En Sıcak Konular

Benefşe'den Halil İnalcık İçin Eser

5 Ağustos 2016 09:16 tsi
Benefşe'den Halil İnalcık İçin Eser Hat ve seramik sanatının usta isme Yusuf Coşkun Benefşe, Halil İnalcık için bir eser hazırladı:

 Halil İnalcık

 

Tüm ecdadımıza Halil İnalcık Hocaya da ALLÂH (c.c) 'tan Rahmet diler, hizmetleri ona kabirde geçer akçe sağlasın. (ÂMİN)   Fi Emanillâh!...

Yaşam boyunca popülerlikten uzak, magazin tarihçilerine mesafeli durmuş, Osmanlı ilim, bilim ahlakıyla donatılmış gerçek sorumlu bir tarihçimiz olarak hatıralarımızda kalacaktır. İnsan mesleğinin karıncası olursa  ALLÂH (c.c) O kuluna hizmet ve kabiliyet verip, zirveye çıkarıyor. Yusuf Coşkun BENEFŞE


Prof. Dr. Halil İnalcık ve Âlimler Mezarlığı

Fatih Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazına yetişmek üzere Eminönü’nden hareket eden otobüse bindim. Şoförün hemen arkasında oturan genç bir hanım birkaç defa Fatih Camii’ne gelince lütfen haber veriniz deyince onun da ünlü tarihçimiz Halil İnalcık’ı uğurlamak istediğini anladım. Nitekim arabamız Fatih durağına gelince inip camiye doğru yöneldi. Demek istiyorum ki, meşhurların cenaze namazları birkaç yönden faydalı oluyor. Mesela yıllarca İstanbul’da yaşadıkları halde hangi selatin camiinin nerede olduğunu bilmeyen çok sayıda vatandaşımız işte böyle vesilelerle tarihi mabetlere de yollarını düşürmüş oluyorlar. Bir diğer faydası ise dostları buluşturmasıdır. Aylardır, yıllardır birbirlerini göremeyen ahbaplar, arkadaşlar cami avlusunda bir araya gelip hasret gideriyorlar. Bu arada espri yapıp yahu, dostluğumuzu tazelemek için illa cenaze mi olması gerekir diyenlere de rastlıyoruz. İnalcık Hoca’nın cenazesinde de bu manzara kendini gösterdi ama ben bu konuya başka bir açıdan bakmak istiyorum. Fatih öteden beri ulema semti olarak bilindiği için büyük âlimler, sanatkârlar öldükten sonra da Fatih Sultan Mehmet Han’a komşu olmak istiyorlar. Türbenin yanı başındaki Fatih haziresinde ulemadan, şuaradan, tarihçilerden ve diğer sanat erbabından birçok önemli şahsiyet bulunuyor. Son olarak Halil İnalcık hoca da adı geçen hazireye defnedilerek bu kafileye katıldı. Peki, acaba bu tarihi hazireye ilk gömülen âlim kimdi? Aşağıdaki satırları bu sorunun cevabı olarak kaleme alıyorum:

Efendim, Fatih türbesinin hemen yanı başında bulunan hazire, daha önceki yıllarda caminin ve türbenin çiçek bahçesiydi. İlerleyen zamanla birlikte burası cennet bahçesi haline geldi. Büyük devlet adamlarının ilimle meşgul olanları, mesela âlim paşalar yavaş yavaş hazireye gömülmeye başlandı. Üç yüze yakın mezarın bulunduğu hazirede kimler yok ki… Hemen aklıma gelen birkaç isim şöyle: Ahmet Cevdet Paşa, Mesnevi Mütercimi Abidin Paşa, Hace-i Evvel Ahmet Mithat Efendi, Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa, tarihçi Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi, Millet Kütüphanesi’nin kurucusu Ali Emiri Efendi, Fatih Türbedarı Ahmet Amiş Efendi… Demek ki efendim, Fatih’e komşu olmak için ilim ��" irfan sahibi olmak gerekiyormuş. Zaten merhum padişah, Konstantıniyye’yi “İstanbul”a dönüştürdükten hemen sonra, bu şehri bir “darü’l ��" ilim” haline getirmek için büyük çaba göstermişti. Ne mutlu ona ki hayatında olduğu gibi ölümünden sonra da ulema ile ülfetini ve ünsiyetini devam ettiriyor. Yukarıda da belirttiğim üzere, daha önceki yıllarda rengârenk bir çiçek bahçesi olan bu tarihi hazireye ilk defa Osmanlı’nın yüz dokuzuncu şeyhülislamı olan El- Hac Mehmet Refik Efendi gömüldü. Bu zat, son Osmanlı şeyhülislamlarının en değerlilerinden biri olarak kabul ediliyor. Kendisi Bosnalı bir aileye mensuptur. Genç yaşta babasını kaybetti. Zekasını, çalışkanlığını, ahlakını takdir eden Bosna kadısı Ispartalı Hüseyin Efendi, kendisini İstanbul’a getirip maddi, manevi desteğini esirgemedi. Hatta kızıyla evlendirip damat yaptı. Refik Efendi, kayınpederinin Şam kadılığına atanması üzerine onunla birlikte bu tarihi şehre gitti. Orada İbn-i Arabi’nin türbesini ziyaret şerefiyle şereflendi. Hazret’in eserleriyle o kadar hemhal oldu ki rivayete göre birkaç defa rüyasında Şeyhü’l ��" Ekber’i gördü. Bu şeyhülislamın diğer bir özelliği de dört başı mamur bir fıkıh bilgini olmasıydı. Çok düşünür, az konuşurmuş. Bundan dolayı Yusuf Kamil Paşa “Efendi hazretleri vahiy bekliyor!” diye şaka yaparmış. İşte bu Şeyhülislam Mehmet Refik Efendi vefat edince devrin padişahı Abdülaziz’in emriyle buraya defnedildi ve de Fatih haziresine ilk gömülen âlim olmuş oldu. Cenazesine İstanbul’un bütün âlimleri, devlet adamları, fıkıh bilginleri katıldı. Bu muhteşem manzara ünlü tarihçimiz Ahmet Cevdet Paşa’yı çok etkilediği için gözyaşlarına hakim olamadı. “Fıkıh hazinesini bugün buraya defnediyoruz!” diyerek duyduğu üzüntüyü dile getirdi. İşte bu hazireye önceki gün “tarih hazinesi” de gömüldü. Mevla hepsine rahmet eyleye!.. (Alıntı)



Bu haber 3,586 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,239 µs