En Sıcak Konular

Hücrelerin Zikri

23 Mart 2016 15:26 tsi
Hücrelerin Zikri Hücrelerin Zikri

 

Şimdi hücrelerimiz içindeki organellerin dünyasına bir göz atalım…

 


Mitokondri: Yunanca mitos (iplik) ve khondrion (tane) sözcüklerinden türetilmiştir.Boyları 0,2-5 mikron arasında değişir. Şekilleri ise ovalden çubuğa kadar değişkenlik göstermektedir. Bazı hücreler tek bir büyük mitokondri içerebilse de çoğunlukla büyük sayılarda bulunurlar. Sayıları hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir. Özellikle kas ve sinir hücreleri gibi enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde çok sayıda mitokondri bulunur.Bir karaciğer hücresinde sayıları 2500 civarına ulaşabilir. Mitokondri hücrede enerji üreten organeldir.

Golgi aygıtı: Proteinler sentezlendikten hedef noktalarına gitmeden önce golgi tarafından işlenir ve paketlenir; bu özellikle sekresyon için işlenen proteinlerde önemidir. Golgi aygıtı hücresel endomembran sisteminin bir bölümünü oluşturur. Golgi aygıtı öncelikli olarak granüllü endoplazmik retikulumdan gelen proteinleri modifiye eder ve aynı zamanda lipitlerin hücre içinde taşınmasını ve lizozomun oluşumunda görev alır. Bu bakımdan postaneye benzetilebilir; daha sonradan hücrenin çeşitli yerlerine yollayacağı materyalleri paketler ve etiketler.

Endoplazmik retikulum: (plazma içi ağı) .Bu organel çeşitli işlevlerden sorumludur: membran proteinlerinin veya bir membran içinden geçerek (hücre dışına veya membran çevrili bir organelin içine) salgılanacak olan proteinlerin çevrimi, katlanması ve taşınması; kalsiyum depolanması; ve bazı lipit ve makromoleküllerin depolanması. Endoplazmik retikulumu bir kargo sistemine benzetilebilir. Hücre içinde ve hücre dışına proteinleri taşımayı sağlar. Aynı zamanda bazı hücrelerde glikojen, steroidler, ve diğer makromolekülleri depolar.

Hücre çekirdeği: zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin biraraya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Bu kromozomların içindeki genler hücrenin çekirdek genomunu oluşturur. Hücre çekirdeğinin işlevi bu genlerin bütünlüğünü devam ettirmek ve gen ekspresyonunu düzenleyerek hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür.

Ribozom: ribozomal RNA (rRNA) ve proteinlerden oluşmuştur ve hücrenin protein sentez yerlerine verilen addır. Virüsler hariç tüm hücrelerde bulunur. Sitoplazmada serbest veya endoplazmik retikulum' a bağlı olarak bulunan 120 - 200 Å (angstrom) çapında yapılardır. Ribozomun yaklaşık %65 kadarı rRNA, geri kalan %35'lik bir kısmı ise ribozomal proteinlerden oluşur.

Lizozom: Lizozomların görevlerinin en önemlisi, hücre içi ve dışı kökenli maddelerin sindirimidir. Ayrıca intihar kesecikleri olarak bilinir. Enzimleri, yaşlanmış molekül ve organelleri parçalar.

“Yüce Allah, en güzel surette yarattığı insan vücudunu milyarlarca minicik canlılardan ibaret olan hücrelerden teşkil etmiştir. En önemli yapı taştan olan bu hücreler, bütün yüzeylerinden çepeçevre fışkıran ve mikrovillus denen emici ve tutucu kökçüklerle (tıpkı su içinde de yapışıp tutunabilen vantuzlu ahtapot kolları gibi) birbirlerine sımsıkı geçirilerek bağlanmak suretiyle dokular oluşturulmuştur. Dokular, tıpkı yüce dinimizin cemiyet nizamini tesis etmek, birlik ve beraberliği sağlamak; güçlü olmak, faydalı neticelere ulaşmak; birbirlerine dayanıp güç almak, emniyet içinde olmak hususundaki emirlerinde olduğu gibi, bir araya gelerek organları meydana getirirler. Dokuların aynı gaye uğrunda birbirleriyle olan bu sıkı irtibatları cemaatle kılınan namazdaki dirsek dirseğe, birbirine geçmişcesine, yanyana gelmeye ve peşpeşe saf saf dizilerek aynı duygularla, aynı düşüncelerle, aynı işi, aynı inançla yapmaya çok benzemektedir. Organlar kendi paylarına düşeni ölçülü olarak alıp gerisini komşu organlara verirler ve buna karşılık da diğer organlardan değişik ürünler alırlar. Böylece, insan vücudu, sükun içinde sağlıklı, güçlü bir hayat sergilemektedir. Hücre-doku-organ sistemindeki bu yardımlaşma ve birbirini tamamlama işbirliği, sanki kendine has bir medeniyeti sergilemektedir. Asıl medeniyet ise Yüce Allah’ın yarattıklarından onları okuyup anlayarak faydalanmak ve Onun emir ve yasaklarına uyarak yaşanan hayatla ortaya konabilir.” Deniyor Sızıntı dergisinde bir makalede… Çok güzel betimleme yaptığı için aynen yer veriyorum.

Bu ön bilgilerden sonra şimdi hücre içindeki yaşayışa Kur’an’dan ayetlerle derinlik katalım…

Nahl 48; “Bakıp görmediler mi, Allah'ın yarattığı şeylerin gölgeleri bile, sağ ve sollarından boyunları bükük bir halde, Allah için secdelere kapanarak dönüyor.”

Nahl 49; Göklerde ve yerde bulunan canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler (boyun eğerler).

Nahl 50; Üstlerinde egemen olan Rablerinden ürperirler ve emredildikleri şeyi yaparlar.

 

Kişisel yorumum: Bu 3 ayet, kainatta var olan her şeyin Allah’ın emriyle,O’nun verdiği görevi yerine getirmekte olduğunun ispatı.Hücre içinde yaşayan organellerimiz de bu “İlahi emir” doğrultusunda görevlerini yerine getiriyorlar.Yaşamak için,adeta namaza saf saf duran insanlara benzeyen minik hücrelerimize ve ibadetini görevini yerine getiren organellerimize ihtiyacımız var.Bu kadar ayrıntılı bir yaradılışın tesadüf olması mümkün değil.Bu sözde tesadüflüğün(!),Kur’an’da adım adım anlatılması da mümkün değil evrimcilere göre öyle değil mi? Ama,Allah ayetlerini açıkça tüm evrende göstermektedir görmeyi bilenlere.Tüm DNA dizilişimiz bile o kadar manidar ki.DNA’mızın diziliminde meydana gelen kombinasyonlar o kadar basitçe ama bir o kadar da İlahi düzenle ayarlanmış ki.Bunu görmek bu kadar mı zor? Bu kadar mı kibirle dolu yüreklerimiz?

Bir eser olduğumuzu, bizim bir sahibimiz olduğunu, zamanımızın kısıtlı olduğunu anlamak bu kadar mı zor? Bilim(!) adamları insan ömrünü sentetik şekilde uzatmaya çalışa dursunlar, şu sorunun cevabı değişecek mi uzayan ömrümüzde yaşadığımız zamanda? Araf 172 ;“Ben sizin rabbiniz değil miyim?”… 

Ayrıca o bilim adamları, acaba kimin, neyin bilgisini keşfedip,büyüklük taslıyorlar ki? O ilim, Allah’a aittir.


Enbiya 44;” Doğrusu biz, onları ve atalarını yaşattık hattâ o ömür onlara uzun geldi, fakat şimdi görmüyorlar mı o Arzı etrafından eksiltip duruyoruz, o halde galip onlar mı? “ 


Fatır 11;” Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a kolaydır.”

 

Bu ayetlerden hiç mi anlaşılmıyor; tüm ilmin Allah’a ait olduğu, bizim zaman zaman o ilimden parçaları, Allah’ın izniyle birleştirdiğimiz ve bazı sonuçlar çıkarabildiğimiz düşüncesi bu kadar mı zor?


            Daha açık nasıl anlatılabilir ki? Görmeyi duymayı hissetmeyi bilmeyen istemeyenlere sen nasıl yardımcı olabilirsin? Onların imtihanı böyle geçecek; buldukları her şeyde, keşfettikleri her yeni veride Allah’tan uzaklaşacaklar… Halbuki , kalbini gerçeklere açan iman dolu akıl sahipleri ise, her yeni veride Allah’a bir adım daha yaklaşmanın verdiği hazzı tadacaklar. Onlar müjdelenenler


            Tefekküre devam edelim; Nahl suresinde geçen gölge(zilal) ifadesini günümüz ışığında bir de şöyle baksak: Her şeyin içinde yer alan şeyler.Nedir her canlının içinde yer alanlar? Hücreler mi? Yoksa daha derinde yer alan, bizim henüz atom altı parçacıkları olarak bulmaya çalıştığımız şeyler mi? Peki o parçacıkları bulduğumuzda, o parçacık dediğimiz şeylerin bile kendine ait bir görevinin iradesinin olduğunu, Yüce Yaradan’a kulluk yapıp secde ettiğini görünce ne olacak dünyada? Hareketleri esnasında, Allah lafzını zikrettiklerini görünce neler yaşanacak dünyada? Ayette yazmıyor mu “Allah için secdeye kapanıp döndükleri”? (Nahl 48-50).


Bu bilgileri saklayabilecek misiniz ey sözde bilim adamları? Bu bilgiye iman ve vicdan sahibi, İslam olmuş bir bilim adamı erişmeyecek mi sanıyorsunuz?  O gün; İsra 81;” De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.” …Ayetinin gerçek manasını anlayacaksınız

Dr. Cenk Düzgit

 




Bu haber 6,151 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,209 µs