Deruni Devlet – Söz Dizisi

3 Ekim 2018 09:08 tsi
Deruni Devlet – Söz Dizisi Arasındaki Benzerlikler

Deruni Devlet " Söz Dizisi Arasındaki Benzerlikler

 

---

“   … Arabayı park ettikten sonra bir nalbur dükkanına girdik. Oldukça büyük bir dükkandı burası. Merdivenlere yönelerek asma kata çıktık. Asma kat sanırım yazıhane olarak kullanılıyordu. Koltuklardan birini işaret ederek oturmamı söyledi. O sırada aşağıdan bir çalışan geldi: ‘Ne alırsınız efendim?’ diye sordu. Cengiz Bey de ben de çay istedik. Bir müddet sonra çaylarımız geldi. Çayları yudumlarken ‘Herhalde birini bekliyoruz.’ diye düşündüm. Çayları getiren kişi, boşalan bardakları aldı. Aşağıdan ise alışveriş yapan müşterilerin sesleri geliyordu.

Bir müddet öylece oturduk. Oturduğumuz yerin karşısında büyük bir kütüphane vardı. Birden kütüphanenin ortası ayrıldı ve bir kapı açıldı. Kütüphanede özel bir düzenek varmış. Cengiz Bey, ‘açılan kapıdan içeri girmemi’ söyledi. Denileni yaptım. Cengiz Bey, kütüphanenin diğer tarafında kalmıştı. Girdiğim yer, az önce oturduğumuz bürodan daha büyüktü. İçerde loş bir ışık vardı. Odadaki koltukta oturan biri vardı. Karşımdaki kişi, bacak bacak üstüne atmış, elinde de kitap vardı. Yüzünü tam göremiyordum ama belli ki elindeki kitabı okuyordu. Bana ciddi bir ses tonuyla seslenerek ‘Hoş geldin, geç otur şöyle.’ dedi. ‘Hoş bulduk efendim!’ dedim. Karşımda oturan kişi hiç istifini bozmuyordu. Ben de Latif Baba’nın bana tembihlediği öğütlere göre davranıyordum. Dik bir şekilde oturmuş bu kişi, kitap okumaya devam ediyordu. Böyle dik oturanların askeri nişan taşıdıklarını Latif Baba’dan öğrenmiştim.

Karşımdaki kişi sakallı ve uzun boyluydu. Ağır hareketlerle bacaklarını indirdi ve düz bir şekilde oturdu. Başını okuduğu kitaptan kaldırıp, ‘Adem’di değil mi?’ diye sordu. ‘Evet Efendim!’ diye karşılık verdim. ‘Benim ismim de Turan.’ diyerek benimle tanıştığından memnun olduğunu söyledi...”
Deruni Devlet Kutsal Halı, s. 226-227.

Deruni Devlet Kutsal Halı kitabında, romanın kahramanı Adem ve Turan Bey’in tanışması bu şekilde anlatıldıktan sonra Turan Bey Adem’e, Devletin zahiri kısmının arkasındaki esas ana beyin olan Türk Milleti’nin içindeki o çekirdek Devlet, yani “Deruni Devlet” hakkında bilgiler vermekte ve düşmanın Devletin zahiri bölümünen ziyade hedefinin Türk Milleti’nin yani Deruni Türk Devleti’nin beynine girmek olduğunu söylemektedir.

Star Tv’nin ‘Söz’ dizisinde 51. bölümün sonlarında ortaya çıkan ‘Turan Usta’ karakteri ile dizinin başrol oyuncusu Yavuz Üsteğmen arasındaki olay örgüsü, Deruni Devlet Kutsal Halı kitabındaki romanın kahramanı Adem ve Turan Bey arasındaki hem tanışma, hem de  devam eden diğer kısımlarla önemli ölçüde benzerlik göstermektedir.

İlk olarak isimler aynıdır: Turan Bey ve Turan Usta. İkinci olarak kitapta Adem, bir nalbur dükkanının içindeki gizli bölmeden geçerek Turan Bey’in yanına ulaşır; dizide ise Yavuz, oto tamirci dükkanının içindeki gizli bölmeden geçerek Turan Usta’nın çalışma odasına ulaşır. Üçüncü olarak dizideki Turan Usta karakteri, kitapta anlatılan Turan Bey’le genel görünüm, tavır, vs. gibi karakteristik özellikleriyle oldukça benzerdir. Dördüncü olarak da kitapta Turan Bey, Adem’ e düşmanın esas hedefinin Devletin zahiri kısmının arkasındaki Deruni Devlet, yani Türk Milleti olduğunu açıklarken dizide de Turan Usta Yavuz’a düşmanın esas hedefinin en içteki esas savunma hattı olan Türk Milleti olduğunu vurgulamakta ve bu hususun önemine binaen Milli Güvenlik Protokolü’nden bahsetmektedir.

Dizideki konu örgüsünün özeti ve ilgili kısımlar şu şekildedir:

Yavuz Üsteğmen, Türk Ordusunda görevli, bordo bereli bir asker ve tim komutanıdır. Birtakım olaylardan sonra, bazı görevliler hariç herkesin onu ölmüş olarak düşüneceği, ancak başka bir kimlikle hayatına devam edeceği yeni olaylar silsilesi gelişir. Araba tamircisi olarak, Turan Usta’nın yanına yerleştirilir.

 

---

Yavuz, bir gün tamirhaneye geldiğinde takım tezgahının olduğu bölümde bir tuhaflık dikkatini çeker. Tezgahın yanından başka bir yere açılan gizli bir geçit kapısı vardır ve hafif aralanmış bir şekilde durmaktadır.

---

Geçidi takip ettiğinde gizli bir odaya ulaşır ve burda Turan Usta’nın kendisini beklediğini görür. Böylece Yavuz, Turan Usta’nın Teşkilat’tan olduğunu öğrenecektir.

---

Turan Usta, Yavuz’a düşmanın esas hedefinin Milli Güvenlik Protokolü’nü ele geçirmek olduğunu söyler ve bu protokolü şöyle tanımlar:

- Bak evlat, eskiden şehirleri surlar korurdu ama sur hiçbir zaman bir tane değildir; iç içe iki tane, hatta bazen üç tane. İşte bu ülkeyi de bu surlar koruyor. Sınırlarımızın dışında istihbarat örgütlerimiz; içerde askerimiz, polisimiz, jandarmamız. Bütün bunlar gücünü kimden alır?

* Türk Milleti’nden.

- İşte en içerdeki sur da bizatihi Türk Milleti’nin kendisidir… Daha önce ülkesi için hizmet etmiş binlerce kişi; askerimiz, polisimiz, istihbarat mensuplarımız ve de başka meslekten insanlar. Hepsi de bir savaş ya da işgal durumunda canlarını seve seve vermek için bekliyorlar. Belki bindiğin takside sıcak havadan şikayet eden taksici, ya da bankadaki konuştuğun veznedar ya da her gün önünden geçtiğin simitçi; bilemezsin...

* Böyle bir şeyi daha önce de duymuştum, ama gerçekliğinden emin değildim.

- Bunların hepsi gerçek, bunların hepsi Milli Güvenlik Protokolü’nde yazılı…

Aşağıdaki videoda benzerlikleri izleyebilirsiniz: 

https://www.youtube.com/watch?v=m9MiQi_WlS4

 

Yasin Murat Yiğit 

Bu haber 7,272 defa okundu.