En Sıcak Konular

Toplumun Notası

26 Şubat 2015 10:02 tsi
Toplumun Notası Yeni bir nesil yaratıyorlar. Ruha hitap eden musıkîyi yok ederek hızlı, manâsız müzikleri gençlere, topluma empoze ediyorlar.

Toplumun Notası

Toplumun notasıyla oynayanlar, acaba doğanın notasıyla da oynarlar mıydı ? 


Bir sessizlik çökmüştü. Konuşulanları düşünüyordum. Tam bu sırada kısa boylu, 70 yaşlarında, elinde içi NEY dolu bir torba olan bir dede yaklaştı yanıma. Selam verdi. Selamını aldım. Torbanın içinden bir ney çıkararak öpüp başına koydu. Sonra da bana uzatarak:

-Bunu al Karacaoğlan dedi.

 Aldım ben de öperek başıma koydum. Gözlerime bir manâ ile bakarak;

 -Bundan sonra bunu üfle. Buna ihtiyacın olacak. Yeni bir nesil yaratıyorlar. Ruha hitap eden musıkîyi yok ederek hızlı, manâsız müzikleri gençlere, topluma empoze ediyorlar.

 Ah… bir bilinse musıkînin ruhlara, insanlara katkısını…. Bu bilinçli harekete karşı koyarlar. Ruhta âsilik oluşturacak, inceliği, duyguyu yok edecek müzikleri bas bas bağırtıyorlar Canavar bir topluma doğru itiyorlar bizi. Hem de bunu güle oynaya müzikle yapıyorlar.

Sen de bunu üfle ve sırrına var.

Hadi bana eyvallah diyerek yanımdan uzaklaştı. Elimde ney arkasından onun gidişine uzun uzun baktım. Çocukluğumdan beri saz çalardım Neyin sesine de çocukluktan beri aşinaydım. Şimdi ise elimdeydi. Dedenin dediklerini düşündüm. Çok anlamlı geldi bana. Radyolarda, televizyonlarda, orada burada, her yerde adına pop veya metal dedikleri; bir musıkîye konacak anlamı bulunmayan adlarla bas bas bağırtılıyordu. Eski türkülerimiz, sanat musıkîmiz, tasavvuf musıkîmiz kaybolmuştu gençliğin zihninden. O ince anlamlar, ruhları teskin edici nağmeler yerine kuru gürültülü şeylerle bu nesle bir şeyler anlatılıyordu.

Gerçekten toplum ruhu, büyük bir işgâl altındaydı. Kafamda bir şeyler karanlığı yırtan şimşekler gibi çakmaya başlamıştı. O nezaket toplumu gitmiş, gangster ruhlu bir toplum gelmişti yerine Tabi istisnalar başımın üzerinde. Dedeyi fareli köyün kavalcısına benzettim bir an için. Ney üfleyerek nesli götürüldüğü yerden onun ruhunu peşine takarak tekrar geri getirmeye çalışıyordu sanki. Düşündüm de toplumun; daha doğrusu insanlığın bir şekilde beyni yıkanıyordu müzikle, görsellikle, teknolojiyle…

Birileri bizim; yani toplumun elbisesini çıkartıyordu ve toplum bunların farkında değildi. Bu bir kabuk değişimi sayılamazdı. Şimdilerde toplumun sıcaklığını eski siyah - beyaz Türk filmlerinde yaşamaya ve hissetmeye çalışıyorduk. Kimi zaman Sadri Alışık filmi, kimi zaman Ahmet Mekin ve diğerlerinin nostalji filmlerinde aile bireylerinin birbirlerine düşkünlüğü, komşuluk, insanlık değerlerinin bizatihi yaşayışı, vesaire…. Şu mısraları yazmaktan kendimi alıkoyamadım.


KARTAL- PENDİK
GİTTİK GELDİK BİR FİLMİNDE SADRİ ALIŞIK
DEFALARCA GİTTİM GELDİM BEN KAFAM HEP KARIŞIK
DEFALARCA GİTTİM GELDİM BİR ŞEY GÖRMEDİM BEN
CEFAYA ALIŞIK.

Dedenin söyledikleri aklıma takılmıştı. Gözlerim İlhami Abi’deydi.Acaba bu konu hakkında bir şeyler söyleyecek miydi? Merak içindeydim. Birden;

- Bak Âdem, her toplumun, her ırkın, her bireyin ruhunun bir notası vardır, doğanın da... Eğer bir toplumun notası sol ise ve sen de onu do yaparsan o toplumun ritmi bozulur. Dedenin söylediği şey buydu. Ama buna şimdi kafa yorma, düşün yeter.

Ve bir anda bir müzisyenin “doğanın ortak notası fa’dır” dediğini hatırladım.

Bütün kainattan çıkan ve dünyadaki seslerin ortak notası: Fa. Bunu bilim adamları söylemişti bir televizyon programında.

Toplumun notasıyla oynayanlar, acaba doğanın notasıyla da oynarlar mıydı? Aklıma bazı güçlerin insanları teknolojik güçten mahrum ederek onlara şantaj yapacakları konusu gelmişti. Yani her şey beklenirdi. Vicdanını kaybetmiş bir toplumdan her şey beklenirdi.

Yüce Allah Kur’an’ ında: Arıya vahyettik buyuruyor. O arı bu vahiyle bin bir çiçekten öz alıp şifa üretiyor. Yüce Allah insana da vahyetti. Bizler de bin bir çiçekten bu acizliğimizle bir şeyler alıp niye bir şeyler üretmeyelim ki diye düşündüm. Vicdanen şunları yazmak geldi içimden:


VİCDAN
CAMİDE ARADIM, TEKKEDE ARADIM
MEVLANA’DAN SORDUM,YUNUS’U TARADIM.
AKILDA GEZDİM, FAKİRDE SEZDİM.
CIZ EDER DEDİLER DURDUM…
ALLAHIM, LUTFUNA ŞÜKÜR;
SENİ VİCDANDA BULDUM…

Oktan Keleş

Bir Meczubun Rüyası (sh.131 vd.) 

 http://vimeo.com/79213159




Bu haber 12,060 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,552 µs