En Sıcak Konular

Kelebek Zihin Kontrolü

24 Nisan 2016 08:42 tsi
Kelebek Zihin Kontrolü Onur Öner 16 Yıldız okuyucular için çevirdi:Kelebek Zihin Kontrolü” Özellikleri ve Teknikleri


“Kelebek Zihin Kontrolü” Özellikleri ve Teknikleri

Kelebek Zihin Kontrolü, kapalı organizasyonlar tarafından özel amaçlar için kullanılan bir zihin kontrol yöntemidir. Bu yöntem, CIA tarafından geliştirilen ve askeri-sivil amaçlarla kullanılan MK-ULTRA projesinin devamıdır. Metodları aşırı düzeyde sadistçe ve sonuçları da oldukça korkutucudur. Çünkü amacı, kurbanı travmatik bir ruh haline sokmak ve gerektiği zamanda harekete geçirmektir. Kitle iletişim araçları bu gerçeği görmezden gelirken, 2 milyon Amerikalı bu tekniğin korkutucu yöntemlerinden geçmiştir. Bu makale, Kelebek Metodu’nun başlangıç dönemini incelerken metodlar ve semboller üzerinde de durmaktadır.


Kelebek Metodu, Satanik Ritüelleri (SRA) içeren bir tekniktir. Psikolojiyi, nörobilimi, okült ritüelleri kullanarak sahibi tarafından gerektiğinde harekete geçirilecek alternatif bir kişilik oluşturmak üzere kullanılır. Bu köleler, dünya elitlerinin oluşturduğu organizasyonlar tarafından askeri alanlarda, seks kölesi olarak ve eğlence sektörlerinde kullanılırlar.

TARİHÇE

Okültizmin zihin kontrolünde kullanıldığını gösteren ilk kaynak, Mısır’ın Ölüler Kitabı’dır. Bu kitap halen günümüz gizli örgütleri tarafından incelenmekte ve üzerinde çalışılmaktadır. Ölüler Kitabı, müridi köle haline getiren, travmaya sebep olacak işkence ve korku metodlarını inceleyen, ilaçları (uyuşturucu) ve büyü tekniklerini (hipnotizma) kullanan bir ritüeller kitabıdır. Bunların dışında kara büyü, cin çarpması (kurbanın dış bir kuvvet tarafından kontrol edilmesi) Kelebek Metodu’nun kullandığı tekniklerdir.

Ancak zihin kontrolünün bilimsel anlamda kullanılmaya başlanması 20.yy’da olmuştur. Binlerce döküman ve malzeme sistemli bir şekilde incelenmiş ve arşivlenmiştir.

“Travma Temelli Zihin Kontrolüne” yönelik ilk bilimsel çalışmaları başlatan, Nazi Toplama Kampları’nda doktor olan “Dr. Yeşil” lakaplı Jozeph Mengele idi. Mengele, kampa gelen Yahudilerden hangisinin öleceğine, hangisinin laboratuvar deneği olacağına karar veren SS doktorlarından en çok bilineniydi. Ama kendisi daha ziyade, çocuklar ve diğer tutuklular üzerinde yaptığı korkunç deneylerle tanınmakta ve “Ölüm Meleği” adıyla anılmaktaydı. Mengele’nin pek az bilinen çalışmalarından birisi de Zihin Kontrolü üzerineydi. Bu alandaki çalışmalarının birçoğuna Müttefikler tarafından el konulmuş ve bugüne kadar gizliliği korunmuştur.

Mengele’nin çalışmaları sonradan, CIA’nın yürüttüğü, MK-ULTRA adı verilen yasadışı bazı araştırmalara temel teşkil etmiştir.  

   Joseph Mengele (Dr. Yeşil)                    MK-ULTRA Dökümanı


Amerikan ve Kanada vatandaşlarının test deneği olarak kullanıldığı MK-ULTRA Projesi 1950ler’in başlarında başladı ve 1960lar’ın sonuna kadar sürdü. Bu projede deneğin akli dengesini bozacak ve beyin fonksiyonlarını değiştirecek, toplumsal izolasyon, sözlü ve fiili hakaret, uyuşturucu ve kimyasal kullanımı gibi birçok farklı metod kullanılmıştır.

MK-ULTRA çalışmaları arasında en çok bilinenleri, tepkilerini ölçmek amacıyla CIA çalışanları, askeri personel, doktorlar, hükümet yetkilileri, hayat kadınları, akıl hastaları üzerinde yapılan LSD deneyleriydi. Bu deneylerde, deneklerin kendilerine LSD verildiğinden haberi olmazdı.

Ancak deneyler sadece bunlarla sınırlı değildi. Çocuklar da dahil olmak üzere birçok denek üzerinde şiddetli elektroşok, hakaret, sözlü ve fiziksel şiddet sistemli bir şekilde kullanılmıştır.

Küçük bir MK-ULTRA deneği, 1961


Her ne kadar MK-ULTRA projesi kamuoyuna, “savaşta düşman kuvvetleri üzerinde sorgulama metodları geliştirmek amaçlı” diye açıklansa da bazı araştırmacılar bu projenin aslında suikast, cinayet gibi operasyonlarda Mançurya Kobayı yetiştirmek olduğunu iddia etmekteydiler.

1970’li yıllarda, bazı araştırma komisyonları bu konuyu ülke gündemine taşımayı başardılar. Örneğin 1975’teki Rockfeller Araştırma Komisyonu gibi. Sonrasında ise CIA, projeyi durdurduğunu açıklamak zorunda kaldı ancak bazı devlet yetkilileri, MK-ULTRA projesinin adının değiştirilerek gizli bir şekilde çalışmalara devam edildiğini biliyorlardı. Yeni projenin adı “Kelebek Metodu” idi.

Bugüne kadar, Kelebek Metodu ile ilgili basında çıkan açıklamalar içerisinde en dikkat çekici olanı, “The New Federalist” isimli yayın organında yazar olarak çalışan Anton Chaitkin’in bir röportaj sırasında, CIA Yöneticisi William Colby’e sorduğu “Peki Kelebek Metodu hakkında ne diyeceksiniz ?” sorusuna sinirlenerek “Bu konu 1970ler’in başında kapandı” demesidir.

KELEBEK ZİHİN KONTROL METODU

Kelebek Metodu’nun varlığı ile ilgili hiçbir resmi açıklama bulunmamasına rağmen, bazı araştırmacılar insanlar üzerinde travmaya sebep olacak sistemli metodlar uygulandığını belgeleriyle açıklamışlardır.  Hatta bazı denekler, terapistlerin kontrolünde tedavi gördükten ve iyileştikten sonra kamuoyuna yaşadıkları korkutucu deneyimleri açıklamışlardır.

Kelebek Köleleri diyebileceğimiz bu denekler, bazı organizasyonlar tarafından özel operasyonlar için kullanılmaktadırlar. Hiç soru sormayan, yaptığı hiçbir şeyi hatırlamayan, yakalandıklarında intihar etmeye hazır kişiliklerdir bunlar. Büyük suikastler, hayat kadınlığı, porno sektöründe kullanılan günah keçileridir. Ayrıca günümüz müzik-eğlence sektörünün vazgeçilmez sembolleridirler.

Bu metodun uygulayıcıları, deneklere elektroşok, şiddet, zihin oyunları vs gibi yöntemlerle ağır travma yaşatarak gerçekle olan bağlantılarını kopartırlar. Gerçek hayatla bağlantının kopması olmazsa olmaz bir şarttır ve özellikle çocuk denekler üzerinde başarılı sonuçlar verir. Zihinsel kopuş sayesinde denekler programlanabilir ve zamanı geldiğinde bir işaretle harekete geçirilebilir.

Kelebek Zihin Kontrolü bazı mistik grup ve organizasyonlarca kullanılmaktadır. Fritz Springmeier’e göre, bu gruplar network yani “şebeke” olarak bilinir ve Yeni Dünya Düzeni fikrinin arkasında da aynı şebeke bulunmaktadır.

İSMİN KÖKENİ

Kelebek Zihin Kontrol Yöntemi adını Kral Kelebeği’nden alır. Bildiğimiz gibi kelebekler hayata tırtıl olarak başlar (gelişmemiş potansiyel) sonraki aşama koza dönemidir (programlama). Koza döneminin sonundaysa güzeller güzeli bir kelebeğe dönüşürler (köle). Kral Kelebeği’nin önemli bir özelliği de doğduğu yeri bilmesi (köklerini bilmesi) ve bu bilgiyi sonraki kuşaklara aktarabilmesidir. Yani bu metodla eğitilen denekler, yeteneklerini ve bilgilerini soylarına aktarabilmektedir.

METODUN DETAYLARI

Denek, başlangıçta “köle” olarak adlandırılır; başarılı olduğu takdirde gelecekte “usta” veya “tanrı” ünvanlarına sahip olacaktır. Deneklerin %75’i kadındır, çünkü kadınlar acıyı daha iyi kontrol edebilirler ve erkeklerden daha hızlı bir şekilde gerçekle bağlantılarını kesebilirler. Bunun için uygulanan yöntemlerden yukarıda bahsetmiştik, aşağıda liste olarak düzenledik:

  1. Dövmek, sövmek, işkence etmek...

  2. Kapalı bir kutuya, kafese hatta tabuta hapsetmek (hava alacak şekilde toprak altına gömmek) ...

  3. İp, zincir, kelepçe gibi aletlerle hareketini kısıtlamak...

  4. Boğulma tehlikesi yaşatmak...

  5. Aşırı sıcak ve soğuk ortamlarda tutmak (soğuk su altında tutmak) ...

  6. Derisinin üst yüzeyini yüzmek, kesmek...

  7. Gözlerine köredici parlak ışık tutmak...

  8. Elektroşok uygulamak...

  9. İnsan eti, dışkısı, idrarını içmeye ve yemeye zorlamak...

  10. Acı verecek şekilde başaşağı asmak...

  11. Aç ve susuz bırakmak...

  12. Uykusuz bırakmak...

  13. Vücuduna ağırlık uygulamak...

  14. İğne yaparak veya ilaç vererek ilüzyon, bellek kaybı, zihin karışıklığı yaratmak...

  15. Ağız veya damar yoluyla kimyasal ilaç vererek acı ve hastalık oluşturmak...

  16. Vücut azalarının çekilmesi veya ters yöne zorlanması...

  17. Yılan, örümcek, sıçan, sülük vs gibi hayvanlarla korku vermek ve tiksindirmek...

  18. Havasız bırakarak ölüm tehlikesi yaşatmak...

  19. Kesici aletlerle insan veya hayvanlara zarar vermeye zorlamak...

  20. Kölelik yapmaya zorlamak...

  21. Hamile kalmaya zorlamak (cenin halindeyken kürtaj ediliyor veya doğan bebek ritüellerde kurban ediliyor) ...

  22. Spiritüel yöntemlerle korkutmak, aşağılamak ve habis ruhlar, cinler tarafından kontrol edilebilir olmasını sağlamak...

  23. Hristiyanlık ve Musevilik dinlerinin kutsal kabul ettiği değerlere saygısızlık etmek; şeytan ve cinlere bağlanmak...

  24. Şiddet ve ilüzyon yöntemleriyle Tanrının kötü olduğu düşüncesini aşılamak...

  25. Aile bireylerine, sevdiklerine, insanlara ve hayvanlara eziyet ederek başeğdirmek...

  26. İlüzyon ve sanal gerçeklik yöntemleriyle gerçek hayatla bağlantısını kesmek...

Yukarıda bahsedilen okült ritüellerle deneğin kişiliğinde bir boşluk yaratılırsa sonrasında müzik, masal veya filmlerle (özellikle Disney Filmleri) deneğin iç dünyasında farklı kişilikler programlanabilir. Mesela  deneğin farklı kişilikleri sembol ve şekillerle harekete geçirilebilir. Çoğunlukla kullanılan semboller arasında ağaçlar (Kabalistik Hayat Ağacı), sonsuzluk döngüsü, kadim sembol ve harfler, örümcek ağları, aynalar, cam kırıkları, maskeler, şatolar-kaleler, labirentler, cinler, kelebekler, kum saati, robotlar vs bulunmaktadır. Subliminal ve NLP teknikleriyle insanları programlamak için bu semboller popüler film ve müzik kliplerine yerleştirilmektedir böylece insanların bu özel sembollere karşı duyarlılığı azaltılmaktadır. Öte yandan, aynı sembol ve şekiller halihazırda tetikte bekleyen denekleri de harekete geçirmektedir.



Bu filmlerden bazıları, Oz Büyücüsü, Alice Harikalar Diyarında, Pinokyo ve Uyuyan Güzel’dir. Özellikle Oz Büyücüsü, denekler üzerinde sıkça kullanılan bir film olmuştur. Filmdeki bazı sembol ve işaretler yardımıyla, deneklerin kontrol edilmesi sağlanmıştır. Mesela, bu filmi seyreden denek, gökkuşağının arkasında acılarından kurtulacağı “güvenli bir bölgenin” olduğunu hayal eder. Deneği kontrol edenler de onu oraya yönlendirerek deneğin zihin-vücud bağlantısını kopartmasını sağlarlar ve sonrasında kontrolü ele geçirirler.

METODUN SEVİYELERİ

Kelebek Metodu’nun seviyeleri, deneğin görevlerini belirler ve isimlerini beynin yaydığı EEG (elektroansefalografi) dalgalarından alır.


ALFA: Temel programlama seviyesidir. Deneğin kişiliğinin Sol Beyin ve Sağ Beyin olarak ikiye ayrıldığı seviyedir. Sinirsel Uyarı Yöntemiyle beynin iki bölümü ayrı ayrı programlanır.

BETA: Cinsel Programlama ya da “Kedicik Metodu” olarak da bilinir. Tüm ahlaki değerlerin silindiği, alt üst edildiği seviyedir. Birçok tanınmış kadın şarkıcı, model, oyuncu bu seviyenin denekleridir. Günümüz popüler kültüründe tercih edilen kedi, kaplan sembollü kıyafetler aslında bu seviyeyi işaret etmektedir.

DELTA: Katil Programlama seviyesidir. Özel Savaşçı Birlikler’in eğitimde kullanılır. Denekler korkusuzdur ve yaptıklıkları görevin bilincindedirler. Kendini imha etme, intihar, suikast gibi görevlerin verildiği seviyedir.

 TETA: Ruhsal Programlama seviyesidir. Mavi Kan’dan gelenler sıradan insanlardan daha yoğun telepatik yeteneklere sahip olmak istediler. Beyin içine yerleştirilen ve karşı tarafa mikrodalga yayan veya manyetik alan oluşturan bazı elektronik cihazlar günümüzde mevcuttur. Bu cihazların süper bilgisayarlarda ve uydu takip sistemlerinde kullanıldığı bilinmektedir.

SONUÇ

 Bu yöntemin oluşturduğu korkutucu sonuçları görünce sessiz kalmak mümkün değil. Medyada çıkan tüm haberlere, belgelere ve tanıkların ifadelerine rağmen, büyük bir çoğunluk bu duruma tepkisiz kalmaktadır. Mançurya Kobayı filmi, Kelebek Metodu’nu açıkca anlatan ve yöntemleri de gösteren bir filmdir. Televizyonlarda seyrettiğimiz birçok ünlü şarkıcı, oyuncu da bu metodun denekleridir.

Aslında Kelebek Metodu için yapılan yatırımın tamamı deneklere harcanmamaktadır. En büyük payı kitlesel iletişim araçları almaktadır. Ana akım medya, filmler, müzik klipleri, reklamlar, TV şovları bunların hepsi insan beynini programlamak için kullanılmaktadır.

 



 

 

 



Kaynaklar     http://vigilantcitizen.com/tag/mind-control/       

Çeviren Onur Öner 




Bu haber 10,558 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,082 µs