Kalperence Tefekkürler

BEKA

 
Sultanımız, Adem’de bulunan cevherlerden bahsetmişti: Ruh, Nefis, Can Adem ile birlikte. Ve bu dört dışında toplam ondokuz yaradılıştan bahsetti. Bir sonraki yaradılışlardan Sin (robotik insanlar ) ve Nankör’den de bahis açıldı. Biz Adem olarak kaçıncı sıradayız bilmiyoruz, lakin 19 yaratılış içerisinde bir şekilde yolculuğumuz sürecek. Kanımca insan olmayı yada, insana ulaşmayı Adem formatında başaramaz isek, eğer ki hak edersek, bir sonraki yaradılışta yolculuğumuza devam edeceğiz. Lakin bu durumda mantıken düşündüğümüzde 19 adet kıyamet ortaya çıkıyor.

Misal, nefisoğullarına devam etmeleri için bir teklif sunulduysa, bu teklif onların cennetinde sunuldu ki bunu biliyoruz. Doğal olarak nefisoğulları için kıyamet kopmuş oluyor ki cennete gitmiş olabilsinler, oradanda Adem’de cevher olarak bulunabilsinler.

Lakin benim tefekkürüm şu yönde, 19 kıyamet değilde bir tek kıyamet var. Kıyamette tüm kahinat yok olacak ve mahşerde toplanacağız. İşte bu kahinatın içinde bulunan ve yok olacak olan şeylerden birisi de bizim algıladığımız ZAMAN. Doğal olarak mahşerden sonra zamana tabi olmayacağımız için, dünya üzerindeki zamandan da uzak olacağız ve zaman bizim için bir şey ifade etmeyecek. Düşünün ki zamanın dışındasınız, ve içeri bakıyorsunuz. Ne görürdünüz içeride. Yaşanan tüm anları değil mi? Tüm boyutları, tüm yaratılışları.

Eğer ki bu dünyada, dünyaya geliş amacımız olan Rab’bı tanımak, bilmek mertebesine ulaşırsak  Bekaya varmış olacağız. Doğal olarak tüm alemlerden haberimiz olacak ve onları göreceğiz, yani çemberin dışında olacak ve diğer bir yaratılışla tekrar zuhur etme gibi bir gereksinimimiz olmayacak (özel durumlar hariç).

Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) vefatı sırasında, “Refik-i Alaya gidiyorum” demişti. Refik-i Ala ile Beka arasında nasıl bir bağlantı var? Bunuda ayrıca tefekkür edeceğiz inşallah. Bu dünyada oluşumunu tamamlayan bir ademoğlu Refik-i Alaya ulaşmış oluyor. Beka ehli bir İNSAN halini alıyor.

Nacizane tefekkürüm, bir İNSAN yaratılıyor, RUH (Ruhoğulları) olarak yaşamaya başlıyor ve ölüyor, cennete gidiyor, üst kademe için teklifte bulunuluyor. O zat NEFİS(Nefisoğulları) olarak yeni bir yaratılışta yaşamaya başlıyor. RUH ve Nefis. Ve sonra CAN(Canoğulları), en nihayetinde de şu an ADEM (Ademoğulları). RUH, NEFİS, CAN cevher olarak ADEM ile birlikte, yolculuğa devam ediyor. Bu şekilde 19’u tamamlıyor. Lakin insan olmak için 19’u görmek gerekiyor. Yada herhangi bir yaratılışta Olmak gerekiyor. KENDİNİ BİLEN RAB BİNİ BİLİR. İnsan nerde bu yaratılmışlıkların içinde. “Ben senin rabbin değil miyim” sorusuna muhatap olan asıl insan nerde? Sultanımızın dediğine göre insan hep Allah’ın yanında.

Benim tefekkürüm bu 19 yaradılış İNSAN’ın yansımaları, kendi özümüzü bu 19 içinde arıyoruz. Hâlbuki özümüz her daim Allahın yanında. Yanında derken Bekada, Refik-i Ala ya O’nda.

Tüm yaratılmışlıkları toplayıp bir arada tutsanız ( sadece19 değil herşey), sonsuzun içinde sadece bir nokta gibi gözükecektir.
Sonsuzluk ise Allah indinde hiçtir.

Yani bir tek Allah vardır, başka yoktur, yok da yoktur, bir tek O.

Murat Ateş