En Sıcak Konular

Hacı Bektaş-ı Veli

23 Ocak 2015 08:54 tsi
Hacı   Bektaş-ı   Veli Dr. Münir Derman anlatıyor

HACI   BEKTAŞ-I   VELΠ

 

Yıldızlar vardı benim vatanımın semalarında; fakat görünmezler. Gölgeleri topraktadır onların...

Dağılmış yurdun her köşesine küme küme... Gönül gözü ister, onları görmek için... Kokuları, renkleri efsanelere, menkıbelere bürünmüş, yatar gönüllerde... Nesilden nesile söylenir sözleri.

Kudret ve güçleri dolaşır durur.

Onlar ölmezler yaşarlar. Daima ruhaniyetleri okşar, her gönül sahibi olanları...

Bal peteği gibi yıllarca işlemişler vatanımın her yerini...

Bugünkü nesle nasib değilmiş... Kim onlar?.. Türbelerinde vakur ve asil bir sessizlik içinde bekliyorlar...

Kimi, neyi?.. Utanırım bunu söylemeye..

Onlar biliyorlardı ki, birgün biz utanmayacağız... Kimdir bunlar?..

Asırlar atlayarak bir-iki tanesini söyleyeyim...

 Hacı Bektaş-ı Veli: Ne söyleyeyim O’nun için. Söze sığmaz...

 Hacı Bayram-ı Veli... Fatih Sultan Mehmed beşikte iken yaşamış, İstanbul’u fethedeceğini haber vermiş... Hacı Bayram Bugün Ankara’da bir semtin ismi o kadar...

 Hacı Şaban-ı Veli: Kastamonu’da yatıyor. İsmini bilen yok, yattığı yerde... 

*

Allah kelamı kara düşünce ve yobaz düşünce ile anlaşılmaz. Allah'ca bilmek lazımdır. Arabca ile de olmaz...

Size birşey söyleyeyim mi? Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli mükemmel Arabca bilmezlerdi.

Bu ne demektir? Amma Allah'ca bilirlerdi...

Cenab-ı Allah, dostu ile Allah'ca konuşur. Arabca değil. Senin düşüncen ile konuşur...Yalnız O’nunla konuşmak için Mi’rac olan namazda Resul-ü Ekrem'e indirdiği Arabca kelamı ile ibadet edersin. O kadar... Diğerlerini kendi dilin ile... Hem Allah her dili bilir, ‘illa ben Arabca konuşacağım’ dersen yanına bir tercüman al !

**

Hacı Bektaş-ı Veli'nin vefatlarında, Hacı Bayram-ı
Veli 14-15 yaşlarında idiler.
Hacı  Bayram-ı Veli'nin vefatlarında, Hacı Şaban-ı Veli 12-13 yaşlarında idi.

Yunus, Hacı Bektaş-ı Veli zamanında çocuk...

Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli'nin velayeti bitmiştir. Ruhaniyetleri devam ediyor.

Bugünkü asırda Muhyiddin ibn Arabi'nin ve Hacı Şaban-ı Veli'nin

velayetleri de, ruhaniyetleri de devam etmektedir.

Velayetinin bitmesi ve bazılarının  ruhaniyetinin  devam etmesi büyük bir hikmettir.

Hayatda iken velâyet sahibi olanda "tasarruf" mevcuttur.

Mekân aleminden çekildiği zaman , ancak onlara kalben rabıta kuranlara manen tasarruf edebilirler.

* * *

Allah yolunda olana; Kur'an-ı Kerim ve Resul-ü Ekrem kafidir...

Allah'ın velisi sandığın kadar çok değildir. Kendi veliliklerini bilmeyen asıl  "veli"lerdir ki

Resulullah'ın ruhaniyetinin habersiz mümessili onlardır.

Anadolu'da, Hacı Bektaş-ı Veli  zahir uleması ile  mücadelenin başında gelir.

Lisanı, ananeyi, imanı Anadolu'da kurtaran ve yoğuran Hacı Bektaş-ı Veli'dir.

Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Şaban-ı Veli: İşte

Yesevi'nin görünen keramet ve büyüklüğünün müridleridir.

 

Yedi asırdan beri her sene meyve veren bir karadut ağacı vardır; Hacı Bektaş-ı Veli 'nin türbesinde. Horasan'dan gelme...

Yolun oraya düşerse bu dut ağacından bir parça yaprak ye. Sebebini sorma. Korkma hayvanlaşmazsın. Ot yiyenlerden olmazsın. Bu kara dut için Hacı Bektaş-ı Veli şöyle demiş : "-Bu ağaç dut verdikçe bilesiniz Anadolu bizimdir..."

Kara dut: Ahmet Yesevi'nin devamı olan Bektaş-ı Veli'nin ruhaniyetinin devamını bildiren maddi meyve...

Hurafeleri at. Doğruyu söylüyorum: “Şu karadut ağacı meyve verdikçe bilesiniz. Anadolu bizimdir...”

 

ANADOLU'NUN   ÜÇ  "HACI"SI

 

Anadolu'da hacılık ve veliliklerini aşikâra vuran ve ilan eden üç büyük güneş vardır: Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Şaban-ı Veli...

Bu merkezler Anadolu'nun manevi gücünün menbalarıdır. Onların ve onların yetiştirdiği büyüklerin manevi kudret ve dualarıyla duruyoruz.

Kabirlerini ziyaret ediniz. Orada arşa yükselen pencereler görebilirsiniz.

Boş taraflarınızı onların haykırdığı  "ALLAH" ile doldurunuz.

Ruhaniyet-i Resulullah ile yıkanınız. O zaman ne ölür, ne kurur, ne yıkılırsınız.

       

"ELİNE - BELİNE - DİLİNE..."

 

Hacı Bektaş-ı Veli evlenmemiştir. Bu sözü ile evlidir.

Kadın. 

Ev.

Harem. 

Aile.

Allah'ın verdiği en büyük nimetlerdir. Dünyada en mukaddes bir ibadet mescididir.

Kadın; ailenin, devletin temeli, evin her türlü ziynetidir.

Kadını sevmek en büyük ibadetdir. Bu formül Resulullah'ın bildirdiği İslâm’ın vahdet ve birlik ilahi sembolüdür.

Erkek, kadının kölesi olursa; kadın erkeğin cariyesi olur. Erkek, kadının kölesi olmak mecburiyetindedir.

Bu esas aile birliği, Hacı Bektaş-ı Veli'nin şu sözünde perdelenmiş açık berrak bir süretde haykırılmıştır.

"Eline, Beline, Diline... Allah'ın emrine göre hakim ol.” Bu erkeğe hitaptır. Zira kadın ziynet ve nimettir.

Allah'ın emanet ve hediyesi olan kadını her şeyden erkek korur. Bundan ötürü haremine sahip çıkmıştır.

Kadın haremde ailenin, devletin temelidir. Erkeğin esiri değil... Evinizi bozmayın. Sıkıntı ve dertlerine tahammül edin. Bu sabırdaki güzellik ve zevki duyun. Yaşamak zaten budur.       

 GARİB 

Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerine bir gün bir garip gelmiş.

“-Ya Sultanım, bana öğüt ver de yapayım.”

“-Hiç yapmadığını yap...” demiş.

Garib, “-Yapmadığım kalmadı. Yok...” demiş.

“-O halde bütün yaptıklarına tövbe et...   Sonra gel kulağına bir şey söyleyeceğim...”

Garip adam gitmiş. Bir sene tövbe etmiş. Başkalaşmış, tekrar gelmiş Sultan’ın huzuruna, “-Efendim dediklerini yaptım. Kulağıma birşey söyleyecektin.. Buyurun.” demiş...

Sultan : “-Yanaştır kulağını, tövbe ettiklerine tekrar başla, tekrar gel..” demiş...

Garip gitmiş, bir sene sonra tekrar gelmiş. “-Yaptım efendim..” demiş.

O zaman koca Sultan: “-Hayvanlar insanları kabul etmezler. İnsanlar ne kadar zorlasalar onların kadrosuna giremezler. İnsanlar bocalamalarında, tahkir makamında hayvanların isimlerini kullanırlar. Halbuki hayvanlar en temiz mahluklardır. Onlara sual yoktur. Sual ve azap olmadığı halde insanların emrine verilmişlerdir. Bu sözlerimden bir şey anlamadın hiç... Eşek...”  demiş...

“Sen dediklerimi yapmakla insan olduğunu isbat ettin... Hak'kın emri böyle, muradı böyledir.”         

 

 Dr.  Münir  Derman


 Ankara, 30.8.1986




Bu haber 18,176 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,953 µs