En Sıcak Konular

Eski Dünya Tasviri, Himmet Baba ve Onlar

20 Eylül 2022 11:31 tsi
Eski Dünya Tasviri, Himmet Baba ve Onlar Selçuk Karaca yazdı...

Eski Dünya Tasviri, Himmet Baba ve Onlar


Huuuu ! . . .

Varlık yok iken, varlık Onda iken, O vardı, varlık ayan oldu, O varlıkta yok oldu.

.

.

.

.

“Her sözün evveli Bismillahdır, Mahlukun çün halıkı Allahdır” Ya Mu’in

Değerli Kalperenler, Kıymetli Koldaşlar. Biraz sonra okuyacağınız satırlar 2022 yılının bir ağustos akşamı (10 Ağustos) Ocakta, seneler süren uzunca bir yolculuğun ardından, Kambaba’ya çantamda 1,5-2 senedir bekleyen bir çalışmanın gösterilmesi neticesi “yaz oğlum yayınlansın” emri ile verilen bir görevin neticesidir. Hayr olsun inşallah.

Başbuğum “yaz” diyerek emri vermişti lakin 4.Ok ile sinemden yine, yeniden nokta ( . ) atışı yapılarak o an için farkında olmadan vurulmuş idim. Ok attığın eller dert görmesin Okyay Kağanım.      2 seçeneğim vardı ya Tengri’nin 1 Alp’i olacak veyahut Çamur Sokağında debelenmeye devam ederek aranızda olmayacaktım. Yazı ola ki yayınlanır ise Çamur Sokağından çıkmışımdır, inşaAllah.

Sultanım “yaz oğlum” emrini verdikten 13 gün sonra hazırlamış olduğum 15 sayfalık taslak metni (yazı, görsel, çizim) Beypars Atabeyime satır satır okuyarak Çınaraltında paylaştım. Önsöz olan “Huuu” yazısı ile başlamamı önerdi, “Tamgaların Ötüken Açıklaması” ile tefekkürlük konulardan bahsedip notlar aldırdıktan sonra “Selçuk Can, yazının sonuna Gök Girsin, Kızıl Çıksın” yazalım dedi, olur Atabeyim diyerek not aldım ikimiz yüksek sesle ANDımız olan sözleri tekrarladık. Kaynak kısmına adını yazmak istedim, kabul etmedi, “yazma Selçuk Can” dedi. O gün aynı saatlerde Çınaraltında karşılaştığımız Alevi Dedemiz bir nasihati ile Sultanımızın kendi nefsime yönelik 4.Okunun yönünü işaret ederek gözlerimin açılmasına sebep oldu. Dedemiz sohbetine başlarken ilk önce bir soru sordu, soru basit olmakla beraber anlık bir şok dalgası yaşadım. Beypars Atabeyim durumu fark etmiş olmalı ki bana sorulan soruyu kendisi cevapladı. Dedemiz “Başkanım, sana sormadım, Delikanlı’ya sordum” dedi. Ardından Kerbela’dan bahis açarak “Su”dan bahsetti ve son 3 öğüdü ile sözlerini tamamladı. Konuşma sonrası müsaade alarak masadan kalktık. Beypars Atabeyim beni İstanbul’a yolcu ediverdi. İstanbul’a döndüğüm vakit Dedemizin sözleri kulaklarımda yankılanmakta olup Okyay Kağan’ın 4.Okunun ne derece “etkili, tesirli ve can alıcı” olduğu apaçık bir şekilde ortaya çıkmış oldu.  

“Yol ve yolculuk” Her Kalperen öyle yada böyle kendi içsel yolculuğuna çıkmaktadır. Dile doladığım konu hep yol idi .. son olarak yüksek bir zirve kalmıştı .. Gidip gitmeme cenderesinde iken işaretler ve seneler önce rüyamda gördüğüm köprünün tam ortasındaki “vav” işareti ile “gel” dercesine, Dönenirken, “Gel”e döndüm. (Kalemi gibi gönlü de nezih e.b’yi bu vesileyle saygı ve sevgiyle anıyorum)

Yükümü hafifletmeli idim … “Ey Türk, Titre Ve Kendine Gel!” sözleri sanki gönülden gönüle çok uzaklardan gönüldaşlar tarafından söylenerek bir 30 Ağustos sabahı gözlerimin damla damla buğulanmasına sebep olmuştu.  Duygulu bir ağıttı seslendiren kişi farkında olmadan Bamtelime dokunmuş idi.

Beypars Atabeyim kaynak içinde sizi yazmadım ama yazı içinde sizden bahsetmemek olmaz. TMT’den bir Büyüğümüz, Atabeyim için “Bordo tüylüdür O” demişti. Evet Kulbak Bilge kitabında bahsedildiği gibi kiminin nişanesi Tüy Divittir, kimininki ise Bordo Tüylü divittir. Beypars Atabeyim, her daim gönlümün “en gizli” kahramanısın, bu satırlar ile aşikar olsan da, Orkhan Atabeyin “Sır katibi” ünvanını verdiği bendeniz “iki kişinin bildiği sır değildir” düsturu ile seni faş ettim. “Ötükenin yaramaz çocuğu” bu vesile ile sizi saygıyla ve sevgiyle selamlar. Kambabamızdan sonra sizin benim üzerimdeki emeğiniz çok, Tengri sizden razı olsun, sağ olun, gönlünüz var olsun, Ötükende hep beraber sevdiklerimizle, gönüldaşlarla ve dostlarımızla var olalım inşaAllah..

.

.

.

.  

Kağanım G(K)ÜN gelir sadağından çıkardığı bir ok ile çağları deler, ansızın hiç beklemediğimiz bir AN’da ise ıslıklı oklarını gökyüzüne fırlatarak Alplerini disiplin altına alır, yönetir ve mevzii almasına sebep olur.  Tengri’nin izniyle, Ulu Atalar ve Eren Babaların duasıyla; Türk’e iz süren, yol açan Gökbörü adına, Tengri Türk’ü korusun duasıyla 3 Islıklı Ok geliyor: Kalperenler, Koldaşlar, Alpler, Demir Bacı Beyler hazır mısınız, başlıyorum. 

Okyay Kağanıma sorduğum ilk soru Himmet Baba ile ilgiliydi. “Kümbet Ötüken ile irtibatlı olabilir mi! Sultanım” dediğimde; verdiği cevap “Evet” idi. (1.Islıklı Ok)

Himmet Baba ile ilgili araştırmacı, yazar ve akademisyenlerin genel anlatımlarına geçmeden önce gönlüme, gönülden gönüle, O ANın Son Bozkurt’u Alaüddevle tarafından düşerek süzülen bir kar tanesini sizlerle paylaşayım. Aşağıda yapmış olduğum amatörce çizimi Eski Dünya Tasviri ve Yeni Çağın Sohbetleri ile bir arada düşündüğüm vakit yüzyıllar önce bir sancağa işlenen yazılar gözümde canlandı. Beylikler içinde bu yazıyı sancağa nakşedebilmek o dönemin mezhepsel ve yönetimsel şartları içinde olağanüstü, cesaret gerektiren bir durum idi.  (Bu ifade Okyay Kağanıma aittir)

La ilahe, illallah MuHANmeden Resullulah.

(Allah’tan başka ilah yoktur ve MuHANmed Onun elçisidir)

Bismillahirrahmanirahim.

(Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla)

Vema erselnake illa rahmeten lil alemin.

(Biz Seni Alemlere Rahmet olarak gönderdik)

Levlake, levlake, lema halektül eflak.

(Sen olmasaydın, Sen olmasaydın, felekleri alemleri yaratmazdım)

 

Büyük bir hadise yaşanacak ve Han olan, Lider Olan Baş tacımız bizlere sırlı olan emanetlerinden vermeyecek, imkansız.

Adı Görklü MuHANmed.

 

 

Münir Derman Hocamız tehlil bahsinde “Lailaheillallah” zikrini dürüst okumalı der.

·        (LA) yı semalara doğru çekmeli

·        (İLAHE) yi sağ taraftan alıp sol memenin altındaki kalbe

·        (İLLALLAH) ı indirmeli.

 

Tarık Yıldızı sizlerin de bildiği üzere vuruşlu yıldız olarak tanımlanmakta olup Pulsar, Türkçe “kalp gibi atan” anlamına gelmektedir. Derman Hocamız Hacer’ül esved taşını kitaplarında anlatırken detaylıca bir açıklama yaptıktan sonra “hangi yıldızdan düşmüş olduğunu bilsem de söylemem” derken bizlere tefekkür edilmesi için bu bahsi kısaca kapatmış olmasın. 

 

ASA KİTABINDAN SIRR-I TARIK

“RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA. ANDOLSUN GÖĞE VE TARIK’A. TARIK’IN NE OLDUĞUNU NEREDEN BİLECEKSİN? BİLEMEZSİN. O “PARLAK IŞIĞIYLA KARANLIĞI DELEN YILDIZDIR”

 

Gönlüme düşen diğer bir konu Ebu Cehil’in avucundaki taşların arı vızıltısı gibi konuşarak “Ente Resullulah, Ente Resullulah” demeleri oldu. 

 

Himmet Ata Kümbetini tanıyalım…

Himmet Ata Kümbeti Anadolu Selçuklu dönemi içerisinde Eskişehir/Seyitgazi ilçesinin Güneybatısında, (Kırk) A yerleşkesine yaklaşık (40) km. uzaklıkta Kümbet (Meros) köyünde bulunmakta olup az bilinen yapılardandır. Hakkında az sayıda çalışmalar yapılmasına karşı yapıyla birlikte yapılan figürlü süslemelere değinilmemiştir. Sekizgen planlı cenazelik katı ve gövde düzenlemesiyle bulunduğu çevrede sayılı örneklerdendir. 

              Cenazelik katı, dıştan sekizgen, zeminde iki sanduka mevcuttur. İçten kare sekizgen planlı, gövde kısmı dıştan 2.90*3.03 m. Boyutlarında sekizgen, içten 5.47 m. Çapında dairesel planlı gövde düzenlemesinden oluşan yapının üzeri içten kubbe, dıştan sekizgen planlı külahla örtülüdür. Doğu yönünde yer alan giriş açıklığı ile gövde kısmına geçilmektedir. Yapımında ağırlıkla olarak kesme taş, devşirme malzeme az oranda tuğla ve çini kullanılmıştır.

Cenazelik katı konusunda sorunlar bulunuyor. Kadriye Alevsaçar Vakıflar Dergisinde yayınlanan “Seyitgazi’de Bilinmeyen Üç Yapı” adlı yazısında “Girişin önünde yer alan kare açıklıktan beş basamaklı taş merdivenle kare planlı mezar hücresine inilir” demektedir. Kanaatim aynı bölgede bulunan Selçuklu dönemi mimari yapısı ile bezenmiş bir kabir çilehanesinde seneler önce gördüğüm sembol ile “4 doğum 5 Sefer inDİRİLİŞ” kavramını anımsatmaktadır. Allahualem.

Tasavvufta ikilikten kurtulup “ölmeden önce ölünüz” hadis-i şerifi ile bahsedilen TİN’in ebedi olarak yaşayacağı anlatılmaktadır. Yunus Baba bir şiirinde “Yunus öldü diye sala verirler, Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez!” ya da “Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil!” dizeleriyle TİN’in ebedi olarak yaşayacağını veciz bir şekilde bizlere ifade ediyor. 

Kümbetin gövde kısmının üzerinde zeminden itibaren ikinci ve üçüncü taş dizileri üzerinde çeşitli yerlerde kazıma tekniğinde hareket halinde gerçekleştirilen figürlü bezemeler kümbetin önemini artırmaktadır. Yapının güneydoğu cephesinde 5 (beş), güney cephesinde 3 (üç), güneybatı cephesinde 3 (üç), batı cephesinde 1 (bir), kuzeybatı cephesinde 1 (bir), kuzey cephesinde 2 (iki), kuzeydoğu cephesinde 3 (üç) ve doğu cephesinde 3 (üç) olmak üzere toplamında 21 (yirmibir) figür belirlenmiştir. 

21 rakamının naçizane benim gönlümde yer eden en önemli kişisi Ahir Zaman Paşası olan değerli büyüğümdür. Komutanımı ocakta askeri üniformasında gördüğüm vakit omzunda yazan rakam 21 idi.  21 sayısı numerolojide farklı anlamlar barındıran sayılardan. Farklı medeniyetlerin kutsal sayılarından olan 21 yıldızlar ile ilişkilendirilirdi. İç içe geçmiş 3 hilal 7 ile çarpıldığında (Göbeklitepe 3 Çanta Figürü) çıkan rakam 21. 7 sayısına Arap Camiisi ve Kerim kitabımıza bakarak irdelediğimizde ise çıkan sonuçlar ayetlerde epeyce geçmekte. Rakamsal olarak konuyu fazla uzatmadan son olarak Besmele’nin 19 harf olduğunu, şeddeli ve mükerrer harfleriyle 21 harf olarak karşımıza çıktığını yazmadan edemeyeceğim. (Sancakta, Kerim Kitabımız KurAN’ın kapıları açan anahtarı olan Besmele karşımıza çıktı)

Kulbak Bilge kitabında 26.sayfada çizilen görselde merkezde olan bir yere (Uzay, 1.Yer) dikkatinizi çekmek istiyorum. Kambabamızın 7 rakamı ile ilgili söyledikleri:

KAM=KİŞİ (İNSAN) YEDİ GÖK YEDİ YER ARASINDA. TENGRİ KOYDU. BEDENİ, YEDİ YERDE, RUHU, YEDİ GÖKTE. YEDİ GÖK, YEDİ YER HAYATININ, SOLUĞUNU SEZEN SEZDİ ÇOĞU ANLAMADI.”

 

Rakamlar ile sizleri epeyce yordum, hakkınızı helal edin, Sizlere; Pusat Kardeşim, Şifacı, Ötüken Kardeşim Dr. Cenk Hamdi gibi çay ısmarlamayacağım. Çayı çok nadir içerim. Töre Kımız için, Kımız içirin der. Kımız denilince Bayındır Han’ın vekili Yedi Başlı Ejderha’yı öldüren Salur Kazan Atamızı anmadan edemeyeceğim. Dumanlı Dağ Börüsü Salur Kazan “Kazan ne içersin? Düşman üstüne geliyor” sorusuna karşı vücud dili ve davranışları ile nasıl mukabele ettiği gönlüme an itibariyle düştü, Tinine selam olsun.

Korkut Atabeyimiz ne diyordu… “Ahir zaman paşasını bul, tanır kurtulursun, Ordusu hazır artık, ikibininondokuzunda” (Hz.Corona (r.a) Aralık 2019’da sahneye çıksa da Olan Olmuştur, Olacak Olan da Olmuşun İçinde)

Himmet Ata Kümbetinin de içinde olduğu 25 numaralı Kulbak Bilge kitabındaki çizimde Kare olarak tasvir edilen uzayın TAŞı Akik.

Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz muHANmed’in parmağındaki yüzük akik TAŞlı olup “MuHANmeden Resullulah” yazmaktadır.

Hacer’ül Esved TAŞı, bir yıldızın sırrını üzerinde taşımakta değil mi!

Hünkar Hacı Bektaş Veli Pirimiz bekTAŞ ile bizlere bir yol işareti bırakmış olabilir mi!

Okyay Kağanımın çıkmış olduğu serüvende aradığı Su TAŞı değil miydi!

Orhun Kitabeleri, Saymalıtaş, Göbeklitepe, Karahantepe ve yeryüzünde ismini yazmadığım çok sayıda sembol TAŞlara bizleri uyandırmak için konulmadı mı!

Gün olur Göktürkler gökyüzünden hediye olarak TAŞ atarlar değil mi!

Peki sinesine pencereden pencereye TAŞ atılıp ölen olmuş mudur! Niye olmasın.

TAŞ atan ellerin dert görmesin, Karanlıklara Işık Olasın, Aşk Olsun!

 

Himmet Ata Kümbetini tanımaya devam ediyoruz . . . . 

Güneydoğu cephesinde Doğu yönüne doğru yürür durumda Geyik, devamında batı yönüne doğru yürüyen Dağ Keçisi, doğu yönüne doğru yürür durumda tavşan, batı yönüne doğru ilerleyen Atlı Süvari ve devamında doğu yönüne doğru hareket eden Geyik figürü işlenmiştir. Ayrıca, iki küçük yuvarlak kemerli alanın aralarında 7 kollu 3 hayat ağacı ve dairesi biçimli 8 dilimli 4 güneş motifi bulunuyor. Güney cephesinde ise Batı yönüne doğru ilerler durumda Dağ keçisi, Atlı Süvari ve Balık yer alıyor. Devamında 1 güneş motifi bulunuyor. Güneybatı cephesinde, batı yönüne doğru ilerler şekilde 2 yürür durumda hayvan figürü (At-?) ve at figürü, Batı cephesinde yavrusunu emziren geyik figürü ve 1 güneş motifi bulunuyor. Kuzeybatı cephesinde ise, kuzey yönüne ilerler şekilde kuyruklu, uzun gövdeli, dört ayaklı ve küçük başlı bir hayvan figürü ve 1 güneş motifi yer alıyor. Kuzey cephesinde aynı yöne doğru ilerleyen 2 at figürü kompozisyonu tamamlıyor. Kuzeydoğu cephesinde 2  At ve altta belirsiz durumda olmak üzere At olduğu anlaşılan betimleme ile 2 güneş motifi ve 1 baçini yer alıyor. Son olarak ana girişin yer aldığı doğu cephesinde ise girişin sağında kuzey yönünde Atlı Süvari, deve figürü ve güney yönde belirsiz durumda dört ayaklı bir hayvan figürü ile devşirme malzeme üzerinde simetrik halde verilen 2 kuş figürü ile baçini yer alıyor. Güneydoğu cephesinde 5 güneyde 3, güneybatıda 3, batıda 1, kuzeybatıda 1, kuzeyde 2, kuzeydoğuda 3, doğuda 3 olmak üzere, toplamında 21 figür belirlenebilmektedir.

Diğer yandan güneydoğu ve doğu cephelerinin çeşitli yerlerinde az da olsa taşçı işaretleri geleneğinden farklı olarak tamga işaretlerine yer verilmesi geleneğin devamını göstermesi yönünden de yapının önemini artırıyor.

Değişik cepheler üzerinde içleri 8 dilimli dairesel rozet biçimli güneş motifi dikkat çekicidir. Ayrıca güneydoğu (4), güney (1), güneybatı (1), batı (1), kuzeybatı (1), kuzeydoğu (1) cephelerinde olmak üzere toplamında 9 adet görülmesi önemlidir. Diğer yandan güneydoğu ve kuzeydoğu cephelerinde küçük 2 yuvarlak kemer arasında 3-7-8 dallı ağaç motifleri, hayat ağacı tasfiri özelliğindedir. Kuzeydoğu ve doğu cephelerinde 2 adet küçük dairesel biçimli çini (baçini) süslemeleri yönünden farklılık oluşturuyor.

Kümbetin giriş kısmında Oğuz boylarının tamgaları işlenmiş ve içerisinde 2 sanduka yer almakla birlikte, önemli bir farklılık olarak mihrabın olmayışını belirtmek gerekmektedir.

Giriş doğu yönündedir. Doğudan batıya, güneyden kuzeye bilgeliğin ve erdemin taşınması, Taç kapısının doğu yönünde verilişinin yanıtı da doğunun kutsallığı, olasılıkla güneş kültü ile ilgili olabilir. İslamiyetten önceki Orta Asya Türk kozmolojisi içerisinde 4 yön düşüncesi ile ilgili olabileceğini söyleyebiliriz. Kaman öğretisinde doğunun bir anlamda kutsallık özelliği taşıdığı anlaşılıyor. Ülgen Ata adına kurban kesildiğinde kurbanın başı doğuya, Erlik Han adına kesilecekse batıya karşı yöneltildiği ifade ediliyor. Kurban kesildiğinde Ülgen Ataya yakınlık adına varlığın ruhları ile yakınlık kurma, Erlik Han adına kesildiğinde ise varlığın canı adına yakınlık kurma. Buradaki kurban kesme ritüelinin açıklaması; varlık aleminin ruh ve canının bilgelik ve erdemlik öğretisinin devamiyetinin anlatımı doğudan batıya yakınlığı tasvir ediyor. Hunlara göre güneş doğunun, ay ise batının sembolü olmuştur. Güneşin aydınlığı, ayın ise karanlığı sembolize etmesi bir anlamda yaşamın devamlılığını göstermesi açısından önemli olmakla birlikte Kamanist gelenekler Türkmenler ve Moğollar yoluyla Anadolu’da devam etmiş, eski çin kaynaklarına göre, Tu-kiu’lerde, hükümdar devamlı olarak doğuya dönmekte ve çadırı doğuya karşı açılmakta, mezar taşlarının doğu yüzünde başlayan yazıtlarında, doğuyu, “ong” “önde”, batıyı “kuri” “arkada” şeklinde tanımlama doğu yönü kavramı ile ilgili saptamaların yapılması bakımından önemli görünüyor. Pazırık kurganı buluntuları içerisinde defnedilen kişilerin başlarının doğuya, atların ise batıya yönelik olduğu belirtiliyor. Bu nedenle bir inanışın sonucu olarak taçkapıların doğu da yapıldığını söyleyebiliriz. İslam kozmolojisi içerisinde; doğu ve batı yönleri önem taşımakla birlikte, güney evrenin sembolü durumundadır. Astrolojik inanca göre doğu; ateş–sıcak–kuru, güney; toprak-soğuk-kuru, batı; hava-sıcak-nem, kuzey; su-soğuk-nem olarak tanımlanmakta ve burçlar ile sembolize edilmektedir. Bir anlamda Türk kozmolojisi ile benzerlikler taşıyor.

Kümbette taşlara kazınmış olan figürler

Geyik : Ortalık Asya’da göçebe/bozkır kültürünün önemli birisi olan geyik; günlük yaşamda eti ve derisi için avlanılan, kemiklerinden ve boynuzlarından yay, bıçak gibi araçlar elde edilen, derisinden ise giysi amaçlı olarak yararlanılması yanı sıra Kaman davulunu taşıyan, ölülerin ruhunu öbür dünyaya götüren, kötülük ve nazardan koruyan, yaşamın ve ölümün kaynağı olarak kabul edilmiş, nehirler ve dağlarda olduğu gibi başlangıçlar, bitişler, dirilme, yenilenme gibi özdeşleştirilmiş, geyik hayvan ana olarak, ve bunların sembolü olarak yansımıştır. İskit/Saka ve devamında Hun kültürüne ait olan kurganlarda geyik tasvirlerine rastlanılmıştır. 

Geyik, Türklerce kutsal sayılan varlıklardandır. Efsanelerde Maral ve Kurdun çiftleşmesinden Türklerin meydana geldiği anlatılır. Göktürklerle ilgili bir mitolojide ise bir kurttun mağarada ak geyik kılığına giren bir deniz meleği ile ilişkisi olduğu anlatılır. Dişi geyik bir melektir ve vücudundaki lekeler yıldız işareti olarak görülür. Astrolojide geyiğin Venüs gezegeni ile ilgili olduğunu da görmekteyiz. Venüs aynı zamanda Umay ana figürü ile de irtibatlıdır. Geyik, güneşi sembolize eder, dişildir, hayat verendir.

Tasavvufta ise Hünkar Hacı Bektaş Veli pirimiz, bir eli ile arslanı, diğer eli ile geyiği tutmaktadır. İki zıt ANda, bir arada. İmkansız gibi olan bu betimlemenin farklı anlamları olmakla birlikte ilahi sevgiyi aşkı, yaratıcıya duyulan sevgiyi sembolize ettiğini düşünmekteyim.

Hünkar Hacı Bektaş Veli pirimizi tasvir eden farklı çizimler olsa da en sırlı olanının Kulbak Bilge kitabında şifrelenmiş olduğunu düşünmekteyim. (Velayetnamede anlatılan bir konu DESTANsı çizim ile eşleşmekte, Huuu Erenler Huuu .. ……)

Balık: Konu ile ilgili Beypars Atabeyim tarafından şahsıma çok sayıda açıklama yapılmış olmakla birlikte, yazmak istediğim ama yazamadığım kelimelerin düğümlendiği gönül hanemde birikmiş olan sözcüklerin yandığı tefekkür. Deruni tefekkür bu olmalı idi. Ama olmadı. Bu konuyu Deruni Koldaşlarıma, Alplere, Demir Bacı Beylere, Kardeşlerime ve büyüklerime havale ederek, yeni bir tefekkür konusu olarak yazmalarını rica ediyorum, affınıza sığınıyorum.

At: Genellikle süvari ile birlikte tasvir edilen at figürlerinin bağımsız olarak yapılanları azdır. Daha çok süvari ile birlikte tasvir edilmişlerdir. Ortalık Asya göçebe/bozkır yaşamı içerisinde atın önemi bilinen bir gerçektir. Pazırık kurganında, kuyruğu düğümlenmiş at cesedine de rastlanılması verilen önemin göstergesidir. Mezar taşlarının at biçiminde veya at figürü ile süslenmesi geleneği önemlidir. Savaşa girmeden önce atın kuyruğunu bağlamak eski Türk adetlerindendir. Alplerin atları onlara eşleri kadar yakın idi. Ola ki yiğit Eroğlu kişi savaşta hayatını kaybetti ise askerin mezarına atlar kuyruğu kesilerek gömülür ve bu işleme de “dullamak” denirdi. Alpler için at gözlerinden öpülesi yoldaşlardandır. Biraz nefeslenelim mi Koldaşlar, önceden uyarayım, duygu geçişleri yaşanabilir…

 

Seval Eroğlu, Hak MuHANmed Ali Dostum,

https://www.youtube.com/watch?v=ZKYnbOs2pMQ

Seval Eroğlu, Türbesin Üstünü Nakş Eylediler,

https://www.youtube.com/watch?v=f2DRWL2jEms

 

Kan kusup kızılcık şerbeti içeceğiz, yolumuz uzun olsa da engeller, uçurumlar, sarp yokuşlar ve tuzaklar olsa da Okyay Kağan’ın Alpleri ile Demir Bacı Beylerinin gözü korkmaz.    

 

(Bkz.Dipnot I.)

“Ötükende başlar sözü” ile başlayarak “Doğudan Batıya bizim” diyen, zaferi Oğuz Han Atamız tarafından muştulanmış sözleri Ahmet Şafak’a ait “Turana” parçasını dinleyelim. Tengri Bizle.

https://www.youtube.com/watch?v=nkPW2Nk7An0

 

Asil Atlar, Argımak Attar,

https://www.youtube.com/watch?v=yEN5rGR7gtM

 

Devam Ediyoruz

Dağ Keçisi: Dağ keçisi Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Dağların çok yüksek yerlerine çıkabildikleri için Türkler onları Tengri elçisi veya Tengri aracısı olarak görmüşlerdir. Çünkü dağ keçileri insanların çıkamadıkları kadar yükseğe çıkmakta, dolayısıyla Gök Tanrı’ya insanlardan daha yakın olmaktadır. Göktürklerde ise Kültigin (Bkz.Dipnot II.) anıtının doğu yüzünde (732) dağ keçisi figürünün görülmesi Göktürk/Köktürk kağan sülalesinin damgası ve kağanlık uğuru olarak yorumlanmaktadır.

               Deve: Türk mitolojisinde Alplik sembolü olarak betimlenmiştir. Buğra denilen erkek develer kahramanlar tarafından töz olarak kabul edilmiş, Dede Korkut hikayelerinde kahramanın kuvvet gösterisi için yendiği develer, kuvvetin sembolü olmuştur. Deve; sin insanı, mim vadisi ve ahir zamanda bu yarılan yerden dünyaya gerçekleşecek saldırılar ile Kıyametin çağı, ahir zamanın alametinin zuhuru… değerli büyüğümüz yazmış olduğu “Sin-Ay” yazısında konu ile ilgili detaylıca bilgi vermiştir.

               Tavşan: Ortalık Asya inançlarında takvim hayvanı olarak kabul edilmiş, bereket ve hastalık iyi edici sembolü olarak kullanılmıştır. 12 Hayvanlı Türk Takviminde dördüncü yılı temsil etmiş, bu inanışa göre; nimet ve feragatın çok, hükümdarların insaflı ve adaletli, yağmur ve bereketin, barışın çok olduğu bir yıl olarak kabul edilmiş, beyaz tavşan gök, siyah tavşan ise yer unsurlarını sembolize etmiştir.

               Komutanımızın sitemizde yayınlanan “Ehli Ay Çocukları Deneyi – Tavşan Kardeşler” yazısında Sultanımız “Frigler Türk’tür diyerek Frig tepesinin Ankara’da olduğunu açılmamış bir tümülüse Anıtkabir’in yapılmasının çok ilginç olduğunu söylemiştir. Ayrıca Friglere ait eski bir çömlekte, Ay ve tavşan ilişkisi de boşuna değildir. Ya Oğuz Kağan destanında bir karısının ismi Ay Yıldız olan, gökten Ay’dan geldiği efsanesi…” Frigya vadisi, Frig Yolu apayrı bir araştırma konusu, sır içinde sır barındıran Anıtkabir’den başlayıp … Bu konu ile ilgili Sultanımıza sorduğum bir soru var, cevabını aldım lakin puzzle parçalarının tamamlanabilmesi için araştırmaya devam etmem gerekiyor.

               Semboller: Dairesel ve 8 dilimli bezeme güneş ve takım yıldızlarını ifade etmektedir. Toplamında 9 güneş motifinin olması olasılıkla 9 gezegenle olabilir. Benzer örneklerine Saymalıtaş’ta karşılaşıyoruz. Güneş dairesel biçimi ile gökyüzü ortası olarak kabul edilmekte ve takım yıldızların etrafında döndüğüne inanılmaktadır. Hayat ağacı motifi, Ortalık Asya Kaman öğretisinde dünyanın merkezi olarak kabul edilir ve 3 kozmik alanı (yer altı – yer üstü – gökyüzü) birbirine bağladığına inanılır. Kozmik ağaç, bazen merdivenle, bazen de ağaç direkle temsil edilir. Ritüel sırasında bu ağaç büyüsel olarak gökyüzüne kadar uzanır. Güneş zahir bilgelik ve erdemlik öğretisidir. Ay ise batıni bilgelik öğretisidir.

               Anadolu’nun değişik yerlerinde Kayseri merkezinde olduğu gibi “Himmet Dede” adları geçmekle birlikte, hangisi olduğu konusunda açıklık bulunmayan Himmet Dede’nin Hacı Bayram Veli Dedemizin (1352-1429) müritlerinden olduğu üzerinde de duruluyor.

   

 

  

                                              

Kümbet Giriş Kısmında Yer Alan Tamgalar

  

Tamgaların Ötüken Açıklaması:

Soldaki tamga ıslıklı ok … Ortadaki tamga gazi paşamızın 5 yaşındaki çocukluk resminde geçen aşina boyu ve kayı boyu tamgası, sağdaki tamga ise doğu ve batıyı sembolize eden tamga.





 

Eski Dünya Tasviri 

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7221

 

 

                                                            

  Himmet Ata kümbetinde yapılan restorasyon çalışmaları esnasında görsellerde görülmekte olan Leyleğin yuvasını kaldırmaya niyetlenen çalışanlar orada bulunan anıtlar kurulu görevlileri tarafından engellenir. Projeye giren leylek yuvası bu vesileyle dokunulmazlık kazanır.   

Dr. Münir Derman Bey’in konu ile ilgili açıklamaları bizlere rehberlik etmektedir.

“Bilir misin: Leylek. Kırlangıç muhacir kuşlardır. Yaz mevsiminde muayyen aylarda hep şimal nısıf küresine dağılırlar. Kışa doğru sıcak iklimlere geldikleri yere doğru giderler. Tekrar geldiklerinde yuvalarını şaşırmazlar.

Bunun sebebi nedir. İklim şartları ilk defa akla gelirse de ve doğru ise de sebep bambaşkadır. İklim ile maskelenmiştir. Cenup küresine seyahat eden kuş yoktur. Tuhaf değil mi? Tuhaf değil sebebi var aslanım. Şimal. Cenup. Ekvator. Kuşları Çiçekleri Balıkları. Böcekleri, Ağaçları, Nebatatı. Meyveleri bambaşkadır. İnsanlarında bile bazı morfolojik ve karakter yaşayış adet farkları vardır. Hayvanları bambaşkadır.

Leylekler yere kondukları zaman yerde ötmezler, ancak yuvalarında öterler. Yuvaları yerde değildir. Yüksektedir… Acaba sebep nedir?

Sebebini öğrensen ne kazanırsın. Benim fikrime kalırsa hiçbir fayda vermez. Büyük faydası vardır ama öğrenirsen sebebini… Çok tuhaf bir haber vereyim bak: Şimal ve Cenup kutuplarında arı yoktur.

Kırlangıç ve leylek yuvası yıkılmaz. Hiç doğru değildir. Bu fena hareketi insan kendi kendinden yasak etmelidir. Sözlerimi gülünç bulma. Faziletin kendisi bile iftiradan kurtulmuş değildir”

Leyl, arapça gece anlamına gelmekte olup Kerim kitabımız KurAN’da geçen suresi ise 21 ayetten oluşmaktadır. Leyl, dilime ve gönlüme her düştüğünde ise nedendir bilmem Kadir Suresi “İnna enzelnahu fi leyletil kadr” olarak hafızamda CANlanmaktadır.

Tasavvufta ise Sinan Ümmi’nin kaleme aldığı “Leylek bina yapmağa, cem eylemiş çamırı, Kurna düzer, hamamcılık zamiri” diye başlayan şiirinde de leylek kelimesiyle kastedilen, mürşid-i kamildir. Leyleklerin ilkbahar ve güz mevsimlerinde nereden gelip nereye gittikleri bilinmeyen uzun bir yolculukları seferleri vardır. Gerçek veliler ve mürşidler de leylek gibidir. 

Evet bir kar tanesi gökten süzülerek Ocağın Değerli Pars ve Gökbörülerine gerekli işareti vermiş olmalı ki zihnimde canlanan bir anı ile yazıma devam ediyorum.

Seneler önce gökyüzünde güneşin gözüktüğü bir demde, ANlık bir kar yağışı oldu. Kar yağışı 15 dakika kadar sürmüş olmalı ki kendimi Bozkurt Bey’in kabrinde dua ederken buldum. Bozkurt Bey kaderin bir cilvesi takdir-i ilahi yavuz torunu tarafından verilen emir ile boynu vurularak öldürülen bir beydir. Bozkurt Bey’in kabrine yakın bir konumda adeta elimden tutularak üstü başı unlu bir bey amca tarafından himmet baba kabrine götürüldüm. Himmet Baba bir akın sırasında şehri savunurken bir kılıç darbesi ile başı kopmuş yiğitlerdendir. Orada gördüğüm sembol, işaret ve izler AN itibariyle gönlüme düştü. 

Kerim Kitabımız Kur’AN da Oğuz Atamız ile ilgili olan Zülkarneyn Ayetleri hem Eski Dünya Tasviri hem de Himmet Ata kümbetindeki semboller ile karşılaştırıldığında 26.000 yıllık presesyon döngüsü sonucu yaşanacak hadiseler resm edilmiş olmasın!

Türklerde ekinokslara, yaz ve kış gün dönümlerine ayrı bir önem verilirdi. Bu günler için ritüeller düzenlenir ve bu tarihlerde gökyüzünde görülen takımyıldızlar ve yıldızlara saygı gösterilirdi. Tören günleri kıtlık, savaş, ölüm gibi istisnai durumların dışında yılın sekiz ayrı tarihinde yapılıyordu. Bu tarihler Kış gündönümü (21 Aralık), Yaz gündönümü (21 Haziran), İlkbahar ekinoksu (21 Mart), Sonbahar ekinoksu (23 Eylül), İlkbahar başı (5 Şubat), Yaz başı (6 Mayıs), Sonbahar başı (8 Ağustos) ve Kış başıydı (8 Kasım). Bu tarihlerde gök, güneş, ay ve yıldızlara ayin yapılıyordu.

Dönenceler 21 Haziran – 21 Aralık tarihlerinde yaşanacak olup BEKlenen hadise o AN mı yaşanacaktır! Yoksa Allahualem, tarih sırlanmış.

Gönülden düşen bir kar tanesi aşağıdaki ayettin Hayat ağacı motifi ile irtibatlı olabileceğini düşündürmektedir.

41.Sure 47.Ayet: “Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi O’na havale edilir. Meyveler tomurcuklarından ancak O’nun bilgisi altında çıkar, dişi ancak O’nun bilgisi altında hamile kalır ve doğurur. Allah onlara, “Nerede bana ortak koştuklarınız?” diye seslendiği gün şöyle derler. “Sana arz ederiz ki, içimizden onları gören hiçbir kimse yok”

Diğer bir ayette ise;

18.Sure 17.Ayet: “Orada olsaydın güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın”

Kümbetin doğu tarafındaki Atlı Süvarinin yolda doğarak “Gökten bir kor olarak döne döne indik ve tekrar göğe döneceğiz” sözünü şiar edinen Alplerden olduğunu düşünmekteyim. Yaşanacak büyük hadise Altın Elbiseli Adam ve Kristal Bilgisi ile de düşünülebilir. Kristalden Su’dan yansıyan 7 renk (gökkuşağı) 7 alp savaşçı ile sembolize edilebilir mi! Bu konudaki bilgiler Okyay Kağanımızın talebesi Baran Aydın kardeşim tarafından “Gönül İli’nin Sırrı: Güneş -Dil” ile “Mu’nun  Sırrı: KAMAL” yazısında detaylı bir şekilde anlatılmıştır.

Altın Elbiseli Adam üzerindeki figürleri Himmet Ata Kümbeti ile beraber kendi gönül dünyamda değerlendirdiğimde her birinin çok sayıda anlamı kendi içinde barındırdığını hissetmekle beraber konunun daha fazla uzamaması için affınıza sığınarak sadece 3000 i aşkın üçgen altın plakalar konusuna değinmek istiyorum.

Malumunuz piramitler üçgenimsi yapılar, Kok-Bulak ve Kulbulak, Kulbak Bilge’yi anımsatan kelimeler. Bulak, göz pınar manasına gelmekte. Gürbelcin (Gurvaljin Uul) yazıtında Gurvaljin kelimesi Moğolcada üçgen, uul ise dağ anlamına gelmektedir. Konuyu Üç Sümer Dağı ile değerlendirdiğim vakit Sümer Dağı’nın Altındağ ile bağlantılı olduğunu öğrendim. Altındağ, 7 büyük meleğin yaşadığı yer olarak kabul edilir. AN itibariyle gönül süzgecimden süzdüğüm vakit ise orası demiyorum yanlış anlaşılmasın, Allahualem, Ankara Kalesi, Altındağ İlçesi göz pınarlarımdan süzülerek dillime geldi. 

Görselde yapmış olduğum çizimde SOL anahtarını resm ederek yarım kalan bu bestenin tamamlanması ile ilgili hepinizden ilgili tefekküre katkı yapmanızı rica ediyorum. Bu beste yarım kalmamalı. Himmet Ata, Hacı Bayram Dedemizin talebelerinden. Hacı Bayram Dedemizin doğduğu köyün adı, SOLfasol. (392-349-392)      Not: Solfasol köyü, Ankara, Altındağ ilçesinde. (Bkz.Dipnot III.)

(Do 262 Hz, Re 294 Hz, Mi 330 Hz, Fa 349 Hz, Sol 392 Hz, La 440 Hz, Si 494 Hz, Do 262 Hz.)

Emekli Kıdemli Albay Değerli Komutanım Orkhan Bey, Kayıp Nota Sırrı, Bkz.Lütfen

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,6154

SOL: “Tavaf yönü, daireye, semaha, zikre soldan başla, kainatın tesbihatına gir, hayat bul”

Yola düşmeden önce, tahminen 2015 yılında İstanbul Üsküdar’da bir Melami deminde ilahiyi söyleyen kişinin dilinden dökülen sözler şu şekilde olacaktı.

“Ben aşkın narına pervane geldim, İsmail’im canı kurbana geldim”

İbrahim Gülşeniye atfedilen bu sözler vesilesi ile Ata dedesi olan Oğuz Han Atamıza selam ederim.

 

TURK ATALAR Sembol ve İşaretler ile Gönül Dünyamızı ve Türbeleri Nakş Eyleyerek Bizlere Yol Başçımız Okyay Kağanımız vasıtasıyla rehberlik etmektedir. Pekala yaptıkları şerler ile bizleri motive eden her an teyakkuzda olmamıza sebep olan şeytanilerin hiç mi işaret, sembol ve sözlerle dolu Anıt mezarları yok, İlla ki var.

Okyay Kağanımın Haritası ile Heybeliada görselini GÖZümün önünden ayırmadan yapılmak istenen planı naçizane deşifre etmeye çalışacağım.

 

X (ON)’lar var ya X (ON)’lar. (Bkz.Dipnot IV.)

Orkhan Atabeyim sitemizde yayınlanan Kambala: Sır Kent Üzerine Tefekkürler yazısında Vordonisi adasından bahsetmiş olup X (ON) adadan biri olduğunu ve battığını yazmış idi. Marmara, Mu, Ayasofyadaki Melek figürleri, Joe Biden Hokus Pokus (Üçgen ve Melekler), Kız Kulesi, Balık ve 3.Göz’ü (göz sembolizması) ve Emir Yıldızdan’ın sitemizde yayınlanan bir yazısına atıfta bulunarak tekrar aynı soruyu Uçan Kraliçe’ye soruyoruz, Neden 31 Mart.

Devam ediyorum.

31 Mart 1866 tarihinde Üçlü tutulma (kanlı ay, süper ay, mavi ay) gerçekleşti. Üçlü tutulmanın gerçekleştiği gün Çarşamba günü olup Merkür ile bağlantılıdır. 130 (1453=13) gün sonra yine ritüel için en uygun zaman olan 08.08.1866 (8) Çarşamba günü yine Merkür ile irtibatlı bir günde şaibeli bir ölüm gerçekleşti. Kimine göre ani ölüm, kimine göre cinayet. Merkür, kurban verilme ile ilgili en uygun günü içinde barındırmakta idi.  Britanya İmparatorluğunun Gemlik Konsolosu Kangelaris Cinayet ile suçlanmakta idi.  Diplomatik dokunulmazlık sebebiyle dosya kapanır. Konsolos eşine emsali görülmemiş bir anıt mezar yaptırarak ona olan aşkını ölümsüzleştirir. Anıt Mezar Heybeliada da olup kalan 9 adadan birindedir. Heybeliada deprem uzmanları tarafından Vordonisi gibi batabilir denilen bir adadır. İngiliz gotik ve neoklasik tarz ile yapılan sekizgen bir yapının ortasındaki bu anıtta bağlanmış çiçek ve yaprak motifleri, anıtın üç yüzünde değişik tiplerde 3 melek kabartması (İncil sadece belirli kişiliği olan 3 meleğe isim vermiştir. Bunlar, meleklerin prensi olan Michael, diriliş, merhamet, vahiy ve ölüm meleği olan Gabriel ve yeryüzüne inmiş melek olan Satan.)  2 Kuş Figürü (Anka, yeniden doğuş anlamında) (Pelikan, Özverili Sevgiyi anlamında), Kuru Kafa Simgesi, Geceyi sembolize eden bir figür, içinden ateş çıkan ümidi sembolize eden bir tabak ve Uyku Tanrısı HIPNOZ yer almaktadır. Bakire İngiltere Kraliçesi olarak anılan 1.Elizabeth’in 40’lı yaşlardaki 2 farklı portresinde göz, Pelikan ve Anka Kuşu figürleri mevcuttur. Antik Mısır’da Pelikan Ölüm ve Ölümden sonra yaşam ile bağlantılıdır. Eski krallık döneminden kalma piramit metinlerinde Pelikan firavunun annesi olarak geçer ve dolayısıyla bir tanrıça olarak görülür. Kraliyet dışı cenaze metinlerinin bulunduğu papirüslerde de pelikanın ölmüş birisinin öte dünyaya güvenli bir şekilde geçişi kehanetini verebilecek yeteneğe sahip olduğu belirtilir. 26.000 yıllık presesyon döngüsü sonrası gerçekleşmesi istenen depremle buradaki volkanik yapıdan çıkan enerji ile dişi ejder görev alacağı anı mı beklemektedir! Yakından gördüğüm çevresinin kapalı olduğu bu izbe mekanın çok yakınında Devletimizin Bozkurtları Emniyet Almış Olup An be An 7/24 nöbet tutmaktadır. Uyandığı AN Bozkurtların nefesini ensesinde hissedecek olan bu şeytaninin 1.Elizabeth ile irtibatı ne idi! 

29 Mayıs 1453 tarihinde tekrar feth olunan İstanbul’un Prens adalarından biri olan Heybeliada, Rumca “halki” yani “Bakır” anlamına gelmektedir. Tesadüf o ki internet bilgi ağlarına baktığımda 29 atom sayılı bir kimyasal elementtir. 8.yy. da tarihlenen Yenisey Yazıtlarında “Bakırı Sınırsız İdi” şeklinde bir ifade geçmektedir. Simyacılar tarafından element Venüs simgesi ile gösterilmiştir. Dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer konu Astrolojide Geyik, Venüs Gezegeni ve Umay Ana ile irtibatlıdır. Bakır dağın yeri, yine bazı Altay-Türk destanlarına göre, şöyle anlatılıyordu: “Yer altında, 9 deniz kızı varmış. Bu denizler, bir noktada birleşiyorlarmış. Buradan da yeryüzüne, bir bakır dağ yükseliyormuş”  

Britanya Konsolosu ve Diplomatik dokunulmazlığı olan Anıttı inşa ettiren kişinin adı Spyrdon.

Spyrdon aynı zamanda kelime anlamı olarak Korfu adasının da koruyucu azizi. Korfu adası adını Yunan Mitolojisindeki Kerkyra isminden alır. Kerkyra bir nehir PERİ (*) sidir ve nehir tanrısı Asopsos’un kızıdır. Denizler Tanrısı Poseidon ise Kerkyra’ya aşık olur ve ikisi bu adada buluşurlar çünkü Kerkyra çocuklarına Korfu adasında hayat verecektir. * Keltlerde PERİ yolları ejder yolu öğretisi olarak karşımıza çıkmakta.

 

19 Eylül Saat 13:00’da cenaze töreni düzenlenecek olan ve 7 yaşında metafizik çalışmalar yapılırken fotoğrafı çekilmiş olan Uçan Kraliçe’nin 1.Elizabeth gibi Göz, Üçgen, Pelikan ve Anka kuşu ile tasvir edilen portesi mevcut mudur? Kim bilir, belki Sultanımızın arşivinde mevcuttur!

14 Eylül tarihinde yayınlanan Kambaba Videosunda Kutlu Kağanımızın Uçan Kraliçe’nin eşi Prens Philip ile ilgili söyledikleri: 

“Prens Philiph ise Yunanistan ve Danimarka Prensi idi. İngiliz vatandaşı değildi. Yunan kralının yeğeni olup Korfu adasında doğmuştu, yani Prens Charles bugünkü Kral yarı yunanlıdır” 

               Malumunuz Avrupa’da bulunan monarşi ile yönetilen ülkelerin kraliyet üyeleri aile olarak soyca akraba evliliğinden olma olup, Britanya’ya bağlıdır. Korfu adasında doğan Yeni Kral Prens Charles’ın babası Prens Philip ve Kurtuluş Savaşında Yunanların tarafında savaşan dedesi Prens Andrew, Ejder Tarikatının üyeleri arasında yer alıyor olabilir mi!

Değerli kardeşim Ozan Aydın’ın yazmış olduğu ve sitemizde yayınlanan Ejderin Sırrı – Greenwich – 3 yazısında Ejder tarikatının kurucuları arasında özellikle dönemin Venedikli seçkin ailelerinin etkili olduğunu yazmış idi.

Kangelaris ailesi, Bizans kökenli savaşçı ve rahiplerden oluşan bir aile olup İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından feth olunduktan sonra Korfu adasına kaçmışlardır. Venedik Cumhuriyetinin hizmetinde de bulunan ailede askeri ve dini görevlilerin yanı sıra , casus, büyükelçi, noter, müfettiş, polis memurları, öğretmeler, tıp doktorları ve korsanlar bulunmaktadır.

Korfu adasında etkinliği olan Kangelaris ailesinin anıt mezarda kullanmış olduğu kuru kafa ve çapraz kemikler görseli Ejder tarikatının da kullanmış olduğu kafa kesme ritüeli ile irtibatlı olup Anıt Mezar Kuş Figürünü anımsatan Heybeliada’nın güney doğu kısmındadır.

Eski Dünya Tasviri ve Himmet Ata Kümbeti Güney Doğu Kısmında yer alan figürlere baktığımızda ve gözlemsel bir analiz yapıldığında yönler arası anormal bir hareketlilik ve güneş tamgasının çokluğu dikkat çekmektedir. 

               Mediciler’in Son Prensi Ottovianno de Medici ne diyordu: “İstanbul, Her Şeyin Başlangıcı”

Okyay Kağanımız Şeytanilerin Marmara Aşkından Ötürü Alplerine gerekli talimatı vermiş olup BAKIR FIÇILAR İÇİNDE YILLANmış (Medicine) Güzel Marmara’yı ikram edilmek üzere hazırda BEKleTmektedir.

Şaka bir yana ……. Atı Alan Üsküdar’ı Geçti, Kurt Kapanına girdiniz, çıkamayacaksınız, Satranç tahtasındaki oyun çoktAAAAAAAn bitti.

Okyay Kağanım “yaz oğlum” emrini tarafıma 10 Ağustos 2022 tarihinde vermiş olup 40.günün sonunda, Hanlar Hanı Gazi Mustafa Kemal Paşamıza Mareşal Rütbesi ve Gazilik Ünvanının verildiği gün olan 19 Eylülün yıldönümü Gaziler gününde (Sembol ve işaretler ile haşır neşir olmayı sevdiğim için yazımız, BİLİNÇli (Bkz.Dipnot V.) olarak bu tarihte tamamlandı) satırlarımı tamamlıyor Tini önünde sağ elim kalbimde, saygı ve hasretle dizimi kırıyorum. İkiz Pusat ve yol kardeşlerimin dediği gibi:

“Türk O, O Türk”

ve Son Sözü Değerli Büyüğümüz Prof.Dr.Atilla Murathan Hocamızın Eylül ayının ilk haftası kendi sosyal paylaşım sitesinde paylaşmış olduğu bir söz ile noktalıyorum.

“Feleğin sen olduğunu anla. Doğru yolun sen olduğunu, sadece senden sana gidildiğini anla. Senin aradığın her şeyin gayesinin sen olduğunu anla..” Bütün soruların cevabı sensin ve çaldığın kapıyı öbür taraftan açan da sensin.. Muhyiddin İbn Arabi

 Not: Yazmış olduğum yazının her satır ve paragrafı farklı tarihlerde kağıda dökülmüş olup bazen ANlık gönül hanemdem süzülenler bazen ise seneler boyu alınan tefekkürlük notlarımdan derleyerek sizlerle paylaştığım bilgiler. Venüs, Neptün benzeri kullandığım gezegen isimleri malumunuz bizim mitolojimizde adları olmayan gezegenler, orjinal Türkçe adları internet bilgi ağlarında mevcut olup konuyu onların gözünden analiz etmek için o şekliyle ifade edilmiştir. Yazı ile ilgili hatalar var ise şahsıma aittir, faydalar ise tüm Koldaşlarımındır.

Yazımın sonuna yaklaşmış olmakla beraber, uzattım, hakkınızı helal edin (son 2 ıslıklı ok kaldı) 25 Temmuz 2014 tarihinde sitemizde gönlü güzel, değerli Tarık C. Kardeşime ait yayınlanan bir yazıya dikkatinizi çekerek tekrar okumanızı rica ediyorum.

https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,347/

Pandora’nın kutusu açıldı dünyada. Ama her zaman ümit orada duruyor. Sürprizleri var Cenab-ı Hakk’ın. Sabredersek şahit olacağız inşallah, zamanı var.

Ukab (Bkz.Dipnot VI.) Karakuş Sancağı hatırlatması vesilesiyle Eskişehir, Odunpazarında kabri olan Şeyh Şehabeddin Sühreverdi’nin veciz bir sözünü sizler ile paylaşıyorum.  

“Karar kararabildiğin kadar; zira kararmanın son noktası aydınlığın başlangıcıdır”  

 

Orduzu (Bkz.Dipnot VII.)

 

“3 Soruya 3 Islıklı Ok Cevabı”

“Sultanım! Müsaadenizle öğrenmek istediğim bir konu var. 1958 yılında Himmet Ata Kümbetine yakın bir bölgede yapılan restorasyon çalışmaları esnasında geçmişleri ve kimlikleri bilinmeyen 7 adet başsız ceset bulunur. Kesik Başlar olarak adlandırılan kişiler Rahmani mi! Şeytani mi!” (2.Islıklı Ok)

Okyay Kağan: “Rahmani”  

“Peki Sultanım! Harut ve Marut gibi mi!”

Okyay Kağan: “Evet oğlum”

“Sultanım! Onun pusat arkadaşları mı!”

Okyay Kağan: “Evet”

 

  • Göbeklitepe D yapısında 7 Kuş figürü ile resmedilen 7 Yıldızımız, 7 Tinimiz, İstanbul’un 7 Tepesini Koruyacak Olan ATA YİĞİTLER değil miydi! Başları ile Bedel Ödeyerek Huuu’da Var Olan ATA YİĞİTLERe Selam Olsun! Huuu!  . . . .    . . . . “Ashabım Gökteki Yıldızlar Gibidir.. ..”

 

  • Çizimleri Eski Dünya Tasviri ile birlikte gönlüme düşürdüğümde Himmet Ata Kümbetinin tepesinde yuva kurmuş olan Leyleğin kımıldaması ile yere düşen son kar tanesi “Saymalıtaş Güneş Kültü” oldu. 


 

Değerli Araştırmacı Kazım Mirşan’ın bu konudaki tespitleri:

“Kün ve Ay, gökten yere, buğ’u takdis için inmişlerdir. Resmin sağ alt tarafında (saçlı 2 insan), buğ’a, bu’luk (Han) ünvanı vereceklerdir. Böyle bir ünvana sahip olan kişi, halkına bir kul gibi hizmet etmek zorundadır. Takdis merasiminin olması için Buğ’un eşinin de merasimde bulunması gerekir. Yani eşli olmayan, evli olmayan olgunluğa ulaşmış sayılmaz. Hatunsuz Buğ (Bey) Han Olamaz!”

İlgili görselde 7 kişi halay çekmektedir.

 

Devam Ediyoruz …

Alp olan kişi oğlunun kurganında khatun, pusat arkadaşları ve atları olmaktadır. 

Fikriye Hanım’ın kabri nerede? Gazi Paşanın bu konuda kimsenin bilmediği gizli bir vasiyeti var mı! Fikriye Hanım’ın başından geçen elim hadise sonrası Erenler ve Deruniler tarafından mezar yeri sırlanmış olabilir mi! 

Satırlarıma son verirken sormuş olduğum son soruya Okyay Kağan’ın verdiği cevap şu şekilde olacaktı.

“Fikriye, Ötükenli Ece” (3.Islıklı Ok)

Evet …  Ece O, O Ece.

Bu satırları AN itibariyle okuyan sON Ocağın Alpleri, Ötüken yeminimize sadık kalarak sizin adınıza da bu ifadeyi yazmakta bir beis görmüyorum.

 

“Kurt’un yolunda ettiğimiz yeminsin, o gün yine geleceğiz”

(Kurt’un yolunu asırlar sonra kayıt altına alan yiğit pusat kardeşim, gönlün var olsun, derviş ozanım)

 

Fikriye Hanım nezdinde Ece ruhunu tininde hissedenlere gönülden selam olsun!

 

Aşk olsun! Hatırlatırız…  https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,522/

 

“Gökkurt’un, yere bakan yüzü açılmıştır!

Sıra, Tek Tanrı’nın Gök gibi var etme sırrını taşıyan göğe bakan yüzünün açılmasındadır. İşiteceklere, Gökkurt’un uluması yakındır. Tuzak kuranlara, bu bir ilandır!”

 

“Gök Girsin, Kızıl Çıksın!”           

 

https://www.youtube.com/watch?v=Ta4r3RWpefo

Gel Gidelim Ötükene, Oktan Keleş

 

Selçuk Karaca


Kaynaklar:

Adnan Menderes Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü.

  • Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Seringül Varis.
  • Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, 5.Baskı, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2000, s.104, 105.
  • Ahmet Çaycı, Anadolu Selçuklu Sanatı’nda Gezegen ve Burç Tasvirleri, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002, s.24.
  • Gönül Üney, “Sun and Moon Rosettes in The Shape of Human Heads in Anatolian Seljuk Architecture”, Anatolia-III, 1969,1970, S.195.203.
  • Cemal Şener, Türklerin Müslümanlıktan Önceki Dini Şamanizm, 10.Baskı, İstanbul, AD Yayınları, 1997, S.70-89.
  • J.Poul Roux, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, Çeviren A.Kazancıgil, 2.Baskı, İstanbul, İşaret Yayınları, 1998, S.49-78.
  • Ahmet Yaşar Ocak, Bektaşi Menakıbnamelerinde İslam Öncesi Türk Motifleri, İstanbul Enderun Yayınları, 1983.
  • Ahmet Yaşar Ocak, Alevi ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri, 4.Baskı, İstanbul, İletişim Yayınları, 2003.
  • Yaşar Çoruhlu, Erken Devir Türk Sanatı, İstanbul, Kabalcı Yayınevi, 2007, S.89.98.
  • Seyid Hüseyin Nasr, İslam Kozmolojisi Öğretilerine Giriş, Çeviren Nazife Şişman, İnsan Yayınları, 1995, S.89.
  • Zofie Uçar, Türk Kültüründe Geyik ve Geyikli Baba Üzerine Gözlemler, Kültür Evreni, S.129-145.
  • Gönül Öney, Anadolu Selçuklularında Heykel ve Figürlü Kabartma, Ankara Üniversitesi, DTCF Yayınlanmamış Doç.Tezi, Ankara, 1966, S.140.
  • Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, Cilt 1, Ankara.
  • Nilgün Dalkesen, “Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk Kültüründe Geyik Kültü, Milli Folklor, 2015, S.58-69.
  • Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, İstanbul, Kervan Yayınları, 1984, S.12-13.
  • Necati Demir, Kaya Üstü Resmi Olarak Dağ Keçisi, Münich, 2010, S.5-23.
  • Ali Öztürk, Ötüken Türk Kitabeleri, İstanbul, Ötüken Yayınevi, 1973, S.43-57.
  • H.Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara, Türk Dil Kurumu, 1994.
  • Kazım Mirşan, Güneş Kültü.
  • Prof.Dr.Necdet Tosun, Tasavvuf Kültüründe Kuş, İhramcızade, 16 Mart 2020.
  • Özgür Barış Etli, Gece Kitaplığı, Göbeklitepe ve Ön-Türkler. 2016.

 

Dipnotlar:

(I) Heser Baba (Şeker Baba) Hacı Bektaş Veli Pirimiz tarafından Anadolu’ya gönderilen Erenlerden olduğu söylenmektedir. Şeker Baba, Çanakkale Savaşı’na çift başlı kartal olarak katılmış ve Mehmetçiğin yanında düşmana karşı savaşmıştır. Şeker Baba’dan alınan taşlar teberrük (kutsal) sayılmaktadır. Bir 30 Ağustos akşamı BİZlere Çanakkale Savaşını anlatırken aynı ANda savaşı yaşayan ve gözleri dolan gül kokulu MuHANmed aşığı şeker gibi güzel insanı bu vesileyle sevgiyle anıyorum.

 

(II) Kül olmuş birini ateşle korkutamazsın. 16:26.

 

“Bütün Madenleri Eğilleştirdiler Biri Hariç. Onu Tengri Dünyaya İmtihan Bıraktı Nefislerde Simyalanmalıydı Bu Maden.” Türkün Yasak Kitabı, Kızıl Elma Sırrı.

 

(III) “Evren, en düşük frekanstan en yüksek frekansa kadar değişen sayısız ses içerir. Piyano üzerindeki en düşük sesten başlayarak sırasıyla dizilen tuşlar bunu canlandırmaya yardımcı olabilir. Eğer beyaz tuşlara basarsanız, do, re, mi, fa, sol, la ve si çalarsınız. Tuşlarda bir do’dan ötekine bir oktav yukarı çıkarsanız, titreşim iki katına çıkar. Başka bir deyişle, yedi kısma ayrılan titreşimleri iki katına çıkarılması do, re, mi, fa, sol, la ve si’dir. Bu yüzden, bu yedi sesin tekrarlanması en düşükten en yükseğe bütün sesleri temsil eder.” Suyun Gizli Mesajı, Masaru Emoto.

 

(IV) X (ON)’lar ile ilgili Koldaşımız Değerli Kardeşim Baran Aydın’ın 10’lar Konseyi adlı kitabında Ka-Ba-Ra İnancına Ait Bir Cinayet Ritüelinden bahsedilemekte olup konu ile ilgili olduğunu düşünmekteyim.

 

https://en.wikipedia.org/wiki/Cangelari_family

 

https://www.adalardan.net/heybeliada-suslu-mezar-kangelaris-ailesi-anit-mezari/

 

http://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/heybeliada-suslu-mezar.html

 

 

Kangelaris Ailesi Anıt Mezarı

 

Kıyafetteki üçgen dekolte, noktadaki göz ve Tudor Hanedanı’nın sembolü olan gül motifi.


Solda, korsanlara Denizleri Dar Eden “Bir Ölür, Bin Diriliriz” Sözünü Şiar Edinen Aydınoğlu Gazi Umur Bey, Göğsünde Çift Başlı Kartal, Elinde Kılıç ile.

 

Ortada, Aydınoğlu Beyliği Sancağı, sancaktaki işaretler apaçık, yazmaya gerek yok.

       Huuu!        Huuu!        Huuu!        Huuu!        Huuu!        Huuu!        Huuu!

 

Sağda, Dulkadiroğlu Alaüüdevle Bozkurt Bey.

 

Kutlu Kağanım!

O Gün (10 Ağustos, X’lar var ya X’lar ) Alplerinizin Yanında Gökyüzüne Kaldırdığınız, Aydınoğlu Beyliğine Ait Korsanlardan Ele Geçirilmiş Ganimet Kılıç Üzerindeki Kurumuş KAN;

AN itibariyle Anlam Kazandı.

Saygı, Hürmet, ve Hasretle Sağ Elim Kalbimde, Gözlerim Buğulu, Yemini Gönlünde “HER-AN” yaşayan biri Olarak Alp Selamı ile Diz Kırıp Sizi Selamlıyorum.

          

(V)BİLİNÇ AÇIK MI! DİN BİLİNCE Mİ GELDİ KAPALI MI? BİLİNÇ KAFADA MI DIŞARIDA MI? DIŞARIDAYSA O DIŞARISI KAFADA MI? BİLİNÇ ÖTESİ NE? BİLİNCİN ÖTESİ SENİN İÇİN YARATILMIŞ. NEDEN ULAŞMIYORSUN.?”    KULBAK BİLGE ÖTÜKEN TASAVVUFU SY.431 R.97

 

“Su ruhun aynasıdır. İnsanların bilinçleriyle uyum sağlayarak oluşan pek çok yüzü vardır. Suya insanların ruhlarında olanları yansıtma yeteneğini veren nedir? Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle şu gerçeği anladığınızdan emin olmak istiyorum: Varoluş titreşimdir.” Suyun Gizli Mesajı, Masaru Emoto.      & Bilinç Kıyameti .. ..

 

(VI) UKab:     UK = Kurt ..        AB = Su ..


(VII) “Orduzu, 30 Ağustos 2022.”

 

“Kirpik Ok, Yaydır Kaş, Sırlar Ayan Oldu Gönüllerde Faş“ dizelerini SESlendiren Pirimiz Her Kalperenin Bir Sırrı Olduğunu “Ser Verip, Sır Vermemek” düsturu ile mühürlendiğimizi ifade etmektedir. Bu konuda Dr.Münir Derman ise “Her Kime Ki Hakikatin Sırrını Öğrettiler, O Kimsenin Ağzını Diktiler, Mühürlediler” demektedir. 

 

“Doğuyor Bak Ergenekon”

 



Bu haber 10,097 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    13,601 µs