En Sıcak Konular

Türk Yazıtlarında Kulbak Bilge, Dört Yön Ve Şifreli Yazılar

5 Aralık 2019 07:49 tsi
Türk Yazıtlarında Kulbak Bilge, Dört Yön Ve Şifreli Yazılar Türk Yazıtlarında Kulbak Bilge, Dört Yön Ve Şifreli Yazılar

TÜRK YAZITLARINDA KULBAK BİLGE, DÖRT YÖN VE ŞİFRELİ YAZILAR

Havaların hala ılık olduğu bir kasım gecesi, Türk yazıtlarına bilmem kaçıncı kez göz gezdirirken, aniden okuduğum yazı karşısında  irkildim. Adeta yerimden zıpladım. Can dostum kedim Çakıl bile korkmuştu."Ne oluyor ya ?" diye söylendiğini  tahmin ediyordum. Okuduğum satıra tekrar tekrar doğru mu anlamışım diye baktım.İ yice not aldım.İşte şimdi size tüm bunların hikayesini anlatacağım...

İzmir,Kasım 2019...Dernekten geleli henüz 2 gün geçmişti.Orada; çeşitli koldaşlarımla yaptığım sohbetleri düşünüyordum.Baran;  OkYay Kağanıma  yazıtlarla ilgili bir konu açtı. OkYay Kağan'da cevabını uzun zamandır beklediğim bir şey söyledi.Böylece bu konuları incelemek benim için şart oldu.Hemen konuya girelim...

YAZITLARDA KULBAK BİLGE:

Kulbak Bilge kimdir?  Divanü Lügati-Türk'e göre;

Türk yalvaçı, Türk Ulusu,Tengri Kişisi, Kut almış Kişilerden biridir.

Kulbak Bilge'yi tarihin unutulmuş zamanlarından günümüze getiren (kelimenin tam anlamıyla) sayın Oktan Keleş beydir.


 


  Aşağıda, yazıtın Samoiloviç ve H.N.Orkun tarafından yayınlanan görüntüsü

 
Yazıtın bulunduğu kayanın üzerinde; yazılardan hariç 2 adet tamga bulunmuştur.Araştırmacılar bu 2 tamganın, eseri taşa tokutanın imzası olduğunu düşünmektedirler. Acaba öyle mi? İnceleyelim:


 
 
Bu iki tamganın içinde 2'li tamgalar sırlanmış.Yukarıdaki çalışmamda bu tamgaları ayırıp,muhtemel okunuşlarını yaptım.AND tamgası ile okuduğum harf ONG tamgasına da benzediği için aşağıya en anlamlı kelimeleri yazacağım:

KandonAY  = OnAy'ın(Bu on ayı unutmayın!) Hanı/Kağanı(Kan,Han,Kağan olarak okunur)

KangonAY = OnAy'ın Babası/Atası (Kang=Baba,Ata)

OnAy'ı unutmayın ,sonra karşımıza bir daha çıkacak!

Gülbercin Yazıtında şimdiye kadar okunamamış olan bu 2 sır tamgayı, elimizden geldiği ölçüde okumaya çalıştık.Ortaya 2 adet anlamlı kelime çıktı.Derler ki; Kulbak Ata asasıyla bu harfleri kayalara tokutmuş. Sadece AY ışığı çıktığında okunabilen harfler de varmış! Biz de 2li sır tamgayı okuduğumuzda karşımıza AY ile ilgili manalar çıktı! Allahualem.Daha neler çıkacak inşallah ileride,sabırla okumaya devam.

Gülbercin yazıtı:


 
Kulbak; bir Tengri kuludur. Tengrinin yalvaçıdır.2017'nin bir temmuz gecesi Ötükende olanlar, O'nu bizzat görüp selamlamıştır.Ancak; ben şimdi size O'nun geçmişinden daha doğrusu O'nun çağından bazı haberler vereceğim.

İlk olarak Yenisey  Yazıtlarından E-69 kodlu Çer Çarık yazıtına bakalım mı?


 
Günümüz Türkçesindeki okunuşunu vereceğim:

Alp yüreğine.Adım. Külünge.Büyüklerime(ağabeylerime?)

Adı Tengri Kulu. Ayrıldık.Ne yazık!

Tabi ki, Türkologlarımız bu satırları benden biraz farklı okumuşlar.

Merak edenler için:

Kahraman yüreğim için.Adım Kulun(yazıda bariz ü harfi var u değil),ağabeyciğim
Adı Tanrı kulundan ayrıldık ne yazık.

Nasıl okunursa okunsun, 2.satırdaki "Tengri Kulu" kelimelerini gördünüz! Gülbercin yazıtı ile bire bir aynı! Üstelik bu yazıtın 1.satırında belki de bir özel isim var.Kimin ismi?

Külünge; KulBak diye kodlanmış olan Türk yalvaçının ismi mi? Allahualem.

Araştırmacılar ; benim Külünge diye okuduğum yeri Kulung,Külina,Koluna diye okumuşlar.Heyecandan nargilenin közünü unuttum...


İspata devam edelim sıradaki yazıtla: E-136 Mugur Sargol I yazıtı:


 
Bin ormanda, oradaki andımızı,Kem nehrinde

KulÖg/Ök yazdı.

Burada da karşımıza KulÖg/Ök kelimesi çıktı. KulÖk; Tanrı Kulu demektir! Araştırmacılar;yazıda olmamasına rağmen Ü harfi ile okumaya çalışmışlar,halbuki açıkça U harfi mevcut.KulÖg,Kulog,Kuleg olarak okunabilir! Kulbak kelimesine de fonetik olarak çok yakın! Üstelik ortada Bin ormanda yazılan bir And var!  Deliller ile devam edelim.

E-29 Altın Köl II yazıtı:


 
 
Günümüz Türkçesi ile satır satır çevirelim:

1- On ay uğraştı annem,oğlan doğdum,Er olarak büyüdüm

2-İlimi 4 kez gezdim,Cesaretli olduğum için. İnançu Alp!

3-Cesaretime rağmen,Budunum beni koruyamadı.Ne yazık!

4-Kahraman olursan budunun güçlü budun olur. Adım Eren Uluga erdemli Batur'dur.
(Adım Eren Uluga,cesur Savaşçı)

5-Köyde arkadaşlarımdan,eşimden ayrıldım.Oğluma budunuma doymadım

6-Otuz sekiz  yaşımda

7-Er erdemi için Tibet hanına yalvaç(peygamber) olarak gittim, geri gelmedim!

8-Er  erdemi olursa öyle imiş.İşim men(Benim işim) altın kapır..........(okunamıyor).....tim!

Bu yazıtta da Tibet Kağanına yalvaç(Resul,peygamber) olarak gönderilen İnançlı Alp olan ve adı Eren Uluga olan bir savaşçıdan söz ediliyor! Bu peygamber(yalvaç) ya bizim Kulbak olarak tanıdığımız kişi ya da Türk tarihinde söz sahibi olmuş bir başka yalvaçtır. Türkleri barbar,göçebe,at sürmekten başka meziyeti olmayan bir Millet gibi görmeye çalışanlara kapak olmuştur sanırım!

Yazıtın ilk satırında geçen; on ay (hatta daha fazla süre) anne karnında kalmak,Türk destanlarında Gök soylu olan Ululara ait bir özelliktir.Gülbercin yazıtındaki 2li tamgadaki anlamda ne yazıyordu ? hani unutmayın demiştim.

KandonAY  = OnAy'ın(Bu on ayı unutmayın!) Hanı/Kağanı(Kan,Han,Kağan olarak okunur)

KangonAY = OnAy'ın Babası/Atası (Kang=Baba,Ata)

OnAy ; Türk destanlarındaki Gök Soylu/Ululuk göstergesi ile tekrar karşımıza çıktı.
On ay süre ile anne karnında kalmak , Türklerde çok önemli kişilere nasip olan bir özelliktir.Türk mitolojisini inceleyin bakalım,neler neler bulacaksınız!

 Destanlardaki kavramları hatırlayalım:


 

Yine Elegest III yazıtında da şu ifadeler ile Gök soyluluk anlatılır:

Kök Tengride boltum er ol kan urı törömiş

Gök Tengri tarafından yaratıldım. Er kanından savaşçı olarak türemiş.

Anlamı çok açık değil mi?

Deminden beri bahsettiğimiz Altın Köl II  yazıtındaki yalvaç da ; 10 ay anne karnında kalıp,cesareti ile 4 kez İlini gezmiştir(Yoksa 4 yöne mi gitmiştir?).Daha sonra Tibet ülkesine göreve gitmiş(tebliğe?) ancak,geri dönmemiştir.Büyük ihtimalle öldürülmüş,geride bıraktığı sevdikleri tarafından Yazıtı dikilmiştir.Yüce Kuran'da  da canına kast edilen ,yalanlanan veya öldürülen peygamberlerden bahsedilir :

Nisa 155: Fe bimâ nakdıhim mîsâkahum ve kufrihim bi âyâtillâhi ve katlihimul enbiyâe bi gayrı hakkın ve kavlihim kulûbunâ gulf(gulfun), bel tabaallâhu aleyhâ bi kufrihim fe lâ yu’minûne illâ kalîlâ.

Verdikleri sözden dönmeleri, Allah´ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberlerini öldürmeleri ve «kalblerimiz kılıflıdır» demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik). Doğrusu Allah, inkârları sebebiyle onların kalplerini mühürlemiştir. Pek azı hariç onlar inanmazlar.

Kaf 12: Kezzebet kablehum kavmu nûhın ve ashâbur ressi ve semûdu.
Onlardan önce Nuh´un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı.

Al-i İmran 21: İnnellezîne yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnen nebiyyîne bi gayri hakkın ve yaktulûnellezîne ye’murûne bil kıstı minen nâsi, fe beşşirhum bi azâbin elîm.

Allah´ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!

DÖRT TARAF/YÖN KAVRAMI:

Altın Köl II yazıtında anlatılan bir diğer konu da , inançlı Alp olan yalvaç Eren Uluga'nın 4 kez ilinde gezmesi veya 4 yöndeki İlleri gezmesidir.Dört yön (Tört Bulung) kavramı Türk yazıtlarında pek çok yerde geçer:

Kül Tigin Yazıtı Doğu yüzü 2. satırına bakalım mı çaylarınızı aldıysanız?


 
Dört Taraf hep düşmanmış.Orduya sefer ettirerek ,dört taraftaki budunları hep ele geçirmiş,hep kendine tabi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.Doğuda Kadırkan orman/dağına kadar, batıda Demir Kapıya kadar halkı kondurmuş.İkisinin arası.........

Şimdi de Bilge Kağan Yazıtı Doğu yüzü 2.satıra bakalım(yine doğu yine 2.satır!)



 
Bu zamanda kendim tahta(yönetime) oturup bunca ağır(önemli) töreyi(yasayı), dört taraftakileri düzene soktum,yazdım.Yukarıda Kök Tengri...

Ve Uygur yazıtlarından Tariat yazıtının Batı yüz 4.satırı:


 
Dört taraftaki budun bana iş-güç(hizmet) verir. Düşmanım Bölök(?) yok oldu...
Nasıl ama? Dört yön deyince ,aklımıza ilkin doğu batı kuzey güney geliyordu değil mi?
Ancaaaak! Bu satırları taşa tokutturacak tarihi yazanlar ; Bilge Kağanlık müessesesinin Kağanları.Normal insan değiller! Burada anlatılan dört yön de normal dört yön değil, Sn.Oktan Keleş beyefendinin Eski Dünya Tasviri makalesinde anlatılan 4 kadim Irka giden 4 yöndür.Aşağıda bu konuya ilişkin detaylı bilgileri bulabilirsiniz.

   https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7221

 Türk yazıtlarındaki Dört Tarafın ,normal dört taraf olamayacağını nereden çıkarıyoruz ? bunu bir kez daha anlatalım:

Yukarıdaki 3 yazıttaki satırları herhangi bir bilgi ağı kaynağından ,Doğu yüzü 1,2,3 sıralarıyla bir daha okursanız ; hep kişinin ve kişioğlunun yaratılışından sonra dört tarafa nizam verme hikayesi anlatılıyor,görürsünüz.Yani yazıtların taşa tokutulduğu son tarih olan M.S.700lü yılların tarihi anlatılmıyor sadece.Araya sırlanmış olan ARKAİK TARİHİN İZLERİ var! Bunları hayal gücüyle değil,olayları oluş sırasına göre analiz ederek yazmaya çalışıyorum.Çalışmalarımıza başlarken ne demiştik? Bize çoklu disiplinli bakış açısı lazım.Atalarımız bize bu Bengü Taşları(Sonsuzluk Taşlarını) emanet ettiler! Bu emanet sıradan bir emanet değildi.Sadece tarihi olayları taşa tokutmadılar, arkaik zamanları da bu yazılara sırladılar!

Sır demişken...

TÜRK SİR BUDUN:

Baran Aydın koldaşımız  Özsoy’un Sırrı: Türk Sir Budun makalesinde,çok önemli olan "aynalı-şifreli  yazılara" dikkat çekmişti.Aşağıdaki linkte bu konu okunabilir.Kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz.

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7535

Baran'ın yazısından alıntı yaparak ,konuyu özetliyorum:

"Bu yazıtlarda Göktürk harfleri ile yazılan dört kelimelik bir cümlede; ilk kelime düz yazılmışken; ikinci kelime tersten yazılmıştır. Üçüncü kelime tekrar düz yazılmışken; dördüncü kelime tekrar ters yazılmıştır. Aynalı metin denilen bu cümlenin bir sır ve şifre taşıdığı bilim çevrelerince kabul görmüştür.

Aynalı yazı denilen sistemin Türk bitiğindeki yeri çok ama çok önemlidir. Bu yazı sisteminde kelimenin tersten okunuşu ile şifrelenmek istenen şey, o kelimeye ait ikinci anlamın derinliğidir. Yani yazıtlarda kullanılan özellikle tersten yazılan kelimeler iç içe iki anlamı birlikte taşımaktadır. Bu kelimelerin ikinci anlamıyla okunduğunda ki tersten yazılmış hali başka boyutlardaki varlıkların sırrına hitap etmektedir."

Şimdi biz TÜRK YAZILARINI kullanarak ; Türk yazıtları arasına sırlanmış olan manaları ortaya çıkarmaya çalışacağız Eren Babaların duasıyla inşallah...

Tonyukuk Yazıtı Batı Yüzü 3.satır ile 4.satırdan başlayalım:


 
Sir kelimesine bir türlü anlam verememişler, Baran koldaşımın da yazdığı gibi...

Birleşik Türkler diyen çıkmış,Kıpçakların atası diyen çıkmış,bir Oğuz grubu olup Tola ırmağı çevresinde yaşayanlar olduğunu diyen çıkmış.Çıkmış da çıkmış.

Şimdi SİR kelimesindeki gizli anlamları yazmaya çalışalım.Sevapları size,hataları bana ait olsun.Çaylar ve közler hazırsa başlayalım:

Önce Sir kelimesini oluşturan tamgaların genel yazımına bir bakalım:


 
Sir kelimesini oluşturan tamgalar aynı zamanda ESİER veya ESİİR seslerini de verirler.Yukarıdaki çalışmamızda da gördüğünüz üzere; Ön Türk soylu İskandinav mitolojilerinde de AESİR kavramı mevcuttur.Okunuşu EESİİR dir.Anlamı da GÖK SOYLU TANRILAR'dır! Elbette burada söz konusu olan Tanrılar,Tanrı değillerdir.Bu coğrafyaların halklarının; güçlü gök soylu TÜRK ULU'larını görüp Tanrı sanmalarından başka bir şey değildir.İskandinavya coğrafyasındaki pek çok araştırmacı ; kendi atalarının Türkler ile beraber yaşadıkları ve Türk etkisi altında olduklarını açıkça ifade etmektedirler.İlgililer; bilgi ağında araştırma yapıp,doğruyu anlattığımı görebilir.


 
Sultan Babam bir  sohbetinde; Odin adının Türk adı olduğunu ve Odin'in de Türk olduğunu,gücüyle bilgisiyle halka hükmettiğini anlatmıştı.Tespiti o kadar doğru ki, buradaki çalışmamızda bunu bir kez daha görmüş olduk.Selam olsun Sultan Babam'a!
Türk Sir Budunu ; "Türklerin Gök Uluları Soyundan olanlarıdır" diyebilecek duruma geldik.

Peki ; Allahualem , size SİR kelimesinde sırlanmış Kurani bir SIR daha var desem?
Sıkı durun!
 

 
 
 
 

 

 

AeSiR'a and olsun ki!  Allahualem. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Tengri biz menen!

Hamdi Cenk Düzgit.




Bu haber 8,052 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,085 µs