Mayruk'un İstanbul Planları

 - İstanbul'a bunun yüz katı şehirler, alışveriş merkezleri inşa edeceğiz. Dağ, taş şehirleşecek. Ormanları bile şehirleşecek.

- Yavaş yavaş işleyen bu planla para şehrine dönecek.

- İsmi para ile anılacak.

- Böylelikle hızla şehirde dönüşüm yaşanacak.

- Bütün şehir alışveriş şehrine dönecek.

- Bu şehre gelenler sırf bu iş için gelecek.

- Tüm dünya malları burada tüketilecek.

- Tüm dünyanın para merkezlerinden biri olacak.

- Her yapı buna hizmet edecek.

- İstanbul'un ruhunu para ile satın alacağız 

Şimdilik bu kadar büyük krallığımız için.

Mayruk susmuştu. Ondan sonra başka bir ses duyuldu. Belli ki yerli mensuplardan biriydi:

- Efendimiz Mayruk burada şehriniz Stancity ziyaretinizde bizi de şereflendirdiniz. Biz köleleriniz krallığınızın sadık hizmetkarlarıyız. Stancity'nin altın anahtarlarını ellerinize teslim etmek en büyük emelimizdir.

Bu küçük bir konuşmada Stancity dediği İstanbul'muş. İstanbul'un onların aralarında konuştukları isimlerinden biri olduğunu öğrendim.

On dakika sonra sesler kesildi ve ayini bitirerek gittiler.

Bir müddet sonra Latif Baba duvarın bizim bulunduğumuz kısmında ellerini gezdirdi ve açılan döner kapıyı buldu. Kapı açıldı. Acil durumlarda yaptıkları çıkış kapısından onların ayin odalarına girdik. 

Burası altıgen biçiminde bir mekandı. Büyük -bronz olsa gerek- altına benzer bir heykel vardı ortada. Her biri bir adam büyüklüğünde 12 inek ve ineklerin üzerinde büyük bir kazan vardı. Kenarda bir masa bulunuyordu. Üzerinde rulo şeklinde kağıtlar duruyordu. Latif Baba hiçbir şeye dokunmamamız için bizi uyardı. Bu odada sık sık parmak izi taraması yapıyorlarmış. Kağıtlarda aldıkları talimatlar vardı. Rulo kağıtlardan birini Latif Baba eli değmeden, cebinden çıkardığı iki kalem yardımıyla araladı. Aralanan kısımda İbranice yazılar vardı. Arada Türkçe yazılar görülüyordu. Okuyabildiğim kadarıyla ünlü bir iş adamının ismi ve bazı yazılı talimatlar…

Örneğin:

Plastik para kullanımının arttırılması. Reklamlarda kullanılacak malzemeler, konular, renkler, müziklerine kadar yazılıydı; hangi tekniklerde yapılması gerektiğine varana kadar… En önemli unsur ise reklamlarda kullanılacak malzemeydi: Melekler. Ben bunu melek figürleri zannetmiştim. Oysa Latif Baba gerçeği şöyle anlatmıştı:

- Melekler denilen çocuklar, sabiler. Şeytan'ın reklamının meleklerce yaptırılması. Bu bilgi çok dehşet vericiydi. Bunu hiç böyle düşünmemiştim. Reklamlardaki çocukların, bebeklerin kendi iradeleri dışında kullanılması ve böylesine hangi yönde hizmette...

Odanın kenarında yere mezar gibi inilen, küçük odacık gibi yuvarlak bir yer vardı.Latif Baba bilgileri vermeye devam ediyordu:

- Meksika'da çok eski uygarlıkların yarı yeraltına gömük gizli tören odası. Bu odalar dairesel olur ve odanın biçimi evreni simgeler. Buralara "kiva" denir. Kivalara ancak erkekler girebilirdi.

12 inek heykeli hakkında da şu bilgileri verdi:

- Bunun orijinali ABD'de, Utah'ta Mormonlar tapınağının içinde bulunur dedi.

Bunlardan başka Latif Baba 12 öküz tarafından taşınanın vaftiz leğeni olduğunu ve Mormonların uydurma, efsanevi, sahte bir peygamber ismi olduğunu anlattı.

ABD'de 1830'lu yıllarda kurulan gizli dinî bir akım. Kehanetlerine göre burada Yeni Kudüs olacaktı. Utah'ta bunun üzerine büyük bir kent kurmuşlar. Daha sonra araştırdığımda Mormonlarla ilgili birçok bilgiye ulaşmıştım. Kurdukları kentin adı Salt Lake City.

Stancity'le bağlantı kurmak zor değildi. Anlaşılan tüm bunlar; eski sapkın uygarlıkların ritüellerine bağlı gruplar, İstanbul'da iş adamları arasına sızmıştı.

Oktan Keleş

Asa Kitabı (357-358)