En Sıcak Konular

Göktürkler

1 Ağustos 2017 11:39 tsi
Göktürkler Dr. H.Cenk Yazdı

GÖKTÜRKLER...

 Önceden söylemek istediğim bir şey var; Oktan Keleş'ten ve tüm Erenlerden, tüm kalperen kardeşlerimden Allah razı olsun.Yakın gelecek tarihlerde bu anlattıklarım bir efsanenin parçaları olacak. Ve ben de naçizane bir Kul olacağım... 

Oktan Keleş'in özellikle Deruni Devlet-Kutsal Halı, Kulbak Bilge ve Kopuz Ata’sını mutlaka okumanız ve oradaki bilgileri altlarını çize çize bellemeniz gerekiyor. Okurken yüzlerinizin alacağı ifadeleri tahmin edebiliyorum ancak, birazdan anlatacaklarım sizleri daha da şaşırtacak...80 tane de kalperen şahidim var. Allah ve erenleri bize en büyük şahit idi... 

 

 

TARİH:28 TEMMUZ 2017
YER: OKYAY'IN EVİ

 28 TEMMUZ 2017'de akşam ezanı sonrası Okyay'ın evine vardım.Çok heyecanlıydım zira onu ve kalperenleri çok özlemiştim.Tüm ailem ve dostlarım kıskanmasınlar,biz kalperenlerin aramızda geçmişten gelen bağları var.Kader bizi aynı çatı altında birleştirdi.Aynı göreve aynı kadere ilerliyorduk.Evin avlusuna besmele ile girdiğimde içerde Oktan Keleş(Okyay sultanımızı) ve sinsile ile başta başkanımız Yener Dursun beyfendiyi ve tüm kalperenleri görmekten çok büyük mutluluk duymuştum.Başta OKyay ile olmak üzere her biri ile kucak dolusu selamlaştık.Lafı uzatmayayım; cuma gecesiydi,sohbet muhabbet Okyay bizleri manen hazırlıyordu.Bu arada kopuzumu da getirmiştim,Okyay'ın şarkısını çalmak istiyordum.Cuma gecesi bunun asıl yeri değildi...

TARİH:29 TEMMUZ 2017
YER: ÖTÜKEN YOLU

 Gündüz vakti, Okyay'ın bize hazırlattığı muhteşem yemekler ile enerjimizi almış,yola konvoy halinde koyulmuştuk.Gideceğimiz yeri yapılan büyük mücadelenin sekteye uğramaması için gerçek adları ile anlatmayacağım."Ötüken" dediğimde siz orasını anlayın. Ötüken'e girişi bilmediğimiz için en öndeki aracı takip ediyoruz.Türkiye'nin her yerinden ve yurtdışından gelmiş 22 araç 80 kişi , içimiz Allah sevgisi ile dolu olarak,sanki bir düğüne gider gibi gidiyoruz...

   
Ötüken'in eteklerinde araçları bırakıp,tırmanacağımız yere bakıyorum...İtiraf etmeliyim çıkmayı o kadar istiyorum ki,Okyay Baba "uç" dese uçarak çıkıcam.Ancak belli kuralları takip ederek yukarı kamp alanına varıyoruz .OKtan ağabey bize az ilerde sağımızda kalan Alıç ağacının hemen altını işaret ediyor ve oranın az aşağısına eşyalarımızı uygun şekilde yerleştirip,ortada büyük bir kamp ateşi yakıyoruz.Hava kararmaya başlamış ay Ötüken göğünde belirmiş durumda ,aşağısı uçurum yukarısı koca gök içimiz heyecan dolu oturuyoruz.

OKyay'ın emri ile kopuzlarımızı Burak kardeşim ile alıp,sultanımızın yanına geliyoruz ve çalmaya başlıyoruz.Etrafta başka bir ses yok...Kopuzlardan ve bizden çıkan sesler direk etrafa ve göğe yükseliyor.Önümde ateş,elimde kopuz yanımda Okyay var! İçimde tarifsiz bir güç hissediyorum . Birlikte Okyay'ın şarkısını çalıyoruz ve bildiğim bazı Altay türkülerini söylüyorum.Yener Başkanım bize ağız kopuzu ile eşlik ediyor,Okyay bize sesi ile eşlik ediyor.Allah'ım yüreğimdeki herşey o an gerçek oluyor...Sonra Okyay kopuzu benden isteyerek bize "Gel gidelim Ötükene" adlı kendi bestesini söylüyor hep beraber söylüyoruz.Enerjideki artışı hissedebiliyorum...Çok yoğun bir şeyler yaklaşmakta...


 Bacıbeylerimiz elleriyle hazırladıkları ekmekaralarını bizlere dağıtıyorlar ve o müthiş semaver çaylarını yudumluyoruz.Zafer Hocam o semaveri Samsun'dan burası için getirmiş.Hepsinden Allah razı olsun.

    
Bir süre sonra OKtan ağabey, yanında getirdiği ok ve yayını da yanına alarak içimizden bazılarını 3 time ayırıyor ve tavşan avına çıkacağımızı söylüyor.Savaş abinin timindeyim ve görevimiz avı aşağı doğru sürmek.Gece karanlığında nasıl olur demeyin,o kayalık dikenli arazilerden geçerek görev alanımızda aşağı doğru taşları kayalara ata ata ilerliyoruz.Biz bu karanlıkta önümüzü zor görürken(sadece ay ve yıldız ışıkları var) bir süre sonra aşağı inmeye karar veriyoruz,Alıç ağacını aşağıda seçiyoruz oraya doğru yola doğru iniyoruz ve ilerden gelenleri fark ediyoruz.Bir de ne görüyoruz.Oktan ağabey oku ile nasıl vurduğunu anlamadığımız şekilde tavşanı vurmuş, getiriyor.Onun yanında olan tim,"ne olduğunu anlamadan, Oktan abi aniden yayı gerdi oku fırlattı ve bizim görmediğimiz yerdeki tavşanı vurdu" diyorlar ve çok şaşkınlar...Yakılmış olan ateşte tavşan etinin pişirilmesini istiyor OKtan ağabey. Meğer o tavşan,kendisinden istenen bir duaya karşılık olarak yapılmış. Bir kanser hastasına, o etten mutlaka yedirilmesi talimatıyla bir kısmı veriliyor.

    
Sonra havanın yukarda ne kadar soğuk olduğunu anlatmak gerek.Aşağıdakiler 38 dereceleri hissederken ,biz yukarda 10 derecede ateşle ısınmaya çalışıyoruz,itiraf etmeliyim vücudum bir süre sonra buna alışmıştı, sanki içimde bir kor beni sıcak tutuyordu.

 29 temmuz Saat 24e doğru yaklaşır iken Ogün ve Ali Rıza, Kaman ayinine başladılar, biz de onlara kopuzlarımız ile eşlik ediyorduk. Gökyüzünde muhteşem yıldızlar ve samanyolunun bulutsu izleri gözüküyordu.Oktan ağabey sırt üstü yatmamızı ve yıldızları takip etmemizi söyledi,bir yandan da kısık ses ile "Huuuuuuu" diyorduk.Ortamdaki enerji yükselmeye devam ediyordu.


Bu tarihi asla unutmayın "30 temmuz saat 00:15 gibi " Oktan Baba bana ve Burağa "ayağa kalkın ateşin başına geçin kopuzlarınızı durmadan çalın" diye seslendi.Biz dediğini yapmaya başladık,ortamdaki herkes gibi ben de şaşırmıştım ancak bir şey olacağını hissetmiştim.Hem de büyük bir şey!


 Aniden hemen 3-4 metre karşımızdaki yükseltideki kayaların hemen üstünde bir şeyin uçuşmaya başladığını gördüm.Rüzgarda savrulan saçları gördüm,beyazdı,ve o şekil insan boyu yükselerek kayaların hemen üstünde durmaya başladı.OKtan Baba "durmayın devam edin " dedi ve bir hamlede o yükseltiye hareketlendi.O insan figüründeki adamın hemen yanına çıktı.Sonra biz daha iyi görelim diye elindeki güçlü feneri yaktı ve o da ne !!! Kulbak Bilge,Kulbak Atam, oradaydı.O aynı,Oktan Keleş'in çizdiği Kulbak Bilge'ydi...Oktan Keleş hayalinden değil,gerçekten gördüğü tanıdığı bir Eren'i çizmişti kitabında...O ikisi öyle büyük bir muhabbet ile sarıldılar ki birbirlerine bizlerin gözlerinden yaşlar aktı.Atalarımızla gurur duyduk,Allah'a hamd ettik bizi yalnız başı boş bırakmadı diye...Oktan Baba bize kurt gibi uluyun sesiniz göğe yükselsin dediğinde; Biz öyle yüksek perdeden uluduk ki,İnanın yer gök inledi,gözümüz Kulbak Bilge ile OKtan Baba'da göğün hemen altında o manzara tarihe geçti! Sonra Kulbak Bilge'nin arkasında başkaları da belirdi 2 kişi daha...Onlarla da görüştü Oktan Baba.

    
Sonra Kulbak Bilge bizi meşhur asasını yukarı sallayarak selamladı,bizim kurt zikirimize kafasıyla eşlik etti gördüm yüzünü her detayı saçlarının bir görünür bir kaybolmasını bayrak gibi dalgalanmasını...Bizi seviyordu biliyorum hissettim...Çünkü bize gülümsüyordu...

Sonra koşarak gittiler dağıldılar.Kulbak Bilgeyi alıç ağacına koşarken gördüm o orada kayboldu,OKtan Baba da ağaca doğru koştu bir süre sonra ciddi bir yüz ifadesiyle aşağı yanımıza geldi.Yüzünden bir şeyler daha olacağı belliydi.Bize döndü kısık sesle"toplanın bir araya yanaşın,tüm suni ışıkları(saat,fener,telefon) kapatın,beni dinleyin,az sonra göklerde ve yerde müthiş bir savaş olacak.Düşman yerimizi buldu ancak Göktürkler ve Erenler bizi korumak için burada toplanmaya başladılar.korkmayın,ses çıkartmayın.aramızdan birisini alıp geri getirebilirler dikkatli olun,yüzünü tam görmediğiniz kimseye sesle cevap vermeyin.Aramıza karışıp bizden görünebilirler aldanmayın." dedi!

     
Tüm Kalperenler aynen dediğini yaptık bende yere çömelmiştim ki bana ve Burağa kopuzları tutun ses çıkartmadan tutun dedi.Her birimiz gözlerimiz yıldızlarda etrafa bakmaya başladık. 

 Ve müthiş an! Saat 00:40 gibi yakın ve uzak gökte bir sürü UFO belirdi,ışıkları etraflarında hızla dönen ve normal şekilde uçmayıp aniden çok yüksek hızla çok zor açılara dönüp aniden havada durabilen gemiler.Bu gemilerden ben 22 tane sayabildim (sonradan saydıklarımı topladım).Bu cisimlerin bizi aradığını ancak Göktürklerin onlara saldırdığını gözlerimle açık seçik gördüm.Semalarda müthiş bir it dalaşı yaşanıyordu.öbek öbek ufolar ile göktürklere ait gemiler arasında yıldız savaşlarını kıskandıracak görsellikte savaş yaşanıyordu...Ben nedense hiç şaşırmamıştım,bunun bir gün olacağını ve bir gün temasa geçeceklerini daha önceki rüyalarımdan biliyordum.


 OKtan Baba bir ara bize döndü,etrafımız sarılı çok yakındalar kimse gürültü yapmasın panikle bağırmasın dedi,Kemal ağabeyle alıç ağacının 50-100metre ötesine geçtiler,sonra geri geldiklerinde Kemal ağabey fena durumda idi sayıklıyordu...Orada yerden semaya yükselen Erenler ordusunu görmüşlerdi,düşmanı görmüştü Kemal ağabey.Düşman tariflerdeki gibiydi...OKtan Baba yardım edin Kemal'e iyi bakın dedi bizlere."Savaş devam ediyor henüz kazanılmış değil,disiplinli bir şekilde bekleyin dua edin"dedi...


 Uçan araçlar hemen 250 metre uzağımızdaki tepenin ardına indiler,aşağıdaki vadiye 2-3 araç indi .Etrafımız gerçekten sarılı durumda idi.Herkes tetikteydi...BU arada uzaktan seçtim gökyüzünde UFO olmayan ,zannediyorum keşif maksatlı yollanmış uçaklarımız da mevcuttu.Olaya karışmadılar çok uzaklarda uçup görsel temas sağladılar.Yüce Türk Devleti, Göktürk atasını da düşmanını da iyi bilir herkes müsterih olsun...


 Savaş bir bir buçuk saat kadar tüm hızıyla sürdü.Göktürkler ve Erenler kendilerini de zaman zaman feda ederek bizleri korudular...Gözümüz göklerde,kulağımız OKtan Babadaydı.“Bugün tarihi bir ana tanıklık ettiniz. İlerde sizleri yazacaklar” dedi.Savaş bittiğinde tekrar sönmeye yüz tutan alevi canlandırmaya gittik.Odunlar toplandı,yavaş yavaş herkes yaşanan müthiş olaydaki deneyimlerini paylaşmaya başladı.Benim aklımda ise yukarıda 250 metre ötedeki yolun gerisine inen ufodan bir iz varmıdır sorusu vardı,bazıları da Kulbak Bilgenin ortaya çıktığı taşı inceliyordu.Kimimiz duada,kimimiz derin tefekkürde kimimiz ise olayın stresinden gülüyorduk. Ben sabah 5e doğru,yanımda İsmail ağabey ile yukardaki yerden odun toplamaya gittim.Yolu devam edip yukarı doğru yarı karanlıkta ilerlerken -ki İsmail abi benden 10-15 metre öndeydi- ben solda uçuruma doğru bir emanet buldum.Onu aldım.Sonra İsmail abiye gittim.Dönüşte benim aldığım yerde ,ismail abi yerdeki şekli gördün mü dedi bana! Hava biraz daha aydınlanmıştı ki yere bir baktım ne göreyim.Etrafı daire ortasında artı olan bir şekil vardı...Fotoğrafını çektifk kampa geri döndük...Oktan Baba gerekli olan açıklamaları bizlere yaptı ve kamptan ayrılıp evlerimize döndük...   

   
Bu bir lutüf idi.Oktan Baba bizleri bu şerefe nail ettiler Allah'ın izniyle..

  
Gerisinde olan diğer olayları anlatmaya biz yetkili değiliz,OKtan Baba'mız isterse sizlere paylaşır inşallah...

 Her biriniz Allah'a emanet olun,Türk milleti Türk devleti Türk ordusu var olsun,biz....biz sadece teferruatız...

Dr.H.Cenk 



Bu haber 9,342 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,250 µs