20 Mart 2015

Türk ve Dünya Tarihi Açısından Önemli Bir Keşif

TÜRK VE DÜNYA TARİHİ AÇSIDINDAN ÖNEMLİ BİR KEŞİF:

KRAL ARTHUR TÜRK ÇIKTI!

YUVARLAK MASA ŞÖVALYELERİ TÜRKLERDEN BATI’YA GEÇTİ!

KAYI BOYU DAMGASI’NIN DOĞUŞU

CUMHURBAŞKANLIĞI FORSU’NUN KAYNAĞI 20.000 YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR!

OKTAN KELEŞ’TEN TÜRK TARİHİNE BÜYÜK BİR HİZMET DAHA…

FOTOĞRAFLAR VE VİDEO GÖRÜNTÜLERİ…   

Türk  ve Dünya tarihi açısından çok önemli bir keşif için Oktan Keleş ve ekibi Türk Uygur topraklarındalar.  Köye teknolojik alet sokmak oldukça  güç, çünkü Çin askerlerinin sıkı kontrolleri var.

Oktan Keleş liderliğindeki araştırma ekibi Uygurlu bir ailede misafir oluyorlar. Ekip, Uygurların, “Gök Çadır” dedikleri  ve yüzlerce birbirine benzeyen doğal tepe ve mağaralar üzerine inşa edilmiş piramitimsi yapıları şaşkınlıkla inceliyorlar. Büyüklü küçüklü kurganlar, tümülüsler… Buradaki yapılar Mısır piramitleri gibi üçgen değildi. Uygurlar bu yapılara çok güzel bir isim bulmuşlar: GÖK ÇADIR!

Binlerce yıllık bir mezarın emanetçisi olan ailenin en yaşlı üyesi 103 yaşındaki Uluç Bey bu mezarla ilgili bilgileri anlatıyor. Binlerce yıldır bu sırrı nasıl sakladıklarını ve emanetçiliği… Uluç Dede 80 yıl önce bu mezarlardan birine indiğini ve gördüklerini anlatıyor. Çinliler bu mezarları bilmiyorlar, bilseydiler şimdiye kadar çoktan yok ederdiler…

Uluç Dede’nin oğlu Hacı Oğur Bey’in en küçük oğlu ile birlikte bu anlatılan mezarın olduğu mağaraya gidiliyor…

53 metre derinliği olan bir mağara burası. Etraf zifiri karanlık ve su var. Toprak ve kaya çökmeleri olmuş. Sürünerek mezara inildi. Yukarıdaki ekip iple Oktan Keleş’i mağaranın dibindeki mezara indiriyor. Basınç yüzünden nefes almakta zorlanılıyor. Bu üçüncü deneme oluyor. Daha önceki ikisinde başarısız olundu. Üçüncü denemede Oktan Keleş nihayet tarihi değiştirecek kalıntıların önünde. Bol bol fotoğraf ve video görüntüleri çekiliyor.

Burasının tarih açısından ne önemi var?

Eski Türklerde, ölen kişi; atı, kılıcı ve kurdu ile birlikte gömülürdü. Burada da aynı manzara ile karşılaşıldı. 

Bu mezar yaklaşık 20.000 yıllık bir mezar.

Türk ve Dünya tarihinin sırlarının saklandığı mezarlardan birisi burası. 

Kayı Boyu Tamgasının doğuşunun sırrı burada saklı.

 

Resimleri çektikten sonra köye döndüğümüzde, resimleri Uluç Dede’ye gösterdik. Uluç Dede “Gençliğimde gördüğümde bu resmin bacaklarının olduğu kısmın altında bir dağ keçisi motifi  vardı. Mağaranın sarkıtlarının akıntısından onlar gömülmüş” dedi.

Uluç Dede’nin anlattığı şu şekildi:

 

Bu mezarda yatan kişi Oğuz Kağan’ın Alp’i  “KALKAN USTA” idi.

Gergedan boynuzundan yapılmış oldukça büyük bir miğfer vardı:

At ve kurt başı fosilleri göze çarpıyordu:

 

 

 

Bir tepsi büyüklüğünde, kalkan şeklindeki yuvarlak taş ve üzerinde  Hilal’in etrafına dizilmiş 16 kurt başlı kılıç dikkat çekiyordu. Tıpkı bugün Cumhurbaşkanlığı Fors’ unda olduğu gibi Güneş betimlenmişti. 

Şimdi gelelim bu önemli keşfin Türk ve Dünya tarihi açısından önemine:

Burada yatan kişi “KALKAN USTA” dedik.  Bir başka deyişle AMANTUR ATA.  Peki Kalkan Usta  isimi  Batı’ya geçerken acaba ne olarak geçti? Batı’da kullanılan isimleri ise şöyle:

Gawain, Gwalchmei, Gualguanus, Calcanus, Gauvain, Walwein…

(Gawein ilginçtir Kelt’lerde Kurt Savaşçısı olarak bilinir.)

 

Kalkan Usta Batı’da Galganus olarak  bilinirken AMANTUR ATA ne olarak bilinecekti?

ARTHUR.

Yani İngilizlerin Kral Arthur efsanesinin kökeni de AMANTUR ATA’ya dayanıyordu, bir başka deyişle  KALKAN USTA’ya. Kalkan Usta ile AMANTUR ATA aynı kişilerdi. Batı’da ise bu iki isim ayrı kişiler olarak bilinecekti. İlginçtir ki, Batı’da da Kral Arhur ile  Galganus birlikte anılacak, Galganus (Kalkan Usta)  Arthur’un yeğeni veya şövalyesi olarak bilinecekti.

Kral Arthur’a, Britanya mitolojisindeki efsanevi Camelot kralı denilecekti. 

Camelot ise  bildiğimiz ÖTÜKEN idi. Kral Arthur'un mezarının Avalon'da olduğu iddia ediliyor. Avalon ise avalanı (avlan) idi.

Arthur adına ilk kez, 6. yüzyıla tarihlenen, erken dönem Kelt halk şiirlerinde rastlanılmıştır. Kral Arthur hakkındaki ilk öykülere ise Ortaçağ'da yazılmış romanslarda (*) rastlanır.

Kral Arthur efsanelerinde ejderha geçer. Oysa ejderha motifi Asya kökenliydi.

Arthur efsanesi ile ilgili en önemli kaynak Monmouthlu Geoffrey'in 1136 yılında yazdığı Britanya Kralları Tarihi’dir. Arthur'un kökeni ise Batı’da hala bir tartışma konusudur. 

Arthur ismi Etrüsklerden geçmedir ve Etrüksler’de yeni keşiflere ve araştırmalara göre kesinlikle Türk’tür.

Amantur ismi bugün hala Uygurlarda isim olarak  kullanılmaktadır. Hatta Türkiye’de de soy ismi olarak kullanılmaktadır.

Gelelim Yuvarlak Masa Şövalyeleri’ne:

Britanya mitolojisinde  geçen, Kral Arthur'un maiyetinde olan en yüksek şeref rütbesini almış kişiler olarak anlatılırdı şimdiye kadar.

Oysa Yuvarlak Masa Şövalyeleri’nin aslıda bu keşifte saklıydı. Yukarıda da  anlattığımız;  tepsi şeklindeki kalkan gibi olan  taşın üzerindeki şekilde de görüldüğü gibi hilalin etrafındaki 16 kurt başlıklı kılıç bu efsanenin asıl kaynağı idi.

Oktan Keleş ve ekibinin bu mağaradaki keşifleri ile:

Yuvarlak Masa Şövalyelerinin aslının Türk olduğunu,

Arthur veya Galganus’un Türklerden alındığını açıkça ortaya koymaktadır.  Bu keşiften sonra, Batı’daki bir çok mitoloji ve efsane çökmüş durumdadır.

Kayı Boyu Damgası’nın doğuşunun kaynağı,

Cumhurbaşkanlığı Fors’unun kaynağının en az 20.000 Yılık olduğu

Fotoğraflar ve video görüntüleri de bunu açıkça göstermektedir. 

Video ve daha geniş fotoğraflar için:

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3914 (Türkçe)

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3929 (İngilizce)

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3932 (Almanca)

 

 

Emir Yıldızdan      

buulkem@gmail.com

Twitter:@emiryildizdan

14.03.2015 

 

(*) Romans, özellikle Ortaçağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türü.

Bu yazı 8,213 defa okundu.