Nörologlar, hipokampüsün yeni olaylar için hafıza yaratmada önemli işlevi olduğunu belirtiyor. Beynin bu bölgesi hasara uğrayan kişiler, hatırlamada zorluk çekiyor. Yeni bilgiler öğrense dahi bunlara dair hafıza oluşturmada sıkıntı yaşıyor. Diğer yandan yapılan araştırmalar, koku hafızasına dair bozulan algıların, bunama gelişiminin habercisi olabileceğini belirtiyor. Bundan hareketle, koku kaybının Alzheimer'ın erken teşhisinde kullanılıp kullanılamayacağı araştırılıyor.
Diğer yandan, güzel koku insanın ruh halini etkiliyor. Ecdadımızın şifahanelerde, akıl hastalığının tedavisi için, güzel kokular da kullandıkları biliniyor. Koku alma duyusunu tamamen yitiren denekler üzerinde yapılan araştırmalar, bu kişilerin yaşam isteklerini tamamen yitirdiklerini gösteriyor.
Şimdi, burada şu soruları sorabilir miyiz?
Koronaya yakalanıp ta iyileşenler arasında, koku ve tat alma duyusunu kalıcı olarak kaybedenler var mı?
Bu konularda yapılan istatistik çalışmaları mevcut mu?
Birileri hafızamıza ve zaman algımıza müdahale mi etti?
Kök Çakrayı kapatan unsur; korku.
Sakral Çakrayı kapatan; suçluluk duygusu. Solar Çakrayı kapatan; utanç duygusu, Kalp çakrasını kapatan; üzüntü, keder. Boğaz çakrasını kapatan; yalanlar. Alın çakrasını kapatan; yanılmalar. Taç Çakrayı kapatan; dünyevi tutkular.
Yani, şunu söyleyebilir miyiz?
İnsanların fiziksel bedenlerindeki enerji merkezlerini kapatan bütün unsurlar aynı anda işleme kondu.
Diğer yandan; bizim fizik bedenimizi çevreleyen, aura adını verdiğimiz enerji bedenimiz var. Bu enerji bedenimiz katmanlar halinde ve cakralar ile bağlantılı. Eterik, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerden oluşuyor.
Auramız sağlam ise; bizler fiziksel ve ruhsal olarak hasta olmayız.
Buradan şu sonuçta çıkar.
Gelecek olan bir başka salgında insanlık, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda daha dayanıksız. Çünkü; fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenleri büyük hasar aldı. Bu da yaşanabilecek yıkımın boyutunu arttırır.
Bu da uykusuzluk, odaklanma sorunu, kandaki kortizol düzeyinin artması, depresyon, hafıza zayıflaması gibi sorunlara neden oluyor.
Burada şu tespiti yapabilir miyiz?
▪︎Uzmanların, korku bağışıklık sistemini çökertir uyarılarına rağmen sürekli ölü sayıları paylaşıldı.
Fiziksel mesafe yerine, sosyal mesafe tabiri ısrarla kullanılmaya devam etti.
Sosyal mesafenin neye göre belirlendiği sorusu cevapsız kaldı.
Burada şu sorularda sorulabilir.
▪︎Hayatin yavaşlatılması aşamasında büyük işletmelerin birçoğu, çoğu zaman sağlık koşulları gözetilmeksizin üretime devam etti. Alt tabakadaki pek çok insanın istihdam edildiği sektörler kapatıldı. Burada şu soru sorulabilir, Neden zaten zor şartlarda hayatını idame ettiren insanların çalıştığı sektörler kapatılırken, büyük ölçekli şirketler faaliyetlerine ara vermeksizin devam etti? Ya da şu an Avrupa ülkelerinde uygulanan tam kapanmanın tabanda sıkıntı yaratacağı belli değil mi?
Bu politikalar kimlerin menfaatlerine hizmet ediyor? Bu durum zaten halkı isyana teşvik etmez mi?
Burada şu tespiti yapabilir miyiz?
Kurulmak istenen yeni düzene geçiş aşamasında, insanların alışkanlıklarını değiştirmek için, salgın kaldıraç olarak kullanıldı.
▪︎Diğer yandan, dünya çapında aşılamalar başladı. Randevu sistemi uygulanıyor. Dolayısıyla, ne zaman nerede kimin aşılanacağı belli.
Peki, devlet güvenliği için kritik önem arzeden insanlar aşılanırken, herhangi bir biyolojik saldırıya maruz kalmayacaklarının garantisi var mı?
Bu liste daha da uzatılabilir.
Bununla birlikte, ülkemizde çokça eleştirilmesine rağmen tam kapanmanın uygulanmamasının, salgınla birlikte tüm unsurları ile devreye sokulan "5 tuzak öğretisine"karşılık, Türk Devlet Aklının manevralarından yalnızca biri olabileceği kanaatindeyim.
Diğer yandan, Türk Çağının ilan edilmesinden kısa bir süre sonra çıkan bir salgın, Çin'den dünyaya yayılması, küresel güçlerin Çin'i kendilerine yeni üs seçmesinin başka manaları da olabilir mi sorgulanabilir. Neden Çin?
Neden 5 tuzak öğretisinin ortaya çıktığı ülke?
Gerçek şu ki; tarihte eşine az rastlanır dönüşümlerin yaşandığı bir çağa erişmiş bir nesiliz. Türk Çağı, tüm insanlık için kutlu ve mübarek olsun, inşaAllah!
Gamze Orcan
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle