En Sıcak Konular

Büyülü Güzellik Mitine Karşı Almila

2 Ağustos 2022 09:41 tsi
Büyülü Güzellik Mitine Karşı Almila Fatma Kızık yazdı...

Büyülü Güzellik Mitine Karşı Almila 

 

Kıymetli Kağanımız Sayın Oktan Keleş, Katıldığı son programda yayınladığı Atamızın çocukluk fotoğrafı ve paylaştığı belgelerle deprem etkisi yarattı. Kalpak üzerinden yaşanan tartışma bir kez daha etnografyanın, geleneğin, giyim kuşam alanının, tarihi konularda ne kadar önem arz ettiğini göstermiştir. Milletlerin kültür varlıkları, milletin bağrında yaşar. İnsan kültürüyle birlikte göç eder. Uzak yakın akraba halklar birbirlerini benimser ve kültür alışverişinde de bulunabilirler. Kızılderili akrabalarımızla olan bağlarımız gibi. Kültür durağan değil akışkandır.

Bilim disiplinleri açısından arkeoloji biliminde bile çıkan heykellerin veya mozaiklerin dönemin giyim kuşamını yansıtması farklı disiplinlerle değerlendirilir. Sosyal ve günlük hayata dair bu unsurlar, Etnografya ve Halk Bilimiyle yorumlanır. Fakat yorumlanamayanlarda vardır. Mesela; Zeugma da çıkan çingene kızı olarak bilinen mozaiğin başına sardığı örtü ve baş bağlaması henüz tanımlanamamıştır. Kadın veya erkek olduğu bile netleştirilememiştir. Günümüzde baş bağlama biçimi olarak çingene denilen göçer halklara benzetildiği için mozaiğe çingene kızı adı verilmiştir.  

Anlatacağımız konu açısından, programın 2.30 sonrasında Türk toplumunu ilgilendiren çok önemli konu başlıklarına değinildi.  Özellikle kadın giyim kuşamında Ötüken özlemi, Anadolu irfanına karşı Yunan Mitolojisi ve günümüz sanat anlayışı üzerine yapılan vurgular bu yazının referans noktası oldu.

https://www.youtube.com/watch?v=rjMXrhvU_94

Hatırlanacağı üzere çalıştaylarda Şeytanın süslü göstermesi meselesi üzerine tefekkürler yapılmıştı. 

İblis şöyle dedi: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım" (Hicr 39)

Ancak içlerinden İhlâs verilen kulların müstesna  (Hicr 40)

Kuranda geçmeyen bazı noktalar hakikati bozulmuş teolojik anlatımlarda, İblisin ilk insanı  Hz. Adem’i, eşi Havva üzerinden kandırdığı, yenmemesi gereken yasak ağacın meyvesinin elma olduğu anlatılır. Bu anlatılarda yasak olan ağaca yaklaştırma ve süslü gösterme kadın, güzellik-cezbe, elma metaforları etrafında görülür. 

Bu yasak elma meselesi, Türk’ün Kızıl Elma Ülküsüne karşı geliştirilen şeytani bir doktrin midir? Elma  bir durumun değişiminin anahtarıdır. Türk kültüründe yapıcı bereketli kutsal bir muhtevaya sahiptir. Türk halk masallarında elma iyiliği bereketi ve soyun devamını temsil eder. Halk anlatılarında elma yiyerek hamile kalma ve çocuk sahibi olma motifine Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber, vb. hikâyelerinde rastlanır. Hemen hemen bütün masallar elmayla biter. Gökten üç elma düştü biri dinleyene, biri bu masalı anlatana biri de orada olmayana diye algış söylenir. Elma ve Gök kavramının ilişkisi elmanın kutsiyetine işaret eder. Şu şekilde yorumlayabilir miyiz? Şeytani sistem için elma dünyaya sürgünün sembolü, Türkler içinse Kızıl Elma dünya sisteminin aşılması, yani sürgünden-zindandan çıkışın sembolü olabilir mi?

Kızıl Gemide asıl bilgiler sırlar, o gökte süzülmekte, sahiplerini bekler, onu ele geçirmek Türk ün görevidir! Ona ulaşmak için yerde yapacak işler var (Kulbak Bilge)

 

Türklerin bu sistemde görevlerini tamamlayıp Kızıl elmayı ele geçirme hedeflerine karşı hakikati bozma simgesi olarak meşhur logodaki ısırılmış elma metaforunu kullandıklarını söyleyebiliriz. En korktukları şey bütün Türklerin birleşip Turanı kurması ve kendi sistemlerinin çökmesi asırlardır kurdukları tuzakların bozulmasıdır. O anlatılarda kadınla ilgili erkeği kandıran yoldan çıkaran bir zihni muhteva vardır. Oysa Türklerde kadın o kadar kutsaldır ki Kızıl Elma ülküsü isim olarak kadına Şan olmuştur. Masallara, romanlara şiirlere anlatılara ALMILA olarak ilham vermiştir.

Almıla, Almıla gönül hırsızı 

Doğu Türkistan'ın şafak yıldızı 


Yasak elma bir kandırma aldatma nesnesi olarak açık kapalı anlamlarıyla her yerde karşımıza çıkıyor. Mesela Pamuk prensesin cadı üvey annesinin onu büyülemek için verdiği meyve kırmızı bir elma.  Yunan mitolojisinde Aşk tanrıçası Afrodit’in elinde büyü ve ödül nesnesi olarak yine (altın) elmayı görüyoruz. Onların mitolojileri, geldikleri soyun bilinçaltı anlatımlarıyla doludur işte bir örnek;

Afrodit, aşk işlerinde babası Zeus’u çoğu zaman zor duruma düşürecek oyunlar oynar. Zeus’un ölümsüzlerle yaşadığı onlarca aşkın dışında, ölümlü güzel kızların ve yakışıklı delikanlıların peşinden koşması Afrodit’in eseridir.(E.Doğan Gürbüzer)

Tanrıları, Poseıdon, Ares, Zeus, Hephaestus (bkz) Büyük ahlaki çöküntüleri temsil ederler. Mitoloji Yaratılışın varoluşun ve yok oluşun anlatılarıdır. Türk mitolojinde insan olma onurunu yaralayan bir tane sapkın anlatı yoktur. Sadece kötülükle mücadele, birlik ve uyum vardır. 

İşte böylece Allah’a ortak tuttukları o sahte tanrılar, gittikleri bu yolda müşriklerden pek çoğuna çocuklarını öldürmeyi bile iyi bir iş göstermekte, neticede bizzat kendilerini helâke sürüklediği gibi, dinlerini de karmakarışık hâle getirmektedir. Eğer Allah dileseydi böyle yapamazlardı. Şu halde sen onları, uydurdukları yalanlarla baş başa bırak (Enam 137)

Aşk ve Işk konusuna değindiğimiz bir önceki yazıda Aşkın insanda ki ışıkla-nurla ilgili olduğunu anlatmıştık. https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8996/isik-erleri---atalar-kultu

Oysa Yunan mitlerinde Aşk, Afrodit ve Eros ’un hilelerini ve sapkınlıklarını süslü gösteren hazdır ve merkezde insan bedeni-sureti vardır bütün mitolojileri bunun üzerine kuruludur.  Bugün sanat olarak deklare edilen konunun kaynağı da buraya dayanıyor.  Günümüzde bu konuyu sorgulayanları, karşı çıkanları, avamlıkla, köylülükle suçlayarak sosyal linç ile küçük düşürmeye cüret edebiliyorlar. Resim heykel ve diğer etkinliklerde o sanatın, tekniği, emeği, incelikleri değil konumuz içeriği ve mesajı. Programda bu konu özellikle vurgulanmıştı. 

Şu an dünyada 3 milyar insan doğal kaynaklara ve temiz içme suyuna ulaşamıyor. Temiz gıda zehirsiz bir tüketim ürünü bulmak nerdeyse imkânsız. Bulsan bile alım gücün elinden alındı. Sokak hayvanları besi hayvanları katlediliyor, sözde pandemi ve başka salgınlar kapanmalar derken insanlık hala güzellik büyüsüyle uyutuluyor. Şeytanın ninnisi gibi. Ekinlerin ve neslin nasıl yok edildiğine şahit oluyoruz gözlerimizin önünde oluyor her şey ama göremiyoruz. Teknolojinin geldiği bu noktada özellikle telefonlar söz konusu olduğunda sadece ekranını açmanız yeterli oluyor. Suret ve beden üzerinden, Şeytanın süslü gösterme meselesine, (ister istemez) nasıl maruz bırakılıyoruz bakalım:

 Büyülü güzelliği ile görenleri şaşkına çevirdi, Yılbaşı gecesinin büyülü atmosferine yakışan göz kamaştırıcı bir maceraya hazırmısınız? Yaz boyu büyülü saçlarla göz kamaştırmanın sırları, derin dekoltesiyle şaşkına çevirdi, verdiği pozlarla büyüledi göz kamaştırdı vs. Liste uzar gider. Ekranlarda sürekli bu tip bilinçaltı kodlamalar sistemli olarak yapılıyor. Özellikle gençler hedef alınarak tabi. Kozmetik ve estetik konularına girmiyorum. Tanrıçalaştırdıkları modeller ünlü kız kardeşler vb. üzerinden kurdukları endüstrilerinin pazar payı bugün dünyada ilk sıralarda. 

İnanın suretine yapılan operasyonlarla ilgili konuyu, Sayın Emir Yıldızdan yıllar evvel yazmış.

https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,161/

Bu konu elbette sadece kadınlara has değil suda ki yansımasında, kendi güzelliğinden büyülenen,  Narsizm hastalığının babası Narkissos’da Yunan Mitolojisinden. Bugün fıtratın bozulması noktasında en çok tartışılan bir diğer konu, eşcinselliğin normalleştirilmeye çalışılması yine aynı kaynaktan geliyor. İnsanlığı bu zihinsel zindanda tutmak için asırlardır boş durmuyorlar. Çeşitli film platformları ve sivil hareketlerin arkasında hep bunlar var. Mitoloji biliminde mitler, yaşanmış bitmiş olayların hikâyeleri gibi anlatılır ama görüldüğü üzere kesintisiz olarak o soyun mitolojisi devam ediyor. Lütfen aşağıda ki anlatımı günümüze uyarlayınız. 

“Yunan tanrıları ve tanrıçaları beğenilmeyi, onlara saygı duyulmasını, isimlerine kurbanlar verilmesini çok seviyorlar. İnanılmaz bir ego içerisindeler. Hatta bu yüzden sürekli birbirleriyle bir yarış içerisindeler. Bunun için insanlara da büyük acılar çektiriyorlar. Bunu da çoğu mitte görüyoruz zaten. Ama bu mitlerden öyle biri var ki, bunun sonucunda belki de mitolojinin en kanlısı denilebilecek savaş meydana gelmiş. Bu olay da üç tanrıçanın yarıştığı ilk güzellik yarışması” https://onedio.com/haber/tarihteki-ilk-guzellik-yarismasi-654866  Tabi bu güzellik yarışmasında Elma yine önemli bir rol oynuyor. Ve bu yarışmanın sonucunda Truva savaşının fitili ateşlenmiş oluyor. Güzellik yarışmalarının kökeni  3 güzeller diye tabir edilen bu Yunan tanrıçalarıdır.

Bir haber başlığı:

2004'ten bu yana Miss International Queen adıyla gerçekleşen uluslararası Trans Kadınlar güzellik yarışması, bu yıl Tayland'da yapıldı.  1800’lü yıllarda başlayan 1950 yıllarından sonra baş gösteren dünya güzellik yarışmaları güzellik mitinin devamı niteliğinde. İddialarını genişleterek daha sonra Kâinat güzellik yarışmaları düzenliyorlar. 

Elbette bilimi de unutmayalım. Newton’u hatırlayalım Kafasına bir Elma düşmüştü ve yer çekimini bulmuştu. Newton fiziği ile bilimselliği, sebep-sonuç ilişkisi içine hapsettiler ve 20.yüzyılda kuantum bilim karşısında diz çökmek zorunda kaldılar. Okyay Kağan sormuştu yer çekimi mi? Gök itimi mi? Nasıl kandırıldı insanlık bir elmayla.

Öte yandan Allah insanı çıplak yarattı diye teşhirciliği yüceltmeye çalışanlara Kuran cevap veriyor. A’raf  26’da. Allah insanı çıplak yarattı ancak öylece yaşayacağı dünya sistemini vermedi. Sıcak yakar, soğuk üşütür. Sürüngenler sokar, bazı otlar kaşındırır bazıları zehirler, bazı kayalıklarda yürünmez. Doğa seni giyinmeye mecbur bırakır. Ama giyim biçimini yaşadığın toplumun kültürü ve coğrafya belirler. 

Ey Âdemoğulları! Size hem edep yerlerinizi örtecek bir elbise, hem de giyinip süsleneceğiniz bir elbise indirdik. Takva elbisesine gelince, en güzel ve en hayırlı elbise işte odur. Bunlar, insanlar düşünüp öğüt alsınlar diye Allah’ın indirdiği ayetlerdendir.(A’raf 26)

 Gelelim bu şeytani sistemde Türklerin  önemine; daha önce sıkça vurguladığımız bizim kültür ve mitolojimizin temel kodlarından olan, Atalar kültü; Tanrı ve tanrıça kültürünün pan zehiridir. Umay Ana, Ak Ene, Ayızıt Mitolojimizin kutsal ATALARIDIR. 

Unvanı kimliği ne olursa olsun kimse onları kendi dünyasında fantezi nesnesi yapma hakkına sahip değildir. Bizim Kollektif hafızamızda Ana atalarımız Erdem, Şefkat Basiret ve koruyucu bir vasıftadır. Baştan sona Tanrı vasfı ve kutsallık içerirler. Kadın cinsiyet kimliği ile onları Yunan mitolojisinde ki büyülü güzellik nesnelerine dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Bilerek yada bilmeyerek yapılan bu  görsel SANAT çalışmaları, başka sistemlerin havuzuna su taşımaya yarar sadece. Sanat kelimesinin neyi çağrıştırdığını kelimeler üzerinde çalışan arkadaşlarımın ferasetine  bırakıyorum. 

 

 

Siz değerli okuyucu, lütfen sadece aşağıda ki  görsellere bir göz  atınız. Türk kadınının tarihi yürüyüşüne şahit olacaksınız. Nasıl bir doğa  bilgisi, gözlemi, güzelliği Tengri vergisi üstün bir zevk ve estetik sahibi olduğuna tanıklık edeceksiniz. Türk kadınını yücelten bütün Türk Milletidir. Erkeği kadını yoktur, yüce olan Millettir. Ancak kadın üzerinden oynanan oyunlar sebebiyle bazı konular ön plana çıkarılmalıdır. Yoksa Türk toplumunda kadın, erkeğinin eşitidir, ayrım yoktur. Türk kadını bir arzu nesnesi değildir. Süslenmesi Tanrının doğayı süslemesi gibidir. Türk kadını doğa ile kendi fıtratını bütünleştirmiş ve bunu en güzel şekilde  yansıtmıştır. Bu duruş içinde ışıl ışıl parlar. 

Gittiği coğrafyalarda gördükleriyle, ayrı kaldığı cenneti Ötüken’i ve geldiği Okoz’u hatırlatacak, rengarenk bir dünya örmüştür yeryüzünde. Okyay Kağanın dikkat çektiği üzere adeta Ötükenin güzelliklerini kuşanmıştır. Dünyada hiç millet yoktur böyle üstün bir sanat sahibi olsun. Türk kadını üzerinde taşıdığı her renk, her ilmik, her parça ile tüm dünyasını hasretle örmüş, merhametle sevgiyle dokumuş, iyilikle renklendirmiş, bezemiş ve bulunduğu her yeri adeta bir çiçek bahçesine dönüştürmüştür. Bize ayı güneşi çiçeği, kelebeği, ağacı doğayı dolayısı ile içindeki IŞKI yansıtmıştır. Bütün bunları bizden çalmak isteyenler ayıp günah kavramlarına sığınırlar. Yaşla başla ölçüp biçerler. Günah diye bizi başka milletlerin giysilerinin içine sokmaya çalışanlar iyi baksınlar. Yasak elmaların büyüsüyle değil Kızıl Elmanın hakikatiyle yoğrulmuş bizim güzellik anlayışımız. Biz 21. Yüzyılda dahi bu zenginlikleri görüyoruz anadolumuzda ve tüm Türk dünyasında. Milli bilincimizi yansıtan bu değerlerimizi estetik ve güzelliklerimizi aklımızı örterek büyülenerek değil, gayet aklı selim kalbi selim ile asırlarca korumuş  bugünlere taşımışız ve korumaya devam edeceğiz. Kızıl Elmaya ve sonsuza kadar. Yazıyı sonlandırıken gökten üç elma düştü diyelim mi? En içten saygılarımla.

Benim Hayatta Yegâne Fahrim, Servetim, Türklükten Başka Bir Şey Değildir.

Mustafa Kemal Atatürk


 

 

 

 

 

 

 

 

Fatma KIZIK



Bu haber 7,186 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,000 µs