En Sıcak Konular

Mübarek Sonrası Mısır'da Neler Olacak?

20 Ağustos 2010 10:41 tsi
Mübarek Sonrası Mısır'da Neler Olacak? Mısır politik rejimi karanlıktır, pek öyle şeffaflığa gelmez. Devlet başkanının sağlık durumu hakkında işini gereği gibi yapacak bir tıp komisyonunun kurulmasını teklif etmek kimsenin haddine değildir


İsrail ve batı kaynaklı yayınlarda Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in sağlığına ilişkin endişeleri gündeme getiren yazılardan geçenlerde bahsetmiştim. İngiliz Economist dergisinin kapak dosyası bunlardan biri. Economist dergisinin kapağında, piramitlerin yanında firavun kılığına girmiş ve çölün kaypak kumlarına saplanmış bir Hüsnü Mübarek figürü var.

Yazımda belirttiğim gibi, bu yayınlarda verilen bilgiler noktası virgülüne doğru olmayabilir. Ancak insanların zihinlerinde, Mübarek’in sağlık durumuna ilişkin olumsuz görüntüler oluşturacağı tartışılmaz. Ayrıca bazı hususlar da bu yayınları destekler mahiyette. Mesela:

1- Mübarek’in ilerleyen yaşı
2- Başkent Kahire’den ziyade turistik Şarmu’ş Şeyh’i mesken tutması
3- Canlı yayın bağlantısında konuşma yaparken bayılıp kalması
4- Sonuncusu safra kesesi ameliyatı olmak üzere peşpeşe cerrahi müdahalelere maruz kalması
5- Ana haber bültenlerinde eskiden olduğu gibi sık sık görünmemesi

Bizim kültürümüzde sağlık, hastalık, hayat ve ölüme ilişkin konular, takdir-i ilahi boyutu nedeniyle fazla irdelenmez, dillendirilmesi hoş görülmez. Medeni ülkelerde ise tıbbi bilgiler, her hastanın kişisel mahremidir, içeriğinin gizli kalması gerekir. Ancak bir devlet başkanının sağlığı söz konusu olursa bunların hiçbirisi bahis konusu olamaz. Ortada bir devleti, bir milleti, koskoca bir kamuoyunu ilgilendiren bir mesele vardır. Aldığı kararlarla milyonlarca insanın bugününü ve geleceğini ilgilendiren bir insandan bahsediyoruz neticede.



Bu nedenle başkanın sağlık bilgileri, muayene ve konsültasyon aşamalarında bile olabildiğince şeffaf ve açıktan olmalı. Ülke güvenliği gibi son derece kritik konular söz konusu değilse bu hususlara yaklaşım tarzı rahat olmalı, aşırı duyarlı olmaya hiç gerek yok. Bu yaklaşımdan hareketle, başkanın hastalığına ilişkin yabancı basındaki varsayımları aşırı duyarlılıktan uzak bir şekilde, tarafsız ve şeffaf olarak ele alacağım. Başkanın sağlığı gerçekten yerinde değilse iki ihtimalli bir durumdan bahsetmek mümkün.

Birinci ihtimal: Başkanlık seçimlerine doğru adım adım ilerlerken başkanın sağlığının birdenbire değil de yavaş yavaş bozulması. Bu durumda seçime girer ve görevine devam eder. Ancak sonraki seçimlerde adaylık yüzdesi düşük olabilir.

İkinci ihtimal: Ani ölümü veya görevine devam edemez hale gelişi nedeniyle başkanlık makamının boşalması ve bir erken başkanlık seçimi olasılığı.

Her iki ihtimalin sonucunu anlamak için konunun yasal boyutlarıyla politik boyutlarını birbirinden ayırmak gerekiyor. Yasal boyutlar, sınırlı anayasal çerçevenin gerektirdiği faaliyetlerdir. Politik boyutları belirleyen ise güçler dengesi ve politik denge unsurlarıdır. Bu arada ikame veya ikmal edici, sıradan veya sıradışı diğer süreçler de göz önünde tutulmalıdır.

Yasal açıdan bakıldığında anayasanın 33-34 ve 35. maddeleri, yetki devrini, geçici bir engel durumu veya başkanlık makamının boş kalmasına yol açacak şekilde sürekli işgöremezlik koşullarıyla sınırlıyor. Geçici bir engel durumu söz konusu olduğunda başkanlık makamına başkan vekili, vekil yoksa veya mazeretli bir durumdaysa bakanlar kurulu başkanı getirilir. Bu durumda başkanlık makamına geçici olarak getirilen kişinin, anayasayı değiştirme, millet meclisini veya danışma meclisini dağıtma ve bakanları görevden alma yetkisi yoktur.

Ancak vefat veya işgöremezlik nedeniyle başkanlık makamı boşaldığında meclis başkanı geçici olarak başkanlığı üstlenir. Eğer meclis feshedilmişse yüksek anayasa mahkemesi başkanı, geçici olarak başkanlığa getirilir. Gerek meclis başkanı, gerekse anayasa mahkemesi başkanı, başkanlık seçimlerinde aday olamazlar. Başkanlık seçimi, makamın boşalmasını müteakip 60 gün içerisinde anayasanın 76. maddesinin gereğine göre yapılır. Geçici devlet başkanı, daha önce de vurgulandığı gibi anayasayı değiştiremez, millet meclisini veya danışma meclisini feshedemez, bakanları görevden alamaz.

Politik boyuta gelindiğinde, her iki halde de (geçici engel veya işgöremezlik) Mısırdaki rejimin görülmemiş bir sıkıntı ve karmaşa yumağına düşmesi kaçınılmazdır. Bunu iki sebebi vardır:

İlki, bir başkan vekilinin olmayışı ve bakanlar kurulu başkanının Mısır rejiminde herhangi bir yetkiyi ifade etmemesi. Bakanlar kurulu başkanı, bir devlet veya siyaset adamından ziyade yüksek dereceli bir memur olarak algılanmaktadır.

İkincisi, Mısır’da yıllardır hazırlıkları yapılagelmiş iktidarı devralma planlarının varlığı. Üstelik halk, politik ve sosyal patlama tehditleriyle duruma yardımcı olmaya teşne bir yapıdadır.

Bu bağlamda, devlet başkanının uzunca bir süre daha sağlık durumundaki bozulmanın devam ihtimali durumu daha karmaşıklaştıracak, devlet ve milletin yüce menfaatlerini koruma güdüsü mevcut anayasa maddelerinin işletilmemesini beraberinde getirecektir. Çünkü Mısır politik rejimi karanlıktır, pek öyle şeffaflığa gelmez. Devlet başkanının sağlık durumu hakkında işini gereği gibi yapacak bir tıp komisyonunun kurulmasını teklif etmek kimsenin haddine değildir. Bu durumda nihai karar, karar verici merkezlerin, yönetimi devralmak için uygun zamanı belirlemelerine kalmış olacaktır.

İkbal beklentisi içindekiler, zamanın uygun olduğuna kanaat getirmezlerse, başkanlık makamının geçici bir süreyle boş olduğunu ilan ederek başkanın ömür boyu başkan kalmasından istifade etmeye çalışacaklar. Bu, onlara iktidarı ele geçirme planlarının işlemesi noktasında zaman kazandıracak ve karşılaşacakları akıbeti belki biraz hafifletecektir. Özellikle yönetim kademesinde benzer hesapları yapanlarla çatışma kaçınılmaz olduğunda. Bunun yol açacağı olumsuz etkinin sonuçlarıysa gerçekten vahim olabilir.

Herhangi bir sebepten dolayı iktidarı devralma için uygun bir zaman olmadığı kanaati hâsıl olursa, merkeze yakın durma politikası geliştirilecektir. Bu arada idariyi ele alma planlarına devam edilecektir. Devlet başkanının makamında kalarak yorucu olmayan bazı protokol görevlerini yerine getirmesi sağlanacaktır. İçerden hazırlıklar tamamlanana dek durum bu minvalde gidecek.

Bu analiz doğru çıkarsa, bunun anlamı, Mısır’daki politik ahval, gelecek aşamalarda birbirinden beter iki senaryo ile karşı karşıya kalmış olacak.

1. Senaryo: Bir başkanın, devlet başkanlığı köşkünde oturuyor olması, onun sağlık bakımından gayet dinç ve görevlerini yerine getirebiliyor olmasını gerektirmez. Başkanın hala makamında olduğu konusundaki ısrarcı tavırların arkasında idareyi ele almak için uygun vakti kollama güdüsü yatmaktadır. Mısır idari rejiminde bir başkan vekili makamının olmaması ve bakanlar kuruluna başkanlık yapan kimsede idari temsil yetkisinin bulunmaması, ülke liderliğinin babadan-oğula bir sisteme bırakılmak istendiğinin işaretidir. Bu durum, anayasaya aykırıdır ve istikrarsızlığın da bizzat kaynağıdır. Özellikle de hanedan uzun bir süre devam ederse.

2. Senaryo: Devlet başkanının ağır bir şekilde iş göremez oluşu uzun müddet saklanabilecek bir durum değildir. Aynı şekilde ani bir ölüm, hemen arkasından karar merkezlerinin başkanlık makamının boşaldığını ilan ederek anayasada belirlenmiş çerçeveye uygun şekilde bir erken başkanlık seçimine ilişkin faaliyetlere başlamalarını gerektirir. Burada sorun şu: Anayasanın 76. maddesinin şu anki metni, muhtemel darbelerden sakınmaya imkân verecek gerçek bir politik manevra yapabilme fırsatı sağlamaktan çok uzak. İktidar partisinin yüksek kurulu, halkın benimseyeceği. başkanlığa uygun herhangi bir lider kişilikten yoksun durumda. Zira Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal adaylığını koyarsa halktan ezici bir red karşılığı görmesi mümkün. Bu adaylığa karşı yönetim kademeleri de direnme eğiliminde, özellikle baba Mübarek’in yokluğunda bu eğilim gittikçe artmakta. Neticede Baba Mübarek de benzer bir yapının, Mısır askeriyesinin bir ürünü. Askeriyenin ülke yönetiminde geniş manevra alanına sahip olmasında Mübarek’in çabası dikkate değer.

Sayın devlet başkanına sağlık ve uzun ömür dileklerimizi sunmakla birlikte Mısır’ın daha fazla zorlukla yüzyüze bırakılmaması taraftarıyım. Kimsenin aksi görüşte olacağını sanmıyorum. Bu durumda yönetim kademesinin başlıca iki konuya hemen el atması gerekiyor.

İlki: Her türlü ihtimale açık bir ortamda donanımlı, özellikle ülkenin huzurunu sağlayacak çapta birinin acil olarak başkan vekili olarak atanması

İkincisi: Başkan vekilinin periyodik olarak en azından ayda bir kez basın toplantısı düzenlemesi. Yazılı-görsel medyadan basın mensuplarının kafalarındaki sorular burada cevap bulmalı. Devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in sağlığı hakkındaki endişeleri gidermenin yegâne yolu budur.


Dr. Hasan Nafia* / TİMETURK
*Mısırlı gazeteci-yazar. El Ahram gazetesi yazarı.



Bu haber 3,101 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,805 µs