En Sıcak Konular

Kalperenler Zuhur Etti Çok Şükür!

8 Temmuz 2015 08:44 tsi
Kalperenler Zuhur Etti Çok Şükür! Kalperence Tefekkürler....

Selam olsun tüm aileye,

Sultanımız Oktan Keleş'in 'Kulbak' serisinde ilk defa yazdığı ve daha sonra her fırsatta tekrar ettiği ve üzerinde ısrarla durduğu bir ifade, ilk okuduğum andan beri üzerinde sürekli düşündüğüm bir ifade olmuştur:

'Kalperenler zuhur etti çok şükür!'

 http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3130 

 


Sultanımız, neden Kalperenlerin zuhur edişine, 'şükür' edecek kadar önem veriyor?

Kalperenleri bu kadar önemli kılan ne olabilir?

Yine bir seferinde Sultanımızın belirttiği üzere;

'İleride tüm dünya tarihi ve kitaplar, Kalperenlerden bahsedecek!' diyecek kadar nasıl bir önemi haizdir bu Kalperenler?

Kimdirler?

Nasıl bir eğitimden geçmişlerdir?

Özel olarak mı seçilmişlerdir?

Ne iş yaparlar?

Daha önceden bir araya gelmişler midir? gibi bir çok soru, Kalperenleri henüz tanımayanların zihnini meşgul etmekte...

Bütün bu sorulara kısa ve öz bir cevap verecek olursak;

Tüm Kalperenler, daha önce birbirini tanımayan (zahirde), herhangi bir işte çalışan, herhangi bir özel eğitim almamış ve 'sen, sen, sen Kalperen olacaksınız' gibi bir seçime tabi tutulmamış; bu dünya üzerinde yaşayan her hangi birimiz olabilir.

Fakat bütün bunların dışında, Sultanımızın zuhurlarına 'şükür' ettiği ve Kalperenlerin hepsinin ortak bir noktası olan; ve en başta sorduğum sorunun cevabı olan bir özellikleri var!

Bu özelliğin ne olduğunu ise, yine Sultanımız  'Derûnî Devlet, Kutsal Halı' kitabının, 'Kafdağı Ülkesi' bölümünde bize vermiş.

Şimdi gelin, Oktan Keleş'in kendi ifadeleri ile, Kalperenlerin zuhuruna neden ŞÜKRETTİĞİNİ anlamaya çalışalım.

 


Eksiğimiz ve hatalarımız varsa, aciz bir KUL oluşumuzdandır. Subhan olan Allah'a sığınırız.

'GÜZEL ALLAH'IN ADIYLA'


"Uykuya daldığı ağacın altında, bir zaman sonra uyanan, ya da uyandığını sanan Adem, adının KUL olduğunu öğrendiği kişiyle karşılaşır. ilk şaşkınlığının ardından, içinde bulunduğu ve adının Kafdağı ülkesi olduğunu öğrendiği çevrenin harikuladeliğine binaen;

'İyi ama ben buraya nasıl geldim?' diye sorar.

Kul: 'Sen buraya TEFEKKÜRÜNLE geldin' diye cevap verir. Bunun üzerine Adem tekrar sorar: 'İyi ama, sanıyorum şu an uykuda, rüyadayım. TEFEKKÜR UYANIKKEN YAPILMAZ MI?'

Kul tebessüm ederek:

'İyi ya, uyanıkken yaptığın tefekkürler, uykunda da boşa gitmemiş. TEFEKKÜR ÖYLE LEZZETLİ BİR İBADETTİR Kİ, uykuda bile meyvesini verir efendim.' der.

Kafdağı ülkesinin sakini olan Kul'un sürekli gözlerinin kapalı gezmesi Adem'in dikkatini çeker ve sorar:

'Gözleriniz hep kapalı mıdır? Gözleriniz kapalı iken nasıl görüyorsunuz?' Kul cevap verir:

'Bu âlemde baş gözüne ihtiyaç yok. Uykuda iken Melekût Âlemi'ni baş gözü ile mi görürsün? Melekût Âlemi'nin bir ülkesi olan Kafdağı Ülkesi'nde de görmek için baş gözüne ihtiyaç olmaz!' diyerek şu âyeti okur:


'HİÇ YEYÜZÜNDE DOLAŞMAZLAR MI Kİ BU SAYEDE , DÜŞÜNEN KALPLERİ, DUYACAK KULAKLARI OLSUN. GERÇEK ŞU Kİ, BAŞTAKİ GÖZLER KÖR OLMAZ, ASIL KALPTEKİ GÖZLER KÖRELİR, BASİRETLER KÖR OLUR!' Hac/ 46. ve ekler Kul:


'Güzel Allah'ım diyor ki, 'ister gözün açık olsun ister kapalıi KALP gözünle gör!'


Bunun üzerine Âdem şöyle düşünür içinden:

' Öyle ya. Yeryüzünde baş gözün, işitecek kulağın olsa bile, asıl görmeye KALP gözünün iştiraki şarttı. Kalp gözünün görmemesi, baş gözünün eksik bir görüş olduğunu söylüyordu. Ayette 'DÜŞÜNEN KALPLER' ibaresi kalbî tefekkürü işaret ediyordu adeta. Kalp gözümüzle bakmadığımız her resim aslında hakikât değildi. Asıl görülmesi gereken değildi. O zaman Kul'un söyledikleri başka bir anlam kazanıyordu: 'Kalp gözünle görmedin mi, uyanık olsan ne fark ederdi ki?' Şimdi anlamıştım. Kafdağı Ülkesi'ne gelmek için aslında uykuya da ihtiyaç yoktu. TEFEKKÜR NE GÜZEL ANAHTARDI! Hele Kul şu ayeti okuduğunda, anlayışım idrâk hâlini almıştı:


'MUHAKKAK Kİ, BUNDA KALPLERİ OLAN, İŞİTEBİLEN, KALP GÖZÜYLE ALLAH'A ŞAHİT OLAN KİŞİLER İÇİN İBRETLER VARDIR!' Kâf/ 37.

Yeryüzünde KALP GÖZÜYLE BAKTIN MI, NİCE ÂLEMLERİ GÖRMEK VE İŞİTMEK MÜMKÜNDÜ! "


Âdem'in bu kısa anlatımından yola çıkarak Kalperenlerin ortak özelliğinin ne olduğunu anlatmaya çalışalım.

Evet, en kısa yoldan söylemek gerekirse, OKTAN KELEŞ'İN övgüsüne mazhar olma şerefine erişmiş tüm Kalperenlerin tek ve en değerli ortak özelliği;

HER BİRİNİN TEFEKKÜR EHLİ OLMA YOLUNDA, SULTANIMIZIN DA HİMMETİYLE,  AZ DA OLSA MESAFE KAT ETMİŞ KİŞİLER OLMALARIDIR!


Âyette geçen 'DÜŞÜNEN KALPLER'  ifadesi ise, 'DÜŞÜNMEYE, TEFEKKÜR ETMEYE EREN, ULAŞAN KALPLER'  mânâsı ile KALPERENLERİN ZUHURUNA İŞARET olduğu için,

Oktan Keleş, ayetle de müjdelenen bu zümrenin zuhuruna  şükür etmektedir! Tefekkür ehli olmanın ne anlama geldiğini bir kez daha İDRÂK etmek için, yukarıdaki bölümü bir kez daha TEFEKKÜR EDEREK okumakta fayda vardır!  

Tefekkür ehli olma yolunda büyük bir gayret içerisinde olan Kalperenlerin, bu yolun hakkını gereğince verdikleri anda, yukarıda okuduğumuz hikayenin benzeri nice ikramlara ulaşacağı konusunda şüphemiz yoktur, Zül Celâli vel İkram olan Rabbimizin vaadi ile...

Allah cc. tüm Kalperenlerin, bu yolda gayretini arttırsın ve hepimizi sonsuz ikramlarına nâil eylesin. Katından, cümlemize dünyada ve ahirette hayırlı ve faydalı olacak ilim nasip etsin. Bu yolda yürümemize sebep olan, önümüzü aydınlatan OKTAN KELEŞ hocamıza ve EROL ELMAS hocamıza, görülmemiş ikramlar bahşetsin ve her türlü muratlarını kabul etsin. Cümle erenlere ve pirimiz Hoca Ahmed Yesevî Sultanımızın ruhaniyetlerine selâm olsun.

Neden peygamber efendimize salat ü selam etmediğmizin cevabı da, yine Derûnî Devlet kitabının 'Kız Kulesi Sohbetleri- ÜSLUP' başlıklı yazıda mevcuttur. Dileyenler oradan bakabilirler, vesselâm.

Bülent Ateş 

   

         



Bu haber 7,283 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,065 µs