En Sıcak Konular

Kalperence Tefekkürler-1

13 Kasım 2014 08:30 tsi
Kalperence Tefekkürler-1 Kalperen kardeşlerimiz Oktan Keleş'in yazdıkları üzerine tefekkür denizlerine daldılar...


Okumaya Çalışma-1   
 

Kulbak Bilge Serisi’nin başlangıcı ANT-1 kitabı. ANT-2 Kitabının en sonu Karanlık Sırrı...Kulbak Bilge Serisi “Cinler” ile başlıyor ve hem karanlık sırlarından hem evrensel sırlardan hem de Türklük sırlarından bir çok bilgiler veriyor.   

 ANT-1 Kitabının ilk kısmında bulunan kristal kafatasının incelenmesi sonucunda:   

“İkra...Bismi rabbikellezi halak” (Oku...Yaradan Rabbinin adıyla Oku...O seni alaktan yarattı...)   

“Allah Allah ...Yaradan önce KENDİNİ OKU” diyor....   

Yani hem ANT kitaplarında hem de Kulbak Bilge serisinde kendi hayatımızı okumak için bir çok ipucu gizlenmiş. Oktan Hocam çizimlerinde ve anlatımlarında bazen sembolik anlatımlar kullanıyor, bazen de görünenin ardındaki görünmeyi görebilmemiz için resimlerin altlarına başka çizimler gizliyor. Amaç farkındalığımızı artırmak ve gönül gözlerimizi açmak. Allah razı olsun ondan.   

 Mesela Ant-1 kitabındaki elin soluk parmağı benim bir çocukluk anımı çağrıştırıyor, kimselerin bilemeyeceği. Kendimi analiz etmem sonucu kalem ile açığa çıkacak olan her neyse (yazarlık, ressamlık, şairlik?) bu sebeple ortaya çıkamamış gibi...   

 Hepimiz Seferiyiz, nerden gelmişiz nerelere gideriz?   

 Bu sesi dinlediğimde ilk aklıma gelen Hz. Mevlana’nın şu sözleri oldu:   

 Unutmayın Dünyada Yaşamıyorsunuz, Dünyadan Geçiyorsunuz…   

Kulbak Bilge-14’deki “Türklerin Yasak Kitabı”ndan öğrendik ki, kimbilir nerelerden gelmişiz nerelere gideriz?   

 Nasıl İZ’ler bırakmışız, bizde kimlerin İZ’leri olmuş? Kendi kendimize sormalıyız.   

 Devam ediyor ANT-1 kitabı, yaradılış sırlarını anlatıyor...Kuranı hiç bu gözle okumamışızdır belki de...   

Şeytan’ın adımların izlemeyin...Bakara 208   

Şeytanın ideal Adem suretlerinden bahsediyor, atletik, kaslı göbeksiz erkek, manken ölçülerinde kadın. Şeytanın yarattığı bu ideal ölçüler bir çok çocuğun, bir çok gencin ölümcül psikolojik hastalıklara yakalanmasına, günaha girmelerine, israf etmelerine neden oluyor. Bu imajlar şeytanın etkisiyle adeta toplum tarafından putlaştırılıyor. (Bu hastalıklara yakalanmış biri olarak Allahım beni affetsin.)   

 Eski sayılara göz atıyorum dönüp dönüp. 51. Sayfadaki (Kulbak Bilge-6) çizimler ve kutsal rengimiz turuncuyu sevdirdik sözü günümüzdeki Yeni Çağ öğretilerini çağrıştırıyor. Bu öğretiler (Reiki-Meditasyon, Yoga vb. ) ve enerji çalışmaları, uyumlamaları son derece pozitif niyetli şifa çalışmaları gibi görünse de aslında şeytana hizmet ediyorlar, bir çok iyi niyetli insanın da tuzağa düşmesine sebep oluyorlar. Bu yüzden çok büyük bir tehlike söz konusu.    

İslama, namaza, duaya, zikre alternatif olmuşlar ve çoğu insan iyiliğe hizmet ettiğini zannediyor. Şeytan kundalini enerjisini kullanarak çakraları açarak hızlı yoldan Nirvanaya erişmeyi vadediyor, sahte cennetler yaşatıyor enerjetik olarak. İslamın gücü sabırken, şeytanınki sürat, hız. Tavşan da hızın ve cinselliğin sembolü (playboy)(bunlar yazılardan benim çıkarımlarım, kusurlarım affola) Kulbak Bilge 15’deki 7 tane şeytan sureti de omurgadan çakraların içine yerleştirilmiş tıbbın sembolü Kadüse’yi çağrıştırdı nedense.   

Şeytan kundalini enerjisi vasıtasıyla , alenen yapılan cinselliği ve şehveti bir dönüşüm ve erme aracı olarak gösteriyor.(Davinci Şifresi kitabındaki masonların ayini) Enerji temizleme, şifa çalışmaları masum insanları kandırma yöntemi olmuş. Kulbak Bilge 15 sayfa 204’deki masum bacılar da temizleme çalışması içindeler. Ama sağ taraftakinin duruşu yoga duruşunu andırıyor ve başında bir kuru kafa çizimi gizli. Bir sonraki sayfada da başına sanki kocaman bir kobra yılanı sarılmış, fettan bir bakışı var. Elinde sıktığı çamaşır Oktan hocamın ve sevgili Kalperenlerin yeni ziyaret ettiği yılanlı sütuna benziyor sanki. Çamaşırın hemen altında 9 sayısı var ve bacağında tavşan silueti. Bu kadın iyiliğe hizmet ediyormuş gibi görünen aslında 9’lar için çalışan büyücü bir kadın olabilir mi?    

Gene çizimlerin içinde çocukluk anılarıma rastlayıp tefekküre dalıyorum. Çamaşır makinası, dikiş makinası beni eskilere götürüyor ve kendi zaaflarımı farkediyorum. Çizimin aynısı dikiş makinasıyla, anacığımın diktiği kıyafetleri beğenmemem, konfeksiyon istemem. Arkadaşlarımın annemin diktiği ve çok severek sık sık giydiğim bayramlığımla, “Başka kıyafetin yok mu” diye dalga geçmeleri. Bu anıları Oktan Hocam nerden biliyor, bence her birimizin içini görüyor.   

Temir’in Kaması neyi sembolize edebilir hayatımızda. Bir tür güç ve korunma aracı...Yaşamımızda kaybettiğimiz veya elimizden alınan , çalınan, kaybolan güçler neler? Nerelerde savunmasız kalmışız, kimler çalmış gücümüzü.   

Örneğin ressam olma potansiyeli olan birinden kalemi çalınıp yerine teknolojinin her türlü imkanını vermek (photoshop?) bir tür kamayı kaybetmek ya da çaldırmak olabilir mi?    

 Güce yüklediğimiz değerler neler? İtibar, kariyer, saygınlık, para, mevki, koltuk, yetki? Yoksa kendinin iç potansiyelini ifade edebilme gücü, yeteneklerini ortaya çıkartabilme, iç huzuruna kavuşup gönülden, kalpten açılıp ilahi potansiyeline erebilmek mi?   

 Sayfa 83’deki (Kulbak Bilge-9) kırmızı horoz şekerinin benim hayatımda bir anlamı var mesela, nedenlerimi farketmeme yardım etti bu çizim.   

 Deruni Devlet Kitabı sayfa 42’deki sırlı resmin içinde Batman’e benzeyen yarasa adam görmüştüm. Aynı onun benzeri Sayfa 217’de (Kulbak 15) Arıl Aşina’nın yüzüne vurmuş gibi. İşyerimde güpe gündüz koridorda yarasa uçarken gördüm. Hayırdır İnşallah. İnenler yarasa adamlara mı benziyor ki?   

 Sayfa 218’deki (Kulbak 15) gök gözlü Ayboldi Ata’yı hem Zülkarneyne hem de sevgili Atatürk’üme benzetiyorum. Göğsündeki Kayı Boyu Damgasının soldaki I’sının ucunda şeytanın 3’lü çatalı, sağdaki I’sının ucunda Zülfikar var gibi. Ortadaki Y (hilal?) rahmanla şeytanın savaşında bir denge unsuru ya da dönüştürücü olabilir mi. Kulbak Bilge’nin en başında Cinlerin simyasından bahsetmişti, bununla ilgili olabilir mi?   

 Ata’nın elindeki asanın ucunda bir Mevlevi (Semazen?) Dikilitaşa sarılmış sanki, sağ kolu Hilal, boynunda Kızıl Elma var. Bu bilge kişi dualarıyla Dikilitaşlardan gelen büyüyü etkisizleştiriyor olabilir mi?   

 Oktan Hocam’ın büyüyle ilgili “Öteki Gündem” deki programı çok ilginçti. Tam da Harut Marut’un bakın bunlar şeytan işi yapmayın sakın dediği gibi anlatmasına rağmen, sanki büyüye özendiriyormuş gibi kullanılmış. Eee...şeytanilerden başka bir şey de beklenemezdi zaten.  

Kulbak Bilge 15’in sonundaki 4 kişiyi 4 elementle özdeşleştiriyorum.   

Sayfa 215, Aka Atay Kutaş İlhami Abiye benziyor, duygusal birisi. Su gurubu olduğunu düşünüyorum.   

 Öbge Babrak da Aka Atay’ın gençliğine benziyor. Kolundaki kuş Anka Kuşu gibi. Küllerinden yeniden doğmayı temsil eden bu kuş Ateş elementiyle ilgili. Ateş elementinin Oktan Hocamın kitaplarından aynı zamanda ışınlanmayla da ilgili olduğunu öğrenmiştik.   

Divanın kız üyesi Arıl Aşina Kulbak Bilge 13’ün sonundaki Oğuzkağanın eşinin gençliğine benziyor. Dönüştürücü Hava elementi diyelim.   

(Oğuz Kağan’ın eşinin sol gözünde Y harfi var. Kayı boyu damgasındaki Y ise ve dönüştürücü bir özelliği varsa gözlerinde bakışlarında böyle bir özellik var demektir. Yüzünün önünde ve başının arkasında ışınlar var. Ve sol tarafta bir Kurt. Göğsünde taşıdığı Yada Taşı bir çok bilgi yüklü. )   

En Bilge Ay Boldi Ata ise Kulbak Bilge – 4 sayfa 37’deki Oğuzkağana (Zülkarneyn)’e benziyor. Toprak elementi. Kayı boyu damgasını göğsünde taşıyor.   

Sayfa 38’de Kayı Boyu damgasının 4 elementle birleşmesinden Kurtun sembolünün çıktığını öğrenmiştik.   

Nasıl ki Hun tufanı ile Nuh tufanı arasında bir paralellik varsa (yansıma gibi) bu dört kişinin bir araya gelmesinin de burada bir yansıması olabilir mi? Yani bu 4 element 1 kişide birleşmiş olabilir enerjetik olarak. Bu kişi de çok özel bir kişi olabilir mi?
Verilen tarih Yay burcu. 2+12=14, 1+4=5  
 

Bu tarihte ayla yıldız bir araya gelerek yeni bir yıldız mı doğacak acaba?   

Ata’nın göğsündeki Kayı Boyu damgası üzerinde tekrar düşünüyorum. 

Sol tarafta şeytanileri yani Mısır Piramitlerinden giriş yapan ve büyüyle insanlığı etki altına almaya çalışan varlıkları temsil eden I, Sağda Allahın Arslanının kılıcı Zülfikar, yani Hilaliler ve Melamiler. Ortada Ok ve Yay şeklinde çizilmiş Y harfi. Dönüştürücü bir dişil enerji diyelim.   

“İstanbul’un Kadim Sırları” adlı bir kitapta Ayasofya’nın “Dünyanın Merkezi” olduğunu ve orada çok özel bir dişil enerji olduğunu okumuştum. Belki de dünyanın akıbetini değiştirecek güçte. Hristiyanlar bu yüzden mi Ayasofyanın peşinde?   

Oktan Hocam, Ayasofya daha ortada yokken o bölgede Hun otağlarının bulunduğunu anlatan aşağıdaki programı yapmıştı.   

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3319   

 Kulbak Bilge sayfa 187’deyim. Şeytanilerin en çok korktukları şey GERÇEK AŞK’dır çünkü gerçek aşk dönüştürücüdür ve insanları İlahi aşka götürür. Bir Meczubun Rüyası 1. Kitapta İlhami abi Aşk Bineğinden bahseder, aşk bineğine binerek bana gelin demiş Allah. Bunu engellemek için aşkı seks ve zina boyutuna indirgeme çabası içindedir şeytan. Burada erkek ile kadın arasına 9 düğümlük bir zincirden büyü yapılmış gibi. Teknolojiyi de kullanarak gerçek aşk potansiyeli olabilecek kişilerin aralarını bozmaya çalışır.   

 ANA-DOLU’daki kadınlarımızın da (demir ninelerimizin, müminlerin annelerinin, nuru taşıyanların) mayalarını bozup birer tanrıçaya dönüştürme gayretindedir. Hz. Haticeleri, Hz. Fatmaların, Hz. Meryemlerin yerine, Belkısı, Afroditi, Mona Lisayı yerleştirmeye çalışır. Toplumun ahlakını bozar ki Gerçek Aşk olmasın, rahmanın nuru doğmasın. Bunun içinde Cinlerin Firavununu, Medusayı kullanır. Cinler sudan nefret eder. Halfeti bu yüzden mi sular altında bırakılmıştır?   

Kulbak Bilge 15. Bölüm ile ilgili düşünmeye devam ediyorum. Bu bölüm çok fazla çekti beni, çok fazla şey çağrıştırdı. Sayfa 195’de Latif Babanın geçmişine gitmesiyle Oktan Hocam bizi de geçmişimizle, gençliğimizle yüzleşmeye davet ediyor...Hazır mısınız? diyor.   

 Bölümün içindeki Sfenks ve Mısırlılar meselesi 2000’li yılların başlarına götürüyor beni. O dönemde Oktan Hocamın kitapları yok, metafizik aleme karşı bir ilgim var. Yeni Çağ kitapları piyasaya sürülüyor. Hem ruhsal güçlerimi geliştirmek hem de insanlara faydalı olmak istiyorum.Yeni Çağ kitaplarında (Örn. Sınırötesi Yayınları) Mısır Piramitleri hep özel ve kutsal inisiyatik mekanlar gibi anlatılıyor. Hatta aşağıdaki şemayla çok sık karşılaşıyorum.   

 http://www.historicalsense.com/Archive/CG/CG.htm  

Her şeyi gören göz Deccalin Gözü değil Yaradanın Gözü gibi anlatılıyor. İslam, Yesevilik, Mevlevilik hep buralardan gelme güya. Masonluk da başka bir dal. Oktan Hocamın anlattıklarının tam zıddı yani.   

Bütün öğretilerin birleşeceği Yeni Bir Dünya Dinine davet var. Şeytan somut bir varlık olmaktan, apaçık düşmanımız olmaktan çıkarılmış, egoya, nefse indirgenmiş. Hatta korkularımız şeytan olmuş. Bir yandan Kuran bilgileri siliniyor hafızalardan, fark etmiyorum.   

İnsanlara faydalı olmak için enerji çalışmalarına katılıyorum. Bir master beni yetiştiriyor. Bu kişi sayfa 103’deki (Kulbak-11) Kırmızı Şemsiyeli Kadını andırıyor. Durugörür, elleriyle hem aura temizliği yapıyor hem de bilgileri okuyor. Kurma karmalarla beyin yıkıyor da denilebilir, o zamanlar anlamıyorum. 

Uzaktan enerji gönderme çalışmaları da yapıyor. Bana beyaz bir tavşan uygun görüyor  temsilen.   

Şimdi sevgili Erol Elmasın aşağıdaki yazısı daha da bir anlam kazanıyor.   

 http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1886   

Aynı zamanda farklı bir enerjiye kanal da oluyor. Nasıl bir kanal olduğunu ve kendime ne büyük zararlar verdiğimi anladığımda çok geç oluyor.   

Yeraltına, gölgeler diyarına iniyorum. Defalarca ölümlerden dönüyorum.   

Mısırdaki Giza ve Sfenks kutsal mekanlar, özel inisiyasyonlar yapılıyor. Kulbak 15 sayfa 184’deki bilgiler tam tersi şekilde anlatılıyor.   

Rüyalarım, anılarım tüm hayatım ustaca çalınıyor. En önemlisi bu kadın Kabala büyüsü ile uğraşıyormuş. Düğümlere üfleniyor. Sonradan öğreniyorum.   

Bunları benim gibi iyi niyetle bu işlere girecek olan arkadaşları uyarmak için özellikle anlattım. Bu tür enerji çalışmaları çok tehlikeli. Lütfen dikkat!   

“Kim benim zikrimden yüz çevirirse ona arkadaş olarak bir Şeytan takarız” ayetini bire bir yaşadım.   

 Sevgili Atatürk’ümün dediği gibi:
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut”  
 

Türklüğün sırlarını taşıyan DNA’mızı, rüyalarımızı, enerji bedenimizi kimselerin ellerine teslim etmeyelim.   

 Allah’ımın Kuranda haram kıldığı her şeyin , bu bilinçle anlayalım ya da anlamayalım bir nedeni var ve bizim iyiliğimiz için yapılan tavsiyeler onlar. Eğlence amaçlı sohbet arasında baktırılan kahve falı bile başka boyutlara kapılar açıp bizi tehlikeye sokabilir. Boş yere şeytan işi pislik denmemiş Kuranda. Rüyalarımızı kimselere anlatmayalım. Aşağıdaki röportaj çok önemli:   

 http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1592  

Allah’ıma şükürler olsun ki beni yeniden huzuruna kabul etti. Beni tekrardan Kuran'ıma, namazıma, zikrime döndürene şükürler olsun. Büyülenmiş, bulanmış, abuk subuk bilgilerle doldurulmuş beynimi kitaplarıyla yeniden aydınlatan sevgili Oktan Hocama şükürler olsun. Tüm Onaltıyıldız ailesine şükürler olsun. 

 Ayşecik  

   




Bu haber 8,585 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    1. OKER Teorisi Alametleri

    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,793 µs