En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
1 Kasım 2011

9’ların 16’lara Meydan Okuması



Oktan Keleş, 2006 yılında çıkan Melâmi Savaşları” Kitabında İstanbul'un siluetinin değiştirilmeye çalışılacağını açıkça yazmıştı. Daha ayrıntılı bilgi için. (sh.241-245)

 


                    İstanbul'un bilinen tarihi silueti                                   Yeni oluşturulmak istenen siluet


Kitapta konuyla ilgili şu bilgiler veriliyordu:

" Tüm bunlar Haçlı konseyinin ve Şeytanîlerin işi. Yazıyorlar senaryoyu. Oynatacakları oyuncuları da bizzat oyuna sahne seçtikleri ülkelerden buluyorlar.

Gelelim İstanbul üzerindeki diğer senaryolarına; yani projelerine.

En büyük  projelerinden biri İstanbul ile ilgili. İstanbul’u İstanbul olmaktan çıkarmak.

Nasıl diye merak ediyorsun? Ne demek bu diye? Hemen söyleyeyim:

Her şehrin bir ruhu vardır. Bu ruh kimi zaman o şehrin tarihiyle, kimi zaman mimarisiyle, kimi zaman bulunduğu coğrafyasıyla,kültürüyle hayat bulur.

Tüm bu anlattıklarımızı iyi anlamaya çalış. Hepsi insanların psikolojileriyle, bilinçaltlarıyla; dolayısıyla ruhlarıyla alakalı konular.

Devam edelim: Her şehirde demin saydığımız unsurlardan birkaçı bulunur.

Bu unsurlar insan zihninde ortak bir olgu oluşturur. İstanbul, isminde bu unsurların tümünü barındırır. Bir insan İstanbul’a baktığı zaman ne görür? Bir resme baktığı zaman ne görür? Tarih, mimarî, kültür, maneviyat...Tarihini görür; binlerce yıllık tarihin akışını değiştirmiş hadiseleri.Mimarisini görür; Osmanlı’nın tüm muhteşemliğini,o eşsiz camileri,vakıfları,külliyeleri..

İşte bütün bunlar bakan insanın zihninde bir anda bir olgu hâline gelir ve bu olguların toplamı İstanbul oluverir. Demin söylediğimiz tarih olgusunun adeta tamamını içinde barındırır.

Burayı iyi anlamak lazım:Tarih görür derken bu tarih binlerce yıllık bir akış, hadiseler silsilesidir. Bu silsilenin akışında mimarileri, kalan yapıtları vardır.

Örneğin Bizans kültürü: Sarnıçlar, saraylar, Galata Kulesi,Kız Kulesi, surlar ve anıt dikili taşlar...Bu mimarî, bu kültür binlerce yılın ürünüdür. Fakat söylemek istediğimiz şudur: Bütün bu binlerce yılın ürünü olan kültürün üzerine öyle bir kültür, öyle bir mimarî gelmiştir ki adeta İstanbul’un geçmişteki binlerce yıllık kültür mimarisini,ürününü tam anlamıyla gölgelemiştir. Hatta neredeyse silmiştir.

İşte o gölgeleyen, silen unsur, kültür,medeniyet, mimarî muhteşem Osmanlı kültür medeniyetidir.

Söylemek istediğimizin can alıcı noktası budur. İstanbul’a bakan biri bu medeniyeti, muhteşem Türk eserlerini görecektir. Bilincinde çağrışımlar meydana getirecektir bu kültür. Dolayısıyla da bu medeniyetin maneviyatını ve bu manevî havanın vermiş olduğu ruhu görecektir. İstanbul’un neresine, hangi resmine bakarsa baksın, bakan adam; hafızasında o ruhu görerek o kokuyu,o havayı teneffüs edecektir. Buradan şu çıkar:

 Demek ki binlerce yıllık bir kültürü bu muhteşem Türk medeniyeti silmiştir.

Ve o silinen kültürün bugünkü temsilcileri - yani Batı- o silinmişliği tekrar ön plana çıkarmak ve silen o  muhteşem kültürü, medeniyeti ve bu manevî havayı da yok etmek istemektedir. Onun için sözde yeniden Bizans’ı kurma –hortlatma faaliyetleri vardır.Bu Haçlı konseyi tarafından alınmış bir karardır ve bugün tüm  projeleriyle devreye sokulmuştur. Aynı şekilde Şeytanîlerin de İstanbul üzerinde benzer emelleri söz konusudur. Stratejileri gereği Haçlı konseyiyle olan rekabetten de kaynaklanarak  benzeri bir planı  faaliyete sokmuşlardır.Şimdi bu şehirlerin ruhundan neden bahsettik ona gelelim.Dediğim gibi İstanbul’a bakan adam şunu görür:

Muhteşem Osmanlı Medeniyeti. Öyle ki nereye baksa bu medeniyetin ne kadar muhteşem olduğunu bakan adamın zihnine haykırır.

İşte plan:

İstanbul üzerinde oynanan planın özü “ İstanbul’a bakan adam” üzerinedir. 

*Gördüğü bu resim İstanbul’a bakan adama tüm bu muhteşemliği,tüm bu maneviyatı ve ecdadının kudretini göstermemeli.

*Bırakın böyle muhteşem bir medeniyeti böyle bir medeniyetin izleri bile silinmelidir.

*Bununla da kalınmamalı.Demin bahsettiğimiz binlerce yıllık bir batı medeniyeti olduğu gibi meydana çıkartılmalı ve İstanbul’a bakan adama bunlar gösterilmelidir.

*Yani bilinçaltına işletilmeli.

Bakıldığı zaman- özellikle de yeni nesle- o muhteşem ruhu göstermemek için aldıkları kararlar şunlardır. Ancak bu arada görsel mânâda silmek  ne demektir onun üzerinde duralım.

İstanbul’un bu muhteşem kültürünü,maneviyatını,ecdadın kudretini gösteren mimarisini yok etmektir.Önce zihinlerden görsel mânâda silmektir.Bunu nasıl yapacaklarını planlamışlardır.

Önce :

İstanbul’un bir silüeti vardır. Nereden bakarsan bak, hangi resme,portreye bakarsan bak o silüeti görürsün.  

Boğaz ve nakış nakış işlenmiş muhteşem camiler...Kız Kulesi’nden pencere açılmış bu bakışa adeta. Kısaca İstanbul’un silüetini böyle görür bakan adam. İster gündüz baksın ister gece silüet budur.

Beyinlerden ruha birden ecdadın İstanbul’a attığı o eşsiz imza görünür.

İşte ilk plan bu silüeti yok etmektir.

Nasıl mı? Tabii ki birden bire yıkmakla değil. Önce plan şudur:

*Bu silüeti gölgeleyecek, önüne onu göstermeyecek yeni yapılar inşa edilecek .

*Bunu modern yapılanma ,sosyal ve ekonomik söylemlerin üzerine oturtularak planlanacak...."

Bütün bunların yanında özellikle geçiş nesli bu durumdan rahatsız olmasın diye;yani silüetin silindiğini fark edip rahatsız olmasın diye yayınlar,belgeseller,beyin yıkayan medya faaliyetleri,çağdaşlık adına  “Konfor” , “Milenyumun İstanbul’u” , “Çağdaş Dünya Şehri”  gibi masallarla insanlar etkilenecek.

Böylece kendi inşa planlarını gerçekleştirmeye çalışacaklar. Sonraki nesil için bir şey yapmaya gerek yok. Çünkü onlar silüeti değişmiş yeni İstanbul’u karşılarında bulduklarında eskisinin o muhteşem ruhunun havasını teneffüs etmedikleri için hiçbir şey fark etmeyecekler." deniliyordu. 

Bugün gelinen noktada maalesef kitapta yazılanlar harfiyen, hatta Oktan Keleş'in çizimlerinin bile gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz.. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı inşaatın durdurulduğuna dair açıklamaları bizleri memnun etmişti. Ancak aradan geçen zaman zarfında olumlu bir gelişme olmadı. Binalardaki inşaat durdurulmakla kalmamalı, Belediye, İstanbul'un siluetini bozan o binaları derhal YIKMALIDIR!



Sayın Yetkililer; İstanbul’un Hz. HIZIR’ın dünya ofisi olduğunu unutmayalım!

Bizi takip edenler, 16 Yıldız’ın ne manaya geldiğini gayet iyi biliyorlar. Aynı zamanda  9’ların da ne manaya geldiğini gayet iyi biliyorlar. Bu binalar tamamen 16’lara meydan okumadır!  İstanbul’un hakiki sahiplerine meydan okumadır!

Neden böyle söyledik? Neden meydan okumadır, dedik? 16/9’da ne? Gökdelenlerin adı neymiş?

Basında çıkan haberlerden kısa kısa takip edelim:

“İstanbul'un tarihi siluetine girdiği için haber olan Zeytinburnu'daki Onaltı Dokuz gökdelenleri, yakın zamana kadar basında dev ilanlarıyla yer almıştı. Benzer projelerin pazarlama yöntemine başvurmuş ve tüm kente tepeden baktığını peşinen duyurmuştu. Tarihi yarımadanın sadece silueti değil, hemen her noktası artık gökdelenli bir fona sahip…

Örneğin İBB Planlama Müdürlüğü memurlarının Zeytinburnu’ndaki Onaltı Dokuz projesine yaptıkları itirazda olduğu gibi ….

Gelgelelim, Planlama Müdürlüğü memurları Onaltı Dokuz’un bugün fark edilen(!) yükseliğine “Parsel bulunduğu zemin kotu itibariyle İstanbul’un Marmara silueti kapsamında kalmakta olup Tarihi Yarım Adaya çok yakın bir noktada bulunan parseldeki yapılaşmanın (getirilen yükseklik değerleri net bir şekilde belirtilemediğinden) İstanbul’un siluetini nasıl etkileyeceği anlaşılamamaktadır” diyerek iki yıl öncesinden dikkat çektiğinde de laserle canlandırma yapmadıkları için inandırıcı bulunmayabilecek.

...

Mimarlar Odası, Ottomare Suittes için hazırladığı 27 Ağustos 2010 tarihli “çekince raporu”nda Onaltı Dokuz projesinde yaptığı uyarıları tekrarlıyor. “Tarihi Yarımadanın ve İstanbul’un siluetinin en etkili bölgesinde planlama imar ve ilgili uluslararası mevzuata da aykırı olarak; 117 metre yüksekliğinde gökdelenin inşasına kalkışmak; İstanbul’un tarihi, kültürel ve doğal değerlerini kalıcı olarak tahrip edecektir” diyor.

 ........

İstanbul’un siluetini bozan ve Kitapta da anlattığı gibi "İSTANBUL’UN SİLUETİNİ BOZACAKLAR" açıklamalarından sonra yaşananlar ortadır ve SİLUETİ BOZANLAR DA BELLİDİR. PLANIN ARKASINDAKİ AKILDA  BELLİDİR!

SAYIN YETKİLİLER:

2006 yılında çıkan kitapta, İstanbul ile ilgili Haçlı koalisyonun amacı :

"İstanbul’un bu muhteşem kültürünü, maneviyatını, ecdadın kudretini gösteren mimarisini yok etmektir. Önce zihinlerden görsel mânâda silmektir. Bunu nasıl yapacaklarını planlamışlardır."  deniliyordu.

Bu plana lütfen alet olmayın.

Bunun için;

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BU PROJEYİ DERHAL YIKMALIDIR! İSTANBUL’UN SİLUETİNİN BOZULMASINA İZİN VERMEMELİDİR!

16’lara meydan okuyan 9’ları artık herkes biliyor!

 

Erol Elmas

buulkem@gmail.com

12.Ekim 2011

 

NOT: Siluet kavgasının arka planını, tüm  On Altı Yıldız okuyucuları herkese duyurarak kamu oyu oluşturmalıdırlar.

Not 2: http://www.istanbulsahipsizdegil.org/ 'a ilgilerinden ve hassasiyetlerinden  dolayı teşekkür ederiz.

 





Bu yazı 10,105 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,334 µs