En Sıcak Konular

Kalgançı Çağ -Erlik Han ve Kam Pusatı

4 Ağustos 2020 06:51 tsi
Kalgançı Çağ -Erlik Han ve Kam  Pusatı Fatma Kızık Yazdı:Kalgançı Çağ -Erlik Han ve Kam Pusatı

Kalgançı Çağ -Erlik Han ve Kam  Pusatı

 

14 Mart 2020 tarihinde, Kültür Eski Bakanımız, Sayın Namık Kemal Zeybek Bey tarafından, Türkiye'nin 1. Baş Kam'ı ilan edilen Kıymetli Sultanımız, Sayın Oktan Keleş Bey'e İthafen; bu çalışmada; Kam Pusatı Manyak, Erlik Han ve  hükmettiği Kalgançı Çağ  konuları, aynı litaratür içinde olduğu için  birlikte değerlendirilmeye çalışılmıştır.

 

 

Türk sözel kültüründe, kıyamet anlatmalarına ilişkin eskataloji mitlerine rastlanılmadığı ve Türkler için son diye bir kavramın olmadığı bilimsel çalışmalarla anlaşılmıştır. Yalnız bir kısım kaynaklarda Kalgançı Çak kötülüğün hakim olduğu Erlik hanın yeryüzüne ateş ve karanlığı getireceği dünyanın sonu miti olarak değerlendirilmektedir. Bu çağda Ay ve Güneş aydınlık vermez, ışıksız olur. Dünya bozulur, töre bozulur, yer ve insan nesli mahvolur. Zira Kutsal kitabımız Kur'an' da,  Asr suresi, insanın ziyan çağını  ifade etmektedir.        

Kadim anlatmalarda, karanlığın ardından Uluğ Kün denen Ülgen Hanın çağının başlayacağı yeniden düzenin kurulacağına inanılır. Bu nedenle Kalgançı Çak aslında eskatoloji (dünyanın sonu) miti, değil, karanlık zamanın sonu,  Uluğ Kün içinde kalınacak çağın bilgisi  olarak,  makro ve mikro alanlarda ki düzenin habercisi olarak değerlendirilmelidir. (bkz.Fuzuli Bayat, Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı)  

Kambaba 1 videosunda https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8027 öğrenmiş olduğumuz, Türk ataların dünyanın bozulan çağlarında hayatı yeniden başlatmaları ve dünyayı imar etmeleri, Kalgançı çağın sonu, Uluğ Kün'ün açıklaması gibidir. Hayatı yaşanabilir hale getirmek için Ötüken Töresini tekrar tekrar dünya üzerine getirdikleri, anlaşılmaktadır. Uluğ Kün kavramı bu imarın neticesi olarak, Tengri buyruğu ile Türk atası Ülgen Hanın dünyayı tekrar aydınlığa kavuşturması ve anlatmalarda geçen" ölülelere dirilin" hitabıyla soy ve hayat başlatıcı olması, Kambaba videolarında açıklanan sırlarla bunların olağanüstü hayali öyküler olmadığı, sözel anlatmalarda asırlarca saklanan kadim gerçekler olduğunu  göstermektedir.

Kötülük-iyilik karanlık-aydınlık, mücadelesi, kaos-düzen şeklinde devam eden döngüsellik içinde yer bilgilerinden arınma, zaman ve mekan kaydından çıkma, kıyam, kendi yazılımının ve tüm yazılımların okunması ve yaşanması halini; dirilme Tengri'yi bilme bilinci,  olarak anlayabiliriz.

Dabbetül arş:Arşta sürünen dabbeler. Arşın ötesine geçmişlere ise seyyare-yi tayy-i arş denir. Dünya hayatına yere bakmaya tenezül etmeyen insanlar nefislerinden (yer bilgilerinden) arınan, gayesi Allah rızası olan ve sadece O olan insanlar uzay gemisiz arşa aşkla çıkarlar.  (Deruni Devlet sf:160)

Bu konuda Hacı Bektaşi Veli Hazretleri.; "Ariflerin gönlü arı duru su gibidir, onların sinelerinde murdar olan bir şey barınmaz" der.  Bir yönüyle,  suni  sistemden (yeraltı ülkesi, benliği besleyen herşey) ve labirentten çıkan Eren'lerin, gönülleri (titreşimleri, frekansları)  arı duru (çok yüksek) olduğundan, sinelerinde murdar olan (düşük titreşimler, bozuk frekanslar) barınamaz. Onların kalbini bozamaz.

          Nahl süresi 58. Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir.

Ayet-i Kerime  öfke ile insanda meydana gelen değişimi insanın dönüşümünü ve  bunun işaretinin simadan yani yansımadan olduğunu anlatmaktadır. İç alemin titreşiminin simaya yansıması. Tengri'nin Türk'ü sayfa 5-13 "Hasetin kibrin bilgiyi taşıyamamanın kurbanı olmuştu Görsay" Ulu ataların öğütleri nasihatları ona kar etmemişti ben'cilliğinde ısrar ediyordu. sonunda karanlıklara gömüldü.Körmez oldu.

Kambaba 3 videosunda kendi yazılımını okuma (nefsine arif olma ve Rabbini bilme) konusunu Alevi-Bektaşilikte, duaz-niyaz  Dede Korkut'ta, boylama-soylama, Kamlıkta, algış (güzel dilek,niyet) içinde bulabiliriz. Türk inanç ve yaşam felsefesinin, tarihin farklı dönemlerinde ve farklı coğrafyalarda ifade ediliş şekli; yer benliği değil yüksek benliğin (yazılım) ifadelerini içerir. Ben değil bize, bireye değil, Can'a, yani varlığın özüne, dolayısı ile tapınmaya değil. cem (Bir) olmaya odaklıdır. Bu nedenle yaşamı oluşturan her varlığa saygı -sevgi, iyilik-doğruluk içinde edilen dualar güzel sözler ve niyetler, Yaratıcı'dan bir şey istemek (dünyalık) üzerine değil, her şeyin özünde Yaradan'ın tecellisini bilerek; varlığı kutlama ve kutsama anlayışını geliştirmiştir. Yunus Emre Hazretlerinin "Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü"  anlayışı bu  şuurun Anadolu'da mayalanmış halidir. Türk olmanın sorumluluğu ve makro boyutlarda kötülükle mücadele ise Divanü Lügat-it Türk'te:

Talih güneşinin Türk burcunda doğduğunu, Tanrı’nın Türk kağanlığını gökyüzünün katmanları arasına yerleştirdiğini, onlara Türk adını ve egemenliği verdiğini yazar. Çağının kağanlarını Tanrı’nın Türkler arasından çıkardığını ve ulusları yönetme dizginlerini Türklere vererek bütün insanlığa egemen kıldığını belirtir. Türkleri doğruluğa yönelten Tanrı’nın, Türklerle birlikte olanları, birlikte çalışanları ve onlara katılanları aziz kıldığını, Türkler sayesinde onları isteklerine eriştirdiğini, yağmacıların kötülüklerinden onları koruduğunu anlatır." http://tdk.gov.tr/divanu-lugatit-turk/kasgarli-mahmud-ve-divanu-lugatit-turk/

         

Türk Kadim anlatmalarında kötülükle mücadele konusunda Kam bilgeliği önemli bir yere sahiptir. Yeraltında yaşayan Erlik hanın  kötülüğüne ve karanlık dünyasına karşı koyan, savaşan ilk kişi bir Kam olmuştur. Onunla mücadeleye girişir ve onu yenmeyi başarır.  Erlik han ve hizmetkarları sözlü kültürde, yaşamak için gözyaşı ve kanla beslenen varlıklardır. Hangi zamanda olursa olsun  acının, öfkenin, zulmetmenin  titreşiminde varolabilen varlıklar. O dünyalarda savaşabilcek donanım Kamlarda ve Kam bilgilerinde korunmuştur. Sözlü anlatmalarda Kamlar, yer altına, Erliğin hükümdar olduğu demir sarayına, çalınan insan ruhlarını kurtarmak için iner.  Bir insanın ruhunun çalındığını hastalığından anlayan Kamlar, Erliğin insanın ruhunu alıkoyduğuna inanır. Yer altına inerek alıkonan ruhu kurtarır. (Kalgançı Çağ Erliğin yer altından çıktığı herşeyi kuşattığı çağa atıftır, orada devreye Gök Atalar girmektedir.)

Yaptıkları ritüellerde bir çok parametreyle birlikte özellikle davul ve ritimle bozulan dengeye müdahale edilmiş olur. Burada ki hastalık kavramını Bütünsel bilinçten ayrılan egonun ve onun ortaya çıkardığı çirkinlik-kötülük kavramıyla meydana gelen bedensel veya psikolojik, titreşim-frekans bozukluğu olarak yorumlayabiliriz. (çirkinlik-kötülük konusı ile ilgili bkz. Kopuz Ata 1-2)

 

Kamlar, kutsallık olgusu içinde bazı varlıkların tözleriyle iletişime geçerek,  (telepati vb) farklı boyutlarda etkinlik gücünü kazanmışlardır. Suyla konuşur, Ata ruhlarından yardım alır, ağaca, toprağa teşekkür eder, ateşe saçılar, hediyeler sunarlar. İnsanların erişemediği boyutlarda töz hayvanları onların yardımcılarıdır. Bozulan enerji alanlarında  müdahalelerine ve bilgeliklerine ihtiyaç duyulur.

Kamlar ölmeden önce ölme sırrına ermişlerdir. (Mana aleminde tüm bedenlerinin kemiklerine kadar ayrıldığını görmüş ve deneyimlemişlerdir.) Kamlığın en önemli özelliği,  bu geçiş ritüelleridir. Ölüp yeniden dirilme srrıdır. Bu "Sırra erme"  ritüeliyle  yeniden doğan (yeni bilinç düzeyi)  Kam, görünmeyeni görme bilinmeyeni bilme yeteneklerini ve birçok gizil kabul edilen gücü  kazanmış olur. Kamlıktan, Alp Erenliğe Anadolu Alevi-Bektaşi geleneğinde sırra erme konusu  2. doğum hatta 3.doğum şeklinde kodlanmış bilinç düzeylerini ifade eder.

 Bir bilgi inanç ve yaşam sistemi olan Kamlık değerleri içinde Güçlü Kamlar Metafizik Dünyanın Savaşçıları olarak tanımlanır. Bu nedenle giydikleri giysiler kullandıkları her bir unsur bir savaşçının pusatı gibidir.

 


 Türk dünyasında Kamlar için, hakim oldukları bilgi ve etki alanlarına göre farklı terimler kullanılmıştır. Altaylarda "Baksı" "Bahşı" Moğollarda "Böge" "Bügü" Yakutlarda "Oyun" "Udagan" (ateşin hakimi) gibi kavramlar bulunmaktadır. Türk kültür sahalarının genelinde "Kam" "Kaman" "Gam" olarak söylenen yaygın bir anlayış vardır. Onlar otacı, şair, ozan,  sihirli güçleri kullanan, metafizik birçok özelliği birarada taşıyan kimselerdir. Toplumsal bireysel düzen  kurucular, aynı zamanda şifacı ve sağaltıcılardır. Bu nedenle Kamlara korkuyla karışık bir saygı duyulur. Ancak gizil güçlerine ve  bilgilerine tam anlamıyla güvenilir. Onlara her çağda ihtiyaç vardır. Doğanın evrenin sırlarına hakim,  kadim şahsiyetlerdir.

         

Tengri'nin Türk'ünde şerlilerin manyetik saldırısına karşı, uzak diyarlardan Kamların, Türk ordusuna yardım etmek için ateş yakarak yaptıkları ritüeller, misyonlarının anlaşılmasına yardımcı olacaktır. (bkz.sf 147)

 

 

Kamlık, soyla gelen kimi zaman beyindeki zorlanma ile psikolojik ve biyolojik eşiklerin aşılmasıyla kazanılan bir yetkinliktir. Çocukluktan başlayan  sıradışı haller, kamlığın habercisi olarak yorumlanmaktadır. Kökenlerini kara bir kuştan türeyen ilk arketiplerle (ilk atalar, ilk örnekler) özdeş kabul eder, türeyişlerini kara bir kuş anaya bağlarlar. Kamların dünya görüşünde karga ruhların, kartal ise maddi dünyanın koruyucusu olarak görülür. Ayrıca hem kartal hem de karga, Türk Kam geleneğinde ilk Kam olarak bilinir. Ozan Aydın koldaşımızın Kara Yerin Sırrı Nakreminon 3  yazısında ki karga bilgeliği ve kuş kavmiyle ilgili bilgiler, Kam bilgeliğinde de yer almaktadır. "Kara kuş" metaforu Kamlık bilgilerinde türeyiş, soy atalar kültü ve koruyucu ruh olarak karşımıza çıkmaktadır. Kara Kam kavramı bu konuyla ilgilidir. Litaratürde, Ak Kamların daha çok gök seyahatleri ve yer üstüyle ilgili olduğu Kara Kamların ise yeraltı ve karanlık diyarların yasalarını bilen savaşçılar olduğu görülmektedir. Tuva Kamlarınn giydiği manyak, büyük bir kara kuş görünümündedir.

 


 

 

Öteki boyutlara yolculuğa hazırlamasında gerekli olan unsurlarla insiye (vecd, motive)  olan Kamlar, kostüm, davul, başlık, ayna, tas, sopa, maske, vb. unsurlardan yardım alır, bunlarla kuşanırlar. "Davul" ve "Manyak"  Kam ritüellerinde onun diğer boyutlarla olan temasında önemli araçlardır. Üzerinde bulunan sayısız unsur, kam bilgeliğinin hafızası gibi üzerinde taşınır. Bu unsurlarla  transa geçerek sihirli uçuş yapabilirler, litaratürde sık geçen bu kavram suret değiştirme ilmi olmalıdır.

 Manyak üzerindeki  nesnelerin metafizik etkileri, Davul'un ritmik sesi,  Kamın yolculuğunu yapabileceği frekansa uyumlanması için gerekli görülmektedir. Ritüellerinde  davulun ağırdan başlayan giderek yükselen ritmik yapısı orada bulunanlarında frekanslarını  yükselmekte, An içerisinde bilinç, zihinden özgüreştirilmektedir diyebiliriz.

 

 


Bu noktada dabbe konusunda debelenme kavramını simgeleyen sürüngen hareket görseli ve ses frekanslarının benzerliğinden yola çıkarak belli ritmik tekrarları ve düzeni simgeleyen tepe ve çukur hareketlerle meydana gelen bir düzen veya formülden  söz edebiliriz.

 

Sürüngenlerin hareket görseli.

Burada ki ortak nokta, yayılan frekansın tepe ve çukur hareketler meydana getirmesidir. Somut dünyada devenin hörgücüyle örneklendirilen ve devenin kesilmesi metaforu, (konuyla ilgili bkz. https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,658/dabbet-ul-arzdan-dabbetul-arsa/orkun-akar)  kodaşlarımızın değerli tefekkürlerinde anlattıkları gibi bu frekansa müdahale edilmesi bozulması şeklinde yorumlayabileceğimiz bir durum  meydana getirmektedir. Kulak tırmalayan müzik ses vb. durumlar, duyum aralığının dışında yapılan müdahaleler, bu düzeni bozmaya yönelik manyetik etkiler vb. Bu tepe çukur ritmik düzenin tamamen bozulması bir yönüyle canlılığın can çekişmesi dolayısı ile Erlik çağını, tüm canlılarda frekansların büyük müdahalelerle bozulma çağı olarak yorumlayabiliriz. Sultanımızın Otağ yazısında; Kam davulunun ses, ritim  AN  bilgisi ve doğal seslerin  önemi konuyu özetle açıklamaktadır.

 

"Kamlar frekans kesiciler, kötü frekansları pozitife çeviriciler. Kam davuluna ve bilgisine bu çağda çok ihtiyaç olacak. İnsan fıtratı, yağmur hayvan ateş su ve tabi sesler duymak istiyor.   https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7474

 

Kam bilgeliğinde Kam davulunun  üzerindeki  semboller, hem insanın   hem kozmogolojinin   açıklaması olarak görülür.

https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/2016/04/08/kam-davulu-ve-uzerindeki-semboller/

Öte yandan Kam pusatı olan Manyak'ta,  davulu kadar önemli bir unsurdur. Kam bilgilerine göre yardımcı ruhların ya tamamı ya da bazıları Manyak üzerinde yaşar. Elbisenin üzerinde sembol dilinin ve kullanılan unsurların  etkilerinin  bir mıknatıs gibi olumlu  frekans çekme özelliği bu metaforlarla kodlanmıştır diyebiliriz.

 


 

 

 

Bu nesneler içinde örneğin, Ayna Kamların üzerinde taşıdığı önemli bir araçtır.

 

Azaların hediyesi Altın kaplı bakır aynam var

Göklerin hediyesi Demir kaplı Bakır aynam var (kam algışı)

 

Ayna, Kamın yardımcısı ve kötü ruhların korkunç düşmanıdır. Hastanın tözünü (cevherini) çalmaya gelen kötü ruhun dişlerini ve bel kemiğini kırdığı ve geri dönmeye mecbur ettiğine inanılmaktadır. Aynayı bu anlamda frekans çözücü bir unsur olarak yorumlayabiliriz. Aynanın  va bazı parlak metallerin yansıtma yada hapsetme özelliğinin metafizik alemin varlıklarını korkuttuğu hatta zarar verdiği  bilgisine dayanan ritüellere başvurulur. Aynanın yanında demirinde aynı işlevi üstlendiği görülür. Yakılan ateş üzerine atılan bazı bitkiler (üzerlik vb.) tütsüler, Kam ritüellerinin çeşitli bölümlerini oluşturur. Diğer yardımcı durumlar, ritüelin yapılacağı vakit, mekan, süre vb. birçok unsur ritüelin başarısı için gerekli unsurlardır. Anadolu'da gelin başlıklarına ve günümüzde bazı otantik yeleklere ayna takılması yansıtıcı cisimlerle süslenmesi, kurşun dökme, tuz çevirme, lohusa hanımların yastıklarının altına demir konması gibi pratikler,  Kamlık bilgilerine dayanır.

 

 

 


 

 

Kam ritüelinde esrime (yakaza) durumu davulu ve giysisi olmadan yapılmaz. Bunun nedeni yukarıda da vurgulandığı gibi üzerinde taşıdığı objelere, iyi ruhların veya ata ruhlarının (enerji boyutu) yerleşerek Kam'a manevi gücünü kullanmada yardım ettiklerine olan inançtır. Onu giyen Kam dışında Manyak'a dokunmak  yasaktır. Dolayısı ile Kam öldüğünde elbisesi ormana götürülür ve bir ağaca asılır. Bu enerjinin sağaltılmasıyla (nötrleme) ilgili bir pratiktir. Ruhların elbiseyi tekredeceğine inanılır.

 


 

 

Giysinin üzerindeki unsurların birçok işlevi ve kadim anlamları vardır. Bunlardan örneğin; yuvarlak dairesel formda ki metaller Töz adı verilen bazı hayvanların cevherlerini temsil eder. Parlak dairesel objeler kozmogoloji ilmi olarakta yorumlanır. Özellikle demir nesneler  güç ve iradenin sembolüdür. Kam ritüellerinde  kaz ve at  onun kozmik yolculuğunun  bineği olarak temsil edilmektedir. Bir sopaya sembolik at başı takılarak yapılan ritüeller, sonraki çağlarda  çocuk oyunlarına sirayet etmiştir. Elbise üzerine çizilen İskelet ve kemik resimleri, beden ve madde eşiğinin aşıldığına atıftır. Ateş ise kendi başına bir kült olarak ayrıca demircilikle ilgisi sebebiyle önemli bir unsurdur.

 

 


 

 Bazı kamlar, giydikleri giysinin deri kısmını ve başlıklarını kırmızıya boyamaktadır.  Albastı-Alkarısı denen  habisler kırmızı renge düşman olduklarından bu tutum adeta bir meydan okuma olarak yorumlanabilir.   Kam elbisesi üzerinde bulunan  çeşitli çanlar ve zillerde  çıkardıkları seslerle kötü ruhları kovmak etkisiz hale getirmek için kullanılır. Sultanımızdan edindiğimiz bilgilerde, Bazı tin uçmağı yapan ruhların, kendilerine beden aradıklarını insan bulamazlarsa hayvan bedenlerine girmeye çalıştıklarını öğrenmiştik. Anadolu'da halhal takma ve hayvanlara takılan çanlar vb. unsurlar korumak ve korunmak için kullanılmıştır. Madde dünyasının ve metafizik dünyanın olumsuz etkilerine ve tehlikelerine karşı bu bilgiler, gelenek içinde süs algısıyla  devam ettirilmiştir. Türk giyim kuşamında süsleme ve süslenme konusu, ısrarla vurguladığımız gibi kadim bilgilere dayanır.

 

 

Kam giysileri, hayvan derilerinin kürklü kısmı içe gelecek şekilde deri kısmının  üzerine bazen 17 kilo ağırlığı olan takılar objeler takılmıştır. Manyaklar genellikle maskelerle birlikte kullanılır. Demirden göğüslük, deri ve ip sarkıtlar, eski zamanlarda yılan derileri, kuş tüyleri, boncuklar, küçük bebekler, ayna, hayvan dişleri-tırnakları, metal semboller vb. diğer giysi unsurlarındandır.

 

Dinler tarihçisi Eliade’ye göre; üzerinde çok farklı materyallerle detaylı şekilde hazırlanmış bu tören giysileri,  onu giyen Kam'a yeni ve büyülü bir beden kazandırır. Bir yönüylede kam giysileri bilinçsel yenilenmenin sembolüdür. Elbiseyi giyen kam tinsel olarak törenine hazırlanmış olur. Bir kam giyeceği elbiseyi rüyasında görür. Bu görüye bağlı olarak elbisesini yaptırır. Kam giysileri fizik ve metafizik dünya arasında geçişi kolaylaştıran unsur olarak değerlendirilir.

 

 

 


 

 Maskeler ise enerji açısından denge için kullanılır. Nazarı güçlü olan kamların insanlara zarar vermemek ve yeraltına indiklerinde tanınmamak için maske taktıkları görüşü yaygındır. Davul ve  Manyak üzerinde ki kadim bilgeliği ve Kamların gücünü, bugün bilim alanında yeni keşfedilen bazı gerçeklerle anlayabiliriz. Bunlardan rezonans kanunu olarak kabul edilen bilimsel çalışmalarda; Örneğin kanser hücrelerinin frekansı ölçülerek aynı frekans aralığında dışarıdan yapılan müdahalelerle bu hücreler parçalanmış ve yok edilmiştir. Sesle bardağı parçalamak gibi çalışmalar rezonans kanunuyla açıklanmaktadır. Enerji ve nazar konusuna bu açıdan bakılabilir.

 

 

Manyak giyen bir Kam üzerinde ki tüm ağırlıklarla yüklü elbisesine rağmen dans eder, çeşitli hareketler ve taklitlerle ayinini tamamlar. Bu esrime anlarında ileri yaşta ki kamların beklenmedik çeviklikle hareket etmesi danslarını yapması,  enerjilerine olan hakimiyetleriyle  ilgilidir.Kam ritüellerinin ayin-oyun ilşkisi Türk folklorunun içinde halk oyunlarıyla yaşayan canlı bir alan olarak korunmuştur.Bir çok oyunun kökeni ve Anadolu  giyim kuşamında bazı unsurlar  

Kamlık bilgilerinden  izler taşır.

 

 

Türkmen giyimi

 

Yazıyı sonlandırırken; Kambaba videoları, Kam bilgeliğinin anlaşılmasında, özellikle doğa insan bilincinin bütünleşmesi ve yazılımın okunması konusunda, çok önemli  ve değerli bilgileri anlamamıza ve Türk töresini hatırlamamıza  yardımcı olacak bir seri olmuştur. Öğrendiklerimizi yaşayanlar olmak dileğiyle, Kıymetli Sultanımızın, Deruni Devlet Kutsal Halı kitabında, nefeslediği duaya hepimiz adına İnşaAllah diyerek, tüm dostlara, onaltıyıldız ailesine, çok değerli koldaşlarıma,  kalbi sevgi saygılarımı sunuyorum.

"Yerlerin Bilgisinden Soyunan, Göklerin Bilgisinin Elbisesini Giyenlerin Duası Üzerimize Olsun."

Tengri Yüzümüze Bolsun.

 

Fatma KIZIK

         

Kaynakça

Abdülkadir İnan,(1976). Eski Türk Dini Tarihi. Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

Abdülkadir İnan,(1995). Tarihte ve Bugün Şamanizm. 4. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.

Bahaeddin Ögel,( 1995).Türk Mitolojisi I-IICilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi,Ankara,

Fuzuli Bayat,(2017).Türk Mitolojik Sistemi 1, 2 Ötüken Neşriyat, İstanbul.

Fuzuli Bayat, (2015). Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı 4. Basım Ötüken Neşriyat. İstanbul.

 

Mircea Eliade,(2001).Mitlerin Özellikleri, Om Yayınevi.İstanbul.

 

Mircea Eliade,(2006).Şamanizm,  çev. İsmet Mirkan, İmge Kitapevi, 2. Baskı, Ankara.

 

Mircea Eliade, (2003). Demirciler ve Simyacılar, Kabalcı Yayınları, İstanbul.

 

Oktan Keleş,(2019).Tengri'nin Türk'ü, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul

 

Oktan Keleş,( 2014 ). Deruni Devlet Kutsal Halı, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul.

 

Yaşar Çoruhlu,(1999). Türk Mitolojisinin Ana Hatları, Kabalcı Yayınları, İstanbul.

 

Resim Görsellerin  Kaynak Linkleri

 

http://trhalkbilimi.blogspot.com/2017/03/kam-saman-dunya-gorusunde-karga-ve.html

https://bilimdili.com/toplum/yasam/fotograflarda-mogolistan-saman-rituelleri/

http://www.gulcanyesilbas.com/2015/04/samanizm-ve-saman-kostumu.html

https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/2016/04/08/kam-davulu-ve-uzerindeki-sembollerHYPERLINK "https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/2016/04/08/kam-davulu-ve-uzerindeki-semboller/"/



Bu haber 4,589 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,409 µs