakikat bilgisine bırakmasında öncülük yapan Öğretmenimiz Sayın Oktan Keleş Beyefendiye bu vesile ile bir kez daha teşekkür ediyorum.

 

Dudu BOZKURT

16.01.2022



Bu haber 5,655 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,865 µs