En Sıcak Konular

Kalperence Tefekkürler: Toprak-Ruh

29 Mayıs 2015 09:55 tsi
Kalperence Tefekkürler: Toprak-Ruh Kalperence Tefekkürler: Toprak-Ruh

TOPRAK


Toprak Kur’an’da nasıl tarif ediliyor ona da bakalım, sonra kişisel yorumumu yazıp tefekkür alemine dalacağız yeniden;

Kehf 8; “Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak hâline getireceğiz.”

Hac5; “Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan , sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.”

Rum 9; “Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı sürmüşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı.”

Kişisel yorumum: Kehf 8’den anladığım; Allah(c.c.), her şeyi toprağa yani küresel sabit diske, bir çeşit veri olarak dönüştürecek. Ölüm sonrası bedenimizin toprağa dönüşmesi sırasında enerjimiz ve verilerimiz toprakta saklanıyor olmalı.
Hac 5’te; Toprakta her bilgimizin saklı kaldığını ve zamanı gelince sabit diskten dvd’ye yazılır gibi tekrar canlanacağımızı söylüyor.


Rum 9’da ise; Daha önce yaşamış bulunan ve teknoloji, toprağı imar konusunda daha gelişmiş olanları dahi yok eden Allah, hepsinin sonunun toprak olduğunu bildiriyor.
Kişisel kanaatim odur ki; Allah’ın bizi ilk elden topraktan süzüp yaratmasının hikmeti, toprağın bizim yapımızı saklayabilecek kapasitede gelişmiş bir canlı hard disk benzeri oluşum olduğudur. Hakka yürüdüğümüzde; toprak bizi emanetçi gibi teslim almakta (alın işte bir teslim daha!) Kıyamete kadar saklamaktadır.


Türlü türlü canlıları barındırmakta, türlü türlü besin kaynakları oluşturmaktadır. Allah’ın izniyle görev alan melek varlıkları ve bilemediğimiz nice canlı cansız(!) varlıklar; bu hayat döngümüze katkıda bulunur.


Toprağı, günümüz bilimiyle tefekkür edince, bu kadar şeye kaynak oluşturan bu yapıya ne ad verilebilir? Günümüzde bilgisayarlarımızda her türden veriyi saklamak için sabit disk adı verilen araçları nasıl kullanıyorsak, bu yapının çok çok ileri düzeyi bir İlahi bilimle çalışan toprağı, artık daha bir saygıyla anmalı ve korumalıyız. Hele onu yaratıp bizim hizmetimize sunan Yüce Rabbimi sonsuz hamdü senalarla anmalıyız, şükretmeliyiz…

RUH


Ruh; uyku esnasında et bedenini, Allah’ın emriyle terk edip, görevli olarak şu anda bilmediğimiz bir noktaya/boyuta geçmekte, bu esnada gördüğümüz rüyalar ise gelecek ile ilgili uyarılar olabilmektedir. Bu olayın oluş mekanizmasında görev alan biyokimyasal faktörler şu anda bilinmemekle birlikte, bilemediğimiz bu olay, her gece tekrar tekrar yaşanmaktadır. Rüya/görev bitiminde, et bedenine geri dönen pilot/ruh; aynen bilgisayarların açılışı esnasındaki boot (başlatma) sürecinden geçmekte, bazen bu esnada istemsiz uyandığımızda ise hiçbir kasımızı hareket ettiremediğimiz bir dönem yaşanmaktadır. Halk arasında karabasan diye tabir edilen bu olayın günümüzde bilimsel olarak uyku felci diye tabir edilen durumla örtüştüğü görülmektedir. Buna göre uykunun bazı evrelerinde uyanılması halinde uyuma doğal döngüsünü sürdürmekte ve bilinç tam olarak açık olsa bile beden kımıldayamamaktadır. Ne kadar açıkça aynı şeyi anlatıyor bu kez modern bilim. Aynen yeniden başlatılan bir bilgisayar gibi, tam olarak başlayıncaya kadar ,hayati işlevler hariç hiçbir fonksiyon göremez… Ruh ne kadar önemli işte buradan anlaşılabilir. Hani beyin kontrol ediyordu tüm vücudu, yalnızca beyin… Ruh’un aynen tabirle; usb bağlantısı gibi bir bağlantıyla oturmadığı hiçbir beyin, et bedenini hareket dahi ettiremez, yalnızca et bedenin hayati fonksiyonlarını sürdürebilir, solunum dolaşım ve onarım gibi…Ruh ise bu et bedenin merkezi olan beyine bir irade katarak, adeta onu pilot gibi kullanır. Bizi; ruhumuz Allah tarafından bize verildiği için kıskanan İblis’in gerçek kıskançlığını şimdi daha iyi görürsünüz. Bizi sadece et bedenimizin istekleri olan nefsimiz ile kandırıp, asıl pilotu kullanmamızı engellemek isteyişi bu yüzdendir. Asıl pilotu kullanabilen gerçek kulluğu öğrenir ve tadar. O zaman et bedenin kısıtlı zevklerine ihtiyacı minimuma iner. Dikkat edin sıfırlanır demiyorum, Allah(c.c.) bizi bu et beden ile yarattığına göre bir hikmeti vardır. İmtihandan kaçmak olmaz.

İmtihanımız bu bedenle ve onu kullanmayı deneyen Ruh ile bütünleşir. Allah’a ancak, imtihanı tamamlayan varabilir. Burada yeri gelmişken İslam anlayışının diğer tasavvufi akımlardan bir üstünlüğünü daha anlatmak yerinde olur: Tibet rahipleri, Hristiyan keşişleri, manastır rahipleri, bir takım çok tanrılı sözde dinlerin takipçisi olan zatlar ne yaparlar düşündünüz mü hiç? Kendilerini sosyal yaşamdan ve et bedenin gereksinimlerini sürekli hatırlatacak günlük yaşamdan sürekli soyutlamaya çalışırlar. Manastırlarda, gözden uzakta sürekli ibadet ederek kendilerince Allah’a veya onların tabiriyle huzura kavuşmaya çalışırlar. Bencilliğe yakın bir davranış tarzı bu. Halbuki İslam; imtihanın karakteri olarak, iman etmiş kulun kendini sosyal yaşamdan soyutlayıp, sürekli ibadet eder görünüp, paylaşma üretme ve yardımlaşma olayından uzak tutmasını yasak eder. Allah’a varan yolların hepsi; yardım etmek paylaşmak çalışıp üretip faydalı kullanıma sokmak ve Allah hakkı için herkesi ,her şeyi sevmekten geçer. Tüm bunlar ancak bize verilmiş en büyük nimet olan Ruh’umuzu kullanabilmekle mümkün olur. İşte Hz.Adem (a.s.)’den itibaren tüm insanlığa verilen, İslam’ın, gerçek dinimizin, mesajının gücü buradan gelmektedir. İnsanlık bu mesajı her seferinde yanlışa götürmeye çalışsa da,bir takım medeniyetler(!) kurup sözde tanrılara mesajları atfetse de, bunu yaparken tarihe yanlış aktarılmış mesajları mitoloji din vs diye kaydetse de HAKİKAT değişmez. Allah katında tek din İslam’dır…Şu ayetleri görün artık ey sözde medeni(!) topluluklar; Ali İmran 18-19; Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir. Kişisel notum: Rabbim, inşallah idrakinizi arttırır.


Cenk Düzgit



Bu haber 4,858 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,476 µs