En Sıcak Konular

Tefekkürler

18 Mart 2015 09:15 tsi
Tefekkürler Tefekkürler

Tefekkürler

Uzun zamandır bekledikleri imkan işte gelip çatmıştı. O gün Edi ile Büdü havanın çetin olacağını düşünmüştü fakat bu onların hızını kesmemişti. Koşar adımlarla sözleşilen buluşma noktasına gidip beklemeye başlamışlardı bile. Adem ağabeylerini gördükleri an gözleri parıldadı. Bu anı uzun süredir bekliyorlardı. Her zamanki gibi teyakkuzda olmanın yüzüne aksettirdiği ifadeAdem ağabeyin  bakışlarından okunuyordu. Çünkü Adem ağabey, Başbuğu kısa zaman önce uğurlamıştı. 

Mahmut ağabey ile araca bindiler. Kırathaneye geçmeden önce bu kısa zamanı bile büyük bir nimet sayan Edi ile Büdü akıllarında biriktirdikleri bütün soruları birer birer sormaya başlamışlardı. Adem ağabey her soruyu gülümseyerek karşılıyordu. Cevap verme vakti gelince bir anda ciddileşip her biri ders mahiyetinde olan cümleleri kuruyordu.

Yol boyunca sordukları soruları özenle seçip daha deruni olanlarını kırathaneye saklamışlardı. Nihayet dostlar mekanına vardıklarında Adem ağabey ve Mahmut ağabey birer nargile söylediler. Edi ile Büdüye de bir tane nargile söylendi. Tabi ki Adem ağabey o meşhur uyarıyı da yapmıştı: "Bu mereti faydalı bir şey sanmayın!"

Edi, Büdü'nün yüzüne baktı. İlk soruyu Büdü'den bekliyordu.

Büdü, ana göz bilgisayarının hakim olduğu, insanlara çiplerin takıldığı dönemde Türk milletinin nasıl korunacağına dair soruyu büyük bir endişeyle sordu. Adem ağabeyin bakışı tüm endişeyi silmişti. Vakur bir şekilde, "Büyük Türk devletinin geliştireceği özel bilgisayar programıyla donatılmış muhafaza cihazlarıyla korunacağız." cevabını verdi.

Büdünün göğsü kabarmıştı. Edi gülümseyerek bir bakış attı ve adeta mesajın alındığını belirtti. Ardından Edi, soruların yer aldığı yeşil kaplı defteri eline alarak, müsade ile sıradaki soruya geçti: "Adem ağabey, Kulbak Bilge serüveninde geçen Oz Tamgası'nın mahiyetine dair biraz daha geniş bilgi verebilir misin?"

Adem ağabey bu soruyu beklermişçesine cevap verdi: "Geçmiş çağlarda Oz Tamgası'nın sırrına vakıf olan insanlar zamanla bu bilgileri unuttular." dedi ve örnek olarak radyasyon tehlikesini ifade etmek için kullanılan sembolü bir kağıda karaladı.

Bu sembolün çağlar sonra tarihe karışacağını belirterek, "Yani bin yıl sonra bu sembole bakan insanlar ne olduğunu anlamayacak. Aynı şey Oz Tamgası içinde geçerli. O da buna benzer şekilde unutuldu ve bu teknoloji insanlık bilincinden silindi." dedi.

Edi ile Büdü sırayla soru sormayı ve sorarken müsade istemeyi edeben kendilerine adet edinmişlerdi. Bu yüzden Edi, Büdü'ye hadi sıra sende dercesine yeşil kaplı defteri uzattı.

Büdü sıradaki soruya geçmek için müsade istedi ve TMT'nin rüya kordinasyonları konusundaki operasyon şekli hakkında bilgi istedi. Adem ağabey bütün sırların üstünü açmamakla birlikte, düşmanın yaptığının aksine, artık Türk devletinin de rahmani olarak vatandaşların rüyalarını topladığı bilgisini verdi ve ekledi "Bu konuda çift başlılık olmaması için bütün yetki Genelkurmay'dadır." dedi.

Edi, aldığı bilgiler karşısında ağzı açık şekilde dalmışken, Büdü'nün yeşil defteri kendisine uzatmasıyla kendine geldi. Yeşil kaplıyı heyecanlı heyecanlı karıştırarak sonraki soruya ulaştı. Desturla sorulan soru şuydu, Kulbak Bilge ve Temir, Peygamberimizin çağı olan Mim çağına nasıl gelebilmişlerdi?

Adem ağabey, "Mim çağının Hz. Muhammed'in çağı olduğunu ve bu çağın kapısının da Hz. Ali'den geçtiğini vurguladı be şunu belirtti: "Kulbak Bilge'nin Temir ile gerçekleştirdiği serüveni esnasında önce çağın sultanı Hoca Ahmed Yesevi ve kırklar meclisinden Mim çağında bulunmak için izin istemişlerdi. Fakat bu izin onlara yetmemiş, bu çağda yürümek için "ilmin kapısı" Hz. Ali'nin icazetini almışlardı."

Edi tekrar araya girerek, "Peki şer güçler bunu nasıl kullanıyor? Onlara da izin veriliyor mu ağabey?" diye sordu. Adem ağabey, şer güçleri duyunca kaşlarını çatarak: "Tabi ki hayır! Ama Allah Rahman sıfatıyla çalışana hakkını verir. Gayret eden de amacına ulaşır. Ama o da bir yere kadar!" diyerek şu ayeti hatırlattı: "Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür." Maide/64

Adem ağabeyin üstüne basarak vurguladığı şey onların hiç bir zaman üstün gelmediği ve gelemeyeceğiydi. Büdü bunu duyunca, aklından şöyle geçirdi: "Tabi ya! Kulbak Bilge'nin bir kısmında, onlar Ortaçağ'ın sonlarına kadar gelebiliyor ama o raddeyi geçemiyorlardı."

Bu arada Adem ağabey gözleri dolarak şu anısını anlattı: "Size bakınca yıllar önceki halimi hatırladım da, tek bir kelime öğrenmek uğruna İstanbul'un bir ucundan Cağaloğlu'na gitmiştik soğuğa ve yağmura rağmen. Cağaloğlu'nda yürürken ayaklarımız bileklerimize kadar su içindeydi. Hiç unutamıyorum."

Adem ağabey bunu anlatırken Edi ve Büdü hüzünlü şekilde birbirlerinin yüzüne baktı. Daha sonra kendi aralarında yaptıkları sohbette bu olayı anımsayacaklardı ve ilmin kolay edinilmediğini bir kere daha idrak edeceklerdi. 

Bu seferde Büdü uzaklara dalmıştı. Edi oluşan sessizliği bozarcasına yeşil kaplıyı Büdü'ye uzattı.

İzin alarak yeni soruya geçen Büdü'nün sıradaki sorusu "Sima ilmi"ndendi. Adem ağabey bu ilmin önemini vurgulayarak, "Bu ilmin esma ve siret gibi dalları var. Abdülhamid Han da sima ilminin bir dalı olan siret ilmini kullanıyordu. Her sene bayram zamanına denk gelen günde suçlular affedilmeden evvel suçluların fotoğrafı Sultan'ın önüne getirilir ve Abdülhamid Han bu yöntemi kullanarak hangi mahkumun serbest bırakılacağına karar verirdi. Hatta bunu anlamayanlar bu yüzden onu çok eleştirmiştir." dedi.

Bütün cevaplar Edi ve Büdü tarafından yeşil kaplıya kaydediliyordu. Daha açıklanma zamanı gelmemiş olanlar müstesna...

Ve sonraki soru için Edi müsade istedi...

1. Bölümün sonu...

Sevan&Ömer 




Bu haber 7,859 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,450 µs